Yazar "Çelik, Dilaram Billur" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe The effect of decision-making skill training programs on self-esteem and decision-making styles(2016) Çolakkadıoğlu, Oğuzhan; Çelik, Dilaram BillurProblem Durumu: Karar verme, yaşamın her alanında ihtiyaç duyulan, önemli bir bilişsel süreçtir. Bu süreçte bireyler aktif rol alır ve karar verme becerilerini ne kadar işlevsel kullandıkları ile doğru orantılı çıktılar elde ederler. Dolayısıyla karar verme süreci ve bu süreci etkili yönetebilme becerisi bireyin hayatının akışını, yaşam doyumunu ve sosyal ilişkilerini etkileyebilmektedir. Araştırmanın Amacı: Bireyin yaşamını etkileyen ve yaşamına yön veren kararların alındığı dönem olması, bu kararların da kişinin kendisini ve yaşamını algılayışı üzerinde etkili olması nedeniyle lise ve üniversite çağındaki kişilere karar verme becerilerinin kazandırılması önemlidir. Yurtdışı alanyazını incelediğimizde lise ve üniversite öğrencilerinin daha mantıklı ve akılcı kararlar verebilmelerini desteklemek amacıyla, karar verme becerilerini geliştirmeye yönelik çok sayıda eğitim programı geliştirildiği görülmektedir. Türkiye'de yapılan çalışmalarda ise üniversite, lise ve ilköğretim öğrencilerinin karar verme becerilerinin geliştirilmesine yönelik üç çalışma ile karşılaşılmaktadır. Yapılan çalışmalar incelendiğinde üniversite öğrencilerine yönelik çatışma kuramına dayanan, psiko-eğitim grubu temelinde yürütülen grup uygulamalarının, öğrencilerin karar verme stillerine etkisini sınayan bir çalışmaya ise rastlanmamıştır. Oysa üniversite öğrencileri için bu tür çalışmalar karar verme becerilerini geliştirmede temel bilişsel becerileri kazandırması açısından önemlidir. Etkili karar vermenin, öğretilebilir bir beceri olarak psiko-eğitim programlarda sıklıkla yer almasının hem bireysel hem de toplumsal bazda önemli fayda sağlayacağını söylemek mümkündür. Bu çalışmada çatışma kuramına dayalı olarak geliştirilen karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının, üniversite öğrencilerinin karar verme stillerine etkisi ve bu etkinin kalıcılığının incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın Yöntemi: Araştırma deneysel desende olup, araştırmada deneysel desenin türlerinden biri olan "öntest-sontest kontrol gruplu gerçek deneysel model" kullanılmıştır. Deneysel işlemler başlamadan önce kişisel bilgi formu, görüşme formu, Melbourne Karar Verme Ölçeği (MKVÖ), deneysel işlemlerin bitiminde, MKVÖ, Grup Sürecinin Genel Değerlendirilmesi Formu (GSGDF) ve Gruba İlişkin Ölçümler Gözlem Formu (GİÖGF), izleme sürecinde MKVÖ veri toplama araçları olarak kullanılmış, her iki gruba da uygulanmıştır. Araştırma, 2012-2013 öğretim yılı bahar yarıyılında Mustafa Kemal Üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğreniminedevam eden toplam 44 öğrenci ile sekiz haftalık sürede gerçekleştirilmiştir. Deney grubunda çalışmalar lider tarafından yürütülürken, kontrol grubuna herhangi bir işlem yapılmamıştır. Deney grubunda 12 kız, 10 erkek olmak üzere toplam 22 katılımcı yer almıştır. Kontrol grubunda 13 kız ve 9 erkek olmak üzere toplam 22 katılımcı yer almıştır. Grupların cinsiyet açısından eşit olup olmadıklarını belirlemek için yapılan kay kare testi sonucuna göre, gruplar arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır (?2(1)= 0.82, p>.05). Benzer şekilde grupların, Sosyo-Ekonomik Düzey (SED) ölçeği, Melbourne Karar Verme Ölçeği'nin Öz-Saygı (MKVÖS), Dikkatli (MKVD), Kaçıngan (MKVK), Erteleyici (MKVE) ve Panik (MKVP) alt ölçekleri öntest ortalama puanları açısından eşit olup olmadıklarını belirlemek için yapılan t testi sonucuna göre, grupların sırasıyla, SED, MKVÖS, MKVD, MKVK, MKVE ve MKVP ortalama puanları arasında da anlamlı bir fark bulunmamıştır (t(42)= 1.36, p>.05; t(42)= .24, p>.05; t(42)= .58, p>.05; t(42)= .91, p>.05; t(42)= 1.16, p>.05; t(42)= .12, p>.05). Araştırmanın Bulguları: Grupların Melbourne Karar Verme Ölçeği alt ölçeklerinden aldıkları puanların düzeltilmiş sontest aritmetik ortalamalarını dikkate aldığımızda; deney grubunun Özsaygı (10.01) ve dikkatli (9.94) alt ölçeklerinin ortalamalarının, kontrol grubunun özsaygı (7.07) ve dikkatli (7.59) alt ölçeklerinin ortalamalarından yüksek olduğu, deney grubunun kaçıngan (2.95), erteleyici (2.13) ve panik (3.08) alt ölçeklerinin ortalamalarının, kontrol grubunun kaçıngan (5.85), erteleyici (5.47) ve panik (5.65) alt ölçeklerinin ortalamalarından düşük olduğu görülmektedir. Gözlenen bu farkın anlamlı olup olmadığını test etmek için kovaryans analizi uygulanmıştır. Analiz sonuçları grupların sırasıyla özsaygı, dikkatli, kaçıngan, erteleyici ve panik öntest puanları kontrol altına alındığında, düzeltilmiş sontest ortalama puanları arasında tüm alt ölçeklerde anlamlı bir fark olduğunu göstermiştir [sırasıyla F(1-38)=25.27, p<.001], [F(1-38)=106.54, p<.001], [F(1-38)=128.98, p<.001], [F(1- 38)=78.52, p>.001], [F(1-38)=138.09, p<.001]. Grupların Melbourne Karar Verme Ölçeği alt ölçeklerinden aldıkları puanların düzeltilmiş izleme testi aritmetik ortalamalarını dikkate aldığımızda; deney grubunun özsaygı (8.97) ve dikkatli (9.50) alt ölçeklerinin aritmetik ortalamalarının, kontrol grubunun özsaygı (8.02) ve dikkatli (8.65) alt ölçeklerinin aritmetik ortalamalarından yüksek olduğu, deney grubunun kaçıngan (3.90), erteleyici (3.39) ve panik (3.76) alt ölçeklerinin ortalamalarının, kontrol grubunun kaçıngan (5.30), erteleyici (3.93) ve panik (4.93) alt ölçeklerinin ortalamalarından düşük olduğu görülmektedir. Gözlenen bu farkın anlamlı olup olmadığını test etmek için kovaryans analizi uygulanmıştır. Analiz sonuçları grupların sırasıyla özsaygı, dikkatli, kaçıngan, erteleyici ve panik sontest puanları kontrol altına alındığında, düzeltilmiş izleme testi ortalama puanları arasında tüm alt ölçeklerde anlamlı bir fark olduğunu göstermiştir [sırasıyla F(1-38)=190.47, p<.001], [F(1-38)=161.09, p<.001], [F(1-38)=189.01, p<.001], [F(1-38)=394.87, p>.001], [F(1-38)=140.39, p<.001]. Benzer şekilde liderin gözlemleri sonucunda katılımcıların her bir oturumda Gruba İlişkin Ölçümler Gözlem Formu'ndan aldıkları toplam puanlarının 17 ve üzerinde olduğu görülmektedir. Araştırmanın Sonuçları ve Önerileri: Çatışma kuramına dayalı olarak geliştirilen karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarında da katılımcılara karar verme basamakları ve bu konuda uygulamalı çalışmalar yapılmıştır. Bununla birlikte katılımcılara örnek karar sorunları ev ödevleri olarak verilmiş ve katılımcıların örnek karar sorunlarını başarıyla gerçekleştirdikleri görülmüştür. Karar verme beceri eğitimi grup uygulamaları, bu çalışmada da olumlu başa çıkma stili puanlarının yükselmesine etki etmiştir. Bu durumda da katılımcıların Melbourne karar verme ölçeği umursamazlık, panik ve sorumluluktan kaçma alt ölçek puanlarında düşme görülmüştür. Alt ölçeklerde görülen puan düşmelerinin uygulanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının içeriğinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Katılımcıların karar vermede öz-saygı puanlarının ve olumlu başa çıkma stili puanlarının yükselmesini, olumsuz başa çıkma stilleri puanlarının azalmasını araştırmanın nitel verileri de desteklemektedir. Araştırmada grup lideri "Gruba İlişkin Ölçümler Gözlem Formu" ile öğrencilerin "gruba katılım konusundaki istekliliği, değişim için istekliliği, problemleri açıkça tartışmak için istekliliği, değişim için sorumluluğu, amaçlarını belirleyebilmesi, diğer grup üyeleri ile bağlantı kurma potansiyeli, diğer grup üyeleri için rol model olma özelliği, grup lideri ile bağlantısı ve grubun yararlı olacağı beklentisi" ile ilgili davranışlarını gözlemlemiştir. Liderin değerlendirmesi sonucu katılımcıların ortalamanın üzerinde bir puan aldığı görülmüştür. Bu durumda da katılımcıların grup uygulamasından karar verme becerileri açısından yararlandıkları sonucuna varılmıştır. Sonuç olarak çatışma kuramı temelli olarak hazırlanan karar verme beceri eğitimi grup uygulamalarının öğrencilerin karar vermede öz-saygı ve olumlu başa çıkma stili puanlarını artırdığı; olumsuz başa çıkma stili puanlarını ise azalttığı ve bu durumun izleme testinde de devam ettiği görülmüştür.