Yazar "Çelik, Murat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bazı nektarin çeşitlerinin derim olum zamanlarının, muhafaza sürelerinin ve manav ömürlerinin belirlenmesi(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2005) Çelik, Murat; Özdemir, ErhanÖZET BAZI NEKTARIN ÇEŞİTLERİNİN DERİM OLUM ZAMANLARININ MUHAFAZA SÜRELERİNİN VE MANAV ÖMRÜLEMNİN BELİRLENMESİ Bu çalışmanın amacı, Mersin (Tarsus/Yenice) yöresinde yetiştirilen bazı önemli nektarin çeşitlerinin (Big Top, Perfect Delight ve Venus) derim olum zamanlarının, muhafaza sürelerinin ve manav ömrülerinin belirlenmesidir. Meyvelerin derim olum zamanlarının saptanmasında, meyve ağırlığı (g), meyve eni (mm), me>ve boyu (mm), meyve yüksekliği (mm), meyve kabuk rengi (L* a* b*), meyve eti rengi (L* a* b*), meyve eti sertliği (kg k), SÇKM (%), meyve suyu pH'sı, titre edilebilir asit (g malik asit/100 mi) içerikleri ve SÇKM/asit oranlan incelenmiştir. Çeşitlerin derim olum zamanlarının ekolojik şartlara bağlı olarak değişim gösterdiği saptanmıştır. Muhafaza amacı ile meyveler, 0°C sıcaklık ve %85-90 oransal nem koşullarında 56 gün süreyle depolanmıştır. Manav ömrünü belirlemek için depolama sırasında her hafta soğuk hava deposundan 3 yinelemeli olarak çıkartılan meyveler 20°C sıcaklık ve %65-70 oransal nem koşullarında 6 gün bekletilmişlerdir. Soğukta muhafaza sırasında haftalık olarak ve manav koşullarında bekletme sırasında 2 gün aralıkla periyodik olarak alınan meyve emeklerinde, ağırlık kaybı (%), meyve kabuk rengi (L* a* b*), meyve eti rengi (L* a* b*), meyve eti sertliği (kg-k), SÇKM (%), meyve suyu pH'sı, titre edilebilir asit (g malik asit/100 ml) içerikleri ile fizyolojik ve mantarsal bozulmalar saptanmıştır. Soğukta muhafaza süresi uzadıkça, manav koşullarında dayanma süresi azalmıştır. Verus çeşidinin soğukta muhafaza süresi ve manav ömrü, Perfect Delight ve Big Top çeşitlerine göre daha fazla olmuştur. 2004, 172 sayfaÖğe Boyunda görülen nadir bir kitle brankial yarık kisti(2013) Başarslan, Fatmagül; Tutanç, Murat; Çelik, Murat; Arıca, Seçil; Üstün, İhsan; Bayaroğullar, Hanifi; Akoğlu, Ertap; Gökçe, CumaliTüm yaş grupları içerisinde boyunda kitle sık rastlanan bir klinik bulgudur. En sık gözlenen boyun kitleleri; konjenital anomaliler (tiroid hastalıkları), inflamatuvar nedenler ve neoplastik patolojilerdir. Çocukluk yaş grubunda ilk sırayı inflamatuvar patolojiler, ikinci sırayı konjenital ve gelişimsel anomaliler ve son sırayı da neoplastik patolojiler alır. Ayırıcı tanının yapılması tedavinin planlanması açısından önem taşır. Burada konjenital gelişim anomalisi olan brankial yarık kistli bir olguyu ile boyunda görülen kitleleri gözden geçirmeyi ve konjenital tiroid hastalıkları ile ayrıcı tanısını incelemeyi amaçladık.Öğe Changes in some quality parameters of the perfect delight nectarine cultivar during cold storage and shelf life(2006) Çelik, Murat; Özdemir, Ahmet Erhan; Ertürk, ElifBu çalışmanın amacı, Mersin (Yenice/Tarsus) yöresinde yetiştirilen Perfect Delight nektarin çeşidinin soğukta muhafaza süresi ve raf ömrünün belirlenmesidir. Meyveler, 0 °C sıcaklık ve %85-90 oransal nem koşullarında 8 hafta süreyle depolanmıştır. Raf ömrünü belirlemek için depolama sırasında her hafta soğuk hava deposundan 3 yinelemeli olarak çıkartılan meyveler 20 °C sıcaklık ve %65-70 oransal nem koşullarında 2, 4 ve 6 gün bekletilmişlerdir. Soğukta muhafaza sırasında haftalık olarak ve raf ömrü koşullarında bekletme sırasında 2 gün aralıklarla alınan meyve örneklerinde ağırlık kaybı (%), meyve kabuk ve et rengi (L* a* b*), meyve eti sertliği (N), SÇKM (%), titre edilebilir asit (g malik asit/100 mi) içeriklerinde meydana gelen değişimler, üşüme zararı ve çürümeler saptanmıştır. 8 haftalık soğukta muhafaza süresince meyvelerde %4-6 oranında ağırlık kaybı meydana gelmiş, ancak buruşmalar gözlenmemiştir. Meyve eti sertliği azalmış ancak, 8 haftalık muhafaza sonunda 20 N civarında olmuştur. Perfect Delight nektarin çeşidinin 0 °C sıcaklık ve %85-90 oransal neme sahip depo koşullarında 4-6 hafta depolanabileceği ve depolamadan sonra 2 gün içinde tüketilmesi gerektiği saptanmıştır.Öğe The effects of different cultivation practices on yield and characteristics of saffron (Crocus sativus L.) corm grown in field and greenhouse conditions(2022) Asil, Hasan; Taşgın, Selim; Çelik, Murat; Çelik, FatmaAims: This study aimed to determine the effects of different cultivation practices on yield and characteristics of saffron corm grown in field and greenhouse conditions.Methods and Results: Two different saffron corm sizes, with an average weight of 12 g and 6 g, were used as production material. The cultivation of saffron corms was carried out in areas where 4 different treatments were applied such as silt (fine stream sand), cockpeat, peat + perlite and cockpeat + perlite. Field studies were set up according to the randomized blocks split-plot design experimental design, and greenhouse studies were set up according to the randomized plots design with 3 replications. The highest corm yield, corm increase rate per unit and the harvested corm weight were obtained in field conditions where silt applications were made.Conclusions: In field and greenhouse conditions, silt application has been determined as the most suitable cultivation treatment for the production of corm as seed material in a short time, as well as the corm properties of saffron.Significance and Impact of the Study: It has been demonstrated that the field conditions are more effective than the greenhouse conditions and the silt treatment is more effective than other applications used for saffron corm production.Öğe Evaluation of intoxication cases applying to the emergency department of medical school hospital(2012) Zeren, Cem; Karakuş, Ali; Çelik, Murat; Arıca, Vefik; Arslan, Muhammet MustafaAmaç: Zehirlenmeler geçmişten bu yana insanların önemli sorunlarından biridir. Zehir tanımı ilk olarak İngilizlerde 1230 yıllarında ölümcül olabilen ilaçları tanımlamak için kullanılmıştır. Çalışmamızda Mustafa Kemal Üniversitesi Hastanesi Acil Servisine 1 Ocak 2006-31 Aralık 2010 tarihleri arasında başvuran zehirlenme olgularının geriye dönük değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Acil servise belirtilen tarihlerde başvuran zehirlenme olguları geriye dönük olarak tarandı. Olguların yaş, cinsiyet, getirildikleri yerler, klinik durumları, zehirlenme türleri, zehirlenme dönemleri, tedavi yerleri ve metotları, yatış süreleri ve sonuçları değerlendirildi. Bulgular: Yüz otuz dört zehirlenme olgusu çalışmaya alındı. Tüm olguların %30.6’sı erkek, %69.4’ü kadındı. Yaş ortalaması 27.87±12.97 idi. Olgular hastaneye başvurduklarında, %53.7’sinin bilincinin açık, %35.1’inin konfüze, %11.2’sinin bilincinin kapalı olduğu görüldü. Zehirlenmeye neden olan ilaçlar; çoklu ilaç (47hasta-%35.1), antidepresanlar (29 hasta-%21.6) ve tarım ilacı (26 hasta-%19.4) olarak belirlendi. Zehirlenmelere en sık aralık ayında rastlandı. Yüz yirmi üç (%91.8) hastaya mide yıkaması, aktif kömür ve antidot tedavisi uygulandı.Olguların 75’inin (%56) acil yataklı serviste, 21’inin (%15.6) yoğun bakımda yattığı, 38 hastanın (%28.4) ise acilde gözlem sonucu taburcu edildiği tespit edildi. Olguların çoğunun (53 olgu-%39.6) 3 gün yattığı belirlendi. Olgular takip ve tedavi sonuçlarına göre değerlendirildiğinde; 131 olgunun (%97.8) tedavi sonrası taburcu edildiği, 3 olgunun (%2.2) sevk edildiği görüldü. Takip edilen zehirlenme olgularında ölüm görülmedi. Sonuç: Zehirlenmeler en sık; çoklu ilaç alımı sonrası, erişkinlerde intihar amaçlı, çocuklarda yanlışlıkla alma ile olmuştur. Hastaların çoğunun acil yataklı servisde takip edilerek taburcu edilmesi, deneyimli acil hekimleri tarafından yapılabilmektedir. Zehirlenme vakalarını azaltmak için;aile ve toplumun eğitilmesi, temizlik maddeleri ve ilaçların kolay ulaşılabilir yerlerde tutulmaması, gereksiz ilaç reçete edilmemesi ve reçetesiz ilaç satılmaması önerilebilir. (JAEM 2012; 11: 31-4)Öğe Hirsutizm nedeniyle başvuran hastaların tanısal açıdan değerlendirilmesi(2014) Tekiş, İsmail Zeki; Dokuyucu, Recep; Üstün, İhsan; Gökçe, Cumali; Çelik, Murat; Serarslan, Gamze; Uçar, Edip; Dolapçıoğlu, Kenan; Öztürk, Hasan; Davran, Ramazan; Ertekin, Filiz; Rızaoğlu, Hatice; Kaya, HasanAmaç: Hirsutizm, kadınlarda androjen duyarlı bölgelerde erkeklerdekine benzer şekilde terminal kılların bulunmasıdır. Çalışmamızda hirsutizm şikayeti olan hastalarda etyolojiye yönelik araştırma yaparak hirsutizme neden olan hastalıkların sıklığının belirlenmesi amaçlanmıştır.Yöntemler: Çalışmaya Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı polikliniğine hirsutizm nedeniyle başvuran 40 hasta alındı. Hastalarla ilgili demografik, klinik ve laboratuvar parametreler incelendi.Bulgular: Çalışma sonucu hirsutizmin en sık nedeninin polikistik over sendromu olduğunu göstermiştir. İkinci en sık neden idiopatik hirsutizm bulunmuştur.Sonuç: Bu çalışmayla birlikte etnik ve kültürel farklılığın yoğun olduğu bölgemizde ilk olarak hirsutizmin etyolojik faktörleri incelenmiştir. Cushing sendromu, hiperprolaktinemi, non klasik adrenal hiperplazi, androjen salgılayan tümörler gibi nadir görülen durumlarda hirsutizmin ayrıcı tanısında düşünülmelidir.