Yazar "Öztürk, Caner" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 13 / 13
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Age and gender related tooth loss and partial edentulism among the adulthoods(DNT Ortadoğu Yayıncılık A.Ş., 2019) Oyar, Perihan; Öztürk, Caner; Can, Gülşen; Altıncı, Pınar; Ersel, DeryaAim: Despite the improvements in preventive measures and restorative techniques in dentistry, tooth loss still remains as a significant problem. The determination of the edentulism prevelance may provide a new perspective for the patient-oriented treatment alternatives. The aim of the study was to evaluate the influence of gender and age on the prevelance of tooth loss.Material and Methods: The data were gathered from the randomly selected 722 diagnostic models obtained from the patients consulting to the Ankara University, Faculty of Dentistry, between 2015 and 2016. Models were evaluated under 6 groups as followings; full dentition, Kennedy Class I-IV and total edentulism. Each model was classified according to the gender and age. Statistical analysis were performed by using Chi-Square test and log-linear model analysis and odds ratios also calculated (p<0,05).Results: Gender has no effect on the edentulism whereas age significantly affects the number of tooth loss and the prevelance of edentulism. The loss prevelance of teeth 34, 36 and 37 was higher in females, while the tooth 24 loss was more common in male patients (p<0,05).Conclusion: The number of tooth loss and edentulism significantly increase with the age. However, there was no relation between gender and prevelance of tooth loss and edentulism. prevention measures for oral health should be increased in elderly people.Öğe Combination of cysteamine and lipoic acid improves the post-thawed bull sperm parameters(2016) Güngör, Şükrü; Aksoy, Adil; Yeni, Deniz; Avdatek, Fatih; Öztürk, Caner; Ataman, Mehmet Bozkurt; Coyan, Kenan; Bucak, Mustafa Numan; Başpınar, Nuri; Peker Akalın, PınarThe present study was conducted to examine the protective roles of cysteamine, trehalose, alpha-lipoic acid and combinations of these antioxidants on post-thawed bull sperm and oxidative stress parameters. Five healthy Holstein bull (3-4 years old) were used. Eight ejaculates for each bull were collected and pooled. Pooled ejaculate, splitted into seven equal aliquots and diluted at 37 °C with base extenders containing cysteamine 2 mM, trehalose 50 mM, alpha-lipoic acid (ALA) 1 mM, cysteamine 2 mM + trehalose 50 mM, ALA 1 mM + trehalose 50 mM, cysteamine 2 mM + ALA 1 mM and no antioxidant (control), was cooled to 5 °C and then frozen. Frozen straws were thawed in a water bath for evaluation. The combination of cysteamine 2 mM and ALA 1 mM of the semen extender improved the percentages of post-thawed subjective motility (68 ± 2.7%), and progressive motility (42.9 ± 4.7%), compared with the controls (61 ± 4.2% and 37.5 ± 8%, respectively, non- significantly, P>0.05). The supplementation of the semen extender with combination of cysteamine 2 mM and ALA 1 mM produced a higher acrosome integrity and mitochondrial activity (52.02 ± 6.4% and 32 ± 4.1%, respectively), compared with the controls (30.5 ± 1.7 and 14.02 ± 3.5% respectively, P < 0.05). Combination of cysteamine and ALA antioxidants in semen extenders provided the benefit in terms of sperm motilities, acrosome integrity and mitochondrial activity on frozen-thawed bull sperm.Öğe Diş hekimliği öğrencilerinin sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının değerlendirilmesi(Atatürk Üniversitesi, 2020) Arpağ, Osman Fatih; Adıgüzel, Mehmet; Öztürk, CanerAmaç: Bu çalıĢmanın amacı diĢ hekimliği öğrencilerinin sağlıklı yaĢam biçimi davranıĢlarını değerlendirmektir. Gereç ve yöntem: Bu çalıĢma Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nde lisans eğitimi alan toplam 215 diĢ hekimliği fakültesi öğrencileri üzerinde yürütüldü. Katılımcılara sağlıklı yaĢam biçimi davranıĢ ölçeği II ve sosyo-demografik verileri içeren anket soruları katılımcılara elektronik posta ile gönderildi. Yanıt havuzundan derlenen veriler Excel formatına getirilerek istatistiksel analiz için için bir bilgisayar yazılımına aktarıldı. Elde edilen veriler, Çok Yönlü Varyans Analizi ve Tukey Çoklu KarĢılaĢtırma testi kullanılarak p<0,05 anlamlılık düzeyinde değerlendirildi. Ayrıca bireylerden elde edilen nicel verilerin karĢılıklı iliĢkisi ise Pearson korelasyon analizi kullanılarak p<0,05 anlamlılık düzeyinde değerlendirildi. Bulgular: Farklı sınıflarda eğitim gören bireylerin sağlıklı yaĢam biçimi davranıĢları toplamında ve alt boyutlarında herhangi bir istatistiksel farklılık gözlenmedi (p>0,05). Manevi geliĢim, sağlık sorumluluğu, fiziksel aktivite, beslenme, kiĢilerarası destek ve stresle baĢ-etme alt boyutlarında sınıfların ortalama değerin üzerinde yanıt verdikleri belirlendi. Katılımcılar arasında en düĢük skor, 16,73 ile fiziksel aktivite alt boyutunda, en yüksek skor ise 24,92 ile kiĢiler arası destek alt boyutunda elde edildi (p<0,05). Sonuç: Bireylerin okul eğitim derecesi ile sağlıklı yaĢam biçimi davranıĢları ile okul eğitim derecesi arasında anlamlı bir iliĢki yoktur. Bazı sosyo-demografik faktörlerin bireylerin sağlıklı yaĢam biçimi davranıĢı üzerinde istatistiksel olarak daha fazla etkilidir.Öğe Effects of abutment materials on the tissues surrounding dental implants immediately after loading: An in vivo study(2021) Gül, İlkay; Zortuk, Mustafa; Öztürk, CanerAim: The aim of this study was to evaluate the effect of PEEK abutments,\ran alternative to titanium abutments, with temporary acrylic restorations\rusing immediate loading protocol on the marginal bone loss and periimplant tissues.\rMethodology: This study was performed with temporary restorations\rusing 32 titanium and PEEK abutments (14 titanium and 18 PEEK) on 32\rimplants performed on 21 patients (13 females, 8 males). Before surgical\rplacement of the implants, intraoral and radiographic examinations were\rperformed. The patients were divided into two groups as titanium\rabutment group (Grup Ti) and PEEK abutment group (Grup PEEK). In both\rgroups, all implants were placed according to the manufacturer's\rrecommendations. After surgery, impressions were taken using polyvinyl\rsiloxane impression material and closed tray impression technique. The\rgingiva, which is thought to be formed on the model, was scraped and\rscrewed onto the appropriate titanium or PEEK abutment analogue\raccording to the groups and temporary restoration was prepared and\rapplied on the implant.\rResults: The results of the statistical analysis show that abutment types\rhave no significant effect on ISQ values (p>0.05), but the diameter of the\rimplant significantly affected ISQ values independently from abutment\rtype (p<0.05). Less marginal bone loss was observed in the PEEK abutment\rgroup compared to the titanium abutment group (p<005), and similar\rresults were obtained in both groups in terms of periodontal scores\r(p>0.05).\rConclusion: Within the limitations of this study, there was less bone loss\rin the PEEK abutment group (p<0.05). There was no difference between\rPEEK and titanium abutments in terms of ISQ values and clinical\revaluations (p>0.05).\rÖğe Effects of ultrasonication on damaged spermatozoa and mitochondrial activity rate(2016) Akalın Peker, Pınar; Başpınar, Nuri; Çoyan, Kenan; Bucak, Mustafa Numan; Güngör, Şükrü; Öztürk, CanerThe aim of this study was to describe an optimal sonication procedure for sperm cells. Therefore, we used several parameters such as damaged spermatozoa rate (%), mitochondrial activity rate (%), levels of lipid peroxidation, and total antioxidant potential. Ejaculates were collected from rams (n = 3) and were divided into aliquots and 3-, 6-, and 10-s duration times; 1, 3, 5, and 8 repetitive application groups were established. In the groups with 3-, 6- and 10-s duration times, with the increasing number of repeated applications, damaged spermatozoa rates increased (P < 0.05) while mitochondrial activity rates decreased (P < 0.05). In relation with sonication duration time, total antioxidant potential levels increased (P < 0.05) in single-application groups compared to those in control groups and gradually decreased as the repetitions increased. The most effective results were obtained in the group with 8 repetitions and 10-s duration based on damaged spermatozoa rate and mitochondrial activity rate.Öğe Farklı yaş grubundaki bireylerin fizyolojik diş mobilitelerinin değerlendirilmesi(2021) Arpağ, Osman Fatih; Atılgan, Muhammet; Öztürk, CanerAmaç: Fizyolojik diş mobilitesi, puberte ve menstruasyon sürecindeki hormonal aktivitelerden dolayı olumsuz etkilenmektedir. Bu çalışmadaki amacımız puberte ve adolesan dönemdeki bireylerin fizyolojik diş mobilitelerini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Çalışmamıza dâhil edilen 160 birey 9-14 yaş ve 18-25 yaş arası kadın ve erkek olmak üzere 4 farklı gruba ayrıldı. Bütün bireylerden plak indeksi, gingival indeks, cep derinliği ve Periotest ölçümleri elde edildi. Adolesan kadınlar için menstruasyon döngüsünün foliküler, ovulasyon ve luteal fazında ölçümler tekrar edildi. Periotest ölçümleri için 11, 21, 31 ve 41 numaraları dişler seçildi. Ölçümler her bir diş için üç kez tekrar edildi. Bulgular: Tüm bireylerde dişlerden elde edilen ortalama Periotest değerleri fizyolojik mobilite sınırları içerisindeydi. Puberte ve adolesan grupları arasında plak indeksi, gingival indeks ve cep derinliği açısından istatistiksel bir fark gözlenmedi. (P=1.000) 11 ve 21 nolu dişlerin Periotest değerlerinin adolesan erkeklerde, adolesan kadın ve puberte dönemindeki erkeklere kıyasla düşük olduğu saptandı. (p<0.05) Puberte dönemindeki erkek ve kadın bireyler arasında ise mobilite değerleri açısından istatistiksel açıdan bir fark yoktu (p>0.05). Menstruasyon döngüsündeki bireylerin bireysel diş mobilitesinin üç fazda da benzer olduğu gözlendi (p>0.05). Yaş ve bireysel diş mobilitesi arasında negatif bir korelasyon saptandı (p<0.05). Sonuç: Farklı süreçlerde gelişen hormonal aktivitelerin bireysel diş mobilitesi üzerinde kesin olarak etkili olduğu söylenemez. Yaş ilerledikçe dişlerin hareketliliğinde azalma meydana gelmektedirÖğe Farklı yöntemler ile elde edilen metal alaşımlarına seramiklerin bağlanma dayanımının farklı test metotları ile değerlendirilmesi(Türkiye Klinikleri Yayınevi, 2019) Gönüldaş, Fehmi; Atalay, Pelin; Öztaş, Doğan Derya; Öztürk, CanerMetal destekli porselen restorasyonlar sahip oldukları üstün mekanik özellikler gibi avantajları ile yaygın olarak kullanılan tedavi seçenekleridir. Farklı yöntemlerle elde edilen Co-Cr alaşımlarının metal-porselen bağlanma dayanımlarını, iki farklı test metodu kullanarak değerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada, Co-Cr alaşım örnekler selektif lazer sinterleme (n=20) ve geleneksel döküm yöntemi (n=20) kullanılarak hazırlandı ve 4 alt grup (n=10) oluşturuldu. Geleneksel döküm ve selektif lazer sinterleme ile elde edilen örneklere üç nokta bükme testi için, ISO 9693’e göre toplam 1,1 mm kalınlığında olacak şekilde porselen tabakası uygulandı. Makaslama bağlanma dayanımı testi için ise örneklere 4 mm çapında ve 4 mm kalınlığında porselen tabaka uygulandı. Örneklere, universal test cihazı kullanılarak 1,5 mm/dk hız ve 90o açı ile üç nokta bükme testi ve 0,5 mm/dk hızla makaslama bağlanma dayanımı testi uygulanarak, metal-porselen bağlanma dayanımları ölçüldü. Elde edilen veriler tek yönlü varyans analizi kullanılarak p<0,05 anlamlılık düzeyinde değerlendirildi. Bulgular: Farklı yöntemlerle elde edilen metal alaşımlarının metal-porselen bağlantısının üç nokta bükme testi ile değerlendirilmesi sonucu elde edilen değerler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır. Selektif lazer sinterleme yöntemiyle elde edilen alaşımların metal-porselen makaslama bağlanma dayanımlarının, geleneksel döküm yöntemiyle hazırlanan alaşımlara göre anlamı derecede daha yüksek olduğu saptanmıştır. Sonuç: Üç nokta bükme testi sonuçlarına göre, grupların metal-porselen bağlanım dayanımları arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır ve bu değerler ISO 9693’e göre minimum kabul edilebilir sınırın üzerindedir. Selektif lazer sinterleme yöntemiyle hazırlanan örneklerin metal-porselen makaslama bağlanım dayanımları, geleneksel döküm yöntemiyle hazırlanan alaşımlara göre daha yüksek bulunmuştur.Öğe INFLUENCE OF BACKGROUND SHADE AND RESIN CEMENT ON COLOR CHANGE OF RESIN MATRIX CERAMICS(Termedia Publishing House Ltd., 2021) Batak, Burcu; Öztürk, CanerIntroduction: Color stability of dental restorations is a major factor in achieving successful aesthetic outcomes. Objectives: The aim of the study was to evaluate the effect of resin cement and different composite resin background shades on the change of color of resin matrix ceramics (RMCs). Material and methods: Three different RMCs were used in this study, including Vita Enamic (EN), GC Cerasmart (CS), and Lava Ultimate (LU). Ten specimens of each RMC with a dimension of 12 × 14 × 1 mm were prepared from CAD-CAM blocks, and 3 specimens from each RMC with a dimension of 12 × 14 × 4 mm were prepared as control group. Color measurements were performed on 3 different shaded (A1, A2, and A3) composite resin backgrounds. To evaluate the effect of resin cement, color differences between RMC specimens with and without resin cement were calculated. Data were analyzed by using two-way ANOVA and one-way ANOVA tests, with ? = 0.05. Results: In the groups with A2 and A3 shaded composite resin backgrounds, the highest color change values were observed in the EN group (p < 0.05). For all RMC materials, the highest color change values were observed in the specimens with A1 background (p < 0.05). The lowest color change after cementation was observed in the CS group (p < 0.05). Conclusions: Composite resin background shades significantly affected the color of RMC materials. Color changes after cementation were above clinically acceptable level in all groups of specimens. © 2021 Polish Dental Association.Öğe Materyal kalınlığının rezin matriks seramik blokların renk değişimi üzerine etkisi(2020) Öztürk, Caner; Çelik, ErsanAmaç: Estetik olarak başarılı bir restorasyonun doğal dişmorfolojisine benzer olmasının yanında, doğal diş dokusunabenzer optik özelliklere sahip olması beklenir. Bu çalışmanın amacıfarklı yapılara sahip rezin matriks seramik materyallerinin renkparametreleri ve renk değişimi üzerinde materyal kalınlığınınetkisini değerlendirmektir.Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada 3 farklı yapıya sahip, 3 farklıkalınlıkta toplam 90 adet A2 renginde ve 8 mm ± 0,2 mm çapındadairesel rezin matriks seramik örnekler kullanıldı. Örnekler farklıyapı ve kalınlıklarına göre her grupta 10’ar adet örnek olacakşekilde 9 alt gruba ayrıldı. Örneklerin renk parametreleri (L*,a* veb*) spektrofotometre cihazı kullanılarak tespit edildi ve cihazrestorasyon moduna getirilerek A2 rengine göre örneklerin renkdeğişim değerleri tespit edildi. Ayrıca örneklerin ana renk (Hue) veyoğunluk (Kroma) değerleri de elde edilen a* ve b* değerlerikullanılarak hesaplandı. Elde edilen veriler iki yönlü varyans analizi(Two-way ANOVA) ve Tukey çoklu karşılaştırma testi ile ?=0,05anlamlılık düzeyinde değerlendirildi.Bulgular: İstatistiksel analiz sonuçlarına göre L* değeri içinmateryal faktörünün etkili olmadığı, kalınlık faktörü ve kalınlık Xmateryal faktör etkileşiminin anlamlı olduğu görüldü (P?0,05). a*,b*, ana renk, yoğunluk ve ?E değerleri için materyal faktörü, kalınlıkfaktörü ve kalınlık X materyal faktör etkileşiminin anlamlı olduğugörüldü (P?0,05). Gruplar içerisinde sadece Grup E (Vita Enamic)1,5 mm kalınlığındaki örneklerden elde edilen ortalama ?Edeğerinin klinik olarak kabul edilebilir sınırların altında olduğu tespitedildi.Sonuç: Materyal tipi ve kalınlığı rezin matriks seramiklerin renkkarakteri üzerinde anlamlı bir etkiye sahiptir. Grupların renkparametre değişimleri için kritik kalınlık değeri 1mm’dirÖğe Monolitik zirkonyanın optik özellikleri üzerine ısıtma hızının etkisinin değerlendirilmesi(Türkiye Klinikleri Yayınevi, 2019) Çelik, Ersan; Öztürk, CanerAmaç: Sinterleme parametrelerinden ısıtma hızının monolitik zirkonyanın translüsensi ve opasitesi üzerine etkisini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: Kırk adet başlangıç boyutları 10x8x1,4 mm olan presinterize monolitik zirkonya örnekler bilgisayar destekli tasarım yazılımında tasarlanıp ardından bilgisayar destekli üretim cihazı kullanılarak üretildi. Örnekler, sinterleme fırınının ısıtma hızına göre (Grup 1: 15°C/dk, Grup 2: 20°C/dk ve Grup 3: 40°C/dk) ve kontrol grubu ile birlikte her grupta 10 örnek olacak şekilde dört alt gruba ayrıldı. Kontrol grubu üretici firmanın direktifleri doğrultusunda, diğer gruplar sinterleme fırının ısıtma hızı göz önüne alınarak, sinterleme sıcaklığı 1.500°C ve sinterleme sıcaklığında bekleme süresi 90 dk olacak şekilde sinterleme fırını kullanılarak sinterlendi ve final boyutları 8x6,4x1 mm olan örnekler elde edildi. Örneklerin L*, a* ve b* değerleri, D65 illuminant aydınlatma koşulları altında sırasıyla siyah ve beyaz zemin üzerinde spektrofotometre cihazı kullanılarak ölçüldü. Her grup için translusensi parametresi ve opalesans parametresi hesaplandı, elde edilen veriler tek yönlü varyans analizi testi kullanılarak p<0,05 anlamlılık düzeyinde değerlendirildi. Bulgular: Yapılan istatistiksel analiz sonucuna göre kontrol grubu ile diğer gruplardan elde edilen translusensi parametresi ve opalesans parametresi değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı. Diğer gruplardan elde edilen translusensi parametresi ve opalesans parametresi değerleri arasındaki farkların ise yine istatistiksel olarak anlamlı olmadığı belirlendi. Sonuç: Zirkonyanın translusensi parametresi ve opalesans parametresi değerleri üzerinde sinterleme parametrelerinden ısıtma hızının anlamlı bir etkisi bulunmamaktadır. Isıtma hızı arttırılarak zirkonya materyalinin optik özellikleri değişmeden daha kısa toplam sinterleme sürelerinde restorasyonlar üretilebilmektedir.Öğe Renk körü ve renk körü olmayan diş hekimlerinin renk seçimindeki başarı oranlarının değerlendirilmesi(2012) Polat, Serdar; Tunçdemir, Ali Rıza; Öztürk, Caner; Tunçdemir, Makbule TuğbaAmaç: Bu çalışmanın amacı, renk körü ve renk körü olmayan diş hekimlerinin renk seçimindeki başarı oranlarının değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: En az 3 sene klinik deneyimi olan, yaşları 26 ile 63 arasındaki diş hekimleri (n=90) çalışmaya dahil edilmiştir. Test uygulaması yapılmadan önce tüm bireylere İshihara renk körlüğü testi uygulanmıştır. Ivoclar Klasik renk skalası referans alınarak, her bir renkten 2 şer adet olmak üzere toplam 32 adet disk (13 mm x 2,4 mm) hazırlandı. Aynı renkte olan porselen örneklerin eşleştirilmesi istendi. Bulgular: Renk körü olan hekimler renkleri eşleştirmede başarı oranı 33,92 % dir. Renk körü olmayan diş hekimlerinde ise bu oran 60,09% dur. Renk körü olmayan diş hekimleri renk eşleştirmesinde sırasıyla A3.5, B3, C4, D2 renklerinde yüksek oranda başarı sağlamışlardır. Renk körü olan hekimler ise A1, B1, C1, B2, D2, A3 renklerinin eşleştirmesinde başarılı olamamışlardır. Sonuç: Renk körü olan hekimler renk seçiminde, renk körü olmayan hekimlere göre daha başarısız olmuşlardır.Öğe Tekrarlanan fırınlamaların zirkonyanın bükülme dayanımı üzerine etkisi(Yeditepe Üniversitesi, 2019) Gönüldaş, Fehmi; Öztürk, CanerAmaç: Zirkonya restorasyonlarda görülen başarısızlıklar genellikle tabakalama seramiğinde atma şeklinde meydana gelse de altyapı materyalinde de geri dönüşümsüz kırılmalar meydana gelebilmektedir. Tekrarlanan fırınlama işlemlerinin, zirkonyanın kimyasal yapısını oluşturan temel elementlerde ve mekanik özelliklerinde nasıl bir etki meydana getirdiği tam olarak bilinmemektedir. Bu çalışmanın amacı tekrarlanan fırınlamaların zirkonya altyapılarında meydana gelen elementsel değişiklikler ve mekanik özellikler üzerine etkisinin değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: Altmış adet, 1 mm kalınlığında ve 10 mm çapında zirkonya tam seramik örnek pre-sinterize blok kullanılarak CAD/CAM sistemi ile üretildi. Tekrarlanan fırınlama prosedürü gruplara göre örneklere 900°C’de ilave fırınlamalar uygulanarak tamamlandı. Zirkonya yapısında meydana gelen elementsel değişiklikler XRF spektrometre cihazı kullanılarak tespit edildi. Zirkonya örneklerde meydana gelen bükülme dayanımı değişiklikleri biaksiyal bükülme dayanımı testi ile tespit edildi. Bulgular: Materyal yapısında zirkonyum elementinde meydana gelen değişikliklerin istatistiksel olarak anlamlı olmadığı, itrium elementinde meydana gelen değişikliklerin ise anlamlı olduğu tespit edildi (p˂0,05). Gruplar arasında ortalama bükülme dayanımı değerleri arasındaki farkın anlamlı olmadığı tespit edildi. Sonuç: Tekrarlanan fırınlama işlemleri materyal yapısındaki itrium elementi oranını anlamlı şekilde değiştirmiştir, fakat bu değişimin materyalin biaksiyel bükülme dayanımı üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığı tespit edilmiştirÖğe Vidalı ve simante implant üstü sabit restorasyonlarda stres dağılımının karşılaştırılması: sonlu elemanlar analizi çalışması(Türkiye Klinikleri, 2018) Tuzlalı, Mesut; Öztürk, Caner; Zortuk, Mustafaİmplant üstü restorasyonlar simante ve vidalı olarak tasarlanabilmektedir. Sonlu elemanlar analizi yöntemi (SEA) ile simante ve vidalı implant üstü restorasyonlarda periimplant bölgedeki kortikal ve spogiöz kemikte, implant ve abutmentlarda oluşan stres dağılımını incelemektir. Gereç ve Yöntemler: Bilgisayar destekli tasarım yazılımı kullanılarak, tek üye seramik restorasyonlu iki çalışma modeli tasarlandı. Üç boyutlu kemik içerisine implant yerleştirildi, simante ve vidalı olmak üzere iki farklı abutment tasarımı yapıldı. İmplantın çevresinde en az 1 mm trabeküler kemik olacak şekilde ve çene kemiğinin etrafında kortikal kemik kalınlığı 2 mm olacak şekilde modellendi. Abutment yükselikleri simante tasarımda 4 mm ve vidalı tasarımda ise 1 mm olarak modellendi. İmplant ve abutmentlar vida aracılığıyla birbirine bağlandı. Abutmentlar üzerine mandibuler birinci büyük azı diş monolitik zirkonya kron tasarımı basit bir şekilde modellendi ve 300 N’luk oklüzal kuvvetin uygulanacağı distal üçgensel fossaya denk gelen bölgesi her iki kron tipinde de aynı bölgede olacak şekilde belirlendi. Tüm modeller ağ oluşturma ve stres analizi için SEA yazılımına aktarıldı. Bulgular: Maksimum asal gerilme değerlerinin vidalı sistemlerde büyük (34,7 MPa), minimum asal gerilme değerlerinin ise simante sistemlerde büyük olduğu görülmüştür (104,7 MPa). Sonuç: SEA sınırları dâhilinde, vidalı sistemlerin abutment ve vida üzerinde oluşturduğu stres değerleri daha fazladır