Yazar "İşgör, Mehmet Mustafa" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Effects of Adding Murt Volatile Oil (Myrtus Communis) to Japanese Quail Diets on Growth, Feed Consumption, Carcass, Some Blood and Tissue Characteristics in Lipopolysaccharide-Induced Inflammation(2022) Önel, Süleyman Ercüment; Alaşahan, Sema; Küçükgül, Altuğ; İşgör, Mehmet Mustafa; Kanat, Özgür; Hark, Betül DağoğluThis study, it was aimed to determine the effects of murt volatile oil added to the diet on Lipopolysaccharide (LPS) induced inflammation on body weight, feed consumption, feed conversion ratio, slaughter characteristics, some blood and organ parameters in quails. The study groups were formed as follows: control (commercial chick starter feed), M group (commercial chick starter + 200 mg/kg Murt volatile oil), MLPS group (commercial chick starter + 1 mg/kg-17th day and 7.5 mg/kg- 24th day intrabdominal LPS administered group) and LPS (commercial chick starter feed + 1 mg/kg 17th day and 7.5 mg/kg - 24th day intraabdominal LPS administered group). The study, 4 experimental groups consisting of 40 (4x10) quail chicks were formed and the fattening period lasted for 36 days. The study, blood and liver OSI (Oxidative stress index) values were found to be lower in the M and MLPS groups with murt supplementation than in the control groups without murt addition. During the study, the body weight value was determined lower in the groups with Murt added than in the groups without Murt addition. In addition, the feed conversion ratio was significantly better in the M group with murt supplementation between the 5th and 33rd days than in the other groups. Significant differences were determined between the groups in terms of gizzard ratio and chest+back+neck+wing ratio values. In the study, macroscopic and histopathological hyperemia was not observed in the small intestines, there was an increase in cell infiltration in other groups with added murt compared to the control group, and degeneration and necrosis of the epithelium were detected more prominently. In the study, it was determined that the addition of murt to quail compound feed had a positive effect on growth performance, feed consumption and feed efficiency.Öğe Evaluation of inhibition effects of some cardiovascular therapeutics on human erythrocyte carbonic anhydrase isoenzymes(2018) Kılınç, Namık; Alım, Zuhal; Şengül, Bülent; İşgör, Mehmet Mustafa; Beydemir, ŞükrüCarbonic anhydrase enzyme plays a vital role in metabolic events such as acid-base regulation and respiration. In our research, it is tried to determine the inhibitory influences of the cardiovascular therapeutics esmolol hydrochloride, amiodarone hydrochloride and lidocaine hydrochloride on human erythrocytes carbonic anhydrases (hCA I and II). In accordance with this purpose, carbonic anhydrase isoenzymes were purified from human erythrocytes by using affinity chromatography method. Enzyme purity was checked by SDS-PAGE electrophoresis method. After the carbonic anhydrase enzymes were purified, the inhibitory affects of cardiovascular therapeutics on these enzymes, using esterase activity, which is the method of measuring in vitro activity, were examined. The three cardiovascular therapeutics dose-dependently decreased activity of hCAs. IC50 values of amiodarone hydrochloride, esmolol hydrochloride and lidocaine hydrochloride were found to be, respectively, 0.91 mM, 5 mM, 5.8 mM for hCA-I and 0.41 mM, 3.5 mM, and 6.36 mM for hCA-II. Our results proved that, under in vitro conditions, cardiovascular therapeutics significantly inhibit human CA-I and II activities. So, irregular use of these medicines may cause serious adverse effects in terms of human health.Öğe İn Vitro Hepatik Oksidatif Hasarda Karvakrolün Etkinliğinin Araştırılması(2022) Dingil, Meryem Nur Atabay; İşgör, Mehmet MustafaNonalkolik karaciğer yağlanması (NAFLD) karaciğerde, özellikle trigliserit olmak üzere yağ birikimi ile karakterize, yaygın görülen bir hastalıktır. Hastalığın tedavisinde araştırmalar, doğal kaynaklardan elde edilen antioksidan moleküllere yoğunlaşmıştır. Bu bağlamda çalışmamızda, kekiğin etken maddesi karvakrolün in vitro hepatoprotektif etkinliği araştırılmıştır. Araştırmamızda materyal olarak insan hepatosit hücre hattı (HepG2, ATCCHB-8065) kullanılmıştır. Deneme grupları kontrol (K), palmitat eklenen grup (P), karvakrol eklenen grup (C) ve palmitat ile birlikte karvakrol eklenen grup (+C) olarak tasarlanmıştır. Farklı konsantrasyonlarda palmitat (150, 300 ve 450 µM) ve karvakrol (1, 5, 10 ve 50 µM) 24 saat sürelerle hücrelere uygulanarak etkin konsantrasyon tespitleri MTT viyabilite testi ile ortaya konulmuştur. Hücrelerden elde edilen lizatlardan hücre içi glutatyon ve nitrit düzeyi spektrofotometrik olarak analiz edilmiştir. Yine bu örneklerdeki aldoz redüktaz düzeyleri (AR) ELISA metoduyla araştırılmıştır. Çalışmadan elde edilen viyabilite verilerine göre, palmitatın 300 µM konsantrasyonunun kontrole göre % 45 oranında hücre kayıplarına neden olduğu, karvakrolün 5 µM konsantrasyonunun hücrelere uygulanımıyla bu kayıpların % 41 oranında önlendiği tespit edilmiştir. Çalışmada palmitat ve karvakrolün GSH düzeyinde önemli bir değişiklik oluşturmadığı ancak NO düzeylerini anlamlı düzeyde azalttığı tespit edilmiştir. Yine hücre içi AR protein düzeyini palmitat arttırırken, karvakrolün bu artışı % 1.7 oranında önlediği belirlenmiştir. Tüm bu veriler doğrultusunda karvakrolün nonalkolik steatozis gibi yağlanmaya bağlı karaciğer hastalıklarında potansiyel bir etken madde olarak düşünülebileceği kanısına varılmıştır.Öğe İn Vitro Lipopolisakkarit Uyarımlı Karaciğer Yangı Modelinde Alfa-Terpineol’ün Etkinliğinin Araştırılması(2022) Tuncer, Ayse Pinar; Kucukgul, Altug; İşgör, Mehmet MustafaTerpinoller monoterpen bileşikler olup, birçok çalışmada antioksidan özelliklerinden dolayı antikanser, antikonvülsant ve antiülser gibi biyolojik etkileri ortaya konulmuştur. Araştırmanın amacını, LPS’in karaciğer hücrelerine uygulanarak oluşturulan yangı modelinde, ?-terpineol’ün antiinflamatuar ve antiapoptotik biyofonksiyonlarının araştırılması oluşturmuştur. Denemede insan orijinli HepG2 (ATCC® HB-8065) hücreleri materyal olarak seçilmiştir. LPS ve ?-terpineol, hücrelere farklı konsantrasyonlarda 24 saat uygulanmıştır ve etkin konsantrasyonları, hücre canlılık testleriyle (MTT) gerçekleştirilmiştir. Sonrasında, TNF-?, IL-1?, IL-10, Kaspaz 3, Bax ve Bcl-2 gen ekspresyon düzeyleri tam zamanlı kantatif polimeraz zincir reaksiyonuyla (qRT-PCR) araştırılmıştır. LPS’in 50 ng/ml konsantrasyonu %11,5 oranında hücre kayıplarına neden olduğu belirlenmiş ve modelleme için bu konsantrasyon seçilmiştir. Ancak, 10 ?M konsantrasyonda ?-terpineolün hücre kayıplarını % 2.12 oranında önlediği bulunmuştur. Çalışmada, LPS’in TNF-? ve IL-1? gen ekspresyonlarını arttırdığı, ?-terpineol uygulamasının ise bu durumu tersine çevirdiği tespit edilmiştir. Yine, IL-10 gen ekspresyonu yüksek LPS konsantrasyonu ile baskılanırken, ?-terpineol tarafından anlamlı düzeyde uyarıldığı da ortaya konulmuştur. Bununla birlikte, LPS’in kaspaz 3 ve Bax gen ekspresyonlarını arttırdığı, ancak ?-terpineol’ün bu stimülasyonu baskıladığı tespit edilmiştir. Bcl-2 gen ekspresyonları ise LPS tarafından baskılanırken, ?-terpineol tarafından uyarıldığı bulunmuştur. Özetle, ?-terpineol’ün kısa süreli ve düşük olan proliferatif konsantrasyonunun özellikle patojen kaynaklı karaciğer rahatsızlıklarında alternatif bir tedavi ajanı olabileceği görülmüştür.Öğe Ziziphus Jujube'nin Melanom Hücreleri Üzerindeki Potansiyel Antioksidan Etkileri(2023) Küçükgül, Altuğ; Düzgüner, Vesile; İşgör, Mehmet Mustafa; Kızılkaya, Pınar; Cellat, MustafaHücresel redoks homeostazı, iç veya dış stres faktörlerine maruz kaldığında tehlikeye girerek oksidanların üstünlüğüne neden olur. Bu reaktif oksijen türlerinin diyabet ve kanser gibi birçok ciddi hastalığın etiyolojisinde kritik rol oynadığı bilinmektedir. Melanom, cilt kanserinin en ölümcül şeklidir ve oranları şu anda diğer önlenebilir kanserlerden daha hızlı artmaktadır. Melanom, pigment üreten hücreler olan melanositlerde genetik mutasyonların ortaya çıkmasından kaynaklanır. Ziziphus Jujube Mill., Asya'nın tropik/subtropikal iklime sahip bölgelerinde yetişir ve binlerce yıldır temel geleneksel halk ilacı olarak kullanılmaktadır. Bu çalışma, Ziziphus Jujube’nin melanom üzerindeki potansiyel antioksidan etkilerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Hücrelerin proliferasyonu, MTT analizi (kolorimetrik) ile ölçüldü. Melanom hücreleri, %100 konsantrasyonda Ziziphus Jujube esansiyel yağı ile üç saat muamele edildi. Total antioksidan ve oksidan kapasite, glutatyon ve nitrik oksit seviyeleri spektrofotometrik olarak belirlendi. Ziziphus Jujube, hücre çoğalmasını önlemiş ve toplam antioksidan kapasitesini artırmıştır. Sonuçlarımız, Ziziphus jujube'nin melanom hücrelerinde antioksidan seviyelerindeki düşüşü ve nitrik oksit seviyelerinin yükselmesini engellediğini göstermiştir. Ayrıca, Ziziphus Jujube uygulaması GSH düzeylerini iyileştirmiştir. Özetle, Ziziphus Jujube’nin melanom hücrelerinde potansiyel antioksidatif ve antiproliferatif etkiler gösterdiği sonucuna varılabilir. Son araştırmalar, Ziziphus Jujube meyvesinin tıbbi kullanımı için ayrıntılı bir etnofarmakolojik yaklaşım sunmaktadır.