Yazar "İnan, Mehmet Uğur" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Baş boyun alan enfeksiyonu ile Herpes Simpleks virüs birlikteliği(2013) Kahraman, Şerif Şamil; Çokkeser, Yaşar; Gülmez, Mehmet İhsan; İnan, Mehmet UğurAltı yaşında kız çocuğu submandibüler, submental ve mastikatör alanda şişme, trismus, ağrı ve trigeminal sinirin (C5, V3) mandibüler dalı üzerinde veziküler lezyon yakınmasıyla kliniğimize başvurdu. Baş- boyun alan enfeksiyonu ile tipik Herpes Simpleks virüsü veziküler lezyon birlikteliği olan bu olgu, nadir rastlandığı için sunuldu.Öğe Liken planuslu 165 hastanın klinik ve demografik özellikleri(2014) Şen Bülbül, Bilge; Ekiz, Özlem; Rifaioğlu, Emine Nur; İnan, Mehmet Uğur; Doğramacı, Asena ÇiğdemAmaç: Liken planus (LP) deri, muköz membranlar, tırnaklar ve saçlı deriyi tutabilen papuloskuamöz inflamatuar bir hastalıktır. İnsidansı coğrafik bölgelere göre farklılık göstermektedir. Bu çalışmada kliniğimizde LP tanısı ile takip edilen hastaların klinik ve demografik özelliklerinin saptanması amaçlanmıştır. Yöntemler: Çalışmamıza 2010 ile 2013 yılları arasında polikliniğimizde LP tanısı konulan 165 hasta alındı. Hastaların yaş, cinsiyet, hastalık süresi, hastalık başlangıç zamanı, tutulum özelliği, ek sistemik hastalıkları, laboratuvar bulguları ve uygulanan tedavileri retrospektif olarak kaydedildi. Bulgular: Çalışmamızda polikliniğimize başvuran tüm hastaların %0,6’sının LP tanısı aldığı görüldü. Çalışmaya alınan toplam 165 hastanın 92’si kadın (%56), 73’ü erkek (%44) idi. Hastaların yaşları 8-78 (ortalama 44,7±16,7) arasındaydı. Hastalık süreleri 1 ay ile 20 yıl arasında değişiyordu (ortalama 15,6±29,7). Hastaların 134’ünde (%81) deri tutulumu, 51’inde (%31) oral mukoza tutulumu ve 15’inde (%9) genital tutulum saptandı. Viral hepatit tetkikleri yapılan 111 hastanın beşinde (%4,5) hepatit C virüs pozitifliği saptandı. Hepatit B virüs pozitifliği ise 4 (%4) hastada görüldü. Sonuç: LP’un epidemiyolojik, klinik ve patogenetik özelliklerinin tam olarak anlaşılabilmesi için daha çok hasta ile yapılacak ileri çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Çalışmamızın bu açıdan ülkemize ait verilerin oluşmasına katkıda bulunacağını düşünmekteyiz.Öğe Psoriasis hastalarında serum resistin seviyeleri ile lipid profili ilişkisi(2015) Yılmaz, Nigar; Ulutaş, Kemal Türker; Doğramacı, Asena Çiğdem; İnan, Mehmet Uğur; Yüksel, Rana; Can, YeşimAmaç: Psöriasis, artmış kardiyovasküler hastalık (KVH) riski bulunan inflamatuar deri hastalığıdır. Henüz etyolojisi tam olarak belirlenememiştir. KVH'da yağ dokusundan salgılanan resistinin serum total kolesterol, LDL, trigliserid seviyeleriyle pozitif korelasyon gösterdiği belirtilmiştir. Bizim çalışmamızda da amacımız serum resistin seviyeleriyle lipid profilinin psoriasis hastalarında ilişkisini ve Psöriazis alan şiddet endeksi (PAŞİ) ile korelasyonunu araştırmaktır. Materyal ve Metod: Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji polikliniğine başvuran sağlıklı kişilerden kontrol grubu; grup I (n=34) ve psoriasis tanısı konulan hastalardan hasta grubu; grup II (n=37) olmak üzere iki grup oluşturuldu. Yaş, cinsiyet, tansiyon, BMI değerleri ve PAŞİ skorlaması tespit edildi. Gruplardan toplanan serum örneklerinde resistin seviyesi, lipid profiline bakıldı. Bulgular: Psoriasis hastalarını kontrol grubuyla kıyaslandığında serum resistin seviyeleri (grup I: 6,4±2,3 ng/ml; grup II: 12,3±3,0 ng/ml), total kolesterol (grup I: 167±31 mg/dl; grup II: 189±43 mg/dl), LDL seviyeleri (grup I: 90±21 mg/dl; grup II: 129±31 mg/dl) anlamlı olarak hastalarda yüksek tespit edildi (sırasıyla p=0.001; p<0,05; p=0,01). Serum resistin seviyesiyle LDL kolesterolün pozitif korelasyon gösterdiği saptandı (r=0,306). PAŞİ skorlamasının serum resistin seviyeleriyle güçlü pozitif korelasyon gösterdiği tespit edildi (r=0,669). Sonuç: Psoriasis hastalığında artan kardiyovasküler hastalık riskin olduğu bilinmektedir. Bizim çalışmamızda da kardiyovasküler hastalıkta arttığı tespit edilmiş resistin ve total kolesterol ve LDL seviyelerinin psoriasis hastalarında arttığı ve hastalığın şiddetini gösteren PAŞİ skorlamasıyla korele olduğu bulunmuştur. Hastalığın şiddetinin artmasıyla yükselmiş olabileceğini tespit ettiğimiz resistin seviyesinin psoriasis hastalarında lipid profili kadar çalışılmasının anlamlı olabileceği düşünülmektedirÖğe Psöriazis hastalarında asimetrik dimetilarjinin, nitrik oksit ve apelin düzeyleri ve hastalık şiddeti ile ilişkisinin araştırılması(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2014) İnan, Mehmet Uğur; Doğramacı, Asena ÇiğdemPsöriazis etyopatogenezinde rolü olduğu bildirilen asimetrik dimetilarjinin (ADMA), nitrik oksit (NO) ve apelin düzeylerinin hastalar ile sağlıklı bireyler arasında karşılaştılması ve psöriazisli hastalarda hastalık şiddeti ile korelasyonunun araştırılması amaçlandı.Çalışmaya 80 (46 erkek, 34 kadın) psöriazisli hasta ile 80 (47 erkek, 33 kadın) sağlıklı gönüllü alındı. Tüm katılımcıların demografik verileri, vücut kitle endeksleri (VKİ) ve hastaların hastalık süreleri, aldıkları tedaviler, Psöriazis Alan Şiddeti İndeksi (PASI) kaydedildi. Psöriazisli hastalardan ve kontrol grubundan alınan serum örnekleri santrifüj edilerek -72C'de muhafaza edildi. Serum örnekleri Elisa yöntemi ile değerlendirildi.Psöriazisli hastalar ve kontrol grubu arasında demografik açıdan istatistiksel fark yoktu (p>0.05). Psöriazisli hastaların ortalama hastalık süresi 11 yıldı. Psöriazisli hastaların 53'ü (%66,3) generalize plak, 1'i (%1,3) püstüler, 1'i (%1,3) palmoplantar, 25'i (%31,3) guttat psöriazis hastasından meydana gelmekteydi. Psöriazisli hastaların ortalama PASI değeri 5,4 olarak hesaplandı. PASI skoru 10'un altında olanlar hafif, 10'un üzerinde olanlar şiddetli psöriazis olarak sınıflandırıldı. Psöriazisli hastaların kontrol grubu ile karşılaştırılan ADMA değerleri istatistiksel olarak anlamlıyken (p=0,01) NO ve Apelin değerleri istatistiksel olarak anlamlı değildi (p>0,05). Hafif ve şiksel olarak daha düşüktü (p=0.005 ve p=0.040). Psöriazis hasta grubunda kontrol grubuna göre VKİ ortalaması ve metabolik sendrom sıklığı daha yüksekti. Psöriazisli hastalarda serum ADMA, NO ve Apelin düzeyleri ve PASI skoru arasıda bir ilişki tespit edilememiştir. Bununla birlikte hastalarda serum trigliserit yüksekliği ve HDL düşüklüğünün bulunması, VKİ ortalamasının ve metabolik sendrom sıklığının fazla olması psöriazis hastalığı ve kardiyovasküler hastalıklar-komorbitide ilişkisini düşündürmektedir.Öğe Scleredema diabeticorum partially treated with low-dose methotrexate : A report of five cases(2012) Doğramacı, Asena Çiğdem; İnan, Mehmet Uğur; Atik, Esin; Gökçe, CumaliSkleredema nadir görülen skleroderma-benzeri bir grup konnektif doku hastalıklarından biridir. Bilinen küratif bir tedavisi olmamakla birlikte literatürde birçok tedavi şekli bildirilmiştir. Burada düşük-doz metotreksate tedavisine kısmen cevap veren 5 olgu sunulmaktadır. Tüm hastalar aynı zamanda tip II diyabetes mellitus hastası idi. Tüm hastalara 3 ay süre ile subkutan yolla 15mg/hafta metotreksate tedavisi verildi. Tüm hastalaradan tedavi öncesi ve tedavi sonrası biyopsi alınarak karşılaştırıldı. Tüm hastaların bu tedaviye kısmen cevap verdiği histopatolojik olarak gösterildi. Sonuç olarak, düşük doz metotreksate tedavisi skleredema için alternatif bir tedavi metodu olabilir.