Yazar "Şahin, Selma İlkay" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Aspirin for preventing hemodialysis-associated chronic hepatitis C infections(Viral Hepatitle Savaşım Derneği, 2018) Bal, Tayibe; Önlen, Yusuf; Şahin, Selma İlkay; Turgut, Faruk HilmiObjectives: This study aimed to evaluate whether aspirin therapy is effective in protecting against hepatitis C virus (HCV) infection in maintenance hemodialysis patients, one of the high-risk groups for HCV infection. Materials and Methods: This retrospective cross-sectional study included 408 patients with end-stage renal failure who underwent maintenance hemodialysis for at least 3 months in four private hemodialysis units in Hatay, Turkey, in January 2017. The patients were classified into two groups according to their aspirin exposure status: non-users (n=228) and regular aspirin users (n=180). The proportion of patients with hemodialysis-related chronic hepatitis C (CHC) was compared between the groups. Irregular aspirin users, patients infected with HBV or diagnosed with CHC before initiation of hemodialysis therapy were excluded from the study. Results: The prevalence of hemodialysis-related CHC was 3.9% among the 408 patients. Hemodialysis-related CHC was not seen in any of the 180 regular aspirin users. Regular aspirin users showed a significantly lower prevalence of hemodialysis-related CHC than non-users (p<0.001). There was a significant (p<0.001), but weak (Cramer’s V=0.180) correlation between hemodialysis-related CHC and aspirin exposure status. Conclusion: These results indicated that regular use of aspirin might be linked to a lower risk of hemodialysis-related CHC. However, further prospective studies are required to confirm this association.Öğe Hatay ilindeki importe sıtma olgularının retrospektif analizi : 10 yıl içerisinde 75 olgu(Türkiye Parazitoloji Derneği, 2019) Şahin, Selma İlkay; Çabalak, Mehmet; Bal, Tayibe; Ocak, Sabahattin; Önlen, Yusuf; Çulha, GülnazAmaç: Endemik olmayan ülkelerde görülen importe sıtma olguları gecikmiş tanı ve tedaviye sekonder artmış komplikasyon oranı ve mortalite riski taşımaktadır. Bu çalışma ile kliniğimizde son 10 yılda takip edilen importe sıtma olgularının insidansının ve klinik özelliklerinin irdelenmesi amaçlanmıştır. Yöntemler: Bu retrospektif çalışmaya Ocak 2008 - Aralık 2017 tarihleri arasında kliniğimizde importe sıtma tanısı ile takip edilmiş 75 olgu dahil edilmiştir. Olgulara ait epidemiyolojik, laboratuvar, tedavi ve klinik seyre ilişkin verilere sistem kayıtlarından ulaşılmıştır. Bulgular: Olguların 74’ü erkek, 1’i kadın olup ortanca yaş 51(23-64) olarak saptanmıştır. Olguların tamamı Sahra altı Afrika ülkelerine seyahat etmiş ve hiçbiri seyahat öncesinde kemoprofilaksi almamıştır. Tüm olgularda etkenin Plasmodium falciparum olduğu görülmüştür. İmporte sıtma olgu sayısı 2015 sonrasında düşme eğilimindeydi. En sık görülen bulgular sırasıyla ateş (%100), trombositopeni (%84) ve anemi (%72) olarak saptanmıştır. Olguların %8’i ciddi seyirli sıtma olgusu olmakla birlikte ölümle sonuçlanan olgu görülmemiştir. Sonuç: Son yıllarda ülkemizden bildirilen importe sıtma olgu sayısındaki artışa rağmen bölgemizde bu sayıda düşüş olduğu görülmektedir. Ülkemiz importe sıtma olgularının en sık görüldüğü ülkeler arasında yer aldığından, ateş yüksekliği ve trombositopeni ile başvuran olgularda sıtmanın endemik olduğu bir bölgeye seyahat öyküsü olup olmadığı sorgulanmalıdır.Öğe Non-nötropenik yoğun bakım kandidemilerinde ortalama trombosit hacmi ve trombosit değerlerinin mortalite(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2017) Şahin, Selma İlkay; Ocak, SabahattinYoğun bakımda gelişen kan dolaşımı enfeksiyonları arasında kandidemiler, ilk beş sırada görülmektedir. Kandideminin kesin tanısı kan kültürlerinde kandida üremesi ile konulmaktadır. Kandidalar kan kültürlerinde uzun sürede üremektedir ve bu nedenle kandidemi tanısında gecikme mortalitede artışa neden olmaktadır. Kandidemi tanısında ve takibinde beta-d-glukan vb. testler de kullanılmaktadır ancak henüz bu tür testler her merkezde yaygın olarak kullanılamamaktadır. Günümüzde trombositlerin yalnızca hemostatik değil enflamatuar sürece de olan katkısı bilinmekte ve farklı hastalıklarla olan ilişkileri de araştırılmaktadır. Trombositlerin kandidemi ile olan ilişkisine dair çalışmalar ise yetersizdir. Kandidemi tanısı ve takibi için beta-d-glukan gibi testlere ulaşılamayan merkezlerde, trombosit ve MPV ölçümü gibi ucuz ve ulaşılabilir testlerden yardım alınması hekimler için kolaylık sağlayabilmektedir. Yoğun bakımda kandidemi gelişen hastalarla ilgili yaptığımız çalışmada; trombosit ve MPV seri ölçümlerinin, yaşayan ve exitus olan hasta gruplarının takibinde kan kültürlerinin alındığı gün ve takiplerindeki 3. ve 7. günde aralarında farklılıklar olduğu tespit edilmiştir. Bu farklılıklar trombosit sayılarında ilerleyen günlerde düşüklük ve ortalama trombosit hacminde yükseklik şeklinde ortaya çıkmıştır. Yapılan istatistikler sonucunda bu farklılıkların mortalite takibinde anlamlı olduğu saptanmıştır.Öğe A rare side effect of entecavir : hepatomegaly and steatosis(2017) Bal, Tayibe; Önlen, Yusuf; Şahin, Selma İlkayHepatomegali ve steatoz nükleozid analoglarının nadir görülen ancak fatal seyredebilen bir yan etkisidir. Bu olgu sunumunda 5 yıl süre ile entekavir tedavisi almakta olan 53 yaşında erkek hastada hepatomegali ve steatoz gelişimi sunulmuştur. Hastada entekavir tedavisi sırasında laktik asidoz bulgusu olmaksızın progresif hepatomegali ve steatoz gelişmiştir. Entekavir tedavisi tenofovir ile değiştirildikten 3 ay sonra karaciğer boyutu normalleşmiş ve tenofovir tedavisinin ilk 3 yılında normal aralıkta seyretmiştir. Bu nedenle, hepatomegali ve steatozun entekavir tedavisine bağlı gelişmiş olması muhtemeldir. Nükleozid analoglarının neden olduğu hepatomegali ve steatoz nadirdir ve bildirilen olguların çoğunda laktik asidoz ile ilişkilidir. Bildiğimiz kadarıyla daha önce entekavir tedavisine sekonder, laktik asidoz bulgusu olmaksızın gelişen hepatomegali ve steatoz olgusu bildirilmemiştir. Bu olgu sunumunun amacı entekavirin nadir görülen bir yan etkisini ortaya koymak ve uygulanan tedavi yaklaşımını paylaşmaktırÖğe Retrospective Analysis of Cases with Imported Malaria in Hatay Province of Turkey: Seventy-Five Cases in Ten Years(Galenos Publishing House, 2019) Şahin, Selma İlkay; Çabalak, Mehmet; Bal, Tayibe; Ocak, Sabahattin; Önlen, Yusuf; Çulha, GülnazObjective: Cases with imported malaria have increased complication and mortality rates because of delayed diagnosis and treatment in non-endemic countries. This study aimed to investigate the incidence and clinical features of imported malaria in our clinic during the past 10 years. Methods: This retrospective study included 75 cases diagnosed as having imported malaria in our clinic between January 2008 and December 2017. The epidemiological data, laboratory findings, treatment data and clinical course of the cases were obtained from system records. Results: Patients were predominantly male (%98.6) with a median age of 51 (23-64) years. All cases were infected with Plasmodium falciparum, had a recent travel history to Sub-Saharan African countries and none had received chemoprophylaxis before travel. The incidence of imported malaria showed a declining trend after 2015. The most common findings were fever (100%), thrombocytopenia (84%) and anemia (72%). Although 8% of patients had presented with severe malaria, none of them died. Conclusion: Despite increasing incidence of imported malaria in our country in recent years, there is a decrease in this number in our region. Since Turkey is one of the countries with the highest prevalence of imported malaria in the world, patients with fever and thrombocytopenia should be questioned whether or not they had a history of travel to malaria-endemic area. © 2019 Turkish Society for Parasitology.