Yazar "Şekerci, Yasemin Gümüş" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe ? 2021 ? cilt volume 30 ? sayı issue 4 ?227 Birinci Basamakta Sağlık Hizmeti Alan BireylerinPeriyodik Sağlık Muayenesi Yaptırma Durumları(2021) Şekerci, Yasemin Gümüş; Karaca, ZelihaAmaç: Bu çalışmanın amacı birinci basamak sağlıkhizmeti alan bireylerin periyodik sağlık muayenesiyaptırma durumlarını ve bunu etkileyen faktörleribelirlemektir. Yöntem: Tanımlayıcı-kesitsel tipteki çalışma,bir aile sağlığı merkezine başvuran 400 bireyleyürütülmüştür. Veriler sayı, yüzde dağılımı, min.,max. değerleri, aritmetik ortalama, standart sapma,Ki-Kare testi ve çoklu lojistik regresyon analizikullanılarak değerlendirilmiştir.Bulgular: Yaş ortalaması 40,47±16,47 olankatılımcıların %32,5’inde kronik hastalıkbelirlenmiştir. Katılımcıların %55,8’inin son bir yıliçinde periyodik sağlık muayenesi yaptırmadığı,%59,6’sının uygulamadan habersiz olduğu vefarkında olanların %79,9’unun periyodik sağlıkmuayenesinde amacı yanlış anladığı bulunmuştur.Ayrıca erkek olmanın kadın olmaya göre periyodiksağlık muayenesi yaptırmayı 0.37 kat azalttığı;çalışmanın çalışmamaya göre 0.54 kat, çocuğuolanların olmayanlara göre 0.25 kat, kronik hastalığıolanların olmayanlara göre 0.35 kat arttırdığıbelirlenmiştir.Sonuç: Çalışma sonucu aile hekimlerinin ve ailesağlığı elemanlarının periyodik sağlık muayenesikonusunda bireylerin farkındalık düzeylerini artırmakiçin daha fazla bilgilendirme, eğitim ve danışmanlıkyapmaları gerektiğini göstermektedir.Öğe AFGANİSTAN'DAN HATAY-OVAKENT'E GÖÇEN ÖZBEK KADINLARIN PREMENSTURAL-MENSTURAL VE MENOPOZ DÖNEMİNDE KULLANDIKLARI GELENEKSEL UYGULAMALAR(2021) Can, Rana; Şekerci, Yasemin Gümüş; Erenoğlu, RabiyeKültürel mirasın bir parçası olarak gelenekler, varlığını her toplumda sürdürmektedir. Ritüellerden oluşan gelenek, sosyalleşme süreci içinde varlık göstermektedir. Her kültürün kendine özgü yaşam biçimi vardır. Öğ renilmiş davranışların nesilden nesile aktarılması olarak karşımıza çıkan kültür toplumun üyeleri tarafından yaşatılır. Gelenekler toplumun günlük pratikleri içinde yer almaktadır. Bu pratikler doğumdan ölüme yaşamın her bölümünde farklı şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Sağlık ve hastalığı sürdürmede kültürel bir varlık olarak insanın gelenek ve görenekleri içinde birtakım uygulamaları gerçekleştirmesi ve bunu günlük pratiğinde kul lanması söz konusudur. İnsanın gelişimsel yaşam dönemleri içinde özellikle kadınlarda dönüm noktası sayıla bilecek fizyolojik değişiklikler önemlidir. Bu önemli fizyolojik değişim dönemlerinden ikisi mensturasyon ve menopoz dönemidir. Bu dönemlerin konforunu arttırmak bağlamında kullanılan geleneksel yöntemler bulun maktadır. Bu çalışmanın çıkış noktası da Akdeniz bölgesinin en doğusunda bulunan Hatay iline bağlı Antakya ilçesine 1980’li yıllarda göçle gelen Özbek asıllı Afgan göçmenlerinin geleneksel uygulamalarını belirlemektir. Göçmenler şehrin belli bir bölgesinde yerleşmiş olup kendi kültürlerini yaşatarak yıllardır varlıklarını sürdür mektedirler. Çalışmada kaynak kişilere ulaşılmış ve görüşme yöntemi ile bölgedeki halk hekimliği uygulamaları ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bölgenin kültürel değerlerini bilen, farklı yaş gruplarından kadınlar çalışmanın kaynak kişileridir. Çalışmada 50 Afgan göçmeni kadınla görüşmeler yapılmıştır. Bu çalışmanın amacı da farklı topraklardan göç edip belli bir coğrafyada yaşamını sürdüren, her geçen gün nüfüsu artan, kendi gelenek ve göreneklerini yaşamın her anında sürdürmeye devam eden nüfusunun yarısının Özbek asıllı Afgan göçmeni kadınların âdet öncesi, âdet dönemi ve menopoz dönemine ilişkin geleneksel uygulamalarını belirlemektir. Bu dönemlerde yaşanan belirtileri gidermek ve bu dönemi konforlu geçirmek bağlamında kadınların evlerindeki olanaklarla yaptıkları bitkisel, hayvansal drogları kullanmaları kültürel açıdan önemlidir. Bu çalışma sonucunda kadınları özel dönemlerinde rahatlamak için genellikle bitkisel ve hayvansal ilaçları kullandığı görülmektedir. Kadınlar tarafından semptomları gidermede günlük yaşamda tüketilen bakliyatlar, çeşitli çaylar, yoğurt en çok kullanılan ürünlerdir. Ağrıları gidermede hayvanın derisinin kullanılması dikkat çeken uygulamadır. Bu ürün lerin ezerek, ısıtılarak, pişirilerek gibi farklı formlarda kullanıldığı görülmektedir. Kimi zaman bu ürünlerden karışımlar yapıldığı görülmektedir. Çeşitli yağlarla yapılan masajlar bölge halkı tarafından tercih edilmektedir. Premenstural-menstural dönemdeki ağrılar ile baş etmede kantaron yağı, zeytinyağı, çam fıstığı yağı, mayda noz, ısırgan otu, nohut, yeşil çay, yoğurt kullanılmaktadır. Ayrıca hamur, taş ve patlıcan ısıtılarak sıcak uygu lama için ağrıyan bölgeye konulmaktadır. Özellikle ağrıda koyun derisine girmek, horoz derisini ağrı olan böl geye bağlamak bölge kadınının temel uygulamaları arasındadır. Mensturasyon döneminde tırnak kesmeme, banyo yapmama, kıl/tüy almama, saç kesmeme yapılan uygulamalar arasındadır. Menopoz dönemi semptomları azaltmaya/gidermeye yönelik havuç, turp, limon, zeytinyağı, yeşil çay en sık kullanılan bitkisel ürünlerdir. Kendi topraklarında uzakta yaşayan bu toplumun günümüzde hâlen kendi geleneklerini sürdürdüğü görülmek tedir. Sonuç olarak kadınların günlük mutfakta kullandıkları ürünleri çeşitli semptomları gidermede kullandık larını söyleyebiliriz.Öğe Engeli Olan Bir Küçük Beden ve Engeli Olan Birçok Kalp(2021) Şekerci, Yasemin Gümüş; Batmaz, RabiaAmaç: Bu çalışma işitme engelli çocuklara ve velilere yönelik uygulanansosyal etkinlik programının yaşam kalitesine olan etkisinideğerlendirmek amacıyla yapılmış yarı deneysel bir çalışmadır.Yöntem: Çalışmanın örneklemi bir işitme engelliler okulunda eğitimgören 35 öğrenci ve 24 veliyi kapsamaktadır. Öğrenciler ve velileriiçin uygulanan sosyal etkinlik programı, sekiz hafta boyunca (ilk veson görüşme hariç) haftada bir gün üç saat olacak olacak şekildedüzenlenmiştir.Bulgular: Sosyal etkinlik programı sonrasında çocukların yaşam kalitesipuanları artış göstermiş fakat bu artış arkadaş alt boyutu hariçdiğer boyutlarda istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermemiştir(p>0,05). Program sonrasında velilerin yaşam kalitesi puanlarındaistatistiksel olarak anlamlı bir artış belirlenmiştir (p<0,05).Sonuç: Çalışmada sosyal etkinlik programının çocuğun yaşam kalitesindeyetersiz kalırken, ailenin yaşam kalitesini olumlu yöndeetkilediği sonucuna ulaşılmıştır.Öğe Hemşirelik Öğrencilerinde Kültürel Duyarlılığın Kendini Belirleme(Güvengenlik) ile İlişkisi(2021) Şekerci, Yasemin GümüşAmaç: Bu çalışma hemşirelik öğrencilerinde kültürel duyarlılığın kendini belirleme (güvengen lik) ile ilişkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır.Yöntem: Bu kesitsel çalışma Türkiye’nin sınır illerinden birinde bulunan bir üniversitede yü rütülmüştür. Çalışma örneklemini 248 öğrenci hemşire oluşturmuştur. Verilerin toplanmasın da sosyodemografik ve sosyokültürel özelliklerin yer aldığı tanıtıcı bilgi formu, KültürlerarasıDuyarlılık Ölçeği ve Kendini Belirleme (Güvengenlik) Ölçeği kullanılmıştır. Veriler tanımlayıcıistatistikler, bağımlı gruplarda t testi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA), Tukey HSD testi vekolerasyon analizi kullanılarak değerlendirilmiştir.Bulgular: Katılımcıların yaş ortalaması 21.05 ± 2.03 olup, %62.9’u kadındır. Öğrencilerin %44.8’iyabancı dil bildiğini, %27.8’i farklı ülkelere gittiğini, %50’si sosyal medya aracılığıyla farklı ülke lerden kişilerle iletişim kurduğunu, %58.1’i farklı ülkelerin kitle iletişim araçlarını takip ettiğini,%56.5’i farklı kültürden hastalara hemşirelik bakımı sunduğunu ve %41.9’u farklı kültürden has ta ve sağlıklı bireylere bilgilendirme, sağlık eğitimi ya da danışmanlık yaptıklarını belirtmiştir.Öğrenciler Kültürlerarası Duyarlılık Ölçeği’nden 83.30 ± 19.40, Kendini Belirleme (Güvengenlik)Ölçeği’nden 96.83 ± 15.24 puan almışlardır. Öğrencilerin kültürel duyarlılığını ve güvengenlikle rini etkileyen birçok sosyoekonomik ve sosyokültürel faktör belirlenmiştir. Öğrencilerin kültürelduyarlılığının güvengenlik ile pozitif yönde yüksek düzeyde, çekingenlik ile negatif yönde ortadüzeyde istatistiksel olarak anlamlı ilişkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır (P < .001).Sonuç: Çalışmada öğrencilerin orta düzeyde kültürel duyarlılık ve güvengenlik seviyelerinin olduğubelirlenmiştir. Kendine güvenen hemşirelik öğrencilerin kültürel duyarlılık düzeylerinin daha yüksekolduğu saptanmıştır. Öğrencilerin hemşirelik eğitimi sırasında özgüveni yüksek bireyler olarak eği tilmelerinin hastaya özgü ve kültüre duyarlı bakım sağlamada katkısı olacağı sonucuna ulaşılmıştır.Öğe Hemşirelik Öğrencilerinin Doğal Afet Okuryazarlık Düzeyleri ve Eğitim Etkinliğinin Değerlendirilmesi(2023) Şekerci, Yasemin Gümüş; Ayvazoğlu, Gülşah; Çekiç, MustafaAmaç: Bu çalışma, hemşirelik öğrencilerine verilen doğal afet eğitiminin, doğal afet okuryazarlık düzeyine olan etkisini değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışma, hemşirelik bölümünde öğrenim gören 302 öğrenci ile yürütülmüş, öntest sontest tek grup modelli yarı deneysel düzende yapılmıştır. Öğrencilere gruplar halinde 120 dakikalık “doğal afet eğitimi” verilmiş ve uygulaması yaptırılmıştır. Veriler, Kişisel Bilgi Formu, Doğal Afet Okuryazarlığı Davranış Ölçeği, Doğal Afet Okuryazarlığı Bilişsel Eğilim Ölçeği kullanılarak eğitim öncesi ve eğitimden hemen sonra olmak üzere iki aşamada toplanmıştır. İstatistiksel değerlendirme; sayı, yüzde, minimum ve maksimum değerleri, ortalama, standart sapma ve bağımlı gruplarda t testi kullanılarak yapılmıştır. Bulgular: Öğrencilerin %53.6’sı kendisinin, %64.9’u birinci derece yakınlarının doğal afet yaşadığını bildirmişlerdir. Öğrencilerin çoğunluğu daha önce afet eğitimi almış ve halen ilkyardım eğitimi (%26.6), afete yönelik seminer ve konferans (%18.1), deprem tatbikatı (%17.5), yangın tatbikatı (%15.2), arama-kurtarma (%13.1) ve yardım kampanyalarına (%9.5) katılmak istediklerini belirtmişlerdir. Doğal afet eğitimi sonrasında öğrencilerin doğal afet okuryazarlığı duyuşsal eğilimlerinde ve davranışlarında artış olmuştur (p<.001). Sonuç: Doğal afet eğitimi, hemşirelik öğrencilerinin doğal afet okuryazarlık tutum ve davranışlarını olumlu yönde etkilemiştir. Öğrenciler, doğal afetlerle ilgili faaliyetlere katılmak istediğini belirtmişlerdir. Bu doğrultuda, afet eğitimi, hemşire adaylarını afet yönetimine hazırlamada önemli bir rol oynayacak olan hemşirelik müfredatına dâhil edilmelidir. Öğrencilere, doğal afetlerle ilgili seminer, konferans, eğitim faaliyetlerinin yanı sıra uygulamalı tatbikatların düzenlenmesi önerilmektedir.