Yazar "Alakuş, Halil" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Gastrointestinal foreign bodies in Dogs and Cats: (2018–2020) 32 Cases(Universidad del Zulia, Facultad de Ciencias Veterinarias, 2022) İşler, Cafer Tayer; Kırgız, Ömer; Deveci, Mehmet Zeki Yılmaz; Alakuş, İbrahim; Alakuş, Halil; Yurtal, Ziya; Altuğ, Muhammed EnesGastrointestinal foreign bodies (GFB) in cats and dogs are among the life-threatening surgical diseases that require invasive surgery. This study aimed to evaluate the cases of GFB in 32 cats and dogs diagnosed and treated in Hatay Mustafa Kemal University Veterinary Health Practice and Research Hospital. Information regarding the type, breed, age, sex, clinical symptoms, characteristics of foreign bodies (FB) localization, prognosis, type of treatment administered, and conditions determined in postoperative controls was collected. The cases were aged between 1 and 7 years and adult animals were also included. The rate of FB incident was the same in male and female cats, whereas male dogs had a higher rate of FB incident. Strings/ ropes and metallic objects were the most common foreign objects found in animals. Early diagnosis and treatment were important in preventing complications in the cases, FB was usually found in the stomach, and vomiting was the most common clinical symptom. Further, surgical intervention (gastrostomy/enterotomy) was the most common treatment method with a rate of 53.13 % for treating FB in the gastrointestinal system that yielded successful results. Thus, to avoid complications and for a good prognosis, owners must be conscious and seek for diagnosis and treatment as soon as they notice the incidence of swallowing a FB, so as to ensure early diagnosis and treatment. © (2022). All Rights Reserved.Öğe Kedi ve Köpeklerde Koksofemoral Eklem Çıkıklarının Tedavisinde Modifiye Toggle Pin Tekniğinin Retrospektif Olarak Değerlendirilmesi(2021) Yurtal, Ziya; Deveci, Mehmet Zeki Yılmaz; Altuğ, Muhammed; Alakuş, İbrahim; Alakuş, Halil; İşler, CaferBu klinik retrospektif çalışmada, koksofemoral çıkık şekillenen kedi ve köpeklerde modifiye toggle pin tekniğinin kullanımı ve sonuçlarının değerlendirilmesi amaçlandı. Çalışma materyalini 13 kedi, 20 köpek olmak üzere toplam 33 vaka oluşturdu. Kedilerin ağırlık ortalaması 3.2 kg, köpeklerin ağırlık ortalaması 18.0 kg idi. Koksofemoral çıkığın tespiti için radyografik ve klinik muayeneler yapıldı. Asetabular stabilizasyon için modifiye toggle aparatı olarak kirschner telinden hazırlanan farklı ebatlarda modifiye toggle pinler kullanıldı. Monofilament sütür materyali olarak balıkçı misinası kullanıldı. Lateral stabilizasyon için trochanter mayore açılan transvers delik, kirschner telinden hazırlanan pin ve rondela kullanımı olmak üzere 3 farklı uygulama yapıldı. Kullanılan teknikten bağımsız olarak, 13 kedinin 12’sinde herhangi bir komplikasyon şekillenmedi ve sonuç %92 başarı ile mükemmel olarak kaydedildi. Bir vakada ise yeniden travmaya maruz kalması sonucu reluksasyon şekillendi (%8). Köpeklerde 10 vakada herhangi bir komplikasyon şekillenmedi (%50), 2 vakada yeniden travmaya maruz kalması sonucu reluksasyon şekillendi (%10), 8 vakada ise subluksasyon görüldü (%40). Subluksasyon şekillenme nedeni operasyon öncesi kalça ekleminde başka patolojilerin varlığına bağlandı. Sonuç olarak; koksofemoral çıkıklarda kedilerde modifiye toggle pin tekniği başarılı bir şekilde kullanılırken, köpeklerde bu başarının kedilere nazaran daha düşük olduğu görüldü. Uygulanan tekniğe bakılmaksızın, köpeklerin kedilerden hacim ve ağırlık olarak daha büyük olması başarı oranını azaltmıştır. Operasyon yapılacak vakaların doğru seçilmesinin sonuca önemli derece etki edebileceği ortaya konmuştur.Öğe Kedi ve Köpeklerde Metakarpal ve Metatarsal Kırıkların Tedavisi (32 Vakada Retrospektif Değerlendirme)(2022) Deveci, Mehmet Zeki Yılmaz; Altuğ, Muhammed; Alakuş, İbrahim; Yurtal, Ziya; Kırgız, Ömer; Alakuş, Halil; Ceylan, ErenKüçük hayvan hekimliğinde kedi ve köpeklerde metakarpal (MK) ve metatarsal (MT) kırıklarla sık karşılaşılmaktadır. Tedavide konservatif ve cerrahi yöntemler tanımlanmıştır. Bu çalışmada MK/MT kırık belirlenen 32 vakanın (22 kedi, 10 köpek) tanı, tedavi ve prognoz süreçlerinin değerlendirilmesi amaçlandı. Hastaların demografik ve diyagnostik bilgileri, yapılan preoperatif ve perioperatif işlemler, uygulanan tedaviler, postoperatif işlemler ve prognoz süreci çalışma kapsamındadır. MK/MT toplam 97 kırık kemikte en çok diyafizer 1/3 (43 kemik) ve distal 1/3 (48 kemik) lokalizasyonlarda kırıklar belirlendi. En çok görülen kırık şekilleri transversal (65) ve oblik (27) olarak belirlendi. Toplam 39 ekstremitenin %25.64’ünde bir kemik, %20.51’inde iki kemik, %33.33’ünde üç kemik, %20.51’inde dört kemiğin kırıldığı belirlendi. Tedavide MK/MT kırığı olan 39 ekstremiteden 11 ekstremitede eksternal koaptasyon, 23 ekstremitede açık cerrahi redüksiyon ile osteosentez, 4 ekstremitede kafes istirahati ve 1 ekstremitede amputasyon uygulandı. Kedi ve köpeklerin toplamında cerrahi osteosentez uygulanan 23 ekstremiteden 19’unda prognoz çok iyi, 3’ünde iyi olduğu ve bir vakada postoperatif ölüm şekillendiği belirlendi. Eksternal koaptasyon uygulanan 11 ekstremitenin 6’sında çok iyi, 5’inde iyi; kafes istirahati uygulanan 4 ekstremiteden 2’sinde çok iyi, birinde iyi ve birinde orta olarak belirlendi. Bu çalışmayla kedi ve köpeklerin metakarpal ve metatarsal kırıklarının tedavi süreci, tanı ve klinik sonuçlar ile birlikte değerlendirilerek özgün veriler sunuldu. Kapalı, disloke olmamış, MK ve MT kemiklerin yük binmeyen veya tek kemiğinde olan kırıklarda konservatif tedavinin başarılı olabildiği; ancak, iki veya daha fazla kemiğin etkilendiği, disloke olmuş ve yük verilen MK/MT kırıklarda cerrahi osteosentez uygulamasının elzem olduğu kanısına varıldı.Öğe Prevalence of pelvic fractures in cat and dogs: A retrospective study in 183 cases (2016-2020)(2022) Yurtal, Ziya; Deveci, Mehmet Zeki Yılmaz; Alakuş, İbrahim; Kırgız, Ömer; Alakuş, Halil; İşler, Cafer; Altuğ, MuhammedThis study aims to classify radiographically diagnosed pelvic fractures in cats (n = 103) and dogs (n = 80). The pelvic bone resembles a box structurally, and as a result of the trauma of this bone, multiple fractures usually occur. Radiographs of cats and dogs exposed to various traumas were evaluated and classified as ilium, ischium, pubis, acetabulum, sacroiliac luxations and symphysis pubis fractures. The mean age of the cases included in the study was 16.9 months in cats and 19.2 months in dogs. Pelvic fractures were more common in females than males (?=57.9%, ?= 42.1%). In this context, it was constituted 18.7% ilium fractures, 12.6% pubis fractures, 18.9% ischial fractures, 11.3% acetabulum fractures, 29.2% sacroiliac luxation and 9% symphysis pelvis fractures of pelvic fractures. As a result, it was revealed that multiple fractures could be seen in traumas taken to the pelvic area and their rates.Öğe Ratlarda Propofol ve Ketamin Anestezisinin Kızılötesi Termografik Görüntüleme ile Farklı Bölgelerde Belirlenen Lokal Sıcaklık Değişimlerine ve Reflekslere Etkileri(2022) Deveci, Mehmet Zeki Yılmaz; İşler, Cafer; Alakuş, HalilAmaç: Bu çalışmada iki farklı genel anestezik uygulanan ratlarda indüksiyon ve uyanma dönemlerinde hareket ve reflekslerin, ayrıca farklı vücut bölgelerinde Kızılötesi termografik görüntüleme (KTG) ile lokal sıcaklık ölçümlerinin anestezikler ve lokalizasyonlar açısından incelenmesi amaçlandı.Materyal ve Metot: Çalışmada 20 adet Wistar rat kullanıldı. Ksilazin hidroklorür ile sedasyon uygulamasından sonra ratlar iki gruba (n=10) ayrılarak Grup 1 ketamin hidroklorür, Grup 2 ise propofol ile genel anesteziye alındı. Anestezi süresince hareket ve reflekslerin kayboluşu, uyanma döneminde ise bunların dönüş süreleri kaydedildi. KTG incelemesinde ağız, burun, göz, kulak ve rektum bölgelerinde anestezi öncesi, sırası ve sonrasında belirli sürelerde lokal sıcaklıklar kaydedildi.Bulgular: Uyanma döneminde Grup 2’de duyu, hareket ve reflekslerde dönüş süreleri Grup 1’e göre anlamlı derecede fazla bulundu (p<0,05). KTG ölçümlerinde anestezi sırasında lokal sıcaklıklarda gruplar arasında anlamlı istatistiksel farklılıklar bulundu (p<0,05). Grup içi lokal sıcaklık karşılaştırmasında her iki grupta tüm bölgeler arasında önemli istatistiksel farklar bulundu (p<0,05).Sonuç: Ratlarda KTG ile anestezi ve uyanma sürecinde değişen lokal sıcaklık dereceleri ve farklılıklar belirlendi. Her iki grup verilerine dayanarak en uygun lokal KTG alanının oküler bölge olduğu değerlendirildi. Gelecek çalışmalarda farklı patolojik lezyonların tanı ve iyileşme süreçlerinde KTG ile incelenmesinin faydalı olacağı düşünüldü.Öğe Three-dimensional printing applications in veterinary surgery(2022) Deveci, Mehmet Zeki Yılmaz; Altuğ, Muhammed; İşler, Cafer; Alakuş, Halil; Kırgız, Ömer; Alakuş, İbrahimThanks to three-dimensional (3D) image structuring methods, 3D printing products have been used for many purposes in veterinary medicine in recent years. It can be used in many stages like vocational training in veterinary surgery, informing the patient before the operation, surgery planning, surgical method rehearsal, patient-specific intraoperative drilling and cutting guide, patient-specific implant, prosthesis, or orthosis production. The fact that the patient-specific model can be produced with 3D printing and its similarity to reality, the economic and minimal microbial risk makes 3D models attractive. It is inevitable that its effective use will become widespread in Turkey with its advantages such as the advantages it provides in treatment, being economical and allowing patient-specific procedures. In this article, the potential of the use of 3D printing products in veterinary medicine and especially in veterinary surgery, the stages of 3D printing production, current applications, areas of use, current situation, and future are examined in detail. Thanks to the 3D model, the physiopathology and treatment process can be shown more clearly on the organ model to patient owners, providing great convenience to veterinarians. Veterinarians can produce any material that they can use in clinical practice with 3D printing. Apart from these basic applications, advanced surgical planning and rehearsal procedures, production and intraoperative use of patient-specific drilling and cutting guides, production of patient-specific implants and various biomaterials, and other applications that have been studied have effective advantages in increasing the success of treatment. In case the surgical method requires a complex series of procedures and the area to be operated includes complex and intricate structures, the success of the surgery is increased by performing advanced surgical planning with 3D printing products. Thanks to this rehearsal, shortening the operation and anesthesia time, reducing the possibility of mistake and iatrogenic damage in the surgical procedure, pre-planning the materials and implants to be used according to this model, and bending the implants if necessary, giving the ideal shape before the operation provide important advantages. It is inevitable that 3D printing will be used more widely and effectively in veterinary surgery in the near future. Studies on the use of 3D printing technology in veterinary clinical sciences, especially in veterinary surgery, will provide significant benefits and original contributions to veterinary surgery practice.