Yazar "Altuğ, Muhammed Enes" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 22
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 2005-2009 yılları arasında Bolu bölgesinde buzağılarda tespit edilen anomali olgularının değerlendirilmesi(2016) İşler, Cafer Tayer; Altuğ, Muhammed Enes; Gönenci, Ramazan; Aytekin, İsmailBu çalışmada Bolu bölgesinde önemli ekonomik kayıplara neden olan ve son yıllarda buzağılarda artış gösteren anomali olguları incelendi. Anomali olgularının yıllara göre dağılımı, hangi tip anomalilere rastlanıldığı, anomalilerin şekillenme oranı ve başvurulabilecek tedavi ile önlem alma yolları değerlendirildi.Öğe Bir Alman Kurt köpeğinde mukosel (Sialosel) olgusu(2009) Gönenci, Ramazan; Yüksel, Hayati; Altuğ, Muhammed Enes; Koç, AhmetBu çalışmada, yedi yaşlı dişi bir Alman Kurt köpeğinde karşılaşılan mukosel olgusu klinik ve histolojik olarak değerlendirildi. Hayvanın klinik, radyografik ve hematolojik muayeneleri yapıldı. Klinik muayenede sol boyun bölgesinde solunum, yeme ve içme faaliyetlerine engel olan 8x9 cm8boyutlarında, hafif fluktuan yapıda, deneysel punksiyonda kanlı, yapışkan ve irinsiz içerikle dolu olan kitle tespit edildi. Operasyonla alınan kitlenin ışık mikroskobunda histopatolojik olarak incelenmesi sonucunda mukosel olduğu belirlendi.Öğe Bir buzağıda rastlanan paraziter thoracoventropagus ikizlik ve konjenital malformasyonlar(2005) Altuğ, Muhammed Enes; Gönenci, Ramazan; Ateşoğlu, Emine ÖzlemBu olgu sunumunu Veteriner Fakültesi Cerrahi kliniğine getirilen 3 günlük, erkek, holstein melezi ikiz buzağı oluşturdu. Klinik muayenede, ikizlerden birinin normal, küçük ve parazitik olan diğerinin ise normal buzağının göbek ve sternumu arasında ventral karın duvarına yapışık olduğu görüldü. Parazit ikiz operasyonla tutunduğu bölgeden uzaklaştırıldı. Parazit ikizin nekropsisinde; ağız, yanak ve dişlerin şekillendiği; dil, iskelet sistemi ve gözün tam olarak gelişmediği; kulak, kulak yolu, farinks, epiglottis, burun boşluğu, beyin ve beyinciğin hiç gelişmediği gözlendi. Baş bölgesinin arkasında 5x5x8 cm ebatlarında serohemorajik içerikli fluktuasyonlu bir kese bulunan parazit ikizde; kolumna vertebralis ve medulla spinalisin gelişimini tamamlamadığı, sağ skapula, humerus ve antebrahium dışında ön ve arka bacak kemiklerinin bulunmadığı belirlendi. Göğüs kafesi ve organları yoktu ancak özefagus mide benzeri bir yapı ile uzanarak duedonumla kör bir kese şeklinde sonlanıyordu. Jejenum, ileum ve sekum tam gelişirken mekonyum dolu kolon kör kese olarak sonlanmıştı. Ayrıca karaciğer, böbrek, idrar kesesi, genital organlar, anüs ve rektum yoktu. İkizlerde ortak organ olmaması sağlıklı yavrunun prognozunu olumlu etkiledi ve postoperatif hiçbir komplikasyonla karşılaşılmadıÖğe Bir İskenderun güvercininde görülen konjenital angulasyon deformite olgusunun osteotomi ve modifiye external fixation yöntemiyle rekonstrüksiyonu(2012) İşler, Cafer Tayer; Altuğ, Muhammed EnesOlgu sunumu materyalini Mustafa Kemal Üniversitesi Veteriner Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalına getirilen 40 günlük, 300 gram ağırlığında İskenderun Güvercini oluşturdu. Anamnezde; deformitenin yumurtadan çıkan sekiz yavrudan sadece birinde görüldüğü, diğerlerinin normal olduğu öğrenildi. Klinik muayenede; genel durumu iyi olmasına rağmen ayakta duramadığı, radyolojik muayenede; sol bacak normal iken sağ bacakta doğuştan tibial angulasyon deformitesi ile birlikte laterale 85 derece torsiyon, ayak ve bacağın laterale deviasyonu saptandı. Deforme bacaktaki kalça, diz ve tarsal eklemin aynı düzlemde bulunmadığı, genu ve coxa-femoral eklem oryantasyonunun bozulduğu belirlendi. Anestezi indüksiyonu intramusküler 60 mg/kg-1 ketamie HCl ile gerçekleştirildi. Trakea entübe edildi. Anestezinin devamlılığı %30 oksijen ve %2-5 end-tidal sevoflurane konsantrasyonda sürdürüldü. Deformasyon osteotomiyi takiben modifiye external fixation ile düzeltildi. Olgunun klinik, anestezi ve operatif aşamalarının sunulmasının pratiğe katkısı olacağı düşünüldü.Öğe Bir köpekte gastrik tümör olgusu(2016) İşler, Cafer Tayer; Aytekin, İsmail; Altuğ, Muhammed Enes; Gönenci, RamazanBu olguda iştahsızlık, halsizlik, zayıflama, kusma, poliüri, melena şikâyetleriyle kliniğe getirilen 9 yaşlı, erkek, Setter ırkı bir köpeğin yapılan otopsisinde teşhis edilen gastrik tümör olgusu değerlendirildi. Köpek farklı klinik ve biyokimyasal muayene ve tedavi denemeleri devam ederken öldü. Mide dışarı alınarak kesit uygulandığında mukozasının karnabahar görünümünde olduğu görüldü. Veteriner hekimlik alanında sık rastlanılmayan, kötü prognoz, yüksek morbidite ile seyreden gastrik tümör olgusu klinik, biyokimyasal parametreler ve otopsi bulguları ile değerlendirildiÖğe Bir köpekte rostral mandibula kırığının akrilik eksternal fiksatör ile tedavisi(2017) İşler, Cafer Tayer; Yurtal, Ziya; Deveci, Mehmet Yılmaz Zeki; Kırgız, Ömer; Alakuş, İbrahim; Altuğ, Muhammed EnesBu olgu sunumunda, rostral mandibula kırığında akrilik eksternal fiksatör tekniğinin klinik değerlendirilmesi amaçlanmıGtır. Olguyu 1 yaGlı, 25 kg ağırlığında, erkek, melez ırk bir köpek oluGturdu. Klinik muayenede sağ mandibulada deformasyon, aGırı ağrı ve ağızda salivasyon görüldü. Radyografik muayenede sağ mandibulanın rostralinde unilateral kırık belirlendi. Cerrahi iGlemler ksilazin-ketamin anestezisiyle gerçekleGtirildi. Kırık fiksasyonu fragmentlerin redüksiyonundan sonra transmandibular 6 adet steinmann pin yerleGtirilerek eksternal fiksator ile sağlandı. Steinmann pinlerin dıGarıda kalan uçlarına plastik bir boru yerleGtirildi ve boru içine metilmetakrilat monemerinden hazırlanan akrilik enjekte edildi. Plastik borunun içindeki akrilik üç beG dakika sonra sertleGerek tam bir rijit fiksasyon sağlandı. Çene hareketleri ve maloklüzyon olup olmadığı kontrol edildi. Operasyondan sonraki radyografiler kırık fiksasyonunun düzgün bir Gekilde sağlandığını gösterdi. Operasyondan 2 ay sonra eksternal fiksatör uzaklaGtırıldı. Postoperatif herhangi bir komplikasyona rastlanmadı.Öğe Bir koyun işletmesinde görülen anomali vakalarının değerlendirilmesi(2016) İşler, Cafer Tayer; Altuğ, Muhammed Enes; Gönenci, Ramazan; Aytekin, İsmailAnomali vakalarının insidansına yönelik çalışmalar sığırlar üzerinde yoğunlaştığı, küçük ruminantlara yönelik çalışmaların ise ihmal edildiği gözlendi. Bu çalışmada 109 akkaraman koyun ve 10 adet sakız koçundan oluşan ve ikiz gebeliğin yaygın olduğu bir koyun işletmesinde görülen anomali olguları değerlendirildi. Sonuç olarak; bir koyun işletmesinde karşılaşılan anomali olguları, düşük ve gebe kalamamaya bağlı olarak yaklaşık %25 oranında önemli bir kayıp oluşturduÖğe Bir Sansarda Desflurane Anestezisi eşliğinde Antebrachium kırığının tedavisi(2012) Altuğ, Muhammed Enes; İşler, Cafer TayerBu olgu sunumunun materyalini Mustafa Kemal Üniversitesi Veteriner Fakültesi kliniklerine getirilen 2 yaşındaki, 520 gr erkek bir sansar oluşturdu. Klinik muayenede; bilinç kaybı, sallantılı yürüme, topallık, iştahsızlık, halsizlik, dehidrasyon, yüksek ateş ile karakterize şok tablosu belirlendi. Radyolojik muayenede; sağ ön kolda diafizer transversal antebrachium (radius ve ulna) kırığı ve oblik metacarpus IV kırığı saptandı. Hastanın genel durumu sıvı tedavisi, antibiyotik ve kortikosteroid uygulaması ile düzeltildi. Kalp ve solunum fonksiyonları operasyon öncesi, sırası ve sonrasında kontrol edildi. Anestezi indüksiyonu intramusküler 0.1 mg.kg-1 medetomidine HCL ve 25 mg.kg -1 ketamine HCL ile gerçekleştirildi. Anestezinin devamlılığı %30 oksijen ve %9-12 end-tidal desflurane konsantrasyonda sürdürüldü. Anestezi öncesindeki dakikada kalp atımı (Hr:160), solunum sayısı (Rr:50), arteriyel oksijen hemoglobin saturasyonu (SpO 2:94) ve vücut ısısı (T:380C) değerleri medetomidine+ketamin (Hr:72, Rr:30, SpO2:90, T:370C) ve desflurane uygulaması (Hr:128, Rr:18, SpO2:88, T:360C) sırasında azaldı. Açık redüksiyonla kırık hattına ulaşıldı ve 0.6 mm çaplı serklaj teli ile kırık fragmentler tesbit edildi. Metacarpus IV kırığı için bandaj uygulandı. Operasyondan sonra hayati fonksiyonlar normal düzeylerine (Hr:137, Rr:40, SpO2:98, T:360C) döndü. Postoperatif 30 gün sonra alçılı bandaj çıkarıldı. Sansar düzgün yürümeye başladı. Doğal yaşamına dönmesi için ormanlık bir alanda serbest bırakıldı. Sonuç olarak; sansarda desflurane anestezisi sonrası kendine gelme süresi evcil karnivorlardan daha uzun olduğu ve % 9-12 end-tidal desflurane konsantrasyonu ortopedik cerrahide güvenli bir şekilde kullanılabilir.Öğe Effect of induction agents on the antioxidative activity of desflurane in dogs(2008) Altuğ, Muhammed Enes; Gönenci, Ramazan; Yarsan, Ender; Öztürk, AtakanThe objective of this study was to determine the effects of different induction agents on the antioxidative activity of desflurane in dogs. Sixteen healthy male crossbreed dogs, aged between 1 and 2 years and weighing between 16 and 22 kg were equally divided into two groups. Anaesthetic protocols were designed as midazolam + thiopental + desflurane (Thio-Des group) or midazolam + ketamine + desflurane (Ket-Des group). Anaesthesia was induced with 0.3 mg kg-1 midazolam + 10 mg kg-1 thiopental or 0.3 mg kg-1 midazolam + 10 mg kg-1 ketamine hydrochloride combinations intraveneously. Anaesthesia maintenance was continued for 70 min(s) with 7-8% desflurane. Blood catalase, superoxide dismutase and hemoglobin activities were measured at control, anaesthesia induction, during the desflurane anaesthesia, one hour after anaesthesia and 24 hours after anaesthesia. In conclusion, thiopental administration in the anaesthesia induction increased superoxide dismutase activity (p<0.05), whereas ketamine administration increased the catalase (p<0.05) and hemoglobin (p<0.01) activities during desflurane anaesthesia. But, these enzymes simultaneously decreased in both groups one day after anaesthesia (p>0.05). Therefore, it is possible that induction agents play a significant rol on the antioxidative effects of desflurane anaesthesia.Öğe Effects of high dose lead toxication on liver, kidneyse, heart, brain and blood in rabbits : An experimental study(2008) Durgut, Ramazan; Koç, Ahmet; Gönenci, Ramazan; Bal, Ramazan; Çelik, Sefa; Güzel, Murat; Altuğ, Muhammed Enes; Ateşoğlu, Emine ÖzlemThe aim of the study was to investigate effects of high dose lead (Pb) exposure on heart, blood, kidney, liver and brain in rabbits using clinical, electrocardiographical (ECG), ultrasonographical, haematological, biochemical and pathological methods. The experiments were performed on 15 male New Zealand rabbits, divided into three equal groups and were orally given 80 ppm or 160 ppm Pb for 15 days and the other group was used as control. Administration of 80 or 160 ppm lead signifi cantly increased the activities of serum aspartate aminotransferase (AST), alanin aminotransferase (ALT), lactate dehydrogenase (LDH), creatine phosphokinase (CPK) and alkaline phosphatase (ALP). Hemoglobin (HB) and hematocrit (HCT) values were signifi cantly lower in 80 and 160 ppm Pb-treated animals compared to the control animals (p<0.001). QRS complexes were wider and amplitudes of T wave were larger in treatment groups compared to contro group (p<0.05). Severe hydropic and vacuoler degenerations were seen in hepatocytes and vacuolation and degeneration of proximal tubular epithelial cells in cortex in the treatment groups histopathologically. Some neurons were severely degenerated, and severe neuron necroses were seen in cornu ammonis of both of the treatment groups. Severe mononuclear cell infi ltrations were observed in Wirchow-Robin spaces. In conclusion, deleterious effects observed in liver, kidney and blood in high doses of lead administration with some similarities to chronic oral administration of low doses.Öğe Evaluation of kidney abnormalities in cows using transrectal ulturasonography and urinalysis(2003) Durgut, Ramazan; Gönenci, Ramazan; Çelik, Sefa; Bal, Ramazan; Altuğ, Muhammed EnesBu çalışmada Antakya mezbahanesine getirilen, 4-8 yaşlı, 100 Holştayn melezi inek kullanıldı. Klinik muayeneden sonra idrar kesesinden kalelerle toplanan idrar örnekleri dipstik test çubukları ve mikroskobik yöntemle analiz edildi. Ultrasonografide; 2 inekte ekojenik küçük böbrek, birinde makrokist, ikisinde böbrek taşı, birinde kortikomeduller yapıda değişiklik, dördünde renal pelviste genişleme ve düzensiz yapı ile birlikte kortekste ekojenite, beşinde korteks ve medulla arasında hafif demarkasyon ve hiperekojenik korteks parçası ve üçünde renomegali olmak üzere toplam 18 hayvanda anormal görüntüler saptandı. Bu 18 ineğin idrar analizlerinde lökosit, eritrosit ve silisyum-fosfat kristalleri görüldü. Sonuçta transrektal ultrasonografi ve idrar analizlerinin birlikte böbrek hastalıklarının tanısında yeterli olabileceği kanısına varıldı.Öğe Evaluation of kidney abnormalities in mongrel dogs using clinical, ultrasonographical and biochemical examinations(2003) Gönenci, Ramazan; Durgut, Ramazan; Erdoğan, Suat; Altuğ, Muhammed Enes; Bal, RamazanBu çalışmada yaşlan 1-7 arasında değişen 25 dişi ve 15 erkek melez köpek kullanıldı. Köpekler her iki böbrek yönünden klinik, ultrasonografik ve biyokimyasal yönden muayene edildi. Ultrasonografide kırk köpeğin 18'inde (%45) farklı böbrek anormallikleri gözlenirken diğer 22 köpeğin normal olduğu belirlendi. Ayrıca, serum üre ve kreatinin düzeyi ile Cockroft-Gault denklemini kullanarak belirlenen serum kreatinin klirensi, böbrek anormalliği belirlenen bu köpeklerde fizyolojik sınırların üstündeydi. Sonuç olarak, erken böbrek anormalliklerini tanımak için rutin olarak ultrasonografik muayenenin yapılması, serum üre ve kreatinin seviyelerinin ölçülmesi yanısıra Cockroft-Gault formülünü kullanarak serum kreatinin klirensinin düzenli olarak hesaplanmasınında faydalı olabilleceği kanısına varıldı.Öğe Evaluation of Morgan’s pocket technique in the treatment of nictitans gland prolapse in dogs(TÜBİTAK, 2020) Deveci, Mehmet Zeki Yılmaz; İşler, Cafer Tayer; Yurtal, Ziya; Altuğ, Muhammed Enes; Kırgız, Ömer: Nictitans gland prolapse (NGP), also known as third eyelid gland prolapse or cherry eye disease, is an important eye problem that should be treated as soon as possible in dogs. Although many surgical methods have been described, there is no consensus on the most effective technique. In this study, it was aimed to evaluate the characteristics of cases and clinical outcomes of Morgan’s pocket technique in the treatment of dogs with NGP. In this context, the characteristics of the cases were examined in 25 dogs diagnosed (29 eyes) with NGP. Clinical results, recurrence, and complications were evaluated in 17 dogs (20 eyes) who underwent surgical treatment with Morgan’s pocket technique. The most common breeds were Terrier (28%) with 7 cases and Cane corso (20%) with 5 cases. Most of the patients were male (56%) by sex and less than 1 year (66%) by age. The disease was diagnosed in the acute stage in 9 cases (36%) and in the chronic stage of 16 cases (64%). The success rate of 17 patients (20 eyes) without recurrence was 94.12% (16 cases). The recurrence rate was 5.88% and the complication rate was 5.88%. In conclusion, it is advantageous to use Morgan’s pocket technique in NGP cases in dogs because of its easy applicability and high success rate. Due to the low recurrence and complication rates, its reliability is high.Öğe Gastrointestinal foreign bodies in Dogs and Cats: (2018–2020) 32 Cases(Universidad del Zulia, Facultad de Ciencias Veterinarias, 2022) İşler, Cafer Tayer; Kırgız, Ömer; Deveci, Mehmet Zeki Yılmaz; Alakuş, İbrahim; Alakuş, Halil; Yurtal, Ziya; Altuğ, Muhammed EnesGastrointestinal foreign bodies (GFB) in cats and dogs are among the life-threatening surgical diseases that require invasive surgery. This study aimed to evaluate the cases of GFB in 32 cats and dogs diagnosed and treated in Hatay Mustafa Kemal University Veterinary Health Practice and Research Hospital. Information regarding the type, breed, age, sex, clinical symptoms, characteristics of foreign bodies (FB) localization, prognosis, type of treatment administered, and conditions determined in postoperative controls was collected. The cases were aged between 1 and 7 years and adult animals were also included. The rate of FB incident was the same in male and female cats, whereas male dogs had a higher rate of FB incident. Strings/ ropes and metallic objects were the most common foreign objects found in animals. Early diagnosis and treatment were important in preventing complications in the cases, FB was usually found in the stomach, and vomiting was the most common clinical symptom. Further, surgical intervention (gastrostomy/enterotomy) was the most common treatment method with a rate of 53.13 % for treating FB in the gastrointestinal system that yielded successful results. Thus, to avoid complications and for a good prognosis, owners must be conscious and seek for diagnosis and treatment as soon as they notice the incidence of swallowing a FB, so as to ensure early diagnosis and treatment. © (2022). All Rights Reserved.Öğe Holştayn ırkı bir inekte retrofarengeal apseye bağlı üst solunum yolu obstruksiyonunda respiratorik asidozis ve kompenzatuvar cevaplar(Fırat Üniversitesi, 2019) Altuğ, Nuri; İşler, Cafer Tayer; Altuğ, Muhammed EnesBu olgu sunumunda sığırlarda nadir görülen retrofarengeal apseye bağlı üst solunum yolu obstruksiyonunda respiratorik asidozis ve kompenzatuvar cevaplar tanımlandı. Olguyu boğaz bölgesinde şişlik ve solunum güçlüğü anamnezine sahip 3 yaşında Holştayn ırkı bir inek oluşturdu. Olgu lezyonun yerleşim yeri, klinik ve radyografik bulgulara göre retrofarengeal apse olarak tanımlandı. Olgunun hematolojik ve kan gazları analizlerinde granülositik lökositozis, respiratorik asidozis, hipokalemi ve hipokalsemi belirlendi. Medikal tedavi sonrası klinik bulguların düzeldiği, apsenin önemli oranda küçüldüğü ve radyografide apse odağındaki kazefiye kitlenin oldukça azaldığı belirlendi. Tedavi sonrasında granülositik lökositozun ortadan kalktığı, respiratorik asidozun önemli derecede kompanze edildiği saptandı. Sonuç olarak, retrofarengeal apse olgularında apsenin tamamen iyileşmesini sağlayacak yeterli bir süre için medikal tedavi uygulanmasının respiratorik asidozun kompenzasyonunda önemli olduğu kanısına varıldı.Öğe Holştayn ırkı üç inekte sekum dilatasyonu, dislokasyonu ve torsiyonu(2012) İşler, Cafer Tayer; Altuğ, Muhammed Enes; Altuğ, Nuri; Motor, SedatIn this study, cecal dilatation-dislocation and torsion diagnosed using laparotomy technic in three Holstein cows with the ages of 5 (first case), 7 (second case), and 8 (third case) years, respectively, were evaluated. The animals were brought to the clinics of the Faculty of Veterinary Medicine, Mustafa Kemal University, one month later after parturition, with the complaints of anorexia, restlessness, weight loss, and decreased milk production. In clinical examination; dehydration at varying levels was observed in all cases. Simultaneous auscultation and percussion revealed ping sounds in right abdomen. The levels of serum Na +, K+, Cl-, Ca+2 and P -3 were determined to decrease, while creatinine levels increased. Experimental laparotomy through the right paralumbar fossa disclosed necrosis in the mesentery of the region of the ileo-seco-colic torsion. Thus, perforation was seen in the first and second cases. As treatment; cecal content was evacuated, the torsions were corrected, and th e perforated necrotic areas were resected and sutured. The second and the third cases recovered but the animal in the first case was sent to slaughter due to deterioration during the post-operative period. As a result, the priority of medical or surgical treatment should be based on the changes in clinical and laboratory findings in the cases of cecal dilatation, dislocation and torsion. Additi onally, it is concluded that reduced iron level may be considered as a prognostic indica tor observed in the cases with dehydration, gastrointestinal bleeding, and anemia.Öğe Hormonal profile of Mediterranean green turtles (Chelonia mydas)(TÜBİTAK, 2020) Hişmioğullar, Şahver Ege; Kontaş Aşkar, Tünay; Altuğ, Muhammed Enes; Ergün, YaşarAbstract: The beaches of Turkey are important nesting habitats of Chelonia mydas sea turtles and the determination of their health and disease status is critical in sustaining healthy populations. Limited data currently exist on the hormone values required to determine the status of reproductive capabilities of sea turtles. This study aimed to collect basic data regarding their hormonal profile and set reference limits for the Mediterranean population. Forty-nine free-ranging C. mydas sea turtles were used in the study and were classified into 3 groups according to their age (hatchlings, juvenile, adult). Adult turtles were also grouped according to sex. Adult females were further divided into 3 seasonal groups (summer, spring, and autumn), based on the dates of blood sampling. Plasma testosterone, oestradiol, progesterone, thyroxine (T4), triiodothyronine (T3), thyroid-stimulating hormone (TSH), cortisol, and corticosterone levels were determined by ELISA method. Significantly higher levels were observed in oestrogen (P < 0.001), progesterone (P < 0.001), cortisol (P < 0.05), corticosterone (P < 0.05), T3 (P < 0.05), and T4 (P < 0.01) in the adult turtles when compared with the other groups. The highest levels of oestrogen (280.2 ± 39.34), progesterone (274.2 ± 29.4), cortisol (2.26 ± 0.36), and corticosterone (2.94 ± 0.53) were determined in the adult female turtles during the spring season. This data could be used to protect the population of this endangered species by taking precautions against diseases via determining their blood hormone levels and taking precautions against reproductive diseases. Further work is required, but this research can expand the knowledge on the basic blood biochemistry of Mediterranean green turtles.Öğe Köpeklerde rokuronyum ve ve kuronyumun etkilerinin karşılaştırılması(2001) Abuzer, Taş; Atasoy, Nazmi; Aslan, Loğman; Altuğ, Muhammed Enes; Ceylan, Ebubekir; Özbek, Hanefi; Tombul, TemelBu çalışmada, 20 adet vekuronyum grubu, 20 adet de rokuronyum grubu olmak üzere toplam 40 adet sokak köpeği kullanıldı. Rokuronyum 0.25 ve 0.5 mg/kg'hk dozlarda, vekuronyum ise 0.06 ve 0.1 mg/kg'hk dozlarda kullanıldı. Bu ilaçların etki başlama ve etki süreleri ile uygulama öncesi, 15. dakikası ve- sonrası kalp atım sayıları, vücut ışılan ve oksijen saturasyon değerlerine bakıldı. Her iki grupta da vücut ısısında hafif azalma ve oksijen saturasyon değerlerinde hafif artış gözlendi. Kalp atım sayısına bakıldığında rokuronyum grubunda yüksek dozlarda artış, vekuronyum grubunda ise bazı vakalarda bradikardiye varan bir azalma gözlendi. Sonuç olarak kısa süreli entübasyon gerektiren durumlarda rokuronyumun, uzun süreli kas gevşemesi istenen olgularda vekuronyumun güvenli bir şekilde kullanılabileceği kanısına varıldı.Öğe Mustafa Kemal Üniversitesi Veteriner Fakültesi cerrahi kliniği’ne getirilen olguların değerlendirilmesi, 1293 olgu (2009-2013)(2015) İşler, Cafer Tayer; Altuğ, Muhammed Enes; Deveci, Mehmet Zeki Yılmaz; Gönenci, Ramazan; Yurtal, ZiyaBu retrospektif çalışmada, 2009-2013 yılları arasında Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Veteriner Fakültesi Cerrahi Kliniğine getirilen olguların genel değerlendirilmesi yapıldı. Beş yılda toplam 1293 olgunun; %56.45 pet hayvanları, %28.53 çiftlik hayvanları, %11.28 kanatlı hayvanlar, %3.71 egzotik hayvanlar oluşturmuştur. Hasta potansiyelini en fazla pet hayvanlarının oluşturduğu ve yıllara göre artış gösterdiği, çiftlik hayvanlarının ikinci sırada olduğu, sonrasında yabani ve egzotik hayvan hasta potansiyelinin de önemli olduğu gözlenmiştir. Hastaların 738’ine (%57.08) medikal ve 555’ine (%42.92) operatif sağaltım uygulamaları gerçekleştirilmiştir. Hastaların %0.46’sı müdahale edilemeden veya müdahale esnasında ölmüş ve %1.93’ü ötenazi/kesime sevk edilmiştir. Kliniğimizde en sık karşılaşılan hastalıklar ise; pet hayvanlarında genel cerrahi hastalıklar (%42.60), çiftlik hayvanlarında genel cerrahi hastalıklar (%28.18), yabani kanatlı hayvanlarda ortopedik hastalıklar (%87.17), evcil kanatlı hayvanlarda genel cerrahi hastalıklar (%50.00), egzotik hayvanlarda ortopedik hastalıklar (%70.83) olarak tespit edilmiştir. Sonuç olarak; tüm hayvan gruplarında en sık karşılaşılan sorunlar arasında ortopedik hastalıklar ile yumuşak doku hastalıkları olduğu, göz hastalıklarının da yaklaşık %10 gibi önemli bir orana sahip olduğu belirlenmiştir. Ayrıca; hastaların çoğunluğunun uzmanlık gerektiren ve pratisyen hekimlerin gönderdiği zor olgulardan oluştuğu dikkate alındığında; MKÜ Veteriner Fakültesi Cerrahi Kliniği bölge hayvancılığı ve yaban hayatı sorunlarının çözümüne önemli katkılar sunmaktadır.Öğe Mustafa Kemal Üniversitesi Veteriner Fakültesi Cerrahi Kliniği’ne getirilen ortopedi olgularının genel değerlendirilmesi : 564 olgu (2009-2014)(2017) Altuğ, Muhammed Enes; Deveci, Mehmet Zeki Yılmaz; İşler, Cafer Tayer; Yurtal, Ziya; Gönenci, RamazanBu retrospektif çalışmada; 2009-2014 yılları arasında Mustafa Kemal Üniversitesi Veteriner Fakültesi Cerrahi Kliniği'ne getirilen ortopedi olgularının genel değerlendirmesi amaçlanmıştır. Kliniğimize çeşitli ortopedik şikayetler ile getirilen toplam 564 hasta; yıllara, tür gruplarına, sağaltım yöntemi ve tanı gruplarına göre sayı ve yüzde oran yönlerinden değerlendirildi. Altı yıllık süreçte kliniğimize getirilen ortopedik olgu sayısının her yıl bir önceki yıla oranla arttığı görüldü. Ortopedik vakalar hayvan türüne göre sınıflandırıldığında, en fazla oran; %46,45 ile köpek, sonrasında %22,34 ile sığır ve %15,25 ile kanatlı türlerinde görüldü. Tanı grubuna göre sınıflandırıldığında, en fazla oranları %66,43 ile kırık, %14,26 ile artritis ve %7,65 ile luksasyon oluşturdu. Uygulanan tedavi yöntemleri sınıflandırıldığında; operatif yaklaşım %47,70, bandaj %28,55, medikal sağaltım ve kafes istirahati %19,50 oranında uygulandı. Olguların %4,26'sında hayvan sahibinin tedaviyi reddetmesi, ötenazi veya kesime sevk ile sonuçlandı. Sonuç olarak; kliniğimize gelen ortopedi olgularında belirgin yıllık artış gözlendi. Hatay'ın sosyal yapısından dolayı pet hayvanları en fazla hasta potansiyeline ve ekonomik yapısından dolayı ikinci sırada çiftlik hayvanları önemli potansiyele sahiptir. Hatay'ın ekolojik konumu ile Caretta caretta deniz kaplumbağası gibi soyu tükenme tehlikesindeki bazı egzotik türler de potansiyel içindedir