Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Başoğlu, Ahmet" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Early diagnosis saves lives in esophageal perforations
    (2013) Taslak, Ayşen Şengül; Büyükkarabacak Bilgin, Yasemin; Yetim Durgun, Tülin; Pirzirenli, Mehmet Gökhan; Çelik, Burçin; Başoğlu, Ahmet
    Aim: Esophageal perforations are rare but highly fatal pathologies. This study aims to discuss the treatment methods for esophageal perforations. Materials and methods: Twenty-two patients who were diagnosed with esophageal perforation in the Ondokuz Mayıs University Faculty of Medicine’s thoracic surgery clinics between 2000 and 2011 were retrospectively evaluated. Results: The cause of perforation was foreign body in 17 patients, dilatation with bougie in 2, balloon dilatation in 2, and spontaneous rupture in 1. Eight patients had cervical, 12 had thoracal, and 2 had thoracoabdominal esophagus perforations. The period between perforation occurrence and treatment was longer than 24 h in 10 patients and shorter than 24 h in 12 patients. Eight patients were treated with primary repair and debridement, 5 with chest tube drainage and conservative treatment, and 1 with self-opening stent, and 1 patient underwent resection. On the other hand, 7 patients were followed with conservative therapy after the removal of the foreign body with esophagoscopy. There was 1 mortality in the surgically treated group, while there were 4 in the conservatively treated group. Conclusion: Surgery is the “gold standard” for the treatment of esophageal perforations. Conservative therapy should be applied only in selected patients under careful monitoring. The most important factor for morbidity and mortality is early diagnosis and determination of the treatment method that best suits the patient.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    The high risk of postintubation tracheal stenosis in patients intubated for organophosphate poisoning
    (2012) Başoğlu, Ahmet; Şengül, Ayşen Taslak; Kefeli, Mehmet; Durgun Yetim, Tülin; Bekdemir, Ömer Serdar; Kutlu, Tamer
    Amaç: Bu çalışmada entübasyon sonrası trakea stenozu gelişen hastalar, entübasyonun birincil nedeni ve tedavisine göre tekrar değerlendirildi. Çalışma planı: Ocak 2001 - Aralık 206 tarihleri arasında yoğun bakım ünitesinde çeşitli nedenler ile endotrakeal entübasyon uygulanan 230 hasta arasından entübasyon sonrası trakeal stenoz gelişen 14 hasta retrospektif olarak incelendi. Hastaların tümü boyun ve göğüs bilgisayarlı tomografi taraması ile değerlendirildi ve trakeal anastomoz yapıldı. Rezeke edilen stenotik trakeal halkalar, histopatolojik olarak değerlendirildi. Bulgular: Hastaların toplam 201’ine genel travma (GT), 29’una ise organik fosfor zehirlenmesi (OFZ) nedeni ile endotrakeal entübasyon uygulandı. On dört olguda trakeal stenoz gelişti, bu olguların dokuzu OFZ, beşi GT hastası idi. Organik fosfor zehirlenmesi olan hastalarda yüksek doz atropin veya pralidoksim tedavisi dışında, medikal tedavi ve bakım her iki grupta genel olarak benzer idi. Rezeke edilen stenotik trakeal halkalarda, yaygın kronik aktif inflamasyon, fibrozis ve epitel kaybı OFZ grubunda, GT grubundan daha fazla idi. Sonuç: Entübasyonun birincil nedeni ve medikal tedavinin, entübasyon sonrası trakeal stenoz gelişimine etkisi olabilir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Pnömotoraks ile komplike olmuş büllöz akciğer hastalıklarının cerrahi tedavisi ve politetrafloroetilen greft desteğinin karşılaştırılmalı sonuçları
    (2013) Taslak, Şengül; Yetim Durgun, Tülin; Bilgin Büyükkarabacak, Yasemin; Başoğlu, Ahmet; Gündoğdu, Birol
    Amaç: Büllöz akciğer hastalıklarında politetrafloroetilen (PTFE) greft kullanımının komplikasyonları azaltmadaki etkinliği araştırıldı. Ça­lış­ma pla­nı: Ocak 2004 - Aralık 2012 tarihleri arasında spontan pnömotoraks ile komplike olmuş büllöz akciğer hastalığı olan 22 hasta çalışmaya alındı. Hastalar iki gruba ayrıldı. Grup 1’de 10 hastada heterojen amfizematöz hastalık, grup 2’de ise 12 hastada homojen amfizematöz hastalık vardı. Her iki gruba da kas korumalı torakotomi yapıldı. Stapler kullanılarak kama rezeksiyon uygulandı. Grup 1’de altı, grup 2’de beş hastanın rezeksiyon hattı genişleyebilen PTFE greft ile desteklendi. Tedavi sonuçları ve komplikasyonlar gruplar arasında karşılaştırıldı. Bul­gu­lar: Tedavi sonucunu belirleyen en önemli kriter amfizemin alt tipi idi. Her iki amfizem alt tipi için PTFE greft destek kullanımının komplikasyonlar üzerine etkisi görülmemesine karşılık, bunun göğüs tüpü çekilme süresini ve hastanede kalış süresini kısalttığı görüldü. So­nuç: Tedavi sonucunu belirleyen en önemli kriterin amfizem alt tipi olduğu, her iki amfizem alt tipi için PTFE destek kullanımının komplikasyonlar üzerine etkisi görülmemesine karşılık, göğüs tüpü çekilme süresini ve hastanede kalış süresini kısalttığı görüldü.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Spontan pnömotoraksta tedavi seçenekleri
    (2014) Taslak Şengül, Ayşen; Büyükkarabacak Bilgin, Yasemin; Durgun Yetim, Tülin; Çelik, Burçin; Sürücü, Pelin; Başoğlu, Ahmet
    Amaç: Bu çalışmada, 2000-2011 yılları arasında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Kliniği’nde tedavi edilmiş spontan pnömotorakslı hastaları geriye dö- nük olarak değerlendirmek amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Spontan pnömotoraks tanısı ile takip ve tedavi edilmiş 160 hasta yaş, cinsiyet, sigara kullanımı, eti- yoloji, tanı yöntemleri, tedavi şekillerine göre geriye dönük olarak değerlendirildi. Bulgular: Hastaların 144’ü erkek, 16’sı kadındı. 86 hastada primer spontan pnömotoraks (PSP), 74 hastada sekonder spontan pnömotoraks (SSP) tespit edildi. SSP’li hastalarda en sık etiyolojik nedenler kronik obstrüktif akciğer hastalı- ğı (KOAH) ve tüberkülozdu. Hastaların 149’una kapalı su altı drenajı, 53’üne cerrahi tedavi, 20’sine plörodezis, 18’ine na- zal oksijen tedavisi uygulandı. Cerrahi tedavi ve plörodezis uygulanan hastalarda nüks izlenmezken, nazal oksijen teda- visi alan hastaların beşinde, tüp torakostomi uygulanan has- taların 21’inde nüks tespit edildi. Ortlama hastanede kalış 10 gün, mortalite oranı %1.8 idi. Sonuç: Spontan pnömotorakslı hastalarda tüp torakos- tominin yetersiz kaldığı durumlarda video yardımlı toraks cerrahisi ya da torakotomi ile cerrahi tedavi altın standart- tır. Cerrahi tedavi seçeneklerinin kullanılamadığı hastalar- da, nüksü önlemek için plörodezis akılda bulundurulmalı- dır.

| Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Hatay, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim