Yazar "Bilgin, Recep" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Buhârî’nin ?a?î?’in’de Ahmed b. Hanbel’den Hadis Rivayet Etmemesinin Gerekçeleri Üzerine Bir Tahlil(2023) Bilgin, RecepGüvenilir hadis kaynaklarının başında Buhârî’nin el-Câmi?u’?-?a?î? isimli eseri gelmektedir. Buhârî, yaklaşık 600 bin hadisi toplamış ve kendi belirlediği kriterlere göre en sağlam rivayetleri bir araya getirerek meşhur eserini telif etmiştir. Buhârî, yaşadığı dönemde hemen hemen tüm ilim merkezlerini gezerek devrin tanınmış muhaddislerinden hadis rivayet etmiştir. Abbâsî devletinin hilafet, ilim ve kültür merkezi olan Bağdat’a gelmiş, meşhur muhaddislerden Ahmed b. Hanbel’in derslerine sekiz ayrı periyotta katılmış ve ondan istifade etmiştir. Ancak Buhârî’den bir önceki nesil ve tabakada yer alması bakımından, el-Câmi?u’?-?a?î?’e kaynaklık etmesi beklenirken, Buhârî’nin üç hadis dışında Ahmed b. Hanbel’den rivayette bulunmaması ilmî açıdan merak uyandırıcı bir konu olmuştur. Bu çalışmada, Buhârî’nin el-Câmi?u’?-?a?î?’inde Ahmed b. Hanbel’in rivayetlerine yer vermeme sebeplerinin ortaya çıkarılması hedeflenmiştir. Araştırmada öncelikli olarak Buhârî’yle Ahmed b. Hanbel arasındaki rivayet ilişkisi ve Ahmed b. Hanbel’in hadis külliyatındaki rivayetlerinin sayısal verisi üzerinde inceleme yapılmıştır. Ardından, Buhârî’nin, Ahmed b. Hanbel’den hadis rivayet etmemesinin muhtemel gerekçeleri arasında yer alan; Buhârî’nin, Ahmed b. Hanbel’in hocalarından hadis rivayet etmesi ve Ali b. el-Medînî faktörü, Ahmed b. Hanbel’in hadis rivayetini bırakması, halku’l-Kur’ân/mihne olayı ve tahrîcde benimsenen metot gibi hususlar tahlil edilmiştir.Öğe Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır (1878-1942) ve eserleri hakkında yapılmış çalışmalar bibliyografyası (1923-2018)(2019) Sıcak, Ahmet Sait; Bilgin, RecepElmalılı M. Hamdi Yazır (1878-1942) Osmanlı Devleti’nin son dönemi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında yaşamıştır. O; aldığı eğitim, toplumumuza kazandırdığı eserler, sosyal ve siyasi hayatı ile öne çıkan, bilhassa İslâmî ilimlerden tefsir, fıkıh (hukuk) ve felsefe alanında büyük emek vermiş, müfessir, hukukçu ve siyasetçi kimliğiyle bilinen Cumhuriyet döneminin ününü hak eden çok yönlü âlimlerinden biridir. Onun en önemli eseri olarak kabul edilen Hak Dini Kur’an Dili isimli tefsiri de farklı bilim dallarına mensup araştırmacılar tarafından faydalanılacak derinliğe ve özelliğe sahiptir. Bu yönüyle Elmalılı’nın Türkiye’deki dinî araştırmalar ve genel din algısı üzerinde etkisinin büyük olduğu rahatlıkla söylenebilir. Hak Dini Kur’an Dili Cumhuriyet’in kuruluşundan bugüne kadar Kur’an’ın anlaşılması üzerine önemli etkisi olan ve Latin harfleriyle telif edilen ilk tefsirdir. Bu özelliği dolayısıyla birçok insanın başucunda ve kütüphanelerinde yer almaktadır. Bu makale; hem Türkiye’de, hem Batı’da hem de Arap ülkelerinde Elmalılı M. Hamdi Yazır ve eserleri üzerine yapılmış çalışmaları konu alan bir literatür incelemesidir. Bu araştırmada, kronolojik olarak Elmalılı ve eserleri üzerine yapılmış kitap, kitap bölümleri, makale, bitirme tezi, yüksek lisans ve doktora tezleri, sempozyum bildirileri, tercüme ve sadeleştirme gibi çalışmalar ele alınmıştır. Elmalılı, kısaca değindiğimiz çok yönlülüğü sebebiyle, literatürde her ne kadar tefsiriyle ön planda yer alsa da tefsir ilminin yanı sıra Türkiye’de kelâm, felsefe, hukuk ve hadis gibi ilimler başta olmak üzere birçok alanda yapılan akademik ve diğer çalışmalarda kendisinin ve eserlerinin konu alındığı görülmektedir. Bu bağlamda yapılan araştırma neticesinde Elmalılı M. Hamdi Yazır; tespit edilebilinen 642 künye ve 602 yayınla kendisi ve eserleri hakkında en fazla araştırma ya pılan Cumhuriyet devri müfessiridir.Öğe Hadis Usulünde Makrûn Rivayet Olgusu(2022) Bilgin, RecepHadis rivayetinde önemli hususlardan birisi, bir hadisin muhtelif tarikle rivayet edilmesi meselesidir. Muhaddisler tasnif dönemi öncesinden başlamak üzere bir hadisin farklı varyantlarını elde etmek için yoğun çaba harcamışlardır. Musannifler de bu varyantları eserlerinde tek senette birleştirmek için çeşitli usuller geliştirmişlerdir. Bu usullerden birisi de makrûn rivayettir. Makrûn rivayet, özellikle zayıf râvilerle güçlü râvileri aynı senedde bir araya getirerek hadisi ve senedi takviye amacına dayanır. Hadis usulünde makrûn rivayet, mütâbaat rivayetle bazı açılardan ilişkili olsa da yöntem, tanım ve işlev açısından mütâbaattan farklıdır. Bu çalışmada makrûn uygulamasının mahiyeti, işlevi, faydası, gayesi ve hadis ilmi açısından önemi gibi konular açıklığa kavuşturularak alana katkı sunulması hedeflenmiştir. Araştırmada makrûnun sözlük ve terim anlamı, yöntemi, türleri, tarihsel süreç içerisinde makrûn rivayet olgusuna yapılan atıflar, makrûn rivayetin gerekçeleri ve işlevleri ile itibâr, âdid, mütâbaat ve şâhid kavramlarıyla ilişkisi tahlil edilmiştir. Çalışmada ayrıca makrûn rivayetin anlaşılması için Buhârî ve Müslim’den örnek sened incelemelerine yer verilmiştir. Araştırma bulgularına göre musannifler râviler arasında makrûniyet ilişkisini, atıf vavı ve tahvil hası yöntemiyle kurmuşlardır.Öğe HZ. PEYGAMBER’İN ÜMMETİ HAKKINDAKİ KORKULARI/ENDİŞELERİ(2022) Bilgin, RecepHz. Peygamber, insanlığı Allah’a davet eden bir uyarıcıdır. 23 yıllık risâlet görevi süresinde, Kur’ân’ın rehberliğinde sahâbe neslini yetiştirmiştir. O, bir taraftan sahâbe neslini yetiştirirken bir taraftan da gelecek nesillerin Kur’ân ve sünnet çizgisinde bir hayat sürmelerini arzu etmiştir. Buna bağlı olarak zaman zaman ümmeti hakkında müjdeleyici ve teşvik edici bilgiler vermiş, zaman zaman da sahâbeyi ve gelecek nesilleri uyarmıştır. Hz. Peygamber uyarılarını; bazen imalı anlatımlarla, bazen emir kipiyle bazen de korku kavramı üzerinden yapmıştır. Hz. Peygamber’in korku kavramı üzerinden ümmetini uyardığı konular incelenmiştir. Araştırmada öncelikli olarak korkunun tanımı yapılmış ve korku kavramı üzerinden ifade edilen hususlar ve ilgili hadisler tespit edilmiştir. Konular iki başlık altında düzenlenmiştir. Birinci başlıkta, korku ve endişenin en tekitli/vurgulu yapısı olan inne e?vefe mâ e?âfü kalıbı ve bu kalıpla aynı anlama gelecek benzer anlatımlar yoluyla yapılan uyarı hadisleri incelenmiştir. İkinci başlıkta, uyarının tekit düzeyi biraz daha düşük olan e?âfü ?aleyküm kalıbı ve bu kalıpla aynı anlama gelecek uyarı hadisleri ele alınmıştır. Çalışmada korku kavramı üzerinden ele alınan hadislerin açıklamalarına yer verilmiş ve hadislerin günümüze bakan yönleri tahlil edilmiştir.Öğe “İ?tirâbu’z-Zamân’da/Âhir Zamanda Müminin Rüyası Yalan Çıkmaz” Hadisinin Sened Yönünden Tenkidi ve Yorumu(2022) Bilgin, RecepRüyanın önemiyle ilgili Hz. Peygamber’den birçok hadis rivayet edilmiş ve bunlardan birinde rüyanın nübüvvetin bir cüz’ü olduğu belirtilmiştir. Hz. Peygamber’den rüya hakkında gelen rivayetlerden birisi de i?tirâbu’z-zamânda/âhir zamanda müminin rüyasının asla yalan çıkmayacağı hadisidir. Hadis hakkında yapılan yorumlarda, i?tirâbu’z-zamân ifadesiyle belirli bir döneme dikkat çekildiği belirtilerek o dönemin hangi dönem olduğu üzerinde çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Araştırmada ilk olarak hadis metninin sıhhat durumunu ortaya koyabilmek için sened yönünden tenkidi yapılmış ve sıhhati incelenmiştir. Daha sonra hadisin metin merkezli yorum analizi yapılarak, metnin benzer rivayetleri arasındaki farklılıklar ortaya çıkarılmıştır. Makalenin akışı içerisinde rüyanın tanımı, mahiyet ve çeşitleri üzerinde de durulmuştur. Çalışmada i?tirâbu’z-zamân kavramı hakkında hadis yorumcularının görüşlerine yer verilerek bu kavramla hangi hususlara işaret edildiği tahlil edilmiştir. Bu bağlamda i?tirâbu’z-zamânın, âhir zaman, gece gündüz eşitliği, Mehdi dönemi ve yaşlılık dönemi şeklinde dört farklı manası olabileceği görülmüştür. Araştırmada son olarak Hz. Peygamber’in neden i?tirâbu’z-zamânda yaşayan müminin rüyasını gündeme getirdiği üzerinde tespit ve değerlendirmeler yapılmıştır.Öğe Tefsirlerde kaynak güvenilirliği sorunu; Elmalılı örneği(Kilis 7 Aralık Üniversitesi, 2019) Sıcak, Ahmet Sait; Bilgin, RecepTefsirlerde kaynak güvenilirliği sorunu dolayısıyla aktarılan bilginin bağlayıcılığına dair problemler ilk dönem tefsir rivayetlerinin isnad açısından mevkûf ve maktû’ olmasıyla ortaya çıkmıştır. Bu sorun sonraki dönemlerde müfessirlerin, kendilerinden önceki tefsirlerden yaptıkları alıntılarda da ilk kaynaklara inmemeleri veya bilginin doğruluğunu tespit konusunda titiz davranmamaları sonucunda genel bir yönelim halini almıştır. Bu durum akademik kaygıların yanı sıra tefsir eserleri başta olmak üzere doğruluk ve mevsukiyetiyle değer kazanan İslami literatürün kaynak güvenilirliği açısından gözden geçirilmesini gerekli kılmaktadır. Son zamanlarda klasik tefsirler üzerine yapılan tahkik ve tahric faaliyetlerinin yanı sıra müellifin belirttiği kaynaklara ulaşma (azv/isnad) çalışmalarına gösterilen yoğun ilginin de bu sebeple oluştuğu söylenebilir. Türkiye’de Latin harfleriyle neşredilen ilk tefsir olma özelliğini taşıyan Elmalılı M. Hamdi Yazır’ın (1878-1942) Hak Dini Kur’an Dili isimli tefsiri de birçok kaynaktan yararlanılarak telif edilen özgün bir eserdir. Yazır, eserinin mukaddimesinde en fazla istifade ettiği kaynakları zikretmiş ve hangi durumlarda kaynaklara yer verip-vermeyeceğine dair metodunu açıklamıştır. Ayrıca bunu tefsirinde tatbik ederek kaynak verme konusundaki hassasiyetini göstermiştir. Eserlerin kaynaklarının değerli oluşu hakkındaki farkındalık, Elmalılı Tefsiri üzerine bugüne kadar yapılan çalışmaların hemen hepsinde devam etmiş az veya çok onun istifade ettiği kaynaklara değinilmiştir. Yazır’ın bu konudaki hassasiyetine ve üzerine yapılan çalışmalarda Elmalılı’nın kaynaklarının dikkate alınmasına rağmen Hak Dini Kur’an Dili’nin kaynakları hakkında birçok yanlış ve hatayla karşılaşılmaktadır. Bu makale; Elmalılı’nın kendinden önceki tefsirlerden tevarüs ettiği, kendisinin zuhülen düştüğü, tebyiz (temize çekme) çalışmaları sırasında oluşan, tefsirin Latin harflerine çevrilmesinde ve yapılan sadeleştirmelerde ortaya çıkan ayrıca Elmalılı’nın tefsirinin kaynaklarını konu alan çalışmalarda yer alan hataların tespitini amaçlamaktadır.