Yazar "Coşkun, Ömer Faruk" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe ÇALIŞAN BEKÂR ANNELERİN ÖRGÜTSEL YAŞAMDA KARŞILAŞTIKLARI SORUNLAR ÜZERİNE NİTEL BİR UYGULAMA(2022) Coşkun, Ömer FarukBu araştırmanın amacı, örgütsel yaşamda çalışan bekâr annelerin karşılaştıkları sorunların tespit edilmesi ve çözüm önerileri sunulmasıdır. Bu amaç doğrultusunda, 18 yaşından küçük çocuğu olan 14 çalışan bekâr anne ile derinlemesine görüşme yapılmış ve elde edilen veriler içerik analizi ile tema, kategori ve kodlara ayrılmıştır. Yapılan analizler sonucunda, katılımcıların verdikleri cevaplar örgüt içi ve örgüt dışı olmak üzere iki temaya ayrılmıştır. Çalışan bekâr annelerin örgüt içinde karşılaştıkları sorunlar; kariyer planlamada, terfide/yükselmede ve ücretlendirmede, yönetici ve iş arkadaşları ile ilişkilerde ve iş performansında yaşanan sorunlardır. Çalışan bekâr annelerin örgüt dışında karşılaştıkları sorunlar; ev işlerinde ve çocuk bakımında, sosyal hayatta, aile ve yakın çevre ile ilişkilerde yaşanan sorunlardır. Araştırma sonucunda; zaman, ekonomik güç, bekâr anneliğe yönelik toplum algısı ve annelik ikilemi olmak üzere dört unsur ön plana çıkmaktadır. Bu unsurlar, örgüt içi ve dışı birçok sorunu etkilediği için bu unsurlara bağlı olarak yöneticilere ve araştırmacılara öneriler sunulmaktadır.Öğe KADINLARIN KARİYER YOLCULUKLARINDAKİ ENGELLERE METAFORİK BİR BAKIŞ(2021) Coşkun, Ömer FarukÖrgütsel düzeyde cinsiyet eşitsizliği denilince ilk akla gelen grup olan kadın çalışanlar, sadece kadın olmalarından dolayı örgüt yaşamında adaletsiz uygulama ve süreçler sonucu kariyer yolculuklarında haksızlığa uğrayabilmekte ve kariyerlerini inşa ederken birçok engel ile karşı karşıya kalabilmektedir. Bu engelleri vurgulamak için yönetim literatüründe çeşitli metaforlar üretilmiştir. Bu derleme çalışmanın amacı, literatür ışığında kadınların örgüt yaşamında karşılaştıkları engellere yönelik üretilen bu metaforları incelemek ve bu metaforların benzerlikleri ve farklılıkları üzerinden değerlendirmeler yapmaktır. Bu çalışmada, “cam tavan”, “beton tavan”, “cam yürüyen merdiven”, “sızdıran boru”, “cam duvar”, “yapışkan zemin”, “cam kapı”, “kraliçe arı sendromu” ve “cam uçurum” olmak üzere dokuz metafor incelenmektedir. Yapılan değerlendirme sonucu, kadın çalışanların örgüt yaşamında karşılaştıkları engellerin farklı hiyerarşik basamaklarda ve farklı uygulamalarda ortaya çıktığını ve bu nedenle bütün engelleri kapsayan tek bir metafor bulunmadığını göstermektedir. Bunun yerine her engel için farklı bir metafor üretilmiştir. Metaforlarda yer alan kelimelere bakıldığında, üretilen metaforlarda sıklıkla görünmeyen ama var olan engelleri vurgulamak amacı ile “cam” kavramının kullanıldığı görülmektedir. Ayrıca örgütün organizasyon yapısı bir binaya benzetilerek “tavan”, “kapı”, “zemin”, “duvar” ve “merdiven” gibi bir binaya ait unsurlar üzerinden metaforlar geliştirilmiştir. Metaforlar genellikle işe alım süreci ücret sistemi ve terfi mekanizmaları olmak üzere üç uygulamadaki engellerde yoğunlaşmaktadır. Bununla birlikte, metaforların geliştirildiği engeller ile farklı özellik ve niteliklere sahip kadın çalışanlar karşı karşıya kalmaktadır.Öğe Microsatellite analysis in some watermelon (Citrullus lanatus) genotypes(2022) Kamaşak, Solmaz; Coşkun, Ömer Faruk; Şekerci, Akife Dalda; Gülşen, OsmanConservation of genetic resources is essential for the continuation of future crop production. Watermelon (Citrul-lus lanatus), a member of Cucurbitaceae, is widely distributed in tropical and subtropical regions. The aim of this study was to reveal the genetic relationships with the help of microsatellite markers in a watermelon collection free of unnecessary repetitions, and to determine the success of SSR (Simple Sequence Repeats) primers developed in cucurbits. In this study, 96 watermelon genotypes with good agronomic characteristics were used among the geno types collected from different regions of Turkey and purified up to the S4-S6 (self-pollination) stage. In the study, 33 SSR primer pairs were used to determine the genetic relationship between watermelon genotypes. In the study, a total of 67 bands were obtained with SSR primers. As a result of UPGMA (Unweighted Pair Group Method Using Arithmetic Averages) analysis, genotypes showed similarity at the level of 0.84-1.00. The number of alleles detected per primer varied between 1 and 6. In terms of the total number of alleles obtained, CMCT44 (5 units) and Cgb4767 (6 units) loci produced the most alleles. Primers with high polymorphism rate and allele excess were determined, and the possibilities for use in genetic stability analyses, variety differentiation and other genetic analyses were determined.Öğe Moleküler markörler kullanarak çerezlik kabaklarda (Cucurbita pepo L.) saflık düzeylerinin tahmin edilmesi(2021) Aslan, Neslihan; Coşkun, Ömer Faruk; Şekerci, Akife Dalda; Gülşen, OsmanAmaç: Bu çalışmada moleküler markörler kullanılarak çerezlik kabaklarda (Cucurbita pepo L.) saflık düzeylerinin tahmin edilmesi amaçlanmıştır.Yöntem ve Bulgular: Dominant ve kodominant moleküler markör teknikleri (simple sequence repeats, SSR ve inter-simple sequence repeats, ISSR) yardımıyla S0 (hiç kendileme yapılmamış), S1, S2 ve S3 kademesindeki kabakların saflık düzeyleri ile heterozigotluk arasındaki ilişki tahmin edilmiştir. SSR analizleri sonucunda CMTp182 ve CMTm66 primerlerinde ortalama PIC değeri (0.9) ve gen çeşitliliği (0.10) belirlenmiştir. ISSR analizleri sonucunda HVH(CA)7T, HVH(TCC)7 ve BDB(CA)7C primerlerinde en yüksek ortalama PIC değeri (0.4) bulunmuş olup gen çeşitliliği sırasıyla 0.61, 0.67 ve 0.86 olarak tespit edilmiştir. Bu çalışmada kullanılan markör verimliliğinin bir ifadesi olan PIC değerleri karşılaştırıldığında SSR primerlerinin ortalama PIC değeri 0.57 bulunurken, ISSR markörlerinin ortalama PIC değeri ise 0.2 olarak hesaplanmıştır. Saflaşma çalışmalarında SSR primerlerinin yüksek polimorfizm göstermeleri nedeniyle daha etkin olduğu saptanmıştır.Genel Yorum: Yapılan analizler sonucunda farklı kademeler (S0, S1, S2 ve S3) arasında heterozigot bant sayısı giderek azalan bir eğilim göstermiştir. En fazla heterozigot bant sayısı S0 kademesinden ve en az heterozigot bant sayısı S3 kademesinden elde edilmiştir. Bu durum saflaşma oranı arttıkça heterozigot bant sayısının azaldığını göstermektedir. Başarılı bulunulan primerlerin saflık düzeyi belirleme çalışmalarında kullanılabileceği sonucuna varılmıştır.Çalışmanın Önemi ve Etkisi: Bitkilerde saf hatların elde edilmesi ıslah çalışmaları için çok önemli bir etkendir. Çerezlik kabakta hibrit tohum üretiminde saf ebeveynlerin kullanılması önemlidir ve bitkilerde saflık düzeylerini tahmin etmenin pratik bir yolu bulunmamaktadır. Arazide tohumlardan elde edilen bitkiler arasındaki morfolojik özellikleri dikkate alarak genetik açılım olup olmadığı anlaşılabilmektedir. Moleküler markörlerin ebeveynlerin saflık düzeylerinin belirlenmesinde kullanılabilirliğinin belirlenmiş olması önemlidir.Öğe NANOPRİMİNG UYGULAMALARININ KAVUN (Cucumis melo L.) TOHUMLARINDA ÇIKIŞ VE FİDE KALİTESİNE ETKİSİ(2022) Özmen, Kübra; Toprak, Seher; Coşkun, Ömer Faruk; Şahin, Bünyamin; Mavi, KazımBitkisel üretimde geniş kullanım alanı bulan nanomateryallerin, priming uygulamalarındaki etkileri daha önceki çalışmalarda belirlenmiştir. Kavun (cv. Kırkağaç) tohumlarına, hidropriming, organik priming ajanı olarak Ferula elaeochytris sakız ekstraktı (0.2 g l?¹) ve Tagetes erecta taç yaprak ekstraktı (4 g l?¹), nanopriming ajanı olarak ZnO+CaNO? (0.002 g l?¹, 0.004 g l?¹ ve 0.01 g l?¹) ve ZnO+Ca?PO? (0.002 g l?¹, 0.004 g l?¹ ve 0.01 g l?¹) uygulamaları yapılmıştır. En yüksek çıkış oranı %97 ile hidropriming ve CaNO? (0.01 g l?¹) nanopriming uygulamalarından elde edilmiştir. Ortalama çıkış süresi ZnO+Ca?PO? (0.01 g l?¹) nanopriming uygulamasında 115 saat ile en kısa sürede tamamlanmıştır. Fide kalite parametrelerinden yaş ve kuru ağırlık içeriği (sırasıyla 14.48 mg, 2.01 mg) ZnO+CaNO? (0.01 g l?¹) nanopriming uygulamasında en yüksek bulunmuştur. En yüksek fide boyları hidropriming uygulamasında 55.60 mm ve ZnO+Ca?PO? (0.002 g l?¹) nanopriming uygulamasında 54.20 mm olarak belirlenmiştir. En yüksek klorofil içeriği 43.33 SPAD değeri ile ZnO+Ca?PO? (0.004 g l?¹) nanopriming uygulamasından elde edilmiştir. Yaprak boyu, yaprak eni ve yaprak alan değerleri Tagetes erecta organik priming uygulaması ve ZnO+CaNO? (0.004 g l?¹) nanopriming uygulamasında öne çıkmıştır. Tüm nanopriming uygulamaları kontrol grubuna kıyasla istatistiksel olarak önemli bulunmuş ve ekim öncesi tohum uygulamalarında kullanılabileceği belirlenmiştir (p<0.05).Öğe Örgütsel adalet ile örgütsel yaratıcılık arasındaki ilişkide örgütsel sessizliğin aracılık rolü: Bursa ili otomotiv sektöründe bir araştırma(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2020) Coşkun, Ömer Faruk; Ölçer, Feri̇tHer geçen gün artan piyasalardaki rekabetin şiddeti ve tüketicilerin istek ve beklentilerindeki karşı konulmaz artış ile örgütlerin kaynaklarını en etkili ve verimli şekilde kullanması bir zorunluluk haline gelmiştir. İşletmenin kaynakları içerisinde benzersiz özellikleri itibari ile insan kaynaklarının kritik bir önemi bulunmaktadır. İnsan kaynakları işletmenin en değerli varlığı olduğu gibi aynı zamanda baş edilmesi zor olan birçok sorununda kaynağı olabilmektedir. Yöneticilerin, çalışanların davranışlarının nedenlerini ve sonuçlarını doğru şekilde değerlendirmesi insan kaynağının yönetimi için kilit rol oynamaktadır. Bu noktada örgütsel davranış alanında yapılan bilimsel çalışmalar, çalışanların davranışlarını yorumlama konusunda yöneticilere ışık tutmaktadır. Örgütsel davranış konularından örgütsel adalet, örgütsel sessizlik ve örgütsel yaratıcılık arasındaki ilişkilerin incelenmesi işletmelerin başarılı şekilde yönetilmesine yardımcı olacağı düşünülmektedir. Bu doğrultuda bu tez çalışmasında örgütsel adalet, örgütsel sessizlik ve örgütsel yaratıcılık arasındaki ilişkilerin belirlenmesi ve örgütsel adaletin, örgütsel yaratıcılığa etkisinde örgütsel sessizliğin aracılık rolünün incelenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca bu amaca ek olarak çalışanların örgütsel adalete, örgütsel sessizliğe ve örgütsel yaratıcılığa yönelik algılarının demografik özelliklere bağlı olarak farklılaşıp farklılaşmadığının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu araştırmada teorik alt yapı oluşturularak araştırma modeli ve hipotezler geliştirilmiştir. Araştırma modeli ve hipotezleri test etmek için Bursa ilinde otomotiv sektöründe faaliyet gösteren bir üretim işletmesinde çalışan 300 personelden yüz yüze anket yöntemi ile veriler toplanmıştır. Araştırma modeli ve hipotezler, SPSS 20.0 ve AMOS 23.0 paket programları kullanılarak Yapısal Eşitlik Modeli ile test edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; örgütsel adalet, örgütsel sessizliği ve örgütsel yaratıcılığı pozitif ve anlamlı olarak etkilemektedir. Araştırmanın diğer bir sonucuna göre, örgütsel sessizlik örgütsel yaratıcılığı pozitif ve anlamlı olarak etkilemektedir. Örgütsel sessizliğin aracılık rolüne ilişkin yapılan analiz sonuçları, örgütsel adaletin örgütsel yaratıcılığa etkisinde örgütsel sessizliğin kısmi aracılık rolü olduğunu göstermektedir.Öğe ÖRGÜTSEL İLETİŞİMDE SANAL DEDİKODUNUN ROLÜ: COVID-19 SALGINI SÜRECİNDE AKADEMİSYENLERE YÖNELİK NİTEL BİR UYGULAMA(2021) Ata, Fırat; Coşkun, Ömer FarukÖrgütsel iletişim içerisinde resmi olmayan bir unsur olarak değerlendirilen dedikodu, Covid-19 Salgını sürecinde dijital ortamlarda veya dijital araçlarla gerçekleştirilen sanal dedikodu türüyle karşımıza çıkmaktadır. Toplumsal hayat içerisindeki tüm örgütleri doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen Covid-19 Salgını, üniversitelerde gerçekleştirilen eğitim ve öğretim faaliyetlerinin de dijital ortama taşınmasını zorunlu kılmıştır. Görev ve sorumluluklarını çoğunlukla evlerinden gerçekleştiren akademisyenler hem öğrencileriyle hem de iş arkadaşlarıyla dijital araçlar vasıtasıyla iletişim kurmuştur. Dijital iletişimin ön plana çıktığı Covid-19 Salgını sürecinde sanal dedikoduyu konu edinen bu çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Veri toplama sürecinde yarı yapılandırılmış görüşme tekniğinin kullanıldığı bu çalışma kapsamında 15 akademisyenin düşüncelerine başvurulmuştur. Elde edilen bulgular, akademisyenlerin sanal dedikodunun varlığını kabul ettiklerini ve farklı sosyo-psikolojik ihtiyaçlardan dolayı örgütsel iletişim sürecinde sanal dedikoduyu kullandıklarını göstermektedir. Araştırma sonuçlarına göre, Covid-19 Salgını sürecinde yüz yüze iletişimin yerini dijital araç ve ortamlarla yapılan iletişim alırken yüz yüze gerçekleştirilen dedikodunun yerini ise sanal dedikodunun aldığı görülmektedir. Ayrıca bu araştırmada, sanal dedikodunun bireysel ve örgütsel boyutlarıyla farklı etkilerinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.Öğe Population structure analysis and molecular characterization of duckweed genotypes using ipbs and issr markers(Bangladesh Botanical Soc., 2024) Coşkun, Ömer Faruk; Aydın, DidemDuckweed belongs to subfamily Lemnoideae, considered as potential minor vegetable for human consumption. Genetic diversity and molecular characterization of 67 duckweed genotypes grown in different ecosystems were determined using ISSR (Inter Simple Sequence Repeats) and iPBS (Inter-Primer Binding Site) markers. ISSR and iPBS methods identified 100% polymorphism, with genetic similarity coefficients between Spirodela and Lemna species ranging from 0.17 to 0.56. Structure analysis conducted according to K=6 calculation revealed that L. minor had the most homogeneous and diverse populations. Duckweed genotypes and species displayed a wide range of genetic diversity. Using various marker techniques, the genetic structure of duckweed was determined and characterized it as an alternative, sustainable, and cheap source of protein, vegetables, and biofuel. The results obtained from this study will be useful for understanding molecular mechanisms in future genetic improvements of duckweed genotypes and species.Öğe Sürdürülebilir rekabet avantajının temel yetenekler ve dinamik kabiliyetler açısından değerlendirilmesi(2016) Coşkun, Ömer Faruk; Özyılmaz, AdnanBu çalışmanın amacı küreselleşen piyasalarda işletmelerin farklılaşma ve ayırt edici özellikler kazanmasında kilit rol oynayan temel yeteneklerin ve dinamik kabiliyetlerin sürdürülebilir rekabet avantajı elde etmeye etkisinin araştırılmasıdır. Çalışmanın yöntemi, temel yetenekler, dinamik kabiliyetler ve sürdürülebilir rekabet konularında daha önceki dönemlerde yapılmış olan çalışmalar üzerinden literatür taraması şeklinde belirlenmiştir. Ayrıca temel yeteneklerin ve dinamik kabiliyetlerin sürdürülebilir rekabet avantajına etkisi üzerine bir model oluşturulmuştur. Bir işletmenin rekabet avantajı oluşturabilmesi için gerekli olan temel yetenekleri kesin olarak belirlemesi ve eşsiz dinamik kabiliyetler oluşturmasına ihtiyaç duyulacağı sonucuna varılmıştır. Temel yetenekler ve dinamik kabiliyetler kavramlarının daha derinlemesine anlaşılmasına, bir işletmenin bunları oluştururken ve geliştirirken dikkat etmesi gereken noktaların altının çizilmesine ve bu konunun rekabet avantajı açısından öneminin pekiştirilmesine katkı sağlanacağı düşünülmektedir.