Yazar "Doğan, Kemal" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Amik Ovası yaygın toprak serilerinin mikrobiyal aktivitelerinin haritalanması(2015) Demirtok, Mustafa; Kılıç, Şeref; Doğan, KemalBu çalışma ile Amik Ovasında yaygın olarak yer alan toprakların mikrobiyal aktivitelerini belirlemek ve haritalandırmak amaçlanmıştır. Bu amaçla ovada yaygın olarak yer alan 11 toprak serisinden sonbahar döneminde her bir seriyi temsil edecek şekilde 5 örnekleme noktasından 0-30 cm derinlikten 3 paralelli olarak toprak örnekleri alınmıştır. Örnekleme noktalarının koordinatları el GPS’i yardımı ile kaydedilmiştir. Alınan toprak örneklerinin mikrobiyal aktivitelerini belirleme amacıyla toprak solunumu (CO2 ), dehidrogenaz enzim aktivitesi (DHA) ve mikrobiyel biyomas (MBC) analizleri gerçekleştirilmiştir. Yapılan analizler sonucu elde edilen değerler ilgili serinin temel toprak haritasındaki haritalama birimi içerisine yerleştirilerek konulu haritalar üretilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre mikrobiyal açıdan en yüksek CO2, DHA ve MBC değerleri sırası ile 29.0 mg CO2 100gkt/24sa. Acarköy serisi, 1119 ?g TPF 10 gkt/24sa. Reyhanlı serisi ve 256 mg C/kg kt. olarak Asi serisine ait topraklarda belirlenmiştir. Aynı parametrelere ait en düşük değerler ise sırası ile 11.4 mg CO2 100gkt/24sa. Aşağıoba serisi, 392 ?g TPF 10 gkt/24sa. Acarköy serisi ve 121 mg C/kg kt. olarak Reyhanlı serisine ait topraklarda bulunmuştur.Öğe Amik ovasındaki yüzey su kaynaklarının kalitesi ve sulama ve içme amaçlı uygunluğunun değerlendirilmesi(2021) Ağca, Necat; Doğan, KemalAmaç: Bu çalışmada, Amik Ovası’ndaki yüzey sularının özelliklerinin belirlenmesi ve bunların içme ve sulama suyu kalitesi amaçlı değerlendirilmesi amaçlanmıştır.Yöntemler ve Bulgular: Çalışmada, Amik Ovasındaki yüzey su kaynaklarından Haziran ve Eylül 2017’de 56 noktadan, toplam 99 su örneği alınmıştır. Örneklerde, pH, elektriksel iletkenlik (EC), toplam çözünebilir katılar (TDS), katyon ve anyon analizleri yapılmıştır. Ayrıca anyon ve katyonlardan sodyum adsorpsiyon oranı (SAR), magnezyum oranı (MR), geçirgenlik indeksi (PI), toplam sertlik (TS) ve kalıcı bikarbonat (RSC) değerleri hesaplanmıştır. Analiz sonuçlarına göre, Haziran ayında dominant katyon Mg iken en düşük konsantrasyona sahip katyon ise K; konsantrasyonu en yüksek olan anyon SO4, en düşük olanın CO3+HCO3 olduğu belirlenmiştir. Eylül ayında da en yüksek ve en düşük katyon konsantrasyonları Haziran ayındaki gibi olmasına rağmen, bu aydaki konsantrasyonu en yüksek olan anyon Cl olmuştur. Amerikan tuzluluk laboratuvarı diyagramına göre, suların her iki dönemdeki kalite sınıfları C3S1 ile C4S3 arasında değişmiştir.Genel Yorum: tanımlayıcı istatistiksel analiz sonuçlarından elde edilen standart sapma ve ortalama değerlerden hesaplanan varyasyon katsayılarına göre; her iki dönemde de en düşük varyasyon katsayısı pH değerlerinde saptanmıştır. Haziran dönemindeki ortalama pH değeri, Eylül dönemi pH değerlerinden istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde yüksek bulunmuştur (p<0.05). Diğer yandan, Eylül dönemindeki ortalama SAR değeri, Haziran dönemindeki SAR değerinden istatistiksel olarak %1 düzeyinde önemli bulunmuştur. Çalışma alanında her iki dönemde de yüzey sularının tamamının geçirgenlik indeksi (PI) değerlerinin %75’den daha düşük olduğu belirlenmiştir.Çalışmanın Önemi ve Etkisi: Yüzey suyu örneklerinin EC ve SAR değerleri dikkate alındığında, örneklerin alındığı noktadaki suların büyük bir çoğunluğunun içme ve sulama amaçlı uygun olmadığı görülmektedir. Diğer yandan toplam sertlik açısından bakıldığında suların tamamının içmeye uygun olmadığı görülmektedir.Öğe Antakya şehir çöplerinden elde edilen kompostun toprakların bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri ile domateste verime etkisi(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2000) Doğan, Kemal; Aydın, MehmetÖZET ANTAKYA ŞEHİR ÇÖPLERİNDEN ELDE EDİLEN KOMPOSTON TOPRAKLARIN BAZI FİZİKSEL VE KİMYASAL ÖZELLİKLERİ İLE DOMATESTE VERİME ETKİSİ Bu araştırmada evsel kökenli çöplerden elde edilen kompostun, toprakların bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri ile domates verimine etkisi incelenmiştir. Bu amaçla, Antakya Belediyesi sınırlan içinde kalan bazı mahallelerdeki (Kanatlı, Sümerler, Eski- Antakya) Çöp Kumbaralarından yaklaşık 30 ton atık toplanmıştır. Yapılan ön denemelerde ise kompostlaştınlacak materyal için en uygun karışım oram belirlenmiştir. Parsellere 2, 4, 6 ve 8 ton /da kompost olmak üzere dört farklı kompost dozu uygulanmıştır. Ayrıca, kontrol parseli dışında, ahır gübresi (8 ton /da) ve kimyasal gübre (10.5 kg N/da ve 8 kg P20s/da) uygulanan iki parsel daha incelenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, toprağın hacim ağırlığındaki en fazla azalma ahır gübresinin uygulandığı deneme parsellerinde gerçekleşmiştir. Bununla birlikte, artan kompost dozlarına bağlı olarak, hacim ağırlığı değerleri üst katmanlarda düzenli bir azalma eğilimi göstermiş ve 1.38 gr/cm3'ten 1.35 gr/cm3'e kadar inmiştir. Toplam gözeneklilik değerlerinde, özellikle 0-10 cm katmanında, organik madde uygulamasıyla beklenen yönde bir artış olmuştur. Bu artış, kompostun en yüksek dozunda yaklaşık %4, ahır gübresinde ise % 6 düzeyinde gerçekleşmiştir. pH değerlerindeki azalmalar kompostun artan dozlanyla bir paralellik göstermiştir. Kompost ve ahır gübresinin toprağın çözünebilir toplam tuz içeriğini çok az miktarda da olsa artırdığı gözlenmiştir. Çöp kompostu ve ahır gübresinin uygulandığı deneme parsellerinde, organik madde değerleri önemli ölçüde artış göstermiştir. Üst katmanda (0-10 cm) daha belirgin olan bu artış, % 1.18 değerinden % 3.33'e kadar çıkabilmiştir. En yüksek kompost dozu, üst katmandaki yarayışlı su miktarını yaklaşık % 3 düzeyinde arttırmıştır. Diğer taraftan, en yüksek domates verimi 6 ton kompost/da uygulamasından elde edilirken, kompostun diğer dozları ahır gübresinden fazla, kimyasal gübreye yakın verim değerleri sağlamıştır. 2000, 67 sayfaÖğe Asi Nehrinin su kalite parametre düzeylerinin belirlenmesi(2020) Ağca, Necat; Doğan, KemalAmaç: Bu çalışmada, Türkiye’nin sınır aşanakarsularından biri olan Asi Nehrinin su kalite parametredüzeylerinin belirlenmesi ve bunların içme ve sulamasuyu kalitesi açısından değerlendirilmesi amaçlanmıştır.Yöntem ve Bulgular: Bu çalışmada, Asi Nehrinin Türkiyekısmında belirlenen 8 noktadan, dört farklı dönemde suörnekleri alınmıştır. Alınan su örneklerinde pH,elektriksel iletkenlik (EC), eriyebilir katyon (Na, K, Ca, Mg)ve eriyebilir anyon (Cl-, SO4, CO3-ve HCO3=) analizleriyapılmıştır. Ayrıca eriyebilir katyon ve anyonlardansodyum adsorpsiyon oranı (SAR), magnezyum oranı(MR), toplam sertlik (TH) ve kalıcı bikarbonat (RSC)değerleri hesaplanmıştır. Araştırma konusu sukaynaklarına ait bütün parametrelerin tanımlayıcıistatistik analizleri (ortalama, en düşük ve en yüksekdeğerler, standart sapma, varyasyon katsayısı, vb.)hesaplanmıştır. Su örneklerinin özellikleri arasındakiilişkileri araştırmak için korelasyon analizi ve örneklemedönemleri ve noktaları arasındaki farklılıklarıaçıklayabilmek için ise anova ve duncan testleriyapılmıştır. Asi Nehir suyunda katyonların oransal bolluksıralaması çoktan aza doğru Mg>Na>Ca>K şeklinde,anyonların sıralaması ise SO4>HCO3>Cl>CO3 şeklindebelirlenmiştir. Amerikan tuzluluk laboratuvarıdiyagramına göre, Asi Nehir suyunun kalite sınıfı C3S1olarak belirlenmiştir.Genel Yorum: Yapılan varyans analiz sonuçlarına göre;örnekleme noktaları arasında EC değerlerindeki farklılıkistatistiksel açıdan %5 düzeyinde önemli bulunmuştur.Diğer parametrelerdeki farklılıklar ise istatistiksel açıdanönemli bulunamamıştır. Yine, örnekleme dönemleriarasında ise pH, HCO3 ve MR değerleri arasındaki farklılık%1 düzeyinde önemli bulunmuştur.Çalışmanın Önemi ve Etkisi: Asi nehir suyunu kullanırkendikkatli olmak gerekir. Asi nehir suyu tuzluluk açısındançok tuzlu sular sınıfına girmektedir. Bu su ancak iyi drenajkoşullarında ve tuzluluk kontrolü için özel yönetimuygulamaları ile sulamada kullanılabilir.Öğe Domates ve biber rizosfer topraklarında kalsiyum (Ca) uygulamalarının R/S değerlerine etkisi(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2019) Doğan, Kemal; Bozkurt, Sefer; Ağca, NecatAmaç: Bu araştırma, farklı kalsiyum (Ca+2) dozu uygulamaları altında yetiştirilen domates ve biber bitkilerinin kök bölgesi topraklarının bazı mikrobiyal aktivitelerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Biber ve Domates bitkileri, Hatay tarımında özellikle örtüaltı yetiştiriciliğinde önemli bir yere sahip olup, kuraklık ve susuzluk streslerinden olumsuz yönde etkilenebilmektedir. Yöntemler ve Bulgular: Sera koşullarında yürütülen bu araştırma için rizosfer (R) ve rizosfer dışından alınan topraklarda (S), Ca uygulamalarının mikrobiyal aktivitelere etkilerini belirlemek için, toprak solunumu (CO2), dehidrogenaz enzim aktivitesi (DHA) ve mikrobiyal biyomas karbon (MBC) içeriği analizleri ile birlikte kök biyomas ağırlıkları (g/bitki), pH (1:5) ve EC (S/cm) analizleri de yapılmış ve her iki bitki için Rizosfer etkisi (R/S) değerleri hesaplanmıştır. CO2, DHA ve MBC analizleri yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, biber ve domates için rizosfer topraklarında (R) tespit edilen CO2, DHA ve MBC ortalama sonuçları sırasıyla, 71.98-68.74 g CO2-C.gkt-1, 12.84-12.48 g TPF.10 gkt-1 , 53.00-39.24 g.gkt-1 olarak belirlenirken aynı toprakların ortalama S değerleri sırasıyla 58.64-59.54 g CO2-C.gkt-1 , 1.55-1.57 g TPF.10 gkt-1 , 25.43-25.94 g.gkt-1 olarak belirlenmiştir. Bu sonuçlara göre oluşturulan R/S değerleri ise biber ve domates için sırasıyla, 1.23-1.17 CO2, 8.19-8.06 DHA ve 2.09-1.52 MBC olarak belirlenmiştir. Genel Yorum: Biber rizosfer mikrobiel aktivitesinin domatese göre azda olsa daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Ca uygulamalarının artan dozları biber ve domates rizosfer CO2 ve DHA değerlerinin düşmesine neden olurken MBC değerlerinde artışlara neden olmuştur. Kök ağırlığı değerleri her iki bitki için, artan Ca dozları ile artışlar göstermiştir. pH değerleri Ca uygulamalarından önemli derecede etkilenmezken, EC değerleri biber ve domates bitkisi için önemli düzeyde farklılıklar göstermiştir. Çalışmanın Önemi ve Etkisi: Antakya sera koşullarında önemli bir yeri olan domates ve biberde görülen bazı fizyolojik hastalıkların neden olduğu verim ve kalite sorunlarını çözmek için Ca uygulamaları çözüm olabilir. Meyvedeki çiçek burnu çürüklüğünün ana nedeni, toprakta kalsiyum eksikliği veya mevcut kalsiyumun birçok etmenin etkisiyle topraktan alınamamasıdır. Meyveye kalsiyumun (Ca) alınamaması sonucunda meyvenin çiçek burnundaki hücre ve dokular ölmekte, çökük ve batık bir alan oluşmakta ve daha sonra bu alan genişlemektedir. Yapılan bu araştırma ile sera koşullarında, domates ve biber bitkisinde, çiçek burnu çürüklüğüne karşı uygulanan Ca’un, rizosfer bölgesi topraklarında mikrobiyal aktivitelere etkileri belirlenmiştir.Öğe Hatay baklagil ekim alanlarında rhizobial potansiyellerin belirlenmesi(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2019) Uyar, Fatih Oğuzkağan; Doğan, KemalAmaç: Toprak verimliliğinin ve sürdürülebilirliğinin korunması, tarımsal uygulamalarda kimyasal madde ve mineral gübre kullanımının azaltılması ile mümkün olabilmektedir. Tarımsal alanların sahip olduğu doğal ve ekolojik potansiyellerinden biri olan, toprak mikrobiyal aktiviteleri, doğru şekilde kullanıldığında, mineral gübre ve kimyasal madde kullanımı önemli oranlarda azalır. Bu araştırma, Hatay baklagil ekim alanlarında, rhizobial potansiyelleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. Yöntemler ve Bulgular: Serinyol, Kırıkhan, Kumlu, Reyhanlı, Altınözü, Amik Ovası, Samandağ, Anayazı, Karaali bölgelerinde geniş bir sörvey çalışması yapılarak, bakla, bezelye, yerfıstığı, barbunya, fasulye ve nohut bitkilerinde nodülasyon durumları incelenmiştir. Bitki örneklemeleri, araştırma bölgelerindeki bitkilerin çiçeklenme dönemlerine göre, her bitki için farklı tarihlerde yapılmıştır. Bitki kök örneklemeleri ile birlikte kök bölgesi toprak örneklemeleri de yapılmıştır. Nodülasyon parametrelerinden, nodül sayısı, nodül ağırlığı ve etkili nodül ağırlığı değerleri belirlenmiştir. Kök bölgesi topraklarında, mikrobiyal aktiviteleri belirlemek amacıyla, CO2 üretimi (g CO2-C gkt-1 24sa-1 ), dehidrogenaz enzim aktivitesi (DHA g TPF gkt-1 ) analiz edilmiştir. Bununla beraber toprakların pH (1:5 sulandırma) ve EC (S cm-1 ) değerleri de tespit edilmiştir. Genel Yorum: Araştırma sonuçlarına göre, sıfır hariç, en düşük ve en yüksek nodül sayısı değerleri (adet bitki-1 ), 5 ile 596 olarak bulunmuştur. Tüm örneklere göre ortalama nodül sayısı değeri, 83 olarak belirlenmiştir. En düşük nodülasyon sonuçları, yerfıstığı bitkisinde ve Reyhanlı tarım alanlarında belirlenirken, en yüksek değerler ise, Amik Ovası tarım alanlarında, bakla bitkisinde belirlenmiştir. Reyhanlı, yerfıstığı tarım alanlarında, nodül bulunmamıştır. Genel ortalama sonuçlarına göre en düşük ve en yüksek CO2 değerleri sırasıyla 57 (Kumlu-bezelye) ve 328 (Serinyol-bakla) g CO2-C gkt-1 24sa-1 olarak bulunurken, DHA değerleri ise 4.633 (Kumlu-bezelye) ve 27.368 (Serinyol-bezelye) g TPF gkt-1 olarak belirlenmiştir. pH değerleri, 8.16 (Amik Ovası-bakla)-8.67 (Kırıkhan-bezelye), EC değerleri ise 200 (Serinyol-bakla) - 538 (Amik Ovası-bakla) S cm-1 değerleri arasında değişimler göstermiştir. Çalışmanın Önemi ve Etkisi: Araştırma sonuçlarına göre, yüksek nodül sayısı tespiti yapılan bazı baklagil ekim alanlarında kullanılan azotlu gübrelerin azaltılmasının ve düşük nodül sayısı değerlerine ulaşılan baklagil ekim alanlarında ise rhizobial aşılama yapılmasının ekolojik ve ekonomik kazançlar sağlayacağı belirlenmiştir.Öğe Transgenik tütün bitkisi (pcV-ChMTIIGFP) ile bazı ağır metal uygulamalarının kök bölgesi toprakta mikrobiyal aktiviteye etkisi(2012) Doğan, KemalBu çalışmada, fitoremediasyon amaçlı kullanılan genetiği değiştirilmiş (GD) tütün bitkisi (pcVChMTIIGFP) ile farklı ağır metal uygulamalarının (Cd: 0, 0.5, 1, 2, 4; Zn: 0, 100, 200, 400, 800; Cu: 0, 50, 100, 200, 400 mg kg-1), kök bölgesi topraklarda mikrobiyal aktiviteye etkisi araştırılmıştır. Çalışmaya ait topraklar Antakya Amik Ovasında yer alan Mahmutlu Serisinden alınmış olup, saksı denemeleri farklı zamanlarda alınan topraklarda kurulmuş ve her deneme kendi içerisinde değerlendirilmiştir. Mikrobiyal aktiviteleri belirlemek için karbondioksit (CO2) üretimi, Dehidrogenaz enzim aktivitesi (DHA) ve mikrobiyal biyomas karbonu (MBC) değerleri belirlenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, Cd, Zn ve Cu denemelerinde GD olmayan (SR-1 non-Transgen) bitkiler ile GD bitkilere (GFP Transgen) ait topraktaki DHA sonuçları (?g TPF/10 g kt ) sırası ile 82-57; 241- 81 ve 98-70 olarak belirlenmiştir. CO2 sonuçları (mg CO2.100-1 g kt 24 sa) ise Zn uygulamalarında GD olmayan (SR-1 non-Transgen) bitki topraklarında 11.6, GD bitkilere (GFP Transgen) ait topraklarda 7.7 olarak belirlenmiştir. Cu denemelerine ait MBC sonuçlarına ait değerler GD olmayan (SR-1 non-Transgen) bitkiler için 121 mg MBC/kg kt, GD bitkilere (pcV-ChMTIIGFP) ait topraklar için 144 mg MBC/kg kt olarak belirlenmiştir. Bu sonuçlara göre 3 ağır metal uygulamasında da DHA sonuçlarının ve Zn uygulamalarında belirlenen CO2 değerlerinin GD (pcV-ChMTIIGFP) bitkilerden olumsuz yönde etkilendiği belirlenmiş olup bununla beraber Cu denemelerinde tespit edilen MBC değerlerinin GD bitkilerde daha yüksek değerler verdiği tespit edilmiştir.