Yazar "Erdal, Hüseyi̇n" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Kronik böbrek hastalarında dinamik tiyol-disülfit dengesi ile tiyoredoksin redüktaz enzim düzeyleri ve hemodiyalizin tiyol dengesi üzerine etkisi(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2019) Erdal, Hüseyi̇n; Özcan, Oğuzhan; Erel, ÖzcanBu çalışmada kronik böbrek hastalığında (KBH) dinamik tiyol-disülfit dengesi ve tiyoredoksin redüktaz enzim (TrxR) düzeylerinin ölçülmesi ve sistemik oksidatif stres ve inflamasyon parametreleri ile karşılaştırarak hastalık patogenezindeki rolünün incelenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca hemodiyaliz işleminin dinamik tiyol-disülfit dengesi üzerine olası etkileri incelenmiştir. Bu amaçla çalışmaya 30 hemodiyaliz ve 30 KBH (evre 3-5) hastası ile yaş ve cinsiyet olarak eşitlenmiş 30 sağlıklı kontrol çalışmaya dahil edildi. Tüm bireylerden sabah açlık kanları serum ve plazma tüplerine alındı. Örnekler daha sonra 1500 x g'de 10 dk santrifüj edildikten sonra serum ve plazmaları porsiyonlandı ve -80°C saklandı. Plazma örneklerindeki total ve native tiyol testleri Erel ve ark. tarafından geliştirilen kolorimetrik yöntemle çalışıldı. Disülfit düzeyleri hesaplandı. Serum örneklerinde, BUN, kreatinin, albümin, total antioksidan seviye (TAS) ve total oksidan seviye (TOS) ile paraksonaz (PON1) aktivite düzeyleri spektrofotometrik yöntemle otoanalizörde ölçüldü. C-reaktif protein (CRP) düzeyleri nefelometrik yöntemle çalışıldı. İskemi modifiye albümin düzeyi (İMA) kobalt bağlama yöntemi ile spektrofotometik olarak, Tümör nekrozu faktörü (TNF-α) ve tiyoredoksin redüktaz (TrxR) enzim düzeyleri ise ELİSA yöntemi ile çalışıldı. Elde edilen veriler istatistiksel olarak analiz edildi ve tartışıldı. Çalışma sonucunda KBH (evre 3-5) ve hemodiyaliz hasta gruplarında native ve total tiyol düzeyleri kontrol grubuna göre anlamlı olarak düşük bulundu (her ikisi için p=0.001). Buna karşın hesaplanan disülfit düzeyleri hemodiyaliz grubunda anlamlı derecede yüksek iken (p=0.001) kontrol ve KBH (evre 3-5) arasında anlamlı fark yoktu (p=0.547). Native tiyol ve total tiyol düzeyleri ile İMA (r=-0.628;-0.631), BUN (r=-0.747;-0.747) ve Kreatinin (r=-0.732;-0.721) arasında anlamlı ve negatif yönde yüksek bir korelasyon saptandı. GFH ile ise anlamlı ve pozitif yönde yüksek bir korelasyon saptandı (r=0.835;0.824). Hasta gruplarında serum TrxR düzeyleri kontrol grubu ile karşılaştırıldığında anlamlı derecede yüksek bulundu (p=0.001). TNF-α ve CRP düzeyleri hasta gruplarında kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulundu (p=0.001). Ayrıca hemodiyaliz işlemi öncesi ve sonrası örneklerde tiyol grupları karşılaştırıldı. Diyaliz giriş örneklerinde albümin ile düzeltme yapılmadan bakıldığında total ve native tiyol düzeyleri çıkış örneklerine göre anlamlı derecede düşük iken (p=0.001, p=0.002), ancak albümin ile düzeltildikten sonra iki grup arasındaki fark anlamlı değildi. Disülfit düzeyleri ise albümin ile düzeltikten sonra çıkış grubunda anlamlı olarak daha düşüktü (p=0.152). Sonuç olarak dinamik tiyol düzeylerinin kolorimetrik ölçümü rutin klinik biyokimya laboratuvarlarında kolayca uygulanabilir olması ve KBH hastalarında hastalık şiddeti ile ilişkisi nedeniyle bir belirteç olarak hastalığın tanısına ve takibine katkı sağlayabilir.