Yazar "Güzey, Yusuf Ziya" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Anadolu mandalarında sun'i tohumlama çalışmaları ve PRID (Progesterone releasing intravaginal device) uygulamanın döl tutma oranı üzerine etkisi(2005) Şekerden, Özel; Borghese, Antonio; Köroğlu, Mustafa; Uras, Hayrettin; Güzey, Yusuf ZiyaBu çalışma, Anadolu manda ineklerinde sun'i tohumlama uygulamak ve kızgınlıkları senkronize etmek için PRID (Progesteron Releasing Intravaginal Device) uygulamanın etkilerini araştırmak için planlanmıştır. Denme materyalini, en az bir defa doğurmuş 141 adet siklik olmıyan Anadolu manda ineği ve 2 italyan boğasından sağlanan semen oluşturmuştur. Kızgınlık senkronizasyonu için PRID kullanılmıştır. Her inek 10 gün uterusta tutulan PRID geri alındıktan 48, 72. ve 96 saat sonra 3 defa sun'i olarak tohumlanmışlardır. Uygulama 5 farklı mevsimde gerçekleştirilmiştir; Nisan 2002 (1. grup), Kasım 2002 (2. grup), Nisan 2003 (3. grup), Kasım 2003 (4. grup), Nisan 2004 (5. grup). Döl tutma oranlarının hesaplanmasında, tohumlamayı izliyen 90. günde gebe olan inekler esas alınmıştır. Döl tutma oranları tohumlama gruplarında sırası ile %45.5, %17.2, %58.6, %12.5, %46.7 olarak (ortalama %36.9) belirlenmiştir. Araştırma sonucunda, siklik olmıyan manda oranının yüksek olduğu yerlerde kızgınlık senkronizasyonunda ve sun'i tohumlama programlarında PRID 'in tercih edilebilecek bir uygulama olduğu sonucuna varılmıştır.Öğe Effects of progesterone on in vitro developmental competence of bovine embryos(Turkish Science and Technology Publishing (TURSTEP), 2020) Örnek, Orhan; Güzey, Yusuf ZiyaProgesterone plays a key role in the establishment and maintenance of pregnancy in mammalian. Increasing levels of circulating progesterone in the post-conception period are associated with conceptus elongation and high pregnancy rates in cattle. Contradictory results are available on the direct role of progesterone in early embryo development. The objective of this study was to evaluate direct effects of progesterone on in vitro development of cattle embryos. Immature oocytes collected from slaughtered animals and cultured in the presence of different concentrations of progesterone (25, 50, 100 ng/mL) following in vitro fertilization. Cleavage rates in 25 and 50 ng/mL concentrations of progesterone were significantly higher than those in controls and 100 ng/mL. Rate of embryos that reached to the morula stage was similar in all groups. Supplementation of 25 and 50 ng/mL progesterone to the culture media significantly increased blastocyst yield while 100 ng/mL progesterone resulted in a decrease. As a conclusion, we can suggest that progesterone supplementation in in vitro culture may support embryo development at low levels.Öğe Genotypic correlations among first lactation profitability, linear type traits and production characteristics of Holstein Friesian cows in Turkey(Ege Zootekni Derneği, 2020) Tapkı, İbrahim; Tapkı, Nuran; Güzey, Yusuf Ziya; Selvi, Muhammet HanifiObjective: The aim of this study is to determine genetic correlations between lineartype traits, yield characteristics and first lactation profitability for use in selectionprograms.Material and Methods: The research was carried out in Hatay province between 2012-2017. A total of 810 cows in the first lactation were used in the study. Analysis ofvariance and covariances of genetic parameters was carried out with MultivariateLimited Maximum Likelihood test.Results: The average first lactation net profit, 305-d milk yield, first calving age,conception rate at first service, and calving ease rate were determined as 540 US$, 6008kg, 793 d, 61.6%, and 91.7%, respectively. Heritabilities of linear type and productiontraits ranged from 0.10 to 0.42 and 0.04 to 0.39, respectively. The genetic correlationsbetween first lactation profitability and type traits ranged from -0.08 and 0.42, whilebetween first lactation profitability and production traits ranged from 0.06 and 0.34. Thehighest genetic correlation was between first lactation profitability and central ligament(0.42), while the lowest genetic correlation was between first lactation profitability andudder depth (-0.08). The highest genetic correlation was between first lactationprofitability and lactation protein yield (0.34), while the lowest genetic correlation wasbetween first lactation profitability and conception rate at first service (0.09). Geneticcorrelations between type and production traits varied from -0.42 (FA and CFS) to 0.49(DC and 305-d MY).Conclusion: These results showed that primiparous cows having more angular, strongfore udder attachments, strong foot and legs structure were more profitable andopportunities of selection programs by using genetic correlations between linear typetraits and production characteristics. It also concluded that the first lactationprofitability could be used successfully in Turkish dairy cattle breeding programs.Öğe İki farklı yaşta besiye alınan siyah alaca tosunlarda besi performansı ve optimum besi periyodu(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2002) Güzey, Yusuf Ziya; Şekerden, Özeln ÖZET İKİ FARKLI YAŞTA BESİYE ALINAN SİYAH ALACA TOSUNLARDA OPTİMUM BESİ SÜRESİ VE BESİ PERFORMANSI Bu araştırmada Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Hayvancılık Araştırma ve Uygulama Çiftliğinde 2000 yılı içerisinde doğan 13 baş siyah alaca tosunda optimum besi süresi ve besi performanslarının tespiti amacıyla, 7 adet vücut ölçüsü ve canlı ağırlık ölçümleri değerlendirmeye alınmıştır. Besiye başlama yaşı ve besi başı mevsimi için yapılan besi performansı değerlendirmesinde besi başı yaşının etkisi istatistiki açıdan önemsiz (P>0.05) bulunurken, besi başı mevsiminin etkisi ise çok önemli (PO.01) olarak tespit edilmiştir. Hayvanların muhtelif vücut ölçüleri üzerine besi başı yaşının etkileri araştırıldığında cidago yüksekliği, vücut uzunluğu, göğüs genişliği ve karın çevresi üzerine etkilerinin önemsiz (P>0.05) olduğu, ancak göğüs derinliği, göğüs çevresi ve incik çevresi gibi özellikler üzerine etkilerinin istatistiki açıdan önemli (PO.05) olduğu tespit edilmiştir. Besi başı mevsiminin muhtelif vücut ölçüleri üzerine olan etkileri araştırıldığında, cidago yüksekliği, vücut uzunluğu, göğüs genişliği, göğüs çevresi, karın çevresi ve incik çevresi üzerine olan etkileri önemsiz (P>0.05) olarak tespit edilirken, göğüs derinliği bakımından gözlemlenen farklılıklar 1. ay içerisinde çok önemli (PO.01) ve toplam besi süresince ise önemli (PO.05) olarak bulunmuştur. Yapılan deneme sonucunda 6 aylık besi süresi grubunun yemden yaralanma oranı (13.6), 4 aylık besi süresi grubuna oranla (10.76) daha yüksek çıkmıştır. Bu araştırma ile, siyah alaca tosunların besisinde 12 aylık besi başı yaşı, 10 aylık yaşa tercih edilebileceği, taş mevsiminde başlatılan besinin yaz mevsiminde başlatılana oranla daha yararlı olabileceği ve 4 ve 6 aylık besi süreleri arasında tercih yapmak gerekirse 6 aylık besi süresi 4 aylık besi süresine tercih edilebileceği sonucuna ulaşılmıştır. 2002, 42 sayfa Anahtar Kelimeler : Siyah Alaca, besi, farklı yaşlar, besi süresi, mevsimÖğe Path analysis of the relationship between weaning weight and some morphological traits in Awassi lamb(Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, 2019) Gül, Sabri; Keskin, Mahmut; Güzey, Yusuf ZiyaIn this study, Path analysis was used to determine the direct and indirect effects of some morphological traits such as wither height, sacrum height, body length, chest depth, chest girth and chest width on the weaning weight of sheep. The data was obtained from 200 heads of Awassi lambs raised in Gaziantep province. The results of the path analysis indicated that the variants of sacrum height and body length sustained the most significant effect on the weaning weight. Consequentely, chest girth and body length were the most favorable measurements to estimate weaning weight in Awassi and could be used as a reliable criteria for practical selection in Awassi lambs.Öğe Protein İçermeyen Medya İle Olgunlaştırılan İmmatür Sığır Oositlerinin İn Vitro Fertilizasyonu ve Blastosiste Kadar Gelişimleri(2023) Güzey, Yusuf ZiyaHenüz doğmamış buzağılardan elde edilen fötal buzağı serumu, buzağının acı çekmesine neden olmaktadır. Hayvanlara daha az acı çektirilmesi ve hayvan refahı gibi konularda süregelen tartışmalar neticesinde özellikle son yıllarda, in vitro embriyo ve hücre kültüründe fötal serum ikamelerinin kullanılma olanaklarına dair çok sayıda araştırma yapılmaktadır. Bununla birlikte serum içerisinde mevcut olan ve konsatrasyonu tam olarak belirlenemeyen moleküllerin hücresel işlevler üzerine etkilerinden dolayı özellikle tekli moleküler yolakların araştırıldığı çalışmalarda serum kullanımı bazı çakışmalara neden olabilmektedir. Bu amaçla, serum ikamelerinin kullanım olanaklarının araştırıldığı bu çalışmada, in vitro matürasyon için knockout serumTM kullanımının ilk bölünme ve blastosiste kadar gelişen embriyo sayısının önemli oranda artırdığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte sentetik serum ikamesi ve serum ikamesi 2 kullanımının ise elde edilen embriyo sayılarını bir miktar düşürdüğü belirlenmiştir.Öğe Siyah alaca ineklerde farklı mevsimlerde korunmuş yağ kullanımının süt verim özellikleri ile embriyo kalitesi üzerine etkisi(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2009) Güzey, Yusuf Ziya; Önal, Ali GalipBu çalışmada, mevsimin (kış ve yaz) ve korunmuş yağın (%4) Çukurova bölgesinde yetiştirilen Siyah-Alaca süt ineklerinde yem tüketimi, fizyolojik parametreler, süt verimi, süt bileşenleri, canlı ağırlık, kondisyon puanlaması, embriyo gelişimi, embriyo kalitesi ve plazma hormon düzeyleri üzerine etkileri araştırılmıştır. Rasyona korunmuş yağ ilavesi hayvanların kuru madde alımını etkilememiş (P>0.05), fakat yaz mevsiminde kuru madde alımları, kış mevsimine oranla önemli miktarda azalmıştır (P<0.01). Deri sıcaklığı, rektal sıcaklık ve solunum sayısı sıcaklık stresinin etkisi altındaki hayvanlarda önemli düzeyde artarken (P<0.01), nabız sayısı ise azalmıştır (P<0.05). Rasyona korunmuş yağ ilavesi hayvanlarda sadece rektal sıcaklıkta düşüşlerin gözlenmesine neden olmuştur (P<0.01). Sıcaklık stresindeki hayvanlarda sütün kuru madde, yağsız kuru madde ve kazein içeriklerinde düşüşler gerçekleşmiş (P<0.05), korunmuş yağ ile besleme durumuna göre ise süt bileşenleri bakımından bir farklılık tespit edilememiştir (P>0.05). Hayvanlarda canlı ağırlık kazançları ve vücut kondisyon skorları yaz mevsiminde önemli miktarda azalmış (sırasıyla P<0.01 ve P<0.05), korunmuş yağ yeme durumuna göre ise gruplar arasında farklılık tespit edilmemiştir (P>0.05). Plazma progesteron konsantrasyonları bakımından korunmuş yağ ile besleme durumuna göre gruplar arasında farklılık tespit edilememiş (P>0.05), fakat mevsimler bakımından gruplar arasında gözlenen farklılık istatistiki olarak önemli (P<0.01 ve P<0.05) bulunmuştur. Gerek mevsim ve gerekse korunmuş yağ, gruplar arasında plazma kortizol konsantrasyonları bakımından bir farklılığa neden olmamıştır (P>0.05). Plazma östrojen konsantrasyonları mevsimlerden etkilenmemiş, bununla birlikte korunmuş yağ ile besleme durumuna göre gözlenen farklılık istatistiki olarak önemli (P<0.05) bulunmuştur. Mevsim ve korunmuş yağ plazma LH'ın ortalama ve pik değerleri üzerine önemli bir etki yapmamış fakat pik'in görülme saati kış denemesine oranla yaz denemesindeki hayvanlarda ve kontrol grubuna oranla korunmuş yağ verilen grupta daha geç olmuştur. Yaz mevsiminde ve korunmuş yağ yedirilen hayvanlarda, 2-12 hücreli embriyo sayısı önemli oranda artmış (P<0.01), blastosist oranları ise yaz mevsiminde azalmıştır. Birinci ve ikinci kalite embriyo sayıları üzerine korunmuş yağın olumlu etki yaptığı tespit edilmiştir (P<0.05). Sonuç olarak bu çalışma ile, sıcaklık stresindeki hayvanlarda korunmuş yağla yapılan beslemenin, sıcaklık stresinin olumsuz etkilerini engellemede tek başına yeterli olmadığı, beslemenin yanı sıra barındırma ve sürü yönetiminde tedbirlerin alınması gerektiği önerilebilir.