Yazar "Kahraman, Mehmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru kararlarının yerine getirilmesi(T.C. Anayasa Mahkemesi, 2019) Kahraman, Mehmet; Şahin, MuhammedTemel hak ve özgürlüklerinin korunmasında etkili ve ikincil nitelikte iç hukuk yollarından biri de Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yoludur. Anayasanın 148/3. maddesi ile 6216 sayılı Kanun’un 45/1. maddesinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı düzenlenmiştir. Bu hükümlere göre herkes, Anayasa’da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Anayasa Mahkemesinin bireysel başvurular hakkındaki incelemesi, Anayasada öngörülen temel hak ve özgürlüklere ilişkin güvencelere göre yapılmaktadır. Anayasa Mahkemesinin bireysel başvurular konusunda verdiği hak ihlali kararları, Mahkemeye duyulan güvenin artmasını sağlamaktadır. Ancak bazı ilk derece yargı mercilerinin Anayasa Mahkemesinin ihlal kararlarına uymadığı, karar gereklerini yerine getirmemekte direndiği, bu kararları sorguladığı görülmüştür. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin verdiği ihlal kararları, tek başına hak ve özgürlükleri korumaya yetmemekte; bu kararların gereğinin yerine getirilmesi yani kararların uygulanması da gerekmektedir. Bu çalışmada Anayasa Mahkemesinin bireysel başvurulara ilişkin kararlarının kesinliği, bağlayıcılığı ve özellikle derece mahkemeleri tarafından ihlal kararlarının gereğinin yerine getirilmesi zorunluluğu konuları başta Anayasa olmak üzere ilgili mevzuat hükümleri ve Anayasa Mahkemesi kararları çerçevesinde incelenmiştir.Öğe ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARINA GÖRE GÜVENLİK SORUŞTURMASI VE ÖZEL HAYATA SAYGI HAKKI(2020) Kahraman, Mehmet; Şahin, MuhammedBilişim teknolojilerinin gelişmesi ve kullanımının yaygınlaşması, kişisel verilerin toplanmasını ve paylaşımını önemli ölçüde kolaylaştırmış ve bunun sonuçları bireylerin temel hak ve özgürlüklerini etkilediği için hukuki düzenlemeler yapma ihtiyacı doğmuştur. Gerek dünya genelinde ve gerekse ülkemizde kişisel verileri korumayı amaçlayan çeşitli hukuksal düzenlemeler yapılmış, bunun doğal bir sonucu olarak, mahkemelerde görülen davalar neticesinde yargı içtihatları oluşmuştur. Nitekim gerek AİHM’nin ve gerekse AYM’nin konu hakkında önemli kararları bulunmaktadır.Özel hayata saygı hakkı kapsamında yer alan kişisel verilerinin korunması, Anayasanın 20. maddesinde düzenlenmiştir. Anayasa Mahkemesinin bu kapsamda verdiği bireysel başvuru ve norm denetimi kararları artış eğilimi göstermektedir. Mahkemeye bu konuda yapılan başvurulardan bir kısmı, güvenlik soruşturmaları ve arşiv araştırması kapsamındaki bilgilerinin işlenmesinden ve kullanılmasından kaynaklanan hak ihlallerine ilişkindir. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kapsamındaki bilgilerin arşivlenerek saklanması, bireylerin özel hayatını olumsuz yönde etkileyeceğinden, bu kapsamdaki verilerin nasıl ve ne kadar süre tutulacağı, ne şekilde kullanılacağı ve bu konuda kişiler için sağlanan güvencelerin neler olduğunun incelenmesi gerekliliğinden hareketle yapılan bu çalışmada, Anayasa Mahkemesinin Fatih Saraman kararı ve 4045 Sayılı Kanun’a ilişkin olarak verdiği iptal kararı ele alınmıştır. Çalışmada Anayasa Mahkemesinin başvuruları incelerken izlediği yöntem, belirlediği ilkeler, hak ihlallerine yaklaşımı ve özel hayata saygı hakkı bağlamında kişisel verilerin korunması hakkına ilişkin değerlendirmeleri incelenmiştir.Öğe Anayasa Mahkemesi kararlarına göre güvenlik soruşturması ve özel hayata saygı hakkı(Erciyes Üniversitesi, 2020) Kahraman, Mehmet; Şahin, MuhammedBilişim teknolojilerinin gelişmesi ve kullanımının yaygınlaşması, kişisel verilerin toplanmasını ve paylaşımını önemli ölçüde kolaylaştırmış ve bunun sonuçları bireylerin temel hak ve özgürlüklerini etkilediği için hukuki düzenlemeler yapma ihtiyacı doğmuştur. Gerek dünya genelinde ve gerekse ülkemizde kişisel verileri korumayı amaçlayan çeşitli hukuksal düzenlemeler yapılmış, bunun doğal bir sonucu olarak, mahkemelerde görülen davalar neticesinde yargı içtihatları oluşmuştur. Nitekim gerek AİHM’nin ve gerekse AYM’nin konu hakkında önemli kararları bulunmaktadır. Özel hayata saygı hakkı kapsamında yer alan kişisel verilerinin korunması, Anayasanın 20. maddesinde düzenlenmiştir. Anayasa Mahkemesinin bu kapsamda verdiği bireysel başvuru ve norm denetimi kararları artış eğilimi göstermektedir. Mahkemeye bu konuda yapılan başvurulardan bir kısmı, güvenlik soruşturmaları ve arşiv araştırması kapsamındaki bilgilerinin işlenmesinden ve kullanılmasından kaynaklanan hak ihlallerine ilişkindir. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kapsamındaki bilgilerin arşivlenerek saklanması, bireylerin özel hayatını olumsuz yönde etkileyeceğinden, bu kapsamdaki verilerin nasıl ve ne kadar süre tutulacağı, ne şekilde kullanılacağı ve bu konuda kişiler için sağlanan güvencelerin neler olduğunun incelenmesi gerekliliğinden hareketle yapılan bu çalışmada, Anayasa Mahkemesinin Fatih Saraman kararı ve 4045 Sayılı Kanun’a ilişkin olarak verdiği iptal kararı ele alınmıştır. Çalışmada Anayasa Mahkemesinin başvuruları incelerken izlediği yöntem, belirlediği ilkeler, hak ihlallerine yaklaşımı ve özel hayata saygı hakkı bağlamında kişisel verilerin korunması hakkına ilişkin değerlendirmeleri incelenmiştir.Öğe Avrupa Birliği ülkelerinde ve Türkiye'de laiklik(2008) Kahraman, MehmetTürkiye’de laiklik, cumhuriyetin değişmez bir niteliği ve özel öneme sahip bir ilkesidir, ancak Avrupa Birliği ülkelerinden farklı bir uygulamaya sahiptir. Türkiye’nin AB’ne üyelik sürecinde laikliğin nasıl etkileneceği ve Türkiye’de uygulanma biçimiyle laikliğin bu süreçte ne gibi tartışma ve açılımlara yol açacağı araştırılması gereken önemli konulardan biridir. Bu çalışmada Avrupa Birliği ülkelerinde uygulanan laiklikle Türkiye’de uygulanan laikliğin karşılıklı analizi yapılmaya çalışılmıştır.Öğe H YÜKSEK YARGI KARARLARI IŞIĞINDA CUMHURBAŞKANINA HAKARET SUÇUNA İLİŞKİN GENEL BİR DEĞERLENDİRME(2021) Alptekin, Türker; Kahraman, MehmetCumhurbaşkanına hakaret suçu, Türk Ceza Kanunu’nda hakaretsuçundan ayrı olarak özel bir maddede düzenlenmiştir. Yargıtay’a göre,Cumhurbaşkanının Devletin başı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyeti’ni veTürk Milletinin birliğini temsil etmesi, Anayasa’da belirtilen görev veyetkileri ile temsil ettiği değerler göz önüne alındığında, Cumhurbaşkanına karşı gerçekleştirilen hakaret suçu, sadece Cumhurbaşkanının kendikişiliğine karşı değil, onun temsil ettiği değer ve fonksiyonları da ihlaletmiş olacaktır. Gerçekten de Cumhurbaşkanına hakaret suçunda korunan hukuki menfaat Cumhurbaşkanının saygınlığının yanında devletinsaygınlığının da korunması iken, genel hakaret suçunda korunan hukukimenfaat ise kişilerin şeref ve saygınlığıdır. Bu nedenle kanun koyucutarafından Cumhurbaşkanına hakaret suçu ile ilgili olarak ayrı bir cezanormu düzenlemesinin yerinde olduğu savunulabilir. Cumhurbaşkanınahakaret suçuna ilişkin olarak özel düzenleme yapılmasının eşitlik ilkesiniihlal ettiği, hukuk devletinde hiçbir makama özel bir suç tipi oluşturulamayacağı, devlet başkanlarına özel himaye sağlayan yasaların varlığınınAvrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ve Anayasaya aykırı olduğu iddiaları Anayasa Mahkemesi tarafından, Yasa koyucunun ceza politikasıaçısından değerlendirilmiş ve reddedilmiştir. Bu çalışmada, Cumhurbaşkanına hakaret suçu, Yüksek yargı kararları doğrultusunda incelenmiştir.Öğe Hukuk devletine katkıları bakımından kamu denetçiliği(2011) Kahraman, MehmetGünümüzde devletin üstlendiği kamu hizmetlerinin artmasına paralel olarak, önceleri yargıyla sınırlı olan denetim mekanizmalarına, yargı dışı mekanizmaların da eklenmesi ihtiyacı doğmuştur. Bu nedenle, birçok Batı Demokrasisinde idarenin yargı dışı yollarla da denetlenmesi gereği üzerinde durulmuş ve bu amaçla Ombudsman/ Kamu Denetçiliği kurumu oluşturularak, etkin bir şekilde çalışması sağlanmıştır. İdarenin eylem ve işlemleriyle ilgili şikayetlerin artması, yargı yolunun masraflı ve zaman alıcı olması ve diğer denetim yollarının yetersizliği gibi nedenler, kamu denetçiliği kurumuna olan ihtiyacın başlıca nedenleridir. Bu çalışma, kamu denetçiliğinin ne olduğundan çok diğer denetim mekanizmaları arasındaki yerini ve özellikle hukuk devletine katkılarının neler olacağını tartışmayı amaçlamaktadır.Öğe Hükümet sistemi tartışmaları bağlamında başkanlık ya da yarı-başkanlık sistemlerinin Türkiye’de uygulanabilirliği(2012) Kahraman, MehmetUygulandığı birçok ülkede zaman zaman siyasal istikrarsızlığa neden olan parlamenter sistem, Türkiye’de ve bu ülkelerde yeni sistem arayışlarını gündeme getirmiştir. Parlamentarizmin neden olduğu hükümet krizlerini aşabilmek için ihtiyaç duyulan güçlü yürütme özlemi, başkanlık veya yarı-başkanlık sistemlerinin tercih edilmesine neden olmaktadır. Bu çalışmada, başkanlık ve yarı-başkanlık sistemlerinin özellikleri, siyasal sistemimiz açısından avantajları ve sakıncaları karşılaştırmalı olarak incelenecek; başkanlık ve yarı-başkanlık sistemlerinin ülkemizde uygulanması halinde doğabilecek muhtemel sorunlar üzerinde durulacaktır.Öğe Kamu denetçiliği kurumu kararlarında denetim ölçütü olarak kullanılan iyi yönetim ilkeleri(Kamu Denetçiliği Kurumu, 2020) Kahraman, Mehmet; Balkan, AliBu çalışmada iyi yönetim ilkeleri olarak adlandırılanilkelerin kamu denetçiliği kurumu tarafından uygulamadanasıl yorumlandığı incelenmiştir. Böyleceiyi yönetim ilkelerinin idarenin yargı dışı denetiminde,denetim ölçütü olarak nasıl bir işlevininolduğu ve nasıl geliştirilebileceğinin ortaya konulmasıamaçlanmıştır. Çalışmada öncelikle idareninyargı dışı denetimi ve bu denetim içinde ombudsmandenetimin yeri ve önemi ifade edilmiştir. İkinciolarak iyi yönetim ilkeleri sınıflandırılmış ve kamudenetçiliği kurumunun seçilmiş kararlarında iyi yönetimilkelerinin denetim ölçütü olarak uygulamasıincelenmiştir.6328 sayılı kamu denetçiliği kurumu kanununda iyiyönetim ilkelerine doğrudan yer verilmemiştir. İyiyönetim ilkeleri, kamu denetçiliği kurumunu kanunununuygulama yönetmeliğinde düzenlenmiştir.Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasınaİlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin“iyi yönetim ilkeleri” başlıklı 6. maddesinde iyi yönetimilkeleri; kanunlara uygunluk, ayrımcılığın önlenmesi,ölçülülük, yetkinin kötüye kullanılmaması, eşitlik, tarafsızlık, dürüstlük, nezaket, şeffaflık, hesapverilebilirlik, haklı beklentiye uygunluk, kazanılmışhakların korunması, dinlenilme hakkı, savunmahakkı, bilgi edinme hakkı, makul sürede karar verme,kararların gerekçeli olması, karara karşı başvuruyollarının gösterilmesi, kararın geciktirilmeksizinbildirilmesi, kişisel verilerin korunması olarak sayılmıştır.Madde metninden, iyi yönetim ilkelerinin busayılanlarla sınırlı olmadığı da görülmektedir.Sonuç olarak kamu denetçiliği kurumunun idareyedönük şikâyetlerin incelerken önce hukuka vehakkaniyete uygunluk ve ikinci olarak da iyiyönetim ilkelerine uygunluk yönünden incelediğigörülmüştür. İyi yönetim ilkelerinin etkili olması vekurumsallaşması için kamu 6328 sayılı yasa içindetemel bir denetim türü olarak düzenlenmelidir.İdarenin iyi yönetim ilkelerine uymaması durumundakamu denetçiliği kurumuna gerekçe bildirmesizorunlu hale getirilmelidir. Kamu denetçiliği kurumununiyi yönetim ilkeleri ile ilgili idareye dönükeğitim ve yayım faaliyetleri artırılmalıdır. İdareleriniyi yönetim ilkelerine uyumu ile ilgili performansraporları hazırlanmalıdır. Kamu baş denetçisi vedenetçilerin iyi yönetim ilkelerini en çok ihlal edenkurumları ziyaret etmesinin iyi yönetim ilkelerineuyma düzeyini arttıracağı değerlendirilmiştir. Böylecekamu denetçiliği kurumunun hukuk devletianlayışına sağlayacağı katkı artmış olacaktır.Öğe The prime minister and the president : a comparative analysis of the heads of the executive in parliamentary and presidential systems in terms of their powers(2016) Kahraman, MehmetGünümüz demokrasilerinde genellikle parlamenter sistemlerle başkanlık ya da bu sistemlerin ortak özelliklerini taşıyan yarı-başkanlık sistemlerinin tercih edildiği görülmektedir. Parlamenter sistemlerde iki kanatlı bir yürütme olmakla birlikte, yürütmenin icrâi yetkileri Başbakan tarafından kullanılır. Başkanlık sisteminde yürütmenin gerçek ve tek sahibi Başkandır ve tüm yürütme yetkileri Başkan tarafından kullanılır. Siyasi partilerin ortaya çıkması ile birlikte, parlamenter sistemin işleyişi değişmiş; parlamentoda çoğunluğu sağlayan partinin lideri olan Başbakan, bu çoğunluk sayesinde her iki organa da hâkim hale gelmiştir. Son zamanlarda, yasama ve yürütmeye hâkim olan Başbakanın, Amerikan Başkanlık sistemindeki Başkandan daha güçlü olduğu tezi savunulmaktadır. Bu çalışmada Başbakan ve Başkanın konumları karşılaştırılarak, bu iddianın ne derecede gerçeği yansıttığı incelenmeye çalışılmıştırÖğe Türkiye'de kadının siyasal hakları ve anayasal yansıması(2016) Kaypak, Şafak; Kahraman, Mehmetİnsanlığın en büyük özlemlerinden birisi, insan haklarından herkesin eşit olarak faydalanmasıdır ve insanlar arasında ırkına, rengine, cinsiyetine, dinine, siyasi kanaatlerine bakılmaksızın herkesi aynı statüye tabi kılmayı istemekle başlamıştır. "İnsan hakları", insanlık tarihinin başlamasıyla birlikte doğan ve insanlığın gelişimiyle birlikte ilerleme gösteren en temel haklardır. İnsan haklan kavramı, insanın sırf insan olması dolayısıyla, doğuştan itibaren sahip olduğu ve devlet ve bireyler tarafından dokunulamayan haklar bütününü ifade eder. Doğal hukuk kökenli olmaları dolayısıyla insan haklan, bir çeşit doğal hak olarak kabul edilir. Batı'da kanlı mücadeleler sonucu elde edilen insan haklarının hep erkekler için olduğu düşünülmüş ve insan ırkının yarısını teşkil eden kadınlar bu haklardan dışlanmıştır. Bu dışlanma, genel olarak "feminizm" olarak nitelendirilen kadınların da haklar bakımından erkelere eşit olmasını savunan akımın doğmasına sebep olmuştur. Dolayısı ile bu haklar birden ortaya çıkan haklar olmayıp tarihsel süreç içerisinde meydana gelen değişimlerden etkilenmiştir. Bu sürecin anayasalara yansımaları olmuştur. Bu çalışmada, Türkiye'de kadın haklarının bir insan hakkı olarak gelişimi ve anayasal yansıması ele alınmaktadır