Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Karaköse, Oktay" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Cerrahlarin unutmamasi gereken teknik : Shouldice herniorafi
    (2012) Yetim, İbrahim; Karaköse, Oktay; Dervişoğlu, Adem; Erzurumlu, Kenan
    Amaç: Genel cerrahların; acil dışındaki ameliyatlar arasında, en fazla yaptıkları ikinci sırada yer alan ameliyat fıtık onarımıdır. Shouldice herniorafi klasik ameliyatlardan biri olup gerilimli olarak adlandırılan ameliyat sınıfında yer almaktadır. Bu ameliyat her cerrahın repertuarında bulunmalıdır. Cerraha bir alternatif sağladığı gibi, gerilimsiz tekniklerin uygulanamayacağı vakalarda kullanımı zorunlu hale gelebilir. Bu çalışmada Lichtenstein herniorafi ve Shouldice herniorafi arasındaki avantaj ,dezavantaj ve komplikasyonlarını literatür eşliğinde inceledik. Gereç ve Yöntem: Hastanemizde yapılan Lichtenstein herniorafi ve seçilmiş hastalardaki Shouldice herniorafi vakalarını karşılaştırdık. Nisan 2007-mayıs 2008 tarihleri arasında inguinal herni tanısıyla Samsun Bafra Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Servisi’nde Lichtenstein herniorafi yapılan 75 hasta ile Shouldice herniorafi yapılan 33 hasta takibe alınmıştır. Hastaların yaş-cins dağılımı, herni tipi, anestezi şekli, ortalama yatış süresi, erken ve geç komplikasyonları incelenmiştir. Bulgular: Postoperatif dönemdeki erken komplikasyonlar; idrar retansiyonu, yara enfeksiyonu ve hematom gelişmesi olarak gözlenmiştir. İdrar retansiyonu gelişen hastaların hepsine spinal anestezi uygulanmış olup, geçici idrar sondası takılması gerekti. Yüzeyel yara enfeksiyonu drenaj ve antibiyoterapi ile tedavi edildi. Hastaların geç dönem komplikasyonları incelendiğinde Schouldice herniorafi yapılan 1 hastada uylukta parestezi, lichtenstein herniorafi yapılan 1 hastada postoperatif 5.ayda nüks gelişti. Sonuç: Her cerrahın bilmesi gerektiğini düşündüğümüz bu tekniğin cerrahi eğitimi veren kurumlarda yeni yetişen cerrahlara alternatif bir yöntem olarak verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Cerrahiye bir alternatif sağladığı gibi, gerilimsiz tekniklerin uygulanamayacağı vakalarda doğrudan tercih edilebilir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Farklı yaş grubundakı hastalarda laparoskopik kolesistektomi sonuçları
    (2011) Yetim, İbrahim; Dervişoğlu, Adem; Karaköse, Oktay; Büyükkarabacak, Yalçın; Bek, Yüksel; Erzurumlu, Kenan
    Amaç Laparoskopik kolesistektomi benign safra kesesi hastalıklarında en çok tercih edilen metod olmuştur. İleri yaş ,mortalite ve morbiditenin artmasına neden olur. Bu çalışmanın amacı farklı yaşlardaki hastalarda laparoskopik kolesistektominin sonuçlarını karşılaştırmakır (yaş < 30, 31-64 yaş,65 > yaş). Gereç ve Yöntemler Kasım 2001-Mayıs 2009 tarihleri arasında OMÜ Tıp Fakültesi ve Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesinde benign safra kesesi hastalığı nedeniyle laparoskopik kolesistektomi uygulanan toplam 511 hasta retrospektif olarak analize edildi. Hastalar yaşlarına göre 3 gruba bölündü. Grup A (<30 yaş, n=47),Grup B (31-64 yaş,n=368),Grup C (65 yaş>,n=96). Bulgular Tüm gruplarda laparoskopik kolesistektomi için en sık endikasyon semtomatik kolelitiazisdir. Ko-morbit hastalılar Grup C’de, Grup A ve B’ye göre anlamlı olarak daha yüksekti.İnsidental bilier patolojiler ve abdominal operasyon öyküsü tüm gruplarda benzer şekildeydi. Bununla birlikte bilier kanal ve sistik arter anomalileri Grup A’da,Grup B ve C’ ye göre anlamlı olarak yüksek bulundu. Bu çalışmada 26 hastada (%5.08) açık kolesistektomiye dönmek gerekti. Açığa dönüşün en büyük nedeni Callot üçgeni zor diseksiyonu idi( 21 hastada ;%80). Gruplar arasında morbidite açısından farklılık yoktu. Sonuç Sonuç olarak, genç hastalarda safra yolu anomalilerinin ve yaşlı hastalarda ko-morbid bozuklukların daha yaygın olduğu düşünülmelidir. Bu faktörler hastanın preoperatif iyi değerlendirilmesi sonucu etkilemez. Bununla birlikte cerrah bu durumun farkında olmalı ve intraoperatif ve postoperatif komplikasyonlar nedeniyle dikkatli olmalıdır.

| Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Hatay, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim