Yazar "Kaya, Ergün" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Acil servise başvuran akut karın ağrılı hastalarda fizik muayene bulguları ile rutin laboratuvar görüntüleme yöntemlerini korele ederek cerrahi ve dahili karın ağrısı ayırımı yapabilme(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2011) Kaya, Ergün; Duru, Mehmet; Kuvandık, GüvenAkut baslangıçlı karın ağrılı hasta, acil serviste sık karsılasılan hasta grubudur. Birhaftadan daha az süregelen ağrıya akut ağrı denir. Bu tür karın ağrısı ile gelen hastanın ayırıcıtanısının konulması, ameliyat edilip edilmeyeceğine karar verilmesi, taburcu edilipedilmeyeceğinin belirlenmesi acil hekiminin zorlandığı konulardır. Karın ağrılı hasta grubuacil servise basvuruların önemli bir bölümünü olusturur. Karın ağrısının doğru olarakdeğerlendirilmesi ve hastaya iyi bir bakım verilebilmesi için iyi bir hikâye alınması, karın içive karın dısı ağrı nedenleri ve mekanizmalarının iyi bilinmesi önemlidir .Bu tip hastalar hızlı bir sekilde değerlendirilip, tanının konulması gereklidir. Ayırıcı tanı daönemlidir, her zaman akut batın sendromu süphesi acil cerrahi yaklasım gerektirmez. Tümakut karın ağrılı hastalar ele alınırsa hastaların %40'ında bilinen karın ağrısı formlarınauymayan, açık ve anlasılır sonuçlara varılamayan, çoğu kez izlem altında tutulurken ağrılarıkendiliğinden geçen karın ağrısı bulunur. Günümüzde; Gelismis ülkelerde ve son zamanlardagelismekte olan ülkeler sağlıda daha etkin, daha ucuz ve kolay ulasılabilen sağlık hizmetlerineulasmayı, hizmet sunumunda ekonomik ve kaliteyi aramakta ve desteklemektedir. Karınağrısı ile acil servise basvuran saatlerce laboratuar ve görüntüleme merkezlerinde sırabekleyen hastalardan ziyade, belki de günümüzde unutulmus fizik muayenenin önemi, aciluzmanlarına referans olabilen kaynakları özümsemeyi ve çalıstığı hastane ortamında en etkinve verimli çalısmayı içerir.Çalısmaya 150 olgu dâhil edildi. Olguların 76'sı erkek (%50,0), 74'si kadın(% 48,7)idi. Hastaların yasları en düsük 19,en yüksek 94 yas olup ortalama 44,6067 olarak hesaplandı.Çalısma Mustafa Kemal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Arastırma Hastanesinde tekmerkezli, prospektif bir çalısma olup, Acil Tıp A.D'ında gerçeklestirildi. Acil servise son 7(yedi) gündür devam eden karın ağrısı sikâyetiyle basvuran, 18 yas üzeri, gebe olmayan,G?S'e ait herhangi bir malingnensi hikâyesi bulunmayan, travma öyküsü olmayan 150 hastadahil edildi. Travmaya sekonder gelisen akut karın ağrısı, 18 yasından küçük olma, gebelikdurumu ve çalısmaya katılmayı reddetme dıslama kriterleri olarak belirlendi.Hastaların tedavi aldıkları dahili, cerrahi ve cerrahi medikal klinik sınıflaması ve sontanılarına uygun olarak, ilk gelis fizik muayene bulguları sonuçları anlamlı bulunmustur.Klinik tanılar ile laboratuar sonuçları arasında anlamlı bir iliski yoktur. Tanıya yardımcıolarak kullanılan batın usg ve direk grafi klinik olarak cerrahi medikal tedavi alan hastagrubunda anlamlı bulunmustur. Cerrahi operasyon uygulanan hastaların fizik muayenevbulguları ile direk grafinin karsılastırılmasın da istatiksel olarak anlamlı sonuç bulunmustur.Acil servislerde en fazla karsılasılan nonspesifik karın ağrısı tanısı alan hastalarda fizikmuayene bulguları anlamlı bulunmustur.Acil servislerde akut batın tanısı koymak; Anamnez, seri fizik muayeneler vegörüntüleme yöntemleri ile beraber, tanı ve ayırıcı tanı için laboratuar tetkiklerine gereksinimduymakla ve daha spesifik klinik tanılar için çesitli biyokimyasal markırlara ihtiyaçduyulmaktadır. Sonuçta genel literatür çalısmalarından ve bizim çalısmamızda gösterdiğimizgibi acil servislerde karın ağrılı hastaların %34-53 `nü nihai tanı nonspesifik karın ağrısıolusturmaktadır. Bu hastalara ise fizik muayene bulguları ile tanıya gidilmekle beraber ayırıcıtanı için laboratuar ve görüntüleme yöntemlerine ihtiyaç vardır.Öğe Akrep sokması sonucu trombositopeni ve lökopeni : olgu sunumu(2014) Karakuş, Ali; Arslan, Gökhan; Çalışkan, Koca; Kaya, Ergün; Duru, Mehmet; Kekeç, ZeynepAkrep sokması ciddi ve hayatı tehdit eden acil bir durumdur. Akrep sokmalarında klinik olarak; kardiyovasküler, nörolojik ve hematolojik anormallik ( trombositopeni, nötropeni ) görülebilir.Bu çalışmada; akrep sokması sonucu acil servisimize başvuran 60 yaşında bayan hastanın tanı ve tedavi metodları tartışıldı. Trombosit desteğine gerek kalmadan akrep antivenomu tedavisi ile trombosit seviyeleri düzeldi.Öğe Kış mevsiminde yılan ısırması: Olgu sunumu(2013) Karakuş, Ali; Duru, Mehmet; Kuvandık, Güven; Kaya, Ergün; Kekeç, Zeynepİnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların (karbondioksit, diazot monoksit, metan, su buharı, kloroflorokarbon) miktarlarının artması sonucunda dünya yüzeyinde sıcaklığın artması küresel ısınma olarak tanımlanmaktadır. Bunun sonucunda kışın sıcaklıklar artmakta, hayvanların göç dönemleri ve iklimler değişmekte ve değişikliklere dayanamayan bitki ve hayvan türleri de azalmaktadır. Sıcak bölgelerde yaşayan soğukkanlı hayvanlardan olan yılan gibi hayvanların da yaşam siklusu değişebilmektedir. Yılan ısırması vakaları ülkemizde özellikle yaz aylarında güney ve güneydoğu bölgesinde sıkça rastlanan vaka grubudur. Biz de yaz ayları dışında literatürde rastlanmayan böyle bir vakayı sunmayı amaçladık.Öğe Mustafa Kemal Üniversitesi Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesi Acil Servise kırık nedeniyle başvuran hastalarda kırık dağılımı ve sıklığı(2009) Zararsız, İsmail; Kaya, Ergün; Savaş, Nazan; Meydan, Sedat; Davran, Ramazan; Tutanç, Murat; Duru, MehmetBu çalışmada 2007 Ekim - 2008 Ekim tarihleri arasında Mustafa Kemal Üniversitesi Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesi Acil servise başvuran kemik kırığı vakaları incelendi. Kırığın anatomik lokalizasyonu, kırık tipi, yaş gruplarına göre dağılımı ve kırığa yol açan etkenler araştırıldı. Ayrıca darp, aile içi şiddet, kırığa eşlik eden osteoporoz gibi hastalıkların olup olmadığı incelendi. Kırık vakalarının kadınlara (% 38.7) göre erkeklerde daha yüksek (% 61.3) olduğu görüldü. Ayrıca kırıklar erişkinlerde % 63 oranında tespit edildi, bu oran çocukluk çağı kemik kırıklarında daha düşük (% 37) seviyede idi. Çocuklarda üst ekstremite kırıkları daha sık görülürken, erişkinlerde alt ekstremite kemik kırıkları daha yüksek oranda tespit edildi. Çocuklarda en fazla kırılan kemik radius, onu humerus ve ulna takip ederken, erişkinlerde en fazla kırılan kemik femur idi. Kırık sebepleri arasında yüksekten düşme, trafik kazaları ve spor yaralanmaları ön sıralarda yer alıyordu. Kemik kırıklarının belirlenmesine yönelik yapılan bu çalışmada, elde edilen sonuçların insanların maruz kaldığı travmaların azaltılması ve/veya önlenmesine yönelik çalışmalarda önemli katkı sağlayacağını düşünmekteyiz.