Yazar "Kaya, Mustafa Emrah" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bilateral Concha Bullosa Within Concha Bullosa: Unique Middle Concha Variation(Wiley, 2024) Gulmez, M. Ihsan; Kaya, Mustafa EmrahThe middle nasal turbinate is an important anatomical formation located on the lateral nasal wall. Concha bullosa can be defined as the presence of an air gap inside the turbinate. It is the most common middle nasal turbinate variation. It is often asymptomatic, but can sometimes cause nasal obstruction. In this study, an asymptomatic patient with concha bullosa within concha bullosa in both middle turbinates, which has not been reported before in the literature, is presented. Laryngoscope, 2024 Concha bullosa can be defined as the presence of an air gap inside the turbinate. It is the most common middle turbinate variation. It is often asymptomatic, but can sometimes cause nasal obstruction. In this study, an asymptomatic case with concha bullosa within concha bullosa in both middle turbinates, which has not been reported before in the literature, is presented. imageÖğe İmmünkompetan hastada primer nokardiyal vertebra osteomiyeliti(2015) Bal, Tayibe; Önlen, Yusuf; Serarslan, Yurdal; Kaya, Mustafa Emrah; Özer, BurçinNokardiya türleri, immünsüpresif hastalarda vertebral osteomiyelitin nadir bir sebebidir ve literatürde bildirilmiş az sayıda olgu bulunmaktadır. Nokardiyoz genellikle akciğerlerden orijin alan, beyin gibi diğer organlara yayılma eğiliminde olan kronik bakteriyel bir infeksiyondur. Bu makalede pulmoner tutulumu olmayan, immünkompetan bir primer nokardiyal vertebra osteomiyeliti olgusu sunulmuştur. Olguda bir buçuk yıl önce başlayan bel ağrısı ve spinal hareketlerde kısıtlılık yakınmaları saptanmıştır. L2 vertebra, paraspinal bölge ve psoas kası içerisinde saptanan multiple apseleri cerrahi ve medikal tedaviye rağmen tekrarlamıştır. Operasyon bölgesindeki akıntıdan alınan materyalin kültüründe 3. günde Nocardia spp. izole edilmiştir. Tür tayini yapılamadığından trimetoprim sülfametoksazol, meropenem ve amikasin ile üçlü kombinasyon tedavisi başlanmıştır. Tedavinin 7. gününde operasyon bölgesindeki akıntı kesilmiştir. Hastada apselerin cerrahi drenajı, L2 vertebra korpusu eksizyonu ve uygun medikal tedavi sonrasında kontrol lomber vertebra MR’larında apse görülmemiştir. Bu olgu, tüberküloz ve brusellozun dışlandığı granülomatöz vertebral osteomyelit olgularında Nokardiya türlerinin de olası patojenlerden biri olabileceğini vurgulamak amacıyla paylaşılmıştır.Öğe Infected colloid cyst(Springer, 2017) Yilmaz, Atilla; Aras, Mustafa; Serarslan, Yurdal; Kaya, Mustafa EmrahIntroduction Colloid cysts are the most common pathologic lesions of the third ventricle. Although they are histologically benign, they may grow and can cause the hydrocephalus. Case summary A 5-year-old male patient underwent to surgery with the diagnosis of colloid cyst. In operation, after the anterior transcallosal approach, the cyst was punctured by syringe and obviously pus aspirated. Conclusion Colloid cysts mostly remain silent and detected incidentally. Although it is rarely defined, rhinorrhea, hypopituitarism, diabetes insipidus, spasmodic torticollis, drop attack, aseptic meningitis, and coexistence with neurocysticercosis have been reported, but this is the first reported case of an infected colloid cyst.Öğe Spinal kord travması oluşturulmuş ratlarda riluzole ve trimetazidine etkinliğinin araştırılması ve metilprednizolon etkinliği ile karşılaştırılması(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2018) Kaya, Mustafa Emrah; Serarslan, YurdalAmaç: Spinal kord travması tedavisinde etkinliği kanıtlanmış olan Metilprednisolon tedavisine alternatif olarak Trimetazidine ve Riluzole tedavilerinin kombine veya ayrı ayrı olarak kullanımlarının histopatolojik, biyokimyasal ve motor fonksiyon değerlendirmeler etkinliklerini karşılaştırmak. Yöntem: Spinal kord travmasında oluşan hasar fizyopatolojik olarak iki aşamada meydana gelmektedir. Birinci aşama primer hasardır ki bu aşama koruyucu yöntemler ile önlenebilir. İkinci aşama sekonder hasar evresi olup var olan klinik çalışmaların çoğu bu aşamaya yöneliktir. Etkinliği yapılmış olan çok merkezli çalışmalar ile kanıtlanmış olan metilprednisolon etkisini, lipid peroksidasyonunu azaltarak, hücre içi asit baz ve kalsiyum dengelerini düzenleyerek, Na-K ATP az aktivitesinde artış sağlayıp travma bölgesinde su ve Na tutulumunu azaltıp, K kaybını engelleyerek, kan akımı ve nöral doku perfüzyonunu arttırarak göstermektedir. Bu çalışmada kardiak antiiskemik etkinliği kanıtlanmış Trimetazidine ve nöroprotektif etkisi sayesinde spinal travma ve bazı nörodejeneratif hastalıklarda da kullanımı bulunan Riluzole ün kombine ve ayrı ayrı kullanılarak histopatolojik, biyokimyasal ve motor fonksiyon açısından etkinliklerini metilprednisolon ile karşılaştırdık. Çalışmamız Nisan 2018-Temmuz 2018 tarihleri arasında Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi kliniğinde 250-300 gram ağırlığında 49 adet Wistar Albino cinsi rat ile yapıldı. Ratlar 7 gruba ayırıldı Kontrol grubuna sadece günlük nörolojik muayene yapıldı. Sham grubuna sadece cerrahi işlem yapılarak torakal 7-8 laminektomi uygulandı. Travma grubuna cerrahi işlem sonrasında 5 cm yükseklikten bir tüp yardımı ile 5gr ağırlık düşürülerek travma oluşturuldu. Metilprednisolon grubuna cerrahi ve travma sonrası 30 mg/kg metilprednisolon uygulandı. Riluzole grubuna cerrahi ve travma sonrasında 1 mg/kg riluzole uygulandı. Trimetazidine grubuna cerrahi ve travma sonrası 3mg/kg trimetazidine uygulandı. Riluzole ve trimetazidine kombine grubuna cerrahi ve travma sonrası 3mg/kg trimetazidine yanında 1 mg/kg riluzole uygulandı. Cerrahiden 48 saat sonra sakrifiye edilen ratlardan alınan kan örnekleri ve kord örnekleri biyokimyasal olarak total antioksidan durum, total oksidan durum ve malondialdehid düzeyi çalışıldı. Patolojik incelemeleride yapıldıktan sonra histopatolojik, biyokimyasal ve nörolojik muayene sonuçları SPSS 20 programında analiz edilerek çıkan sonuçlar Kruskal Wallis dağılım cetveli ve Mann Whitney U test ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Trimetazidine ve riluzole kombine verilen grup ile Metilprednisolon verilen grup arasında travma grubuna kıyasla Tarlov travma skoru ve biokimyasal incelemelerde anlamlı fark olduğu ancak trimetazidine veya riluzole ün ayrı ayrı verildiği gruplarda anlamlı bir fark olmadığı değerlendirilmiştir. Sonuç: Çalışmamızda spinal kord travmasında yüksek doz metilprednisolon tedavisine alternatif olarak trimetazidine ve riluzole kombine tedavisinin düşünülebileceği ancak bu konu için daha geniş zaman dilimli ve daha geniş çaplı çalışmalar yapılması gerektiği düşünülmüştür. VII