Yazar "Keserci, Ferhat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş-Ekinözü depremi (Mw 7.6) ile ilişkili Çardak Fayı yüzey kırığının tektonik jeomorfolojisi(2023) Bayrakdar, Cihan; Halis, Onur; Canpolat, Ergin; Döker, M. Fatih; Keserci, Ferhat6 Şubat 2023 saat 13:24’te moment büyüklüğü 7.6 (Mw) olan Ekinözü depremi, sol yanal atımlı Çardak Fayı üzerinde gerçekleşmiştir. Çardak Fayı üzerinde 105 km uzunluğunda yüzey kırığı oluştu - ran bu deprem, Kahramanmaraş ilinin Göksun ilçesinden doğuda Malatya ilinin Doğanşehir ilçesine bağlı Bıçakçı’ya kadar takip edilebilmiş ve haritalanmıştır. Deprem sonucunda oluşan yüzey kırığı üzerinde fayın karakterini yansıtan 8 metreye varan sol yanal ötelenmelerin yanı sıra 3-5 metre düşey atımların da geliştiği saptanmıştır. Çardak Fay Zonu içerisinde yüzey kırığı ile birlikte yanal yayılmalar, çek-ayır havzalar, fay diklikleri ve köstebek yapıları gibi yüzey deformasyonları da ge - lişmiştir. Çardak Fayı’nın yüzey kırığı ilk olarak Harita Genel Müdürlüğü (HGM) tarafından deprem sonrası çekilen hava fotoğrafları ve uydu görüntüleri ile tespit edilmiş ve sonrasında 14-20 ve 26-27 Şubat 2023 tarihleri arasında yapılan arazi çalışmaları ile teyit edilmiştir. Fayın jeomorfolojik izleri lazermetre yardımıyla yerden, insansız hava araçları (İHA) ile havadan hassas bir şekilde ölçülerek haritalandırılmıştır. Ayrıca çalışmada toplanan veriler coğrafi veri servisi olarak bulut ortamında depolanarak web tabanlı haritalar (Cbskampus, 2023) ile araştırmacıların kullanımına sunulmuştur.Öğe Finike ve Kumluca ovalarında yaşanan su hortumlarının oluşum süreçleri ve etkileri(2021) Canpolat, Ergin; Keserci, Ferhat; Döker, Mehmet Fatihİnsanoğlunun artan nüfusuyla birlikte genişleyen yerleşim ve yaşam alanları, artan görüntüleme sistemleri ve ağ paylaşımları hortumlara ilişkin daha fazla haberin gündem olmasını sağlamaktadır. Oluşum mekanizmaları kasırgalara benzetilmekle beraber henüz tam olarak açıklanamamış olan hortumların dar alanlarda, kısa mesafeli koridorlar içerisinde oluşturdukları yıkım, tahribat güçleri ve verdikleri zararlar onların haber konusu olmalarında etkili hususlardır. Kara ve su hortumlarının oluşum özelliklerinin ve dağılışlarının ele alındığı bu çalışmada, özellikle Antalya İli Finike ve Kumluca ilçe sınırları içerisinde hortum olaylarının gerçekleştiği dört farklı gün seçilerek, hortum oluşum süreçleri sinoptik ve yerel meteorolojik verilerle açıklanmaya çalışılmıştır. Kumluca ve Finike ilçe tarım müdürlüklerinin hasar tespit çalışmaları kapsamında düzenledikleri, 2010-2020 yılları arasında yaşanan afetlere ilişkin verilerden de yararlanılmıştır. Hortumların oluşturduğu hasarlara örnek oluşturması bakımından 24.01.2019 tarihinde yaşanan hortumun etkileri incelenmiştir. Yapılan araştırma ile; Finike ve Kumluca’da yaşanan hortum hadislerinin çoğunlukla su hortumları olduğu, hortumların kış mevsiminde özellikle ocak ayında daha fazla yaşandığı, su hortumlarının oluşumunda, yöreye yaklaşan siklonik sistemlerin ve frontal özellikleri ile kara ve deniz dağılışı ile yüksek reliefin etkili olduğu, buna karşılık deniz suyu sıcaklığının etkisinin fazla olmadığı elde edilen sonuçlardır. Hortumların, farklı günlerde fakat birbirine benzeyen meteorolojik koşullarda oluşmaları, erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesini mümkün kılmaktadır. Erken uyarı sistemlerinin, hortumların oluşturacağı can kayıplarının önlenmesinde etkili olacağı, ulaşılan sonuçlar arasındadır.Öğe Geyik Dağı güncel buzulları ve morfometrik özellikleri(2023) Keserci, Ferhat; Güngör, Gülan; Bozdoğan, Mahsum; Canpolat, Ergin; Çılğın, Zeynel; Bayrakdar, CihanGeyik Dağları, Geç Kuvaterner boyunca yoğun ve tekrarlanan buzullaşmalara maruz kalmıştır. Güncel bir buzulun varlığı bölgede yapılan daha önceki çalışmalarda doğrulanmamış veya tespit edilememiştir. Bölgede yerel gezgin olan Hasan Hüseyin Kahrıman’nın 27 Ekim 2023 tarihinde buzul varlığını sosyal medya aracılığı ile aktarması üzerine buzulları tanımlamak ve yerlerini belir- lemek için uzaktan algılama yöntemleri kullanılmış ve Geyik Dağı’na yapılan arazi çalışması ile güncel buzulların varlıkları doğrulanmıştır. Bu çalışma aynı zamanda bilimsel olarak Geyik Dağı’nda güncel bir buzulun varlığını tanımlayan ve doğrulayan ilk çalışmadır. Belirlenen yayılış alanları üze- rinden buzul modellemesi, ELA (Equilibrium Line Al titude) hesaplama araçları, bakı ve eğim in- tersect (kesiştirme) analizleri ile sirk morfometrisi yöntemleri kullanılarak buzulların ve içerisinde yer aldıkları sirkler ile yakın çevresinin özellikleri nicel verilerle ortaya konulmuştur. Buzul model- lemesi neticesinde Geyik Orta Buzulu’nun toplam 6000 (±300) m2, Doğu Buzulu’nun 2030 (±100) m2 toplamda ise Geyik Dağı’ndaki buzulların 8030 (±480) m2 alana sahip olduğu tespit edilmiştir. Buzulların ortalama olarak uzunlukları 98 m (metre), ELA değeri ise 2619 m olarak hesaplanmıştır. Buzulların 12-30 ? eğim değerleri arasında ve tamamen kuzey bakılı alanlarda bulundukları tespit edilmiştir. Buzullar ve sirklerin morfolojik özellikleri, yüksek rakım, bakı özellikleri ve yüksek kar birikimi Geyik Dağı’ndaki buzulların bu kesimlerde korunmasına pozitif olarak etki etmiştir. Bu- zullar üzerinde yapılan karşılaştırmalı uydu görüntülerinde 06.09.2010 tarihinden günümüze kadar buzulların alansal olarak %50’sinden fazlasının eridiği ve önümüzdeki yıllarda etkisini giderek arttı- ran küresel ısınma ile beraber 5 yıl içerisinde tamamen ortadan kalkacağı tahmin edilmektedir.Öğe Kovacık, Emerdin ve Dumanlı Dağları’ında (Batı Toroslar) Geç Pleyistosen Buzullaşmaları(2023) Çılğın, Zeynel; Bayrakdar, Cihan; Keserci, Ferhat; Canpolat, ErginAnadolu’nun farklı bölgelerindeki yüksek dağ kütleleri Kuvaterner buzullaşmalarının etkisinde kalmış ve gelişen buzulların bazıları günümüze kadar ulaşmış, iklim değişikliği etkisiyle ortadan kalkan buzulların oluşturduğu yer şekilleri ise çoğu sahada korunmuştur. Türkiye’de literatürde henüz yer almamış farklı büyüklükte buzul sahalarının varlığı son yıllarda yapılan çalışmalarla ortaya konmaktadır. Bu çalışma da yeni buzullaşma sahalarının varlığını ortaya koyan bir yaklaşıma sahip olup, Batı Toroslarda yer alan ve Antalya Körfezinin kuzeyinde bulunan Kovacık Dağı (2288 m), Emerdin Dağı (2405 m) ve Dumanlı Dağı (2311 m) üzerinde oluşan buzullaşmaları konu etmektedir. Bu kapsamda, Kovacık, Emerdin ve Dumanlı Dağlarında Geç Kuvaterner buzullaşmalarının sonucu olarak ortaya çıkan başta sirk ve moren sırtları olmak üzere buzul morfolojisine ait izler topografya haritaları, insansız hava araçları ve detaylı arazi çalışmaları ile haritalanmış, hassas veriler üzerinde geçmişe ait buzul rekonstrüksiyonları ve kalıcı kar sınırı hesaplamaları yapılarak buzulların ulaşmış olduğu seviyeler ve buzullara ait özelliklerin ortaya konması amaçlanmıştır. Buradaki buzullaşmalar sirk buzullaşmaları tarzında olup, daha çok kuzeye bakan ve yarılmanın fazla olduğu yüksek yamaçlarda gelişmiştir. Kovacık Dağında 2, Emerdin Dağında 3 ve Dumanlı Dağında 2 olmak üzere toplam 7 sirk ve bu sirklerin önünde yer alan moren sırtlarından oluşan sınırlı buzullaşma izleri bulunmaktadır. Üç dağın toplam buzullaşma alanı ~ 2,87 km2 olarak belirlenmiş, kalıcı kar sınırı Kovacık Dağında ~1825 m; Emerdin Dağında ~2055 ve Dumanlı Dağında ~1840 m hesaplanmıştır. Kalıcı kar sınır değerleri Türkiye’de bilinen en alçak kalıcı kar sınırı seviyelerini oluşturmaktadır. Kovacık Dağında buzul uzunluklarının yaklaşık 1500 m’ye kadar ve ortalama kalınlıklarının ~46 m’ye ulaştığı belirlenmiştir. Kovacık 1 (Çeşgar) Sirkinde bulunan buzul ~1640 m seviyesine kadar inmiştir. Emerdin Dağı ise buzulların ortalama kalınlıklarının ~50 m’ye ulaştığı, Kızılsırt Sirkinden çıkan buzul dilinin ~1760 m seviyesine kadar indiği belirlenmiştir. Dumanlı Dağında ise buzulların, ortalama kalınlıklarının ~35 m’ye ulaştığı ve Dumanlı 1 Sirkinden çıkan buzul dilinin ~1600 m seviyesine kadar indiği anlaşılmıştır.