Yazar "Koç, Ahmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Akut mezenter iskemide plazma D-dimer düzeyleri ve biyokimyasal parametrelerin zamana bağlı değişimi : Deneysel çalışma(2012) Yiğit, Yılmaz; Yetim, İbrahim; Aydoğan, Akın; Özkan, Orhan Veli; Koç, Ahmet; Yöndem, ZaferAkut mezenter iskemi akut karına yol açan, tanıdaki gecikmeye bağlı prognozu oldukça kötü bir patolojidir. Bu çalışmada, D-dimer ve biyokimyasal parametrelerin akut mezenter iskemide zamana bağlı değişimlerini inceleyerek erken tanıda önemini araştırmayı amaçladık. Çalışmada Wistar-Albino cinsi kırk adet erkek rat dört gruba ayrıldı. Kontrol grubuna sadece laparatomi ve mezenter arter diseksiyonu yapıldı. Diğer gruplarda ise laparotomi ve süperiyor mezenter arter bağlanarak 2, 4 ve 6 saat süreyle iskemi oluşturuldu. Ratlardan D-dimer ve biyokimyasal parametrelerin serum düzeylerine bakmak için kan örnekleri alındı. Histopatolojik incelemede iskemi düzeylerini belirlemek için ileumdan örnek alındı. Kontrol grubu ile iki, dört ve altı saatlik iskemi grupları arasında D-dimer ve biyokimyasal parametrelerden alanin aminotransferaz, aspartat aminotransferaz, laktat dehidrogenaz, kreatin fosfokinaz ve fosfat açısından anlamlı farklılıklar bulundu (p<0.05). Alkalen fosfataz değerleri açısından anlamlı farklılık saptanmadı (p>0.05). İskemi süresi arttıkça D-dimer ve biyokimyasal parametre değerlerinin arttığı ve gruplar arasında anlamlı farklılık olduğu gözlendi (p<0.05). Histopatolojik incelemede, iskemi süresinin artışıyla paralel olarak, oluşan iskemik hasarın anlamlı düzeyde artıp derinleştiği saptandı. Daha ileri klinik ve deneysel çalışmalarla desteklendiği takdirde D-dimer ve biyokimyasal parametreler, akut mezenter iskeminin erken tanısında belirteç olarak faydalı olabilir.Öğe Bir Alman Kurt köpeğinde mukosel (Sialosel) olgusu(2009) Gönenci, Ramazan; Yüksel, Hayati; Altuğ, Muhammed Enes; Koç, AhmetBu çalışmada, yedi yaşlı dişi bir Alman Kurt köpeğinde karşılaşılan mukosel olgusu klinik ve histolojik olarak değerlendirildi. Hayvanın klinik, radyografik ve hematolojik muayeneleri yapıldı. Klinik muayenede sol boyun bölgesinde solunum, yeme ve içme faaliyetlerine engel olan 8x9 cm8boyutlarında, hafif fluktuan yapıda, deneysel punksiyonda kanlı, yapışkan ve irinsiz içerikle dolu olan kitle tespit edildi. Operasyonla alınan kitlenin ışık mikroskobunda histopatolojik olarak incelenmesi sonucunda mukosel olduğu belirlendi.Öğe Effects of high dose lead toxication on liver, kidneyse, heart, brain and blood in rabbits : An experimental study(2008) Durgut, Ramazan; Koç, Ahmet; Gönenci, Ramazan; Bal, Ramazan; Çelik, Sefa; Güzel, Murat; Altuğ, Muhammed Enes; Ateşoğlu, Emine ÖzlemThe aim of the study was to investigate effects of high dose lead (Pb) exposure on heart, blood, kidney, liver and brain in rabbits using clinical, electrocardiographical (ECG), ultrasonographical, haematological, biochemical and pathological methods. The experiments were performed on 15 male New Zealand rabbits, divided into three equal groups and were orally given 80 ppm or 160 ppm Pb for 15 days and the other group was used as control. Administration of 80 or 160 ppm lead signifi cantly increased the activities of serum aspartate aminotransferase (AST), alanin aminotransferase (ALT), lactate dehydrogenase (LDH), creatine phosphokinase (CPK) and alkaline phosphatase (ALP). Hemoglobin (HB) and hematocrit (HCT) values were signifi cantly lower in 80 and 160 ppm Pb-treated animals compared to the control animals (p<0.001). QRS complexes were wider and amplitudes of T wave were larger in treatment groups compared to contro group (p<0.05). Severe hydropic and vacuoler degenerations were seen in hepatocytes and vacuolation and degeneration of proximal tubular epithelial cells in cortex in the treatment groups histopathologically. Some neurons were severely degenerated, and severe neuron necroses were seen in cornu ammonis of both of the treatment groups. Severe mononuclear cell infi ltrations were observed in Wirchow-Robin spaces. In conclusion, deleterious effects observed in liver, kidney and blood in high doses of lead administration with some similarities to chronic oral administration of low doses.Öğe Ratlarda prenatal, postnatal ve erişkin dönemlerde glandula submandibularis’in gelişimi üzerinde ışık mikroskobik çalışmalar(2010) Yıldız, Hülya; Akaydın Bozkurt, Yeşim; Kozlu, Tolunay; Koç, AhmetBu araştırmada, prenatal, postnatal ve erişkin dönemlerdeki ratların glandula submandibularislerinin histokimyasal açıdan karşılaştırmalı olarak incelenmesi amaçlandı. Çalışmada materyal olarak Wistar albino türü 7 adet erişkin rat ile 7 adet fetüs ve 7 adet yavrudan alınan doku örnekleri kullanıldı. Prenatal dönemde, korpus glandulelerin yavru ve erişkin dönemdekilere oranla daha az sayıda bulundukları ve intersitisyumun postnatal ile erişkin ratlara kıyasla daha geniş alan oluşturduğu belirlendi. Postnatal ve erişkin dönemlerde korpus glandule sayısının ise oldukça artmış olduğu gözlendi. Postnatal ve erişkin dönemlerde akıtıcı kanalların prenatal döneme kıyasla daha gelişmiş oldukları görüldü. Erişkin ratlarda, prenatal ve postnatal ratlarda görülmeyen 3 farklı hücre türünden oluşan granüler kanallara rastlandı. Bu kanallarda hücrelerin içerdikleri granüllerin zayıf PAS pozitif reaksiyon verdikleri saptandı. Histokimyasal metotlar, her üç dönemde de korpus glandule’leri oluşturan salgı epiteli hücrelerinin zayıf PAS pozitif, AB negatif reaksiyon verdiklerini, bazı korpus glandule’lerin ise PAS, AB ve PAS/AB boyamalarında pozitif boyandıklarını gösterdi.Öğe Sıçanlarda prenatal, postnatal ve erişkin dönemlerde glandula parotis’in gelişimi üzerinde histokimyasal ve ışık mikroskobik çalışmalar(2010) Altunlu, Elif; Koç, Ahmet; Kozlu, Tolunay; Akaydın Bozkurt, Yeşim; Ateş, SevinçBu çalışmada, prenatal, postnatal ve erişkin dönemlerdeki ratların glandula parotis’lerinin histokimyasal ve rutin histolojik boyama yöntemleri kullanılarak gelişimlerinin karşılaştırmalı olarak incelenmesi amaçlandı. Araştırmada prenatal dönem için intra uterin 17 günlük, postnatal dönem için 30 günlük yavru ile yaklaşık 6 aylık erişkin ratlardan parotis bezleri materyal olarak kullanıldı. Prenatal dönemde, stromanın (bağ doku) çok geniş yer kapladığı; bezin salgı yapıcı kısımları ve akıtıcı kanalların ise bezin bağ dokusu içinde küçük kümeler halinde dağılmış olduğu tespit edildi. Öncül salgı hücrelerinin prenatal dönemde, yavru ve erişkin dönemde bulunan hayvanlardaki korpus glandule miktarına oranla çok daha az sayıda olduğu bulundu. Periodik Asit-Schiff (PAS) boyama yönteminde öncül salgı yapıcı hücre topluluklarının bir kısmının PAS pozitif reaksiyon verdiği izlendi. Postnatal dönemde, korpus glanduleyi oluşturan hücreler PAS negatif olarak gözlemlendi. Pars sekrotorya’da PAS ile reaksiyon görülmemesine rağmen pars inisyalis hücre sitoplazmalarında PAS ile reaksiyon tespit edildi. Erişkin dönemde korpus glandule’lerin PAS ile zayıf reaksiyon verdikleri gözlendi. Histokimyasal olarak Alcian Blue (AB) yöntemi ile prenatal dönemde bazı korpus glandule hücrelerinin pozitif reaksiyon vermelerine rağmen, diğer iki dönemde AB negatif reaksiyon verdikleri belirlenmiştir. Her üç dönemde de bağ dokuda çok miktarda mast hücresine rastlandı. Plazma hücreleri postnatal ve erişkin dönemlerde, özellikle pars sekretoryaların çevresinde gözlendi.Öğe Time-dependent variations in plasma D-dimer levels and biochemical parameters in acute mesenteric ischemia: An experimental study(Gulhane Medical School, University of Health Sciences, 2012) Yi?it, Yilmaz; Yetim, Ibrahim; Aydo?an, Akin; Özkan, Orhan Veli; Koç, Ahmet; Yönden, ZaferAcute mesenteric ischemia is a pathology leading to acute abdomen with a very poor prognosis when there is a delay in diagnosis. In this study we aimed to investigate the importance of D-dimer levels and biochemical parameters in early diagnosis of acute mesentheric ischemia by assessing time-dependent variations of these parameters. Forty Wistar-Albino male rats were divided into four groups. Only laparotomy and mesenteric arterial dissection were made in the control group. In the other groups laparotomy was performed, and ischemia was constituted for 2, 4 and 6 hours by ligating mesenteric artery. Blood samples were taken for measuring serum levels of D-dimer and biochemical parameters in rats. Intestinal tissue samples were obtained from ileum to assess the level of ischemia in histopathological examination. There were significant differences between the control and 2-, 4- and 6-hour ischemia groups regarding D-dimer levels and biochemical parameters such as alanine aminotransferase, aspartate aminotransferase, lactic dehydrogenase, creatine phosphokinase and phosphate (p<0.05). There was no statistically signifant difference with respect to alkaline phosphatase levels (p>0.05). D-dimer levels and biochemical parameters increased in correlation with the duration of ischemia, and there were significant differences between the groups (p<0.05). A significantly deeper ichemic injury was observed in correlation with the duration of ischemia in histopathologic examination. Measurement of D-dimer levels and some biochemical parameters studied in this study may be useful in the early diagnosis of acute mesenteric ischemia provided that our findings are supported with further clinical and experimental studies. © Gülhane Askeri Ti{dotless}p Akademisi 2012.