Yazar "Korkmaz, Hüseyin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Amik Gölü'nin kültürel ekolojisi(2008) Korkmaz, Hüseyin; Gürbüz, MehmetBu çalışmada, Akdeniz Bölgesi’nin doğusundaki Amik Ovası’nda yer alan ve 1975 yılında tamamen kurutulan Amik Gölü’nün kültürel ekolojisi incelenmiştir. Gölün bulunduğu alan, kara, nehir ve deniz yolu ulaşımının yanında uygun iklim koşulları, sulak alan ekosistemi ve verimli topraklar nedeniyle Paleolitik dönemden bu yana kesintisiz yerleşmeye sahne olmuştur. Bu süreç içinde göl ve çevresinde yaşayan insanlar arasındaki karşılıklı etkileşime bağlı bir dizi sosyo-ekonomik ve kültürel davranışlardan oluşan bir sulak alan kültürel ekolojisi gelişmiştir. Göl kurutulduktan sonra bu kültürel ekolojide büyük bir değişim gerçekleşmiştir. Amik Gölü’nün kurutma öncesi kültürel ekolojisi; literatürün yanında kurutulan gölalanı ve çevresindeki yerleşmelerde yapılan arazi çalışmaları ile 60 yaş ve üstündeki insanlarla yapılan mülakat ve söyleşilerle tespit edilmeye çalışılmıştır. Buna göre Amik Gölü kültürel ekolojisinin balıkçılık, kara avcılığı, hayvancılık, saz ve kamış kesimi, eko-turizm gibi sosyo-ekonomik ve kültürel faaliyetlerden oluştuğu belirlenmiştir.Öğe Amik Ovası'nda kurak devre ile buğday, pamuk ve mısır tarımı arasındaki ilişki(2009) Korkmaz, HüseyinAmik Ovası, Akdeniz Bölgesi’nin dogusunda, ülkemizin en önemli tarım alanlarından birini olusturur. Ancak bugün ovadaki tarım hayatı, uzun yıllık ortalamalara göre (1940- 2007) belirlenen kurak devrede ciddi su sıkıntısıyla karsı karsıyadır. Bu çalısmada Amik Ovası’nda yogun olarak tarımı yapılan bugday, pamuk ve mısırın yetisme dönemleri ile kurak devre arasındaki iliski ele alınmıstır. Bunun için önce ovadaki klimatolojik kuraklık ile bugday, pamuk ve mısır için tarımsal kuraklık süreleri belirlenmistir. Klimatolojik kuraklıgın belirlenmesinde De Martonne, Thornthwaite ve Erinç metodları uygulanmıstır. Tarımsal kuraklık ise FAO tarafından gelistirilen CROPWAT bilgisayar paket programında, bitkilerin yetisme dönemlerinde yagıs haricinde ihtiyaç duydukları net su miktarları hesaplanarak belirlenmistir. Elde edilen verilere göre Amik Ovası’nda kurak devreden en az bugday, en çok ise pamuk ve ikinci ürün mısır etkilenmektedir.Öğe Antakya-Kahramanmaraş graben alanında kurutulan sulak alanların (Amik Gölü, Emen Gölü ve Gavur Gölü bataklığı) modellerinin oluşturulması(2008) Korkmaz, HüseyinAntakya-Kahramanmaraş grabeni, Ölü Deniz ve Doğu Anadolu Fayları’nın denetiminde gelişen özel koşullarda, uzun ve yoğun bir tektonik süreç sonucunda oluşmuştur. Bu graben alanında, Neojen sonrası faylanmaya bağlı çökmeler ve akarsu kapması sonucunda Gâvur Gölü Bataklığı, Emen Gölü ve Amik Gölü gibi sulak alanlar ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada, insan yaşamı için hayati öneme sahip pek çok işlevi yerine getiren bu sulak alanların yine insanlar tarafından bir hiç uğruna yok edilme süreci ve buna bağlı ortaya çıkan ve insan yaşamını tehdit eden sorunlar ele alınmıştır. Daha sonra bu sorunların ortadan kaldırılması, bölge için jeostratejik öneme sahip tatlı su kaynaklarının korunması ve gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde aktarılabilmesi için kurutulan sulak alanların işleyen küçük modellerinin oluşturulması önerilmiştir. Buna göre Gâvur Gölü Bataklığı için, 1.569,1 ha, Emen Gölü için 50 ha ve Amik Gölü için ise Amik Gölü’nün kalıntısı olan Gölbaşı Gölü’nde 796 ha sulak alan modelleri oluşturulabilir.Öğe Asi deltası (Samandağ) kıyı kenar çizgisi(2016) Korkmaz, Hüseyin; Geçen, Reşat; Kuşçu, VeyselKıyılar, deniz, kara ve havanın etkileşiminde, dinamik bir yapıya sahiptirler. Bu nedenle özellikle alçak kıyılar, birbiriyle ilişkili farklı alt jeomorfolojik birimlerden oluşur. Bunların oluşum ve gelişimleri ile birbirleriyle olan ilişkileri iyi bilinmeden yapılan kıyı kenar çizgisi düzenlemeleri, kıyı alanları ve ekosistemlerini tam anlamıyla kapsamaz. Bu çalışmada, önce alçak kıyılardaki alt jeomorfolojik birimler ile kıyı bölümleri tanıtılmıştır. Daha sonra ülkemizde kıyı kenar ve kıyı kenar çizgisiyle ilgili yapılan yasal düzenlemeler eşliğinde Asi Deltası kıyı kenar çizgisi belirleme süreci ele alınmıştır. Bununla beraber deltada geçerli olan mevcut kıyı kenar çizgisi ile rüzgarın kıyıdaki şekillendirici etkisi de dikkate alınarak belirlenen kıyı kenar çizgisi karşılaştırılmıştır. Bugün deltada geçerli olan kıyı kenar çizgisinin, bazı alanlarda kıyı dinamikleri ve jeomorfolojisiyle pek uyumlu olmadığı görülür. Bunda kıyı kenar çizgisi belirlenirken ilgili mevzuatlarda, rüzgarın kıyıdaki şekillendirici etkisine yer verilmemesi etkili olmuştur. Bu durum, yasal düzenlemelerin, kıyı dinamiklerini tam anlamıyla kapsamadığını göstermektedir.Öğe Asi deltası kıyı kullanımı ve kıyı kenar çizgisi uygulama problemleri(2016) Korkmaz, Hüseyin; Koşçu, Veysel; Geçen, ReşatSanayi devrimi sonrası, özellikle endüstriyel ve turizm amaçlı kıyı kullanımının her geçen gün artması, kıyı ve kıyı ekosistemlerinde bozulmalara neden olmuştur. Bunları önlemek için yapılan yasal düzenlemelerin kıyı dinamiklerini tam olarak içermemesi ve sık sık değiştirilmesi, yeni yeni problemler ortaya çıkarmıştır. Bugün benzer bir durum, ülkemizin en güneyindeki Hatay İli'nin Samandağ İlçesi sınırları içinde yer alan Asi Deltası kıyılarında da yaşanmaktadır. Bu çalışmada, ülkemizdeki kıyı kullanımına yönelik yasal düzenlemeler eşliğinde, Asi Deltası kıyı kullanımı ve buna bağlı yaşanan sorunlar ele alınmıştır. Bu kapsamda deltadaki kıyı kullanımı, 1939- 1956, 1957-1975, 1976-1983, 1984-1990, 1992-20014 yılları arasını kapsayan beş (5) döneme ayrılarak değerlendirilmiştir. Deltada kıyı kullanımının 1970'li yıllara kadar yasal düzenlemelerle uyumlu olduğu görülür. Ancak deltada ilk defa 1976 yılında belirlenen kıyı kenarla, kıyıda yer alan yapıların, Hızır Türbesi kuzeyinde kıyı dışında, güneyinde ise kıyıda bırakılması ve 1992'den sonra kıyı alanlarının mevzuat gereği kamulaştırılması zorunluluğu, hukuki sorunların yaşanmasına neden olmuştur. Aynı zamanda mevcut kıyı kenar çizgisinin, rüzgarların kıyıları şekillendirme etkisi dikkate alınmadan belirlenmiş olması, bugün delta kıyısında yaşanan diğer sorunların başlıca nedenidir. Tüm yaşanan sorunların çözümlenmesinde, kıyı kullanımına yönelik yapılacak yasal düzenlemenin, kıyı dinamiklerini tam anlamıyla kapsaması ve kıyı alanlarındaki mülkiyet sorunlarını çözüme kavuşturması gerekirÖğe Asi Nehri'nde su yönetimi ve ortaya çıkan sorunlar(2009) Korkmaz, Hüseyin; Karataş, AtillaBeslenme havzası iki ya da daha fazla ülke topraklarından olusan akarsularda, suyun paylasımı dünyanın bazı bölgelerinde ciddi sorunlara yol açmaktadır. Benzer bir durum bugün yüzeysel beslenme alanının % 7’si Lübnan, % 67’si Suriye ve % 26’sı Türkiye topraklarından olusan Asi Nehri sularının paylasımı konusunda, Türkiye ile Suriye arasında yasanmaktadır. Bu çalısmada, 1950-2008 yılları arasında Asi Nehri havzasındaki su yönetimi incelenerek buna baglı ortaya çıkan sorunlar tespit edilmistir. Bunun için önce söz konusu yıllar arasındaki sıcaklık ile yagısın, debi ve rejim degisiminde etkili olup olmadıgı sorgulanmıstır. Daha sonra havzadaki nüfus miktarı, arazi kullanımı, ürün deseni ve sanayi tesislerindeki degisim ile su yapılarının debi, rejim ve su kalitesine olan etkileri ortaya konulmaya çalısılmıstır. Buna göre, özellikle havzanın Suriye bölümündeki beseri faktörlerin degisimi, nehrin akımında azalmaya ve su kalitesinde bozulmaya yol açmıstır. Yıllık ortalama toplam akım 1950’li yıllarda 3 milyar 399,3 milyon m³ iken, bu deger geçen elli yıl içerisinde % 30 oranında azalarak bugün 2 milyar 400 milyon m³’e düsmüstür. Bu düsüsün Türkiye’ye yansıması, 1939 yılında Asi Nehri’nden Türkiye’ye bırakılan suyun (1 milyar 670 milyon m3) % 67 azalması (529 milyon m3) seklinde gerçeklesmistir. Ayrıca nehir suları 1975’te her türlü sulama için uygunluk arz ederken bugün amonyak ve agır metaller sınır degerlerini asmıs olup insan saglıgını tehdit eder boyutlara ulasmıstır. Bütün bunlar Asi Havzası’ndaki problemlerin asıl kaynagının beseri faktörler oldugunu göstermektedir.Öğe The effects of artificial drainage on soil characteristics of a peatland ecosystem in southeast Turkey(2010) Gundogan, Recep; Hall, Nigel; Demirkiran, Ali Riza; Aydemir, Salih; Korkmaz, HüseyinArtificial drainage for agriculture causes the alteration of peatlands through excessive oxidation and fires. Peats lose their functions and also contribute to the release of carbon dioxide to the atmosphere. In this study, morphological, micro morphological and chemical soil characteristics of an artificially drained peat land located in the southern Turkey were investigated to assess the effects of excessive oxidation and fire. Soil samples described as sapric, hemic, or burnt were collected along four transects on the peatland. The results clearly indicated that burning process resulted in significant decrease in total carbon and nitrogen content of soils since 1950 whereas pH, ash content, available P and K contents were increased. Interpretations recognized as a degradation sequence after drainage. The results demonstrated that artificial drainage of peatlands for agricultural purposes leads to a change in organic soil properties. The carbon and nitrogen sink were depleted, C by about 2 ×106 and N by about 0.1 ×106 tons, and pH was raised above the level that is ideal for cropping, in a system that is not only completed changed but unsustainable without increasing soil inputs in the long term. © by PSP.