Yazar "Kurt Keskin, Raziye" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bir Üniversite hastanesi jinekoloji polikliniğine başvuran kadınlarda parazitolojik ve sitolojik yöntemlerle Trichomonas Vaginalis araştırılması(2015) Kaya Aycan, Özlem; Şilfeler Benk, Dilek; Özgür, Tümay; Kurt Keskin, Raziye; Hamamcı, Berna; Sefil, Nebihat; Bayazıt, Ahmet; Yengil, ErhanGiriş: Bu çalışmada, Trichomonas vaginalis (T. vaginalis) tanısında vajen arka forniksinden alınan örneklerde parazitolojik ve sitolojik yöntemlerin karşılaştırılması amaçlanmıştır Metod: Kesitsel tanımlayıcı bu çalışmada 2013 yılı Mart-Ağustos aylarında Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Jinekoloji Polikliniğine çeşitli nedenlerle başvuran 104 kadın hastada T. vaginalis varlığı parazitolojik ve sitolojik tanı yöntemleri ile araştırılmıştır. T. vaginalis’in parazitolojik tanısında, vajen arka forniksinden alınan örneklerde direkt mikroskobi, giemsa boyama ve Cysteine-Peptone-LiverMaltose besiyerine (CPLM) ekim yaparak kültür yöntem, sitolojik tanısında ise serviks ağzından alınan smear, Papanicolaou (PAPS) boyası ile incelenmiştir. Bulgular: Direkt mikroskobik bakı ile olguların 12 (%11.5)’sinde, giemsa boyamada 12 (%11.5)’sinde, kültür yöntemi ile 14 (%13.4)’ünde T. vaginalis saptanmıştır. Sitolojiye gelen örneklerin ancak 5 (%4.8)’inde parazite rastlanılmıştır. Yapılan istatistiksel değerlendirmede anlamlı bir fark bulunmuştur (p<0.05). Sonuç: Bizim çalışmamız, T. vaginalis’in tanısında parazitolojik yöntemlerin sitolojik yöntemlere oranla daha hassas olduğunu göstermiştir. Bu nedenle, özellikle çok eşli ve sağlık kontrollerinin yetersiz yapıldığı gelişmemiş ülkelerde asemptomatik şikâyetleri olanlar T. vaginalis yönünden taranmalıdır.Öğe Romatoid artrit ve gebelik : 15 olgu sunumu(2014) Karateke, Atilla; Kurt Keskin, Raziye; Paksoy, Hacer; Erman, Abdullah YağızAmaç: Romatoid artrit (RA), yetişkin populasyonun yaklaşık %1-2’sinde görülmekte olup, kadınlarda görülme sıklığı, erkeklerden fazladır. RA’lı kadınların önemli bir kısmı da reprodüktif çağdadır. RA’nın aktivitesi gebelikte genellikle azalırken, bir kısmında ise semptomlar daha da kötüleşir. RA tedavisinde kullanılan ilaçların, gebelik üzerine etkisi tam bilinmediğinden dolayı, gebelik sürecinde hastalığın tedavisi tartışmalıdır. Bu yazıda amacımız, kliniğimiz de gebelik ve RA tanıları ile takip edilen olguların antenatal ve postnatal dönemdeki klinik özelliklerinin irdelenmesidir. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmaya RA tanısıyla takip edilen 15 hasta dahil edilmiştir. Gebelik öncesi kullanılan tedavi kesilmiş ve hastalar sadece prednol ve parasetamol almıştır. Bu sürede gebelerin takibi aynı klinisyen tarafından yapılmıştır. Ultrasonografi ile seri fetal ölçümler ve 3. trimestırda non-reaktif stres (NST) testi yapıldı. Gebelik boyunca her ay RA açısından klinik muayene yapıldı. Ayrıca her ay laboratuvar testlerinden tam kan sayımı, biokimya ile eritrosit sedimentasyon hızı (ESH) ve C-reaktif protein (CRP) çalışıldı. İstatiksel analiz SPPS 17.0 programı ile yapıldı. Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 26.7 ± 1.2 (20-32) idi. Onbeş, hastanın ondördünde gebelik öncesinde RA mevcut iken, sadece bir tanesi hamilelik döneminde yeni tanı almıştır. Oniki RA’lı gebede semptomlar düzelirken, ikisinde şiddetlendiği gözlenmiştir. Gebelikte yeni tanı alan RA hastasına perinatal dönemde prednol ve sadece ağrı kesici olarak parasetamol verilirken, postpartum dönemde sulfasalazin başlanmıştır. Postpartum dönemde onbir hastada semptomlar yeniden şiddetlendi ve bunlara sulfasalazin başlandı. RA semptomları gebelikte azalan olgularda laboratuvar bulgularının gebelik haftası ilerledikçe azaldığı görülürken, klinik bulguların da aynı şekilde gerilediği izlenmiştir. ESH ve CRP ile hassas eklem sayısı ve şiş eklem sayısı arasında pozitif korelasyon olduğu tespit edilmiştir (r= 0.678, p: 0.02). Sonuç: RA’sı olan hastalara gebelik öncesinde kullandıkları ilaçların gebelikte zararlı olabileceği ve gebelik döneminde semptomların değişebileceği hakkında danış- manlık verilmelidir. RA’sı olan gebeler, gebelik döneminde yakından takip edilerek semptomlara yönelik tedavi uygulanmalıdır. Postpartum dönemde semptomların yeniden şiddetlenebileceği akılda tutulmalı ve hastalar bu konuda uyarılmalıdır. Ayrıca gebelik öncesi metotreksat kullanan hastalara emzirme döneminde de bu ilacın kontrendike olduğu anlatılmalıdır ve bunun yerine diğer ilaçlar düşünülmelidir.