Yazar "Kurtdede, Arif" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bir köpekte yüksek dozda aspirine bağlı hematemeziz(2005) Kurtdede, Arif; Karakurum, Mehmet Çağrı; Güzel, Murat; Kırmızıgül, Ali Haydar; Aktaş, Mustafa SinanBu olgunun materyalini 5 yaşlı 6 kg ağırlığında dişi Terrier ırkı bir köpek oluşturdu. Anamnezde köpeğe kliniğe getirilmeden iki gün önce iki adet 500 mg'lık aspirin verildiği, Aspirin verildikten sonra kusma başladığı, çıkarılan mide içeriğinin önce açık renkte ve köpüklü, daha sonra koyu renkte ve kahve telvesi görünümünde olduğu öğrenildi. Klinik muayenede 40,l°C ateş, aşırı depresif görünüm, karın bölgesinin palpasyonunda ağrı, mide içeriğinin kahverenkli olduğu saptandı. Laboratuar muayenelerinde pH 7,3, pCO2 42,6 mm Hg, pO2 20,3 mm Hg, baz açığı -3,9 mmol/L, hematokrit %28, Hb 9,4g/dl, Na+ 151,8 mmol/L, K+ 2,07 mmol/L, Cl 100 mmol/L ve idrar pH'ı 5 olarak belirlendi. Olguda hematemezis bulgusundan başka hematokrit ve hemoglobin değerlerindeki düşüş kanamaya, potasyum düzeyindeki azalma ise aspirinin toksik etkisine bağlandı. Olguya sağaltımda alkali diürez sağlama amacı ile 500 mi %5 dekstroz + %0,9 NaCl içerisinde 30 mEq sodyum bikarbonat ve 20 mEq potasyum klorür, ranitidin 4 mg/kg/8 saat, metoklopromid-HCl 1 mg/kg IV ve sukralfat 1 g/6 saat sonda ile uygulandı. Sağaltımdan 8 saat sonra genel durumun düzelmesi nedeniyle hasta taburcu edildi. İkinci gün yapılan klinik muayenede kusmanın sıklığının azaldığı ve mide içeriğinin renginin açıldığı belirlendi. Hastaya 120 ml Ringer laktat deri altı, ranitidin deri altı ve sukralfat oral uygulandı. Sağaltımın üçüncü gününden itibaren kusma azaldı ve genel durumun daha iyi olduğu belirlendi. Ranitidin ve sukralfat uygulamasına 10 gün devam edildi. Bu olguda 166 mg/kg dozda aspirinin bir defada alınmasının hematemezise neden olabileceğinin ve sağaltımın etkinliğinin vurgulanması amaçlandı.Öğe Effects of clinoptilolite on heavy metal levels in milk, proinflammatory cytokine responses (IL-1? and IL-6) and oxidative stress in dairy cows(Akademiai Kiado Zrt, 2022) Kurtdede, Efe; Kurtdede, Arif; Duru, Sibel yasa; Duru, Ozkan; Kara, Erdal; Aluc, Yasar; Kaya, UfukThe effects of clinoptilolite on milk copper (Cu), lead (Pb), zinc (Zn), cadmium (Cd) and iron (Fe) concentrations, proinflammatory cytokine responses, oxidative stress status, whole blood cell counts and liver and kidney functions were investigated in dairy cows exhibiting no signs of any kind of toxicity. Clinoptilolite was added to the feed at a dose of 200 mg kg(-1) body weight in the clinoptilolitetreated group (n = 14), but was not added to the feed in the control group (n = 7). In the milk samples (n = 21) collected before the experiment, the Cu, Pb, Zn, Cd and Fe values were 0.021 +/- 0.020, 0.104 +/- 0.01, 3.42 +/- 0.32, <0.000, 0.56 +/- 0.34 ppm, respectively. At the end of the experiment (30th day), among the elements measured in milk samples collected from the clinoptilolite-treated group, only the Pb value (0.076 +/- 0.01) was lower than the 0-day value of the clinoptilolite-treated group (0.104 +/- 0.01) and the 30th-day value of the control group (0.105 +/- 0.01) was found to be statistically lower. Changes determined at the end of clinoptilolite application in serum superoxide dismutase (SOD), malondialdehyde (MDA), albumin, glucose, urea and urine creatinine/urine total protein (uCr/uTP) values, which were interpreted as the effect of lead exposure before the trial, were evaluated as the positive effect of clinoptilolite. It was concluded that the addition of clinoptilolite to the feed in dairy cows caused a significant decrease in the amount of Pb in milk, and positive changes in the parameters related to oxidative stress in serum and in parameters related to renal function.Öğe Mast cells in the dog skin: Distribution, density, heterogeneity and influence of fixation techniques(2005) Aştı, Reşat Nuri; Kurtdede, Arif; Kurtdede, Nevin; Ergün, Emel; Güzel, MuratBu araştırma sağlıklı erişkin köpeklerde farklı deri bölgelerindeki mast hücrelerinin yerleşim yerlerini, morfolojilerini ve sayısal dağılımlarını incelemek amacıyla yapıldı. Çalışmada materyal olarak 10 adet sağlıklı köpeklerin yanak, kulak kepçesi, kaburga ve but bölgelerinden alınan deri örnekleri kullanıldı. Bulgularımız, alcian blue / safranin O ile boyanmasına ve formaldehit tespitine duyarlılığına göre köpek derisinde mâst hücre heterojenitesini gösterdi. Mast hücreleri bu parametrelerin dört kombinasyonu ile tanımlandı: Formole duyarlı sadece alcian blue-pozitif granüller içeren mast hücreleri, formole dirençli sadece alcian blue-pozitif granüller içeren mast hücreleri, formole dirençli sadece safranin O-pozitif granüller içeren mast hücreleri ve formole dirençli hem safranin O-pozitif hem de alcian blue-pozitif mikst granüller içeren mast hücreleri. Toluidin blue ile boyanmış kesitlerde dört bölgede de IF AA tespitli dokuların % 10 formolle tespit edilenlere göre daha fazla mast hücresi içerdiği dikkati çekti. Bu iki tespit arasında mm2'de mast hücre sayı ortalamalarındaki farklılığın istatistiksel olarak önemli (p<0.001) olduğu saptandı. Yanak bölgesinde yüzlek ve derin dermiş katmanlarında mm2'de ortalama mast.hücre sayıları istatistiksel olara:; önemsiz (p>0.05) iken, diğer üç bölgede istatistiksel fark önemli (p<0.001) bulundu. Kulak kepçesi, kaburga ve but bölgelerinde yüzlek katmanda derin katmana göre daha fazla mast hücresi bulunduğu saptandı. Her ikrtespitte de en fazla mast hücresi kulak kepçesi derisinde gözlendi (p<0.001).Öğe Serodiagnosis of bovine neosporosis with immunocomb assay in Ankara Region(2006) Kurtdede, Arif; Küplülü, Şükrü; Ural, Kerem; Cıngı, Cenker Çağrı; Güzel, Murat; Karakurum, Mehmet Çağrı; Haydardedeoğlu, Ali EvrenSerodiagnosis of bovine neosporosis in 60 cows in Ankara was evaluated by a commercially produced solid phased immunoassay principle, immunocomb. Serum samples were taken from aborted (n=12) and non-aborted (n=48) cows in three different locations of Ankara. Six out of 12 aborted cows (50%) were seropositive by immunocomb (IC) assay indicated that neosporosis may be an important cause of abortions in this region. In conclusion, as a practical note, the IC assay was very simple, easy and quick to use for serological testing and screening of neosporosis both for large and small volume of herds.Öğe Use of selamectin for the treatment of psoroptic and sarcoptic mite infestation in rabbits(Wiley, 2007) Kurtdede, Arif; Karaer, Zafer; Acar, Abuzer; Guzel, Murat; Cingi, C. Cagri; Ural, Kerem; Ica, AnilSelamectin, a novel avermectin compound, was evaluated for its efficacy against naturally occurring infestations of Psoroptes cuniculi and Sarcoptes scabiei. A total of 42 New Zealand rabbits with psoroptic mange and 37 Angora rabbits with sarcoptic mange were used in the present study. On day 0, infested rabbits were treated topically with either selamectin at minimum dose of 6 mg kg(-1) (6-18 mg kg(-1) for New Zealand rabbits, n = 31 and 10-12 mg kg(-1) for Angora rabbits, n = 23) or vehicle only (control groups, n = 11 for New Zealand rabbits, n = 14 for Angora rabbits). The efficacy of selamectin was assessed both clinically and parasitologically by the presence or absence of viable mites. Rabbits were scraped for sarcoptic mites on days 7, 14, 28, 42 and 56 and had otoscopeic and/or microscopic examination for the detection of Psoroptes mites on days 7, 14, 42 and 56. Fisher's exact test was used to assess differences between the vehicle and selamectin treatment in the number of rabbits without mites (cure rates) on each assessment date. It was found that significantly fewer selamectin-treated rabbits had mites detected on skin scrapings (for S. scabiei) or otoscopeic and/or microscopic examination (for P. cuniculi) (P < 0.01) than the vehicle group. Results of the present study suggest that selamectin is effective against naturally infestations of P. cuniculi and S. scabiei in rabbits.