Yazar "Melek, İsmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Characteristics of neuropathic pain in patients with diabetes mellitus(2021) Güntel, Murat; Hüzmeli, Esra Doğru; Melek, İsmet; Urfalı, Senem; Urfalı, Boran; Aslan, Evrim; Korkmaz, Nilufer ÇetişliAbstractAim: Epidemiological data on the frequency, quantity, and consequences of symptomatic diabetic neuropathy remain poor. We conducted this study to examine the characteristic of neuropathic pain in patients with diabetes mellitus (DM).Materials and Methods: Average daily pain intensity was measured using a 100 mm visual analog scale (VAS). Localization of the pain, position that aggravated pain, frequency of the pain, duration of the pain, pain’s influence on daily living activities were examined.Results: The average patient age was 62.56 years and the number of males was 21 (42%). 29 Patients had only DM and 13 patients had hypertension (HT) plus DM, 4 patients had DM+HT+heart disease. The mean of pain according to VAS was 6.86±2.79. Thirtytwo patients defined that the pain affected their daily living activities negatively; 30 patients’ pain localization was lower extremity,12patients’ was upper and lower extremity; mostly pain was aggravated by standing and 40 patients’ pain frequency was as every day; 24 patients’ pain duration was less than 1 year and 18 patients’ was between 1-5 years.Conclusion: Studies on diabetic neuropathy are important drivers to improve the treatment of these patients. Neuropathic pain is considered to be more serious than other types of pain. So patients diagnosed with DM should be examined for neuropathic pain and the treatment plan should include pain decreasing medication and/or neurosurgical interventions.Öğe Çocuklarda baş ağrısı nedenleri(2006) İncecik, Faruk; Sangün, Özlem; Akoğlu, Ertap; Melek, İsmet; Öksüz, Hüseyin; Duman, TaşkınÇocuklardaki baş ağrısı nedenleri selim olabileceği gibi ciddi organik nedenlere de bağlı gelişebilir. Bu çalışmada çocukluk yaş grubundaki olgularda baş ağrısı yakınmasının etiyolojik nedenlerinin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışma, baş ağrısı yakınması ile başvuran ve yaşları 6-14 yaş arası değişen 40'ı kız ve 22'si erkek olan 62 olguda retrospektif olarak yapıldı. Olgularda baş ağrısının başlangıç yaşı, süresi, sıklığı, karakteri, yeri, şiddeti, eşlik eden bulgular, tetikleyen etmenler, aile öyküsü, fizik ve nörolojik muayene bulguları ile waters, EEG, BBT ve MRG gibi araştırma verileri kaydedildi. Baş ağrısı nedenleri olarak 14 olguda (% 22.6) gerilim tipi baş ağrısı, 11 olguda (% 17.7) sinüzit, 9 olguda (% 14.5) migren, 6 olguda (% 9.7) epilepsi, 5 olguda (% 8.1) posttravmatik baş ağrısı, 4 olguda (% 6.4) göz bozukluğuna bağlı baş ağrısı, 2 olguda (% 3.2) araknoid kist, bir olguda (% 1.6) intrakraniyal tümör ve 10 olguda (% 16.2) sınıflandırılamayan baş ağrısı saptandı. Bu çalışmada en sık baş ağrısı nedenleri olarak gerilim tipi baş ağrısı, migren ve sinüzit tespit edildi.Öğe Epilepsi hastalarında valproik asid kullanımının serum lipid profilleri üzerine etkisi(2006) İncecik, Faruk; Sangün, Özlem; Melek, İsmet; Duman, TaşkınAntiepileptik ilaçların serum lipid konsantrasyonlarını etkilediği bilinir. Biz de valproik asid (VPA) kullanımının lipid profiline etkisini araştırdık. Epilepsi nedeniyle izlenen ve monoterapi olarak VPA kullanan 25 epileptik hasta ve yaş-cins olarak benzer 25 kontrol grubunda serum lipid profilleri seviyeleri ölçüldü. VPA kullanan ve kontrol gurubundaki olgular yaş ve cinsiyet açısından incelendiğinde anlamlı bir fark yoktu. Kontrollerle karşılaştırıldığında, VPA kullanımının serum lipid profili üzerinde değişikliğe neden olmadığı saptandı. VPA tedavisi alan grupta, TK, HDL-C, LDL-C, VLDL-C, TG, TK/HDL ve LDL/HDL değerlerinin yaş, cinsiyet, VPA'in serum düzeyi, dozu ve kullanım süresinden etkilenmediği saptandı Epilepsi tedavisinde uzun süreli kullanılması gereken VPA'in, serum lipid profili üzerine etkilerini gösteren farklı sonuçlar bildirildiğinden henüz bir fikir birliği yoktur. Bundan dolayı, VPA kullanan hastaların serum lipidlerinin belirli aralıklarla kontrol edilmesi gerektiği kanısındayız.Öğe Epilepsi hastalarında valproik asid kullanımının serum proteinleri ve immunglobulinleri üzerine etkisi(2007) İncecik, Faruk; Sangün, Özlem; Melek, İsmet; Duman, TaşkınAmaç: Epileptik hastalarda, valproik asid (VPA) kullanımının serum protein ve immünglobulin düzeyi üzerine olası etkisini araştırmayı amaçladık. Materyal ve Metod: Epilepsi nedeniyle izlenen, en az 6 ay süreyle VPA monoterapisi almakta olan 25 hasta ve benzer yaş ve cinsiyette 25 kontrol grubu çalışmaya alındı. Çalışmaya alınan tüm olgulardan serum protein ve immünglobulin düzeyleri ile VPA kullanan hastalardan VPA düzeyi araştırıldı. VPA kullanan grup, sağlıklı kontrol grubu ile karşılaştırarak VPA dozunun, tedavi süresi ve düzeyinin; ayrıca yaş, cinsiyet gibi faktörlerin serum protein ve immünglobulin düzeyleri üzerindeki etkileri incelendi. Bulgular: VPA tedavisi alan ve kontrol grubunun serum total protein, albumin, IgA, IgG, IgM değerleri arasında istatistiksel olarak fark bulunmadı. VPA tedavisi alan grubta, total protein, albumin, immünglobulin değerlerinin yaş, cinsiyet, VPA’nın serum düzeyi, dozu ve kullanım süresinden etkilenmediği saptandı. Sonuç: Epilepsi tedavisinde uzun süreli kullanımı gereken VPA’nın, tedavisi sırasında serum proteinleri ve immunglobulinlerinin belirli aralıklarla takibinin yapılması gerektiği ve farklı sonuçlar bildirildiğinden, kesin bir sonuca varmak için daha kapsamlı çalışmaların yapılması gerektiği düşüncesindeyiz.Öğe Evaluating effects of different musical types on depression, sleep quality, mental state and anxiety in stroke patients(İnönü Üniversitesi, 2018) Hüzmeli Doğru, Esra; Melek, İsmet; Çömük Balcı, Nilay; Güntel, Murat; Dağ, ErsinAim: Music’s rehabilitative effects are clear in the literature, but the effect of the music type on the post-stroke patients is not clear. The aim of the present study was to investigate the effects of listening different types of music on depression, sleep quality, mental state and anxiety in post-stroke patients. Material and Methods: The study was conducted prospectively. Thirty post-stroke pateints admitted to Department of Neurology, Faculty of Medicine at Mustafa Kemal University, were considered for the study. The patients’ depression level, sleep quality, anxiety and cognitive status were evaluated. Subjects were listening music during the rehabilitation program. Subjects were separated as the Eastern Music group (n=10), western music group (n=10) and control group (n=10). Beck Depression Inventory (BDI), Beck Anxiety Inventory (BAI), Standardized Mini Mental Test (SMMS), and Pittsburgh Sleep Quality Index (PSQI) tests were performed for all subjects twice pre and post- treatment. Results: There was a significant difference in SMMT and BDI within the eastern and Western Music groups (p<0.05). PSQI score decreased an average of 1.4 points within only the Western Music group and it was statistically significant. There was no significance in any of the parameters of the control group. There was no statistical difference between the three groups. Conclusion: Although positive results within groups were found, there was no significant difference among the groups; therefore, music listening independent of the music type has no effect on sleep quality, mood, mental state and anxiety.Öğe Landau Kleffner syndrome, electrical status epilepticus in sleep and autistic regression : An overview of literature(2012) Ekinci, Özalp; Işık, Uğur; Melek, İsmetÇocuklarda dil regresyonu, tanı ve tedavi yaklaşımları ile ilgili yeterli düzeyde araştırma yapılmamış olması nedeniyle, klinisyenler için zorlayıcı bir durumdur. Landau Kleffner sendromu (LKS), uykuda elektriksel status epilepticus (ESES) ve otistik regresyon (AR) nadir görülen ve dil regresyonun eşlik ettiği klinik durumlar arasında yer almaktadır. LKS ve ESES, aynı epileptik sendrom spektrumu içinde yer alan, uykuda aktive olan paroksismal EEG aktivitesi ve regresyonun olduğu iki klinik antite olarak değerlendirilmektedir. Ancak yapılan araştırmalar, AR’nin LKS ve ESES’den birçok açıdan farklılıklar gösterdiğini ortaya koymuştur. Her üç klinik durumda da, prognoz için en önemli faktörler arasında erken tanı ve tedavi kaçınılmaz görülmektedir. Uyku EEG’si LKS ve ESES için önemli bir tanısal değer taşımaktadır. Bu derleme yazısında, LKS, ESES ve AR’nin klinik özellikleri, prognozları ve tedavi yaklaşımları tartışılacaktır.Öğe The relationship between Parkinson's disease and bone density(2016) Melek, İsmet; Dede, Hava Özlem; Duman, Taşkın; Okuyucu, Esra; Tamam, YusufAmaç: Parkinson hastalığı tanısıyla takipli hastalar artmış fraktur; özellikle femur başı frakturu riskiyle karşı karşıyadır. Bu risk artışının hastalığa özgü postural instabilite, nörolojik hasar ya da kemik mineral yoğunluğundaki azalmaya bağlanabileceği öne sürülmüştür. Parkinson hastalığında düşme sıklığı ve komplikasyonlarının artışı nedeniyle Parkinson hastalığı ve osteoporoz ilişkisi önemini korumaktadır. Bu nedenle Türk toplumundaki Parkinson hastalığıyla osteoporoz varlığı arasındaki ilişki incelemeye değer bulunmuştur. Gereç ve Yöntem: 65 idiyopatik parkinson hastasının dahil olduğu hasta grubu ile cinsiyet ve yaş aralığı uyumlu, bilinen sistemik hastalığı olmayan 30 bireyi kontrol grubu olarak kabul ederek kemik mineral yoğunluklarını karşılaştırdık. Kemik metabolizmasına etkisi olabilecek elektrolit ve metabolik hastalığa sahip bireyler çalışma dışı tutulmuştur. Parkinson hastalığı UPDRS ve Hoehn &Yahr skalalarına göre evrelendirilerek incelenmiştir. Bulgular: Çalışmanın sonucunda Parkinson hastaları grubunda anlamlı olarak kemik mineral yoğunluklarında kontrol grubuna göre azalma; ayrıca hastalık evresi Hoehn&Yahr skalasına göre arttıkça; hastaların immobilitesi arttıkça, kemik mineral yoğunluğunda azalma saptandı (p:0.037). Sonuç: Bu sonuçlar ışığında Parkinson hastalığı tanısıyla takipli bireylerde primer ve sekonder koruma tedavilerini planlarken osteoporoz ve olası komplikasyonların göz önünde bulundurulması gerektiğini vurgulamaktayız.Öğe Spinal cord stimulation may improve not only intractable pain but also necrotic wounds(2018) Yılmaz, Atilla; Yıldızgören, Mustafa Turgut; Melek, İsmet; Doğan, Orhan VeliSpinal cord stimulation (SCS), an implantable neuromodulation modality, is one of the most exciting developments in chronic pain syndromes. In addition, SCS may improve intractable pain and may help ischemic wound healing. Herein, we report a 59-year-old female patient with persistent neuropathic pain and peripheral arterial disease in the lower limb which was treated successfully with SCS.