Yazar "Muz, Mustafa Necati" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 11 / 11
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bal arılarında ani koloni sönmesi(2008) Muz, Mustafa NecatiTürkiye'de bal arısı yetiştiriciliğinde yaygın olarak Apis mellifera ırkı kullanılmaktadır. Son zamanlarda bal arıları bilinmeyen nedenlerle aniden ortadan kaybolmaktadır. Bu durumdan bal arısı patojenlerinden bazı virüs ve parazitlerin sorumlu olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye'de henüz ani koloni kayıplarının patolojik nedenlerini tespit etmeye yönelik hiçbir tıbbi araştırma yapılmamıştır. Bu durum, bal arısı sektörünün geleceğinde önemi olan acil bir gerekliliktir.Öğe Bazı yabani kuşların beyin dokularında toxoplasma gondii ve neospora caninum’un moleküler tanısı(2015) Muz, Mustafa Necati; Orunç Kılınç, Özlem; İşler, Cafer Tayer; Altuğ, Enes; Karakavuk, MuhammetÇiftlik hayvanlarının ekonomik öneme sahip protozoonlarından Toxoplasma gondii ve Neospora caninum ’un ara konak yabani kuşlardaki moleküler tanısı hakkında az sayıda araştırma bulunmaktadır. Türkiye’de bu parazitlerin yabani kuşların beyin dokularındaki moleküler prevalansı bilinmemektedir. Bu çalışmada, Türkiye’nin iki farklı ekocoğrafyasında bulunan 20 yabani kuş türüne ait 101 adet beyin dokusunda T. gondii ve N. caninum ’un varlığı polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) metodu ile araştırılmıştır. Araştırma sonucunda yabani kuşların beyin dokularında T. gondii %9, N. caninum %14, her iki türe aynı anda rastlanma oranı ise %4 olarak tespit edilmiştir. Elde edilen verilere Ki kare testi uygulanmıştır. Sonuç olarak bu çalışmada T. gondii’nin Corvus corone (Gri leş kargası), Melanitta fusca (Kadife ördek), Aquila heliaca (Şah kartal), Aquila pomarina (Küçük orman kartalı), Buteo rufinus (Kızıl şahin), Accipiter nisus (Bayağı atmaca), Strix aluco (Alaca baykuş)’un beyin dokularında ve N. caninum’un Larus genei (İnce gagalı martı), Corvus corone, Melanitta fusca, Anas clypeata (Bayağı kaşık gaga), Perdix perdix (Çil keklik), Aquila heliaca ve Buteo rufinus ’un beyin dokularında PZR metoduyla dünya’da ilk tespiti yapılmıştır. Araştırma Türkiye’deki yaban kuşlarında T. gondii ve N. caninum ’un moleküler tanısı amacıyla yapılan ilk çalışmadır.Öğe Danaların Linognathus vituli ve Bovicola bovis enfestasyonlarının cypermethrin ile tedavisi(2007) Okursan, Semra; Muz, Mustafa Necati; Selver, Mevlüt MelihBu çalışma, Linognathus vituli ve Bovicola bovis ile doğal enfeste 14 danada cypermethrin (sipermetrin)' in etki düzeyini saptamak amacıyla yapılmıştır. Sipermetrin (%10) sulandırılarak %0,1'lik çözelti elde edilmiş ve enfeste hayvanlara bu çözelti iki kez uygu-lanmıştır. L. vituli'ler ilk uygulamadan sonraki dördüncü günde ve son uygulamadan sonraki ikinci günde tamamen ölü bulunmuştur. Her iki uygulamadan sonraki birinci günde tüm B. bovis'ler ölü olarak bulunmuştur. Bu çalışmada uygulanan dozda sipermetrinin L. vituli ve B. bovis enfestasyonlarına karşı 24-35 günlük periyodlarda koruyucu etkinlik gösterdiği saptanmıştır.Öğe Efficacy of Fipronil Spot on Against Fleas on Cats and Dogs and Ticks on Dogs(Kafkas Univ, Veteriner Fakultesi Dergisi, 2010) Tuzer, Erkut; Muz, Mustafa Necati; Bilgin, Zahide; Ercin, Sueleyman; Tinar, RecepEfficacy of fipronil, which until now has not been assessed in Turkey, was tested against fleas (Ctenocephalides felis, Ct. canis) on cats and fleas (Ct. canis, Ct. felis, Pulex irritans) and ticks (Rhipicephalus sanguineus) on dogs. Fipronil spot-on (Spotline (R), TOPKIM Ilac Sanayi AS, Turkey) was applied directly on to the two different skin points between the shoulder blades of animals at recommended practical doses based on the dose of 0.067 ml/kg (6.7 mg active ingredient/kg). Animals were examined for the presence of parasites several days (3-5 days) after treatment. Drug efficacy was calculated from the percentages of animals becoming free of parasites after treatment. Fipronil was 100% effective to remove and/or kill fleas on both dogs (16 dogs) and cats (15 cats) and ticks on dogs (12 dogs). Live and death parasites in decreasing numbers as a result of re-infestation and after dying were seen on a dog for 9 days after treatment, which was put together with heavy flea infested puppies. No adverse reactions were observed in both dogs and cats treated.Öğe Fipronil damlatma çözeltisinin kedi ve köpeklerde pirelere ve köpeklerde kenelere etkisi(2010) Tüzer, Erkut; Muz, Mustafa Necati; Bilgin, Zahide; Erçin, Süleyman; Tınar, RecepBu çalışmada Türkiye’de daha önce etkisi denenmemiş olan fipronilin doğal enfeste olan kedilerde pirelere (Ctenocephalides felis, Ct. canis) ve köpeklerde pire (Ct. canis, Ct. felis, Pulex irritans) ve kenelere (Rhipicephalus sanguineus) karşı etkisi değerlendirilmiştir. Fipronil damlatma çözeltisi (Spotline®, TOPKİM İlaç Sanayi AŞ), 0.067 ml/kg (6.7 mg aktif madde/kg) dozu esas alınarak pratik uygulama dozlarında, omuz bölgesinde, kıllar ayrılarak, iki ayrı noktaya, deriye temas edecek şekilde damlatılarak uygulanmıştır. Tedaviden sonra hayvanlar birkaç gün (3-5 gün) ektoparazit yönünden incelenmiştir. İlaç etkisi, tedavi sonrasında hayvanların parazitten tamamen arınma oranına göre hesaplanmıştır. Fipronil, kedi (15 kedi) ve köpeklerde (16 köpek) pireleri ve köpeklerde (12 köpek) keneleri öldürerek ve/veya uzaklaştırarak %100 etkili bulunmuştur. Tedaviden sonra, yoğun pire enfestasyonu görülen yavru köpeklerle bir araya konulan bir köpekte 9 gün boyunca renfestasyon ve arkasından ölüm sonucu yoğunluğu giderek azalan canlı ve ölü pireler görülmüştür. İlacın hayvanlarda olumsuz bir etkisi gözlenmemiştir.Öğe Hatay ilinde bakısı yapılan kedi ve köpeklerde helmint enfeksiyonları(2006) Yaman, Mehmet; Ayaz, Erol; Gül, Abdurrahman; Muz, Mustafa NecatiBu çalışmada 8 kedi ve 6 köpeğin otopsileri ve dışkı muayeneleri yapılmıştır. Dışkı muayenelerinde her iki hayvan grubunda %50,0 oranında enfeksiyon saptanmış olup, bir köpekte Trichuris sp. yumurtası, bir kedi ile bir köpekte de Ancylostoma sp. yumurtası bulunmuştur. Yapılan otopsi sonucunda kedilerin 7 (%87,5)'i, köpeklerin ise 2 (%33,4)'si çeşitli helmint türleri ile enfekte bulunmuştur. Otopsi bakılarında kedilerde Toxocara cati (%62,5), Joyeuxiella pasqualei (%50,0), Hydatigera taeniaformis (%25,0), Mesocestoides sp. (%12,5) ve Dipylidium caninum (%12,5); köpeklerde ise Toxocara canis (%16,7) ve D. caninum (%16,7) tespit edilmiştir. Bir kedinin karın boşluğunda çok sayıda Mesocestoides sp.'nin larvası olan tetrathyridium'lara rastlanmıştır. Kedi ve köpeklerde yüksek oranda askarit enfeksiyonlarının tespit edilmesi halk sağlığı açısından önemli bulunmuştur.Öğe Investigation of helminth infections of cats and dogs in the Hatay province(2006) Yaman, Mehmet; Ayaz, Erol; Gül, Abdurrahman; Muz, Mustafa NecatiIn this study autopsies and fecal examinations of 8 cats and 6 dogs were performed. The helminth infection rate was founded to be 50.0% in cats and dogs after the fecal examinations. Trichuris sp. eggs were found in feces of one dog, and Ancylostoma sp. eggs in feces of one cat and one dog. Seven (87.5%) cats and 2 (33.4%) dogs were found to be infected with various helminths according to the results of the autopsies. The helminth species and their rates were Toxocara cati (62.5%), Joyeuxiella pasqualei (50.0%), Hydatigera taeniaformis (25.0%), Mesocestoides sp. (12.5%) and Dipylidium caninum (12.5%) in cats; T. canis (16.7%) and D. caninum (16.7%) in dogs during the autopsies. Numerous tetrathyridium larvae of the Mesocestoides sp. were found in the abdominal cavity of one cat. In conclusion, the high prevalence of ascarid infections in cats and dogs may be important for human health.Öğe Kış salkımı erken bozulan arı kolonilerinde paraziter ve bakteriyel patojenler(2012) Muz, Mustafa Necati; Yaman, Mehmet; Karakavuk, Muhammet; Solmaz, HasanKış salkımı, kovan içi sıcaklığın 14°C’nin altına düştüğü soğuk mevsimlerde, bal arılarının koloninin devamını sağlamak amacıyla sergiledikleri kümelenme davranışıdır. Çevre sıcaklığındaki mevsim dışı beklenmeyen artışlara, ana arı kaybı ve bazı patojenlere bağlı olarak salkım düzeni vaktinden önce bozulduğunda koloni kayıpları meydana gelmektedir. Bu araştırma Hatay yöresinde 2010-2011 yılı kışlatma sezonunda, kış salkımı erken bozulan kolonilerde paraziter ve bakteriyel patojenlerin tespiti amacıyla yapılmıştır. Kış salkımının düzenli sürdürülemediği gözlenen kolonilerde Varroa destructor tanısı için sıvı kavanozda çalkalama metodu, Nosema sporları için abdominal homojenizasyon metodu, Paenibacillus larvae için bakteriyel ekim (MYGP agar) ve PCR metotları kullanılmıştır. Hatay yöresindeki altı değişik kışlatma alanında 30 farklı arılıktan örneklenen 900 koloninin tamamında V. destructor’a (%100), 90’nında Nosema sporlarına (%10) ve 72’sinde Amerikan Yavru Çürüklüğü hastalığı etkeni P. larvae’ya (%8) rastlanmıştır. Sonuç olarak, kış salkımının erken bozulduğu kolonilerde kışlatma kayıplarının %30 düzeyine ulaştığı tespit edilmiştir. Bu kayıplardan sorumlu tutulan hava sıcaklığındaki ani değişimlerin yanında bakteriyel ve paraziter patojenlere de ciddi oranlarda rastlanmıştır.Öğe Molecular detection of Nosema ceranae and Nosema apis infections in Turkish apiaries with collapsed colonies(Int Bee Research Assoc, 2010) Muz, Mustafa Necati; Girisgin, Ahmet Onur; Muz, Dilek; Aydin, Levent[Abstract Not Available]Öğe Molecular Diagnosis of Toxoplasma gondii and Neospora caninum in Brain Tissues of Some Wild Birds(Kafkas Univ, Veteriner Fakultesi Dergisi, 2015) Muz, Mustafa Necati; Orunc Kilinc, Ozlem; Isler, Cafer Tayer; Altug, Enes; Karakavuk, MuhammetThere are limited molecular studies about Toxoplasma gondii and Neospora caninum which are economically important livestock protozoons in wild birds investigated by polymerase chain reaction (PCR) method. Molecular prevalance of both parasites in brain tissues of wild birds in Turkey is unknown. Prevalance of T. gondii was 7%, N. caninum was 14% and mix infection was found 4% in brain tissues of 101 wild birds under 20 species from two different regions of Turkey. The chi-square test has been applied to the acquired data. This is the first molecular biologic investigation for the aim of PCR diagnosis of T. gondii in brain tissues of Corvus corone, Melanitta fusca, Aquila heliaca, Aquila pomarina, Buteo rufinus, Accipiter nisus, Strix aluco and N. caninum in brain tissues of Larus genei, Corvus corone, Melanitta fusca, Anas clypeata, Perdix perdix, Aquila heliaca, Buteo rufinus in the world. This also is the first molecular diagnostic investigation of T. gondii and N. caninum in brain tissues of wild birds in Turkey.Öğe The molecular prevalence of Borrelia burgdorferi, Babesia spp., and Anaplasma spp. in shelter dogs of the Thrace Region in Turkey(Tubitak Scientific & Technological Research Council Turkey, 2022) Altug, Nuri; Muz, Mustafa Necati; Muz, Dilek; Yipel, Fulya AltinokThe study aimed to update the molecular prevalence of some tick-borne pathogens (Borrelia burgdorferi, Babesia spp., and Anaplasma spp.) in the shelter dogs of the Thrace Region, Turkey. The study was carried out on 450 dogs from 7 pet shelters. The individual data of the dogs were recorded, and blood samples were collected in tubes with anticoagulants (EDTA). Then, individual PCR protocols were applied to all samples for the three infective agents. PCR test results recorded for B. burgdorferi is 38.22% (n = 172), 24.22% (n = 109) for Babesia spp., and 21.6% (n = 97) for Anaplasma spp. The positivity of dogs with at least one pathogen was 56.22% (n = 253). Only one pathogen positivity rate was determined in positive samples as 56.92% (n = 144). The positivity was determined 33.99% (n = 86) for two pathogens and 9.09% (n = 23) for three pathogens. The coexistence of the two pathogens was statistically significant (p < 0.01). The effect of sex and age was not statistically significant in the agent positivity (p < 0.01, p < 0.05). Among tested three pathogens, only the positivity of B. burgdorferi (p = 0.155) was statistically significant compared with the prevalence of the others (p < 0.01). As a result, pathogens transmitted by ticks in shelter dogs of the Thrace region were simultaneously investigated and detected for the first time. Results revealed that shelter dogs pose a hidden risk for animal and human health in the region and so the necessity to plan systematic epidemiological studies about tick-borne zoonose pathogens more frequently.