Yazar "Paksoy, Hacer" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Association of vitamin D with disease activity in rheumatoid arthritis and ankylosing spondylitis(2015) Yağız, Abdullah Erman; Üstün, Nilgün; Paksoy, Hacer; Üstün, İhsan; Mansuroğlu, Ayhan; Güler, Hayal; Turhanoğlu, Ayşe DicleAmaç: Vitamin D eksikliğinin, romatoid artrit (RA) ve ankilozan spondilit (AS) gibi otoimmun hastalıklarda başlatıcı bir neden mi yoksa hastalık aktivitesiyle ilişkili mi olduğu hala merak edilen bir konudur. Çalışmamızın amacı, Th1 baskın hastalıklardan olan RA ve AS hastalarında serum vitamin D seviyeleri ile hastalık aktiviteleri arasındaki ilişkiyi değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Çalışmamız, retrospektif olarak 92 RA’li hasta, 100 AS’li hasta ve 62 sağlıklı kontrolün dosyalarından elde edilmiş bilgileri içermektedir. Çalışmaya alınanların yaşı, cinsiyeti, hastalık süreleri, kullandığı ilaçlar, vitamin D seviyeleri, kalsiyum, C-reaktif protein (CRP) ve eritrosit sedimentasyon hızı (ESH) değerleri kayıt edildi. Hastalık aktiviteleri RA’li hastalarda hastalık aktivite skoru-28 (DAS28) ile, AS’li hastalarda ise bath ankilozan spondilit hastalık aktivite indeksi (BASDAİ) ile değerlendirildi. Bulgular: Vitamin D seviyeleri tüm gruplarda düşüktü. AS hastalarında, vitamin D seviyeleri ile BASDAİ, ESH ve CRP arasında istatiksel olarak negatif korelasyon yoktu (sırasıyla, r=-0.059, p=0.560, r=-0.072, p=0.473, r=-0.112, p=0.268). RA’li hastalarda ise vitamin D düzeyi ile DAS28 arasında anlamlı negatif korelasyon yoktu (r=-0.090, p=0.392). Tartışma: Çalışmamızda, tüm gruplarda vitamin D seviyeleri düşük bulundu ve bu vitamin D eksikliğinin, RA ve AS’in etyolojisinden ziyade hastalık aktivitesi ile ilişkili olabileceğini akla getirmektedir.Öğe The effect of social support and severity of the disease on posttraumatic growth in ankylosing spondylitis(Acta Medica Mediterranea, 2014) Yagiz, Abdullah Erman; Kokacya, Mehmet Hanifi; Copoglu, Umit Sertan; Uruc, Vedat; Paksoy, Hacer; Yengil, Erhan; Ustun, NilgulAim: Posttraumatic growth (PTG) is described as the positive psychological changes after struggling with highly challenging life circumstances. This study aimed to evaluate PTG in patients with ankylosing spondylitis (AS) who were characterised with posture and joint motion disorders. The clinical and social factors that play a role in the development of PTG were also investigated. Materials and methods: Eighty AS patients aged 18 to 65 years were included in the study. Disease activity was evaluated by the Bath Ankylosing Spondylitis Disease Activity Index (BASDAI), functional status by the Bath Ankylosing Spondylitis Functional Index (BASFI) and spinal mobility by the Bath Ankylosing Spondylitis Metrology Index (BASMI). For the evaluation of the positive psychological changes posttraumatic growth inventory (PTGI) was used, as multidimensional scale of perceived social support (MSPSS) and ways of coping inventory were respectively used to assess social support and coping strategies. Results: The population consists of 58 male and 22 female subjects. The mean total scores of PTG, total social support and coping inventory were 67.90 ± 18.96, 66.42 ± 14.52 and 96.97 ± 10.43, respectively. The total PTG scores were significantly higher in women than in men (p=0.016). BASDAI and BASFI were negatively correlated with PTG, whereas ways of coping and social support were positively correlated with PTG (p=0.001, r=0.352; p=0.044, r=0.226). Conclusion: Social support and ways of coping have a positive effect, whereas disease severity and poor functional index have a negative effection the development of PTG.Öğe THE EFFECT OF SOCIAL SUPPORT AND SEVERITY OF THE DISEASE ON POSTTRAUMATIC GROWTH IN ANKYLOSING SPONDYLITIS(Carbone Editore, 2014) Yagiz, Abdullah Erman; Kokacya, Mehmet Hanifi; Copoglu, Umit Sertan; Uruc, Vedat; Paksoy, Hacer; Yengil, Erhan; Ustun, NilgulAim: Posttraumatic growth (PTG) is described as the positive psychological changes after struggling with highly challenging life circumstances. This study aimed to evaluate PTG in patients with ankylosing spondylitis (AS) who were characterised with posture and joint motion disorders. The clinical and social factors that play a role in the development of PTG were also investigated. Materials and methods: Eighty AS patients aged 18 to 65 years were included in the study: Disease activity was evaluated by the Bath Ankylosing Spondylitis Disease Activity Index (BASDAI), functional status by the Bath Ankylosing Spondylitis Functional Index (BASFI) and spinal mobility by the Bath Ankylosing Spondylitis Metrology Index (BASMI). For the evaluation of the positive psychological:changes posttraumatic growth inventory (PTGI),Was used as multidimensional scale of perceived octal support (MSPSS) and ways of coping inventory were respectively used to assess social support and coping strategies. Results: The population consists of 58 male and 22 female subjects. The Mean total scores of PTG, total social support and coping inventory were 67.90 +/- 18.96, 66.42 +/- 14 52 and 96.97 +/- 10.43, respectively. The total PTG scores were significantly higher in Women than in men (p=0.016). BASDAI and BASFI were negatively correlated with PTG, whereas ways of coping and social supF port were positively correlated with PTG (p=0.001, r=0352; p=0.44, r=0226). Conclusion: Social support and ways of coping have a positive effect, whereas disease severity and poor functional index have a negative effection the development of PTG:Öğe Isokinetic assessment of the wrist muscles in females with fibromyalgia(2016) Güler, Hayal; Yıldızgören, Mustafa Turgut; Üstün, Nilgun; Paksoy, Hacer; Turhanoğlu, Ayşe DicleObjectives: This study aims to evaluate wrist muscle strength and muscle fatigue in females with fibromyalgia syndrome (FMS) and compare the results with those of healthy controls.Patients and methods: Thirty consecutive female FMS patients (mean age 39.8±6.7 years; range 25 to 49 years) and 50 age and body mass index similar healthy females (mean age 35.4±7.9 years; range 27 to 48 years) were enrolled. Patients' clinical characteristics were recorded and symptoms were evaluated by the Fibromyalgia Impact Questionnaire. In addition to the demographic characteristics, physical activities of all subjects were questioned, isokinetic muscle performance was measured, and fatigue index was calculated by endurance test.Results: The peak torque values of the wrist extensor and flexor muscles (at an angular velocity of 90°/second) were higher in the control group than in the FMS group (both p<0.01). There were no differences between the groups in terms of the fatigue indexes of the flexor and extensor muscles of the wrist (both p>0.05). While there were differences between the groups regarding weekly hours of walking (p=0.01) and house cleaning (p<0.001), no differences were determined for weekly hours of bicycling, gardening, doing sports, or total physical activity. There was no correlation between the peak torque values and clinical characteristics in FMS group.Conclusion: Patients with FMS had decreased muscle strength compared to healthy controls. Further studies with larger participants are needed to explain the relationship between upper limb muscle performance and FMS, as well as the underlying pathogenesisÖğe Romatoid artrit ve gebelik : 15 olgu sunumu(2014) Karateke, Atilla; Kurt Keskin, Raziye; Paksoy, Hacer; Erman, Abdullah YağızAmaç: Romatoid artrit (RA), yetişkin populasyonun yaklaşık %1-2’sinde görülmekte olup, kadınlarda görülme sıklığı, erkeklerden fazladır. RA’lı kadınların önemli bir kısmı da reprodüktif çağdadır. RA’nın aktivitesi gebelikte genellikle azalırken, bir kısmında ise semptomlar daha da kötüleşir. RA tedavisinde kullanılan ilaçların, gebelik üzerine etkisi tam bilinmediğinden dolayı, gebelik sürecinde hastalığın tedavisi tartışmalıdır. Bu yazıda amacımız, kliniğimiz de gebelik ve RA tanıları ile takip edilen olguların antenatal ve postnatal dönemdeki klinik özelliklerinin irdelenmesidir. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmaya RA tanısıyla takip edilen 15 hasta dahil edilmiştir. Gebelik öncesi kullanılan tedavi kesilmiş ve hastalar sadece prednol ve parasetamol almıştır. Bu sürede gebelerin takibi aynı klinisyen tarafından yapılmıştır. Ultrasonografi ile seri fetal ölçümler ve 3. trimestırda non-reaktif stres (NST) testi yapıldı. Gebelik boyunca her ay RA açısından klinik muayene yapıldı. Ayrıca her ay laboratuvar testlerinden tam kan sayımı, biokimya ile eritrosit sedimentasyon hızı (ESH) ve C-reaktif protein (CRP) çalışıldı. İstatiksel analiz SPPS 17.0 programı ile yapıldı. Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 26.7 ± 1.2 (20-32) idi. Onbeş, hastanın ondördünde gebelik öncesinde RA mevcut iken, sadece bir tanesi hamilelik döneminde yeni tanı almıştır. Oniki RA’lı gebede semptomlar düzelirken, ikisinde şiddetlendiği gözlenmiştir. Gebelikte yeni tanı alan RA hastasına perinatal dönemde prednol ve sadece ağrı kesici olarak parasetamol verilirken, postpartum dönemde sulfasalazin başlanmıştır. Postpartum dönemde onbir hastada semptomlar yeniden şiddetlendi ve bunlara sulfasalazin başlandı. RA semptomları gebelikte azalan olgularda laboratuvar bulgularının gebelik haftası ilerledikçe azaldığı görülürken, klinik bulguların da aynı şekilde gerilediği izlenmiştir. ESH ve CRP ile hassas eklem sayısı ve şiş eklem sayısı arasında pozitif korelasyon olduğu tespit edilmiştir (r= 0.678, p: 0.02). Sonuç: RA’sı olan hastalara gebelik öncesinde kullandıkları ilaçların gebelikte zararlı olabileceği ve gebelik döneminde semptomların değişebileceği hakkında danış- manlık verilmelidir. RA’sı olan gebeler, gebelik döneminde yakından takip edilerek semptomlara yönelik tedavi uygulanmalıdır. Postpartum dönemde semptomların yeniden şiddetlenebileceği akılda tutulmalı ve hastalar bu konuda uyarılmalıdır. Ayrıca gebelik öncesi metotreksat kullanan hastalara emzirme döneminde de bu ilacın kontrendike olduğu anlatılmalıdır ve bunun yerine diğer ilaçlar düşünülmelidir.