Yazar "Sağlam, Hayrettin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Akut miyokard infarktüslü hastalarda kollateral dolaşımın klinik, elektrokardiyografik ve anjiyografik parametrelerle değerlendirilmesi(2006) Seyfeli, Ergün; Arınç, Hüseyin; Çiçek, Yüksel; Özdoğru, İbrahim; Sağlam, Hayrettin; Abacı, Adnan; Yalçın, Fatih; Ergin, AliAmaç: Akut miyokard infarktüslü (AMİ) hastalarda erken dönem kollateral dolaşım (KD) varlığı araştırıldı ve bunun klinik, elektrokardiyografik ve anjiyografik parametrelerle ilişkisi değerlendirildi. Çalışma planı: Çalışmaya, ilk altı saat içinde başvuran AMİ’li 79 hasta (63 erkek, 16 kadın; ort. yaş 57) alındı. Primer anjiyoplasti öncesinde koroner anjiyografi ile infarktla ilişkili damar, anlamlı darlık (?%50 darlık) saptanan damar sayısı, sorumlu damarda lezyonun yeri (proksimal, orta ve distal) ve KD varlığı kaydedildi. İnfarktla ilişkili damara KD’nin derecesi Rentrop sınıflamasına göre değerlendirildi. İlk altı saat içinde çekilen EKG’lerde Q dalgası varlığı ve resiprokal ST segment değişiklikleri belirlendi. Bulgular: Otuz bir hastada (%39.2) infarktla ilişkili damara KD görüldü. Sorumlu lezyon 43 hastada (%54.4) sol ön inen (LAD) koroner arter, 11’inde (%13.9) sirkumfleks (Cx) arter, 25’inde (%31.7) sağ koroner arterde (RCA) idi. İlk altı saat içindeki EKG’de, 34 hastada (%43) Q dalgası görülmedi; resiprokal ST segment çökmesine ise 53 hastada (%67.1) rastlandı. Kollateral dolaşım RCA tıkanmalarında, LAD ve Cx tıkanmalarına göre daha fazla görüldü (sırasıyla %60, %32.6 ve %18.2, p=0.012). Kollateral dolaşım varlığı ile hipertansiyon (r=0.226, p=0.045) ve RCA tıkanması (r=0.309, p=0.006) arasında anlamlı ilişki bulundu. Çokdeğişkenli regresyon analizinde, sadece RCA tıkanmasının KD varlığını öngörmede bağımsız belirleyici olduğu görüldü (r=0.377, p<0.001). Sonuç: Kollateral dolaşım, AMİ’nin erken döneminde, hipertansiyon öyküsü ve RCA tıkanması olan hastaların önemli bir kısmında işlevsel hale gelmektedir. Bu bulgular AMİ’de tedavi seçiminde (invaziv/konservatif) yardımcı olabilir.Öğe Asemptomatik tip-2 diyabetik hastalarda obezitenin sol ventrikül diyastolik fonksiyonu ve Tei indeksi üzerine etkisi(2006) Seyfeli, Ergün; Duru, Kemal; Sağlam, Hayrettin; Akgül, Ferit; Seydaliyeva, Tünzale; Yalçın, Fatih; Kaya, HasanAmaç: Tip 2 diyabetes mellitus (DM) obezite ile yakın ilişki içindedir. Bu çalışmanın amacı diyabetik hastalarda sol ventrikül (SV) diyastolik fonksiyonu ile Tei indeksi üzerine obezitenin etkisini araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmaya 50 asemptomatik tip-2 DM’li hasta dahil edildi. Hastalar vücut kitle indekslerine göre normal kilolu (10 kadın, 10 erkek) ve obez grup (20 kadın, 10 erkek) olarak ikiye ayrıldı. Vücut kitle indeksinin (VKİ) 18.5-24.9 kg/m2 arasında olması normal kilolu, ?30 kg/m2 olması ise obezite olarak kabul edildi. Hastalara M-mode ve 2 boyutlu Doppler ekokardiyografik ölçümler yapıldı. Tei index-Miyokard performans indeksi (MPİ) daha önce tarif edildiği şekilde ölçüldü. Bulgular: Diyabetik obezlerde diyabetik obez olmayanlara göre sol atrium genişliği, arka duvar kalınlığı, SV kitle, SV kitle indeksi ve rölatif duvar kalınlığı daha yüksek (p=0.001, p=0.004, p<0.001, p=0.048, p=0.038, sırasıyla), buna karşın ejeksiyon fraksiyonu ve fraksiyonel kısalma ise daha düşük bulundu (p=0.044, p=0.011, sırasıyla). Diyabetik obez olmayan hastaların %65’inde mitral E/A oranı <1 iken, diyabetik obez hastalarda ise bu oran %84 idi (p=0.112). Diyabetik obez olmayan hastalara göre diyabetik obezlerde sadece A dalga hızında ise artma anlamlı bulundu. VKİ ile mitral A dalga hızı (r=0.400, p=0.005), arka duvar kalınlığı (r=0.317, p=0.034) ve SV kitle (r=0.451, p=0.002) arasında anlamlı ilişki bulundu. MPİ ise diyabetik obezlerde diyabetik obez olmayanlara göre daha yüksekti. MPİ ile İVGZ (r=0.382, p=0.007), mitral E dalgası (r=-0.544, p<0.001), fraksiyonel kısalma (r=-0.287, p=0.048) ve ejeksiyon fraksiyonu (r=-0.354, p=0.013) arasında anlamlı ilişki bulundu. Sonuç: Obezite diyabetik hastalarda sol venrikülü yapısal ve fonksiyonel olarak olumsuz etkilemektedir.Öğe Hafif hipertansif hastalarda sağ ventrikül diyastolik fonksiyonları üzerine septum ve sağ ventrikül serbest duvarın etkisi- Renkli doku doppler ekokardiyografik çalışma(2005) Seyfeli, Ergün; Oğuzhan, Abdurrahman; Arınç, Hüseyin; Sağlam, Hayrettin; Özdoğru, İbrahim; Topsakal, Ramazan; Abacı, Adnan; Eryol, Namık KemalAmaç: Çalışmamızın amacı hafif hipertansif hastalarda sağ ventrikül diyastolik fonksiyonlarına septum ve sağ ventrikül serbest duvarının etkisini standard ve renkli doku Doppler ekokardiyografi yöntemi ile araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 31 hafif hipertansif hasta, (sistolik kan basıncı= 144±11 mmHg, diyastolik kan basıncı= 91±9 mmHg, yaş ortalaması 52±12 yıl, 10 erkek, 21 kadın) ile yaş-eşleştirmeli 30 sağlıklı (sistolik kan basıncı= 113±9 mmHg, diyastolik kan basıncı= 62±6 mmHg, yaş ortalaması 47±7 yıl, 14 erkek, 16 kadın) birey alındı. Tüm parametreler standart ve renkli doku Doppler ekokardiyografi ile ölçüldü. Bulgular: 31 hastanın 17'sinde (%54) sol ventrikül diyastolik fonksiyon bozukluğu, 16'sında (%52) ise sağ ventrikül diyastolik fonksiyon bozukluğu tespit edildi. Septum duvar kalınlığı (p<0.05), sol ventrikül arka duvar kalınlığı (p<0.05), sol ventrikül kitlesi (p<0.05), sol ventrikül kitle indeksi (p<0.05) ve sağ ventrikül serbest duvar kalınlığı (p<0.001) hipertansif grupta kontrol grubuna göre artmıştı. Sağ ve sol ventrikül diyastolik doluş parametreleri arasında birebir ilişki bulundu (Mitral E- Triküspid E r= 311 p0.015, Mitral A- Triküspid A r= 371 p0.003, Mitral E/A- Triküspid E/A r= 537 p0.001). Sağ ventrikül diyastolik doluş parametreleri ile sağ ventrikül serbest duvar renkli doku Doppler ekokardiyografik diyastolik parametreleri arasında anlamlı ilişki bulunmamasına rağmen, septumun renkli doku Doppler diyastolik parametreleri ile triküspid Et/At oranı arasında anlamlı ilişki bulundu. Sonuç: Hafif hipertansif hastalarda sağ ventrikül diyastolik fonksiyonları bozulmaktadır. Sağ ventrikül diyastolik fonksiyonu üzerine septum, sağ ventrikül serbest duvarına göre daha etkilidir.