Yazar "Sesliokuyucu, Cem" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Psöriazisli hastaların depresyon, anksiyete, çocukluk çağı ruhsal travması ve yaşam kalitesi ile sosyodemografik özelliklerinin araştırılması(2017) Sesliokuyucu, Cem; Arı, Mustafa; Şahpolat, MusaAmaç: En sık görülen dermatolojik hastalıklardan biri olan psöriazis sadece dermatolojik değil çeşitli psikososyal sorunları da beraberinde getirmektedir. Psöriazis hastalarında psikolojik değişkenler birçok çalışmada incelenmiştir. Çalışmamızda ise hastaların depresyon, anksiyete, çocukluk çağı travması ve yaşam kalitesi düzeylerini incelemeyi amaçladık.Yöntem: Çalışmaya Mustafa Kemal Üniversitesi Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Polikliniklerine başvuran ve psöriazis tanısı almış olan 70 hasta alındı. Sağlıklı gönüllü 72 kişi kontrol grubunu oluşturdu. Bu kişilere Psöriazis Alan Şiddet İndeksi (PAŞİ), Psöriazis İşlev Kaybı İndeksi (PİKİ), Kısa Form 36 Yaşam Kalitesi Ölçeği (KF-36), Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği (HAD), Çocukluk Çağı Travma Ölçeği (ÇÇTÖ), Sheehan Yeti yitimi Ölçeği (SYYÖ) uygulandı.Bulgular: Çalışmamızda psöriazisli hasta grubunda sağlıklı kontrol grubundan istatistiksel olarak anlamlı daha fazla depresyon olduğu, psöriazisli hasta grubunda sağlıklı kontrol grubundan istatistiksel olarak anlamlı daha fazla anksiyete olduğu saptandı. Hastaların işlevselliğinde bozulma meydana geldiği ve hastaların kontrol grubundan istatistiksel olarak anlamlı daha fazla işlevsellikte bozulma olduğu saptandı. Psöriazisli hasta grubunda sağlıklı kontrol grubundan istatistiksel olarak anlamlı daha fazla çocukluk çağı travması olduğu saptandı. Hasta grubu olguların KF-36 alt puanlarına bakıldığında enerji canlılık aktivite alt boyutu, canlılık alt boyutu ve sosyal işlevsellik alt boyutu puanları kontrol grubu olgulara göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düşük saptanmıştır.Sonuç: Bizim çalışma bulgularımıza göre psöriazisli hastaların anksiyete, depresyon, yaşam kalitesi ve çocukluk çağı ruhsal travması gibi psikiyatrik belirtilerle birlikteliği anlamlı bulunmuş olup farklı çalışmalarda bu bulgular değişiklik gösterse de psöriazisli hastaların psikiyatrik yardıma ihtiyacı olduğunu göstermektedir.Öğe Psöriazisli hastaların yaşam kalitesi, çocukluk çağı travması, anksiyete ve sosyodemografik özelliklerinin araştırılması(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2016) Sesliokuyucu, Cem; Arı, MustafaAmaç: Dermatolojik hastalılar içinde en sık görülen hastalıklardan biri olan psöriazis, sadece dermatolojik değil çeşitli psikososyal sorunları da beraberinde getirmektedir. Psöriazis hastalarında psikolojik değişkenler birçok çalışmada incelenmiştir. Çalışmamızda ise hastaların depresyon, anksiyete, yaşam kalitesi ve çocukluk çağı travma düzeylerini incelemeyi amaçladık. Yöntem: Çalışmaya Mustafa Kemal Üniversitesi Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Polikliniklerine başvuran ve psöriazis tanısı almış olan 70 hasta alındı. Sağlıklı gönüllü 72 kişi kontrol grubunu oluşturdu. Bu kişilere Psöriazis Alan Şiddet İndeksi (PAŞİ), Psöriazis İşlev Kaybı Endeksi (PİKİ), Kısa Form 36 Yaşam Kalitesi Ölçeği (SF36), Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği (HAD), Çocukluk Çağı Travma Ölçeği (ÇÇTÖ), Sheehan Yetiyitimi Ölçeği (SYYÖ) uygulandı. Bulgular:Çalışmamızda psöriazisli hasta grubunda sağlıklı kontrol grubundan istatistiksel olarak anlamlı daha fazla depresyon olduğu, psöriazisli hasta grubunda sağlıklı kontrol grubundan istatistiksel olarak anlamlı daha fazla anksiyete olduğu saptandı. Hastaların işlevselliğinde bozulma meydana geldiği ve hastaların kontrol grubundan istatistiksel olarak anlamlı daha fazla işlevsellikte bozulma olduğu saptandı. Psöriazisli hasta grubunda sağlıklı kontrol grubundan istatistiksel olarak anlamlı daha fazla çocukluk çağı travması olduğu saptandı. Hasta grubu olguların Sf-36 alt puanlarına bakıldığında enerji canlılık aktivite alt boyutu, canlılık alt boyutu ve sosyal işlevsellik alt boyutu puanları kontrol grubu olgulara göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düşük saptanmıştır. Sonuç:Bizim çalışma bulgularımıza göre psöriazisli hastaların anksiyete, depresyon, yaşam kalitesi ve çocukluk çağı ruhsal travma gibi psikiyatrik belirtilerle birlikteliği anlamlı bulunmuş olup farklı çalışmalarda bu bulgular değişiklik gösterse de hastaların psikiyatrik yardıma ihtiyacı olduğunu göstermektedir.Öğe The relationship between depression, anxiety, childhood trauma, quality of life and sociodemographic feature in patients with psoriasis(Yerkure Tanitim & Yayincilik Hizmetleri A S, 2017) Sesliokuyucu, Cem; Sahpolat, Musa; Ari, MustafaObjective: One of the most common dermotological disease psoriasis is not just a dermotological problem, it brings various psychosocial problems with it. Psychological variables in psoriasis patients examined in many studies. In our study we aimed to examine depression, anxiety, life quality and childhood trauma levels of patients. Method: 70 patients who had been diagnosed with psoriasis and applicanted to Mustafa Kemal University Tayfur Ata Sokmen Faculty of Medicine Research Hospital Dermatology Department received to the study. 72 healthy volunteers constituted the control group. Psoriasis Area Severity Index (PASI), Psoriasis Function Loss Index (PFLI), Short Form-36 Quality of Life Questionnaire (SF36), Hospital Anxiety and Depression Scale (HAD), the Childhood Trauma Questionnaire (CTQ), the Sheehan Disability Scale (SDS) were performed to these people. Results: In our study, more statistically significantly depression in psoriasis group than in the healthy control group, more statistically significantly anxiety in psoriasis group than in the healthy control group were detected. Deterioration occurred in the functioning of the patients and more statistically significantly funcionality deterioration were found than in control group. More statistically significantly childhood trauma scale score in psoriasis group than in the healthy control group, When we look at the activity vitality energy subscale score, vitality subscale score, social functioning subscale scores in SF-36 subscale scores of the patient group were detected statistically significant lower than the control group. Conclusions: According to our study findings psoriasis patients' anxiety, depression, quality of life and childhood psychological trauma has significant association with psychiatric symptoms although in different studies these findings also changes but indicates that patients needed psychiatric help.Öğe Serum apelin and nesfatin-1 levels in depression patients and their relationship with treatment(2017) Dede, Sahap; Şahpolat, Musa; Kokaçya, Mehmet Hanifi; Arı, Mustafa; Sesliokuyucu, Cem; Yönden, ZaferDepresyon hastalarında serum apelin ve nesfatin-1 düzeyleri ve tedavi ile ilişkisi Amaç: Bu çalışma apelin ve nesfatin-1 moleküllerinin tedavi öncesi ve sonrası depresyonla ilişkisini ve biyolojik belirteç olarak kullanılıp kullanılamayacaklarını araştırmak amacıyla planlanmıştır. Yöntem: Çalışmaya psikiyatri polikliniğine başvuran 47 tedavisiz depresyon hastası ve 47 normal sağlıklı gönüllü alınmıştır. Tüm katılımcılara DSM-IV Eksen 1 Bozuklukları İçin Yapılandırılmış Klinik Görüşme (SCID-I), Hamilton Depresyon Ölçeği (HAM-D), Klinik Global İzlem (KGİ) Ölçeği uygulandı. Tedavi öncesinde ve tedavi başlangıcından sonraki 3. ayın sonunda 12 saat açlığı takiben periferik kan örnekleri alındı. Serum apelin ve nesfatin-1 düzeyleri ölçüldü. Bulgular: Kırkyedi depresyon hastasının 35'i (%74.5) kadın, 12'si (%25.5) erkekti. Kırkyedi gönüllünün 31'i (%66) kadın, 16'sı (%34) erkekti. Yaş, medeni durum, meslek ve Vücut Kitle İndeksi (VKİ) bakımından gruplar arasında fark yoktu. Başvuru serum apelin düzeyi hasta grubunda kontrol grubuna göre anlamlı derecede yüksekti. Hasta grubu ile kontrol grubu arasında başvuru serum nesfatin-1 düzeyi açısından anlamlı fark yoktu. Üç aylık tedavi sonrası hem serum apelin hem de serum nesfatin-1 düzeylerinde anlamlı fark oluşmamıştır. Sonuç: Çalışma bulgularımıza göre, serum apelin düzeyleri başvuru anında sağlıklı kontrollere göre anlamlı olarak yüksekti ve 3 aylık depresyon tedavisi (antidepresan, antidepresan + elektrokonvulsif terapi, antidepresan + terapi) sonrasında klinik iyileşmeye rağmen apelin düzeylerinde değişiklik saptanmadı. Hasta grubunda serum nesfatin-1 düzeyleri başvuru sırasında ve 3 aylık tedavi sonunda da kontrol grubundan farklı değildi. Çalışmamızda serum apelin düzeyi ile VKİ arasında ilişki saptanmamıştır. Başvuru sırasındaki serum nesfatin-1 düzeyi ile yine başvuru sırasında ölçülen VKİ arasında korelasyon tespit edilmiştir.