Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Tamer, Mehmet" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    6360 SAYILI DÜZENLEME VE KÖYLERİN MAHALLEYE DÖNÜŞMESİNİN İLÇE BELEDİYELERİNE ETKİSİ: KIRIKHAN BELEDİYESİ ÖRNEĞİ
    (2023) Tamer, Mehmet
    “Yerel yönetimler, yerel halkın mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan, merkezi idarenin dışında örgütlenen, idari ve mali özerkliğe sahip ve karar organları seçmenler tarafından oluşturulmuş kamu tüzel kişilikleridir.”. Bu idarelerde zaman içerisinde bazı yasal düzenlemeler yapılmıştır. 2012 yılında yapılan 6360 Sayılı Düzenleme de bunlardan bir tanesidir. Bu yasal düzenlemede büyükşehirlerin sayısının artmasından, belde belediyelerin kapatılmasına, köylerin mahalleye dönüşmesinden, yeni ilçe belediyelerinin kurulmasını ilişkin değişiklikler söz konusudur. Bu çalışmada 6360 Sayılı Yasal Düzenleme ile köylerin tüzel kişiliğinin kaldırıp, mahalleye dönüşmesi ve bu durumun ilçe belediyelerine etkisi Kırıkhan Belediyesi özelinde ele alınmıştır. Temel kavramsal çerçevenin ele alınmasının ardından nitel görüşme sonucunda elde edilen verilerle köylerin kapatılıp mahalleye dönüşmesinin ilçe belediyesine etkisi Kırıkhan İlçe Belediye başkanı ile yapılan mülakat yöntemiyle değerlendirilmiştir. Hazırlanan mülakat sorularıyla yasal düzenleme derinlemesine analiz edilmiştir. Çalışma sonucunda bu yönde yapılan düzenlemenin hem yerel idareleri hem de yerel yönetimlerden hizmet alan vatandaşı da etkilediği ortaya çıkmıştır. İlçe belediyeleri için bütçe, personel, yeki uyuşmazlığı ve özellikle sorumluluk alanının genişlemesi gibi sorunların ortaya çıktığı sonucuna varılmıştır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    6360 Sayılı Yasanın Uygulanmasına Yönelik Halkın Algısı: Hatay Büyükşehir Belediyesi Örneği
    (2021) Tamer, Mehmet; Dönmez, Demet
    Ülkemizde büyükşehir uygulaması ilk defa 1984 yılının Mart ayında başlamıştır. Anayasada yer alan büyük yerleşim yerleri için özel yönetimler oluşturulabilir ifadesi, büyükşehirlerin kurulmasının yasal dayanağıdır. İlk büyükşehir olan vilayetler ise İstanbul, Ankara ve İzmir olmuştur. Zaman içerisinde büyükşehir yönetimleriyle ilgili değişiklikler yaşanmıştır. Yeni oluşturulan yasal düzenlemeler ile beraber birçok konuda dönemin şartlarına bağlı olarak gelişmeler kendisini göstermiştir. 1984 yılında başlayan bu değişiklikler en son 2012 yılında gerçekleşmiştir. Bu çerçevede 2012 yılında çıkarılan 6360 Sayılı Yasa’da yine büyükşehir yönetimlerinde değişikliklere yer veren bir düzenleme olmuştur. Bu yasa ile beraber ülkemizdeki büyükşehir belediyelerinin sayısı artmış ve büyükşehir olmadaki kriter sadece nüfus olarak değiştirilmiştir. Ayrıca yeni büyükşehir olan yerlerdeki köy ve belde belediyelerinin tüzel kişilikleri kaldırılarak mahalleye dönüştürülmüştür. Yine büyükşehir statüsüne geçen bu vilayetlerde yeni ilçeler kurulmuştur. İşte bu çalışmada 6360 Sayılı Yasa ile büyükşehir statüsüne geçen Hatay ilinde yapılan hizmetlerin ve ilin büyükşehir olmasıyla meydana gelen değişimlerin il halkı nezdinde değerlendirilmesi yapılmış ve yerel halkın Hatay Büyükşehir Belediyesi ve çalışmalarına yönelik algısı ortaya konulmuştur.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Belediye Meclis Üyelerinin 6360 Sayılı Düzenlemeye İlişkin Algıları: Payas Belediyesi Örneği
    (2021) Dönmez, Demet; Tamer, Mehmet
    Yerel halkın mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak için oluşturulan, kendilerine ait bütçesi olan, \rkarar organları seçimle işbaşına gelmiş kamu tüzel kişiliklerine yerel yönetim denir. Bu yerel idareler \rgündelik hayatta insanın en çok ihtiyaç duyduğu hizmetleri icra etmektedir. Bu yönetimler ile ilgili tarihsel \rsüreçte birçok yasal düzenlemeler yapılmıştır. En son 2012 yılında 6360 sayılı yasa ile bir düzenleme \rgerçekleşmiştir. Bu 6360 Sayılı Yasa ile Hatay ili büyükşehir statüsünü kazanmıştır. Bu çalışmada Hatay \rilinin Payas ilçe belediyesi meclis üyelerinin 6360 sayılı düzenlemeye ilişkin algılarını, büyükşehir belediyesi ile ilçe belediyeleri arasında yaşanan sorunları, muhtemel sorunların nedenlerini ve meclis üyeleri ile yapılan \rderinlemesine mülakat sonuçlarını analiz etmektedir. 6360 sayılı Yasa ile büyükşehir belediyesi statüsüne \rkavuşan Hatay büyükşehir ve yasa öncesi belde belediyesi olduğu halde bugün ilçe statüsüne kavuşan Payas \rilçe belediyesi arasındaki ilişkinin ilçe meclis üyeleri tarafından nasıl değerlendirildiğinin incelenmeye değer \rolduğu düşünülmüştür. Çalışmada öncelikle Türkiye’deki büyükşehir yönetim modelleri ile ilgili genel bir \rdeğerlendirme yapıldıktan sonra, yapılan görüşmelerin sonuçları tartışılmış ve tespit edilen sorunları \rgidermeye yönelik olarak çözüm önerileri sunulmuştur. Temel sorunlar, sunulan hizmetler, yetki paylaşımı \rve kaynak sorunu bağlamında önermeler yapılmıştır. Payas ölçeğinde yapılan bu çalışmada belirlenen \rmevcut sorunlar, bu konuda daha önce yapılan çalışmalarla benzer sonuçlar ortaya koymuştur. Genel bir \rdeğerlendirme ile çalışma sonlandırılmıştır. Bu çalışma için, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Sosyal ve \rBeşeri Bilimler Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Kurulu’ nun, 06.11.2020 tarih ve 02 sayılı kararı \rsunulmuştur.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Bir bağımsız idari otorite örneği olarak kamu ihale kurumu
    (Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2010) Tamer, Mehmet; Nal, Sabahattin
    Devletin çalışma alanlarının genişlemesi üzerine, devlet artık birtakım işlemleri doğrudan kendisi değil de özerklik verdiği birtakım kurumlar aracılığıyla yaptığı gözlenmektedir. Bağımsız idari otoriteler de bu kurumların başında gelmektedir. Türkiye'de Yeni Sağ Devlet anlayışının hâkim olduğu ve bununla beraber Neoliberal politikaların kendini hissettirmeye başladığı 1980 sonrası süreç önemli bir değişim evresi olarak kabul edilebilmektedir. Özelleştirme ile beraber artık devlet belirli birkaç hizmet dışında birçok alandan kendini çekmeye başlamıştır.24 Ocak kararları ile ekonomik alanda yeni bir yapılanma sürecine giren Türkiye, ilk defa Sermaye Piyasası Kurulu ile bağımsız idari otoritelerle tanışmıştır. Ekonomik yönden güçlü bir yapıya sahip olmak ve ekonomide yaşanan gelişmeleri gözetim ve denetim altında tutmak için Sermaye Piyasası Kurulu kurulmuştur. Üst kurulların sayısı her geçen süre içerisinde artmaya başlamıştır. Belirli sektörlerde yaşanan olumlu ve olumsuz gelişmeler bu sektörleri bir denetim altında tutmak zorunda bırakmıştır. Bu çerçevede Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, Rekabet Kurumu, Radyo Televizyon Üst Kurulu, Enerji Piyasası Denetleme Kurulu bağımsız idari otoritelerden birkaç tanesidir. Bu üst kurulların tamamı kendi alanlarında adil ve doğru bir çalışma göstermesi için kurulmuş bağımsız otoritelerdir.Devlet birtakım hizmetleri özel kurumlara ve kişilere bırakırken, bunun doğru bir şekilde verilmesini amaç edinmiştir. Güvenlik, sağlık, eğitim gibi alanlarda son yıllarda özel kurumların sayısının arttığı gözlenmektedir. İşte özel kurumlara devredilen bu hizmetlerin adaletli bir şekilde verilmesi için yani, devletin mal ve hizmetleri özel sektöre devrederken bu alanda hakemlik yapacak bir kuruma ihtiyaç duymuştur. Bu kurum ise 2003 yılında faaliyete geçen Kamu İhale Kurumu'dur. Devletin mal ve hizmet ihaleleri yaparken bunun adaletli, şeffaf ve doğru bir şekilde yapılması için Kamu İhale Kurumu'nun kurulmasını gerekli görmüştür. Böylece ihalelerin açık ve izlenebilir bir ortamda adil bir şekilde yapılması amaçlanmaktadır. Bu kurumun oluşturulmasındaki en önemli nedenlerin başında ise ihalelerin siyasi kişilere veya siyasi partilere yakın bağı olanlara karşı bir rant oluşmasına engel olmaktır.Bu tezimize kavramsal çerçeve ile başlayacağız. Daha sonra Türkiye'de yer alan üst kurulları inceleyip, bu kurulların yönetim sistemimiz içindeki yerini ortaya koyarak ne tür çalışmalar yaptıklarını belirteceğiz. Çalışmamızın asıl bölümünde ise ülkemizde Kamu İhale Kurumu'na neden ihtiyaç duyulduğunu, ne gibi çalışmalar yaptığını belirleyerek, kurumu tüm yönleri ile irdeleyeceğiz.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Türkçe öğretmenlerinin yazma eğitimindeki geri bildirimleri
    (Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2013) Tamer, Mehmet; Coşkun, Eyyup
    Bu çalışmanın amacı Türkçe öğretmenlerinin ortaokul öğrencilerinin yazdığı metinlere yönelik olarak oluşturdukları yazılı geri bildirimlerini sınıflandırmak, bu sınıflandırmaya bağlı olarak geri bildirim türlerinin dağılımını, bu dağılımın mesleki kıdem, cinsiyet, mezun olunan okul değişkenlerine göre bir farklılık oluşturup oluşturmadığını belirlemektir. Bu çalışma, nitel ve nicel veri değerlendirme tekniklerinin kullanıldığı betimsel bir alan araştırmasıdır. Araştırmanın örneklemini Osmaniye il merkezindeki ortaokullarda görev yapan 74 Türkçe öğretmeni oluşturmaktadır. Türkçe öğretmenlerinin 42?si bayan 32?si erkektir. Araştırmada iki veri toplama aracı kullanılmıştır. Bunlar ortaokul 6. sınıf seviyesinde farklı öğrenciler tarafından farklı konularda ve düzeyde (başarılı, orta, başarısız) yazılmış ?üç adet öğrenci metni? ve araştırmacı tarafından geliştirilen ?yazılı geri bildirim değerlendirme formu??dur. Araştırmanın sonuçlarına göre Türkçe öğretmenlerinin yazılı geri bildirim türlerini kullanma sıklıkları şu şekildedir. Övgü geri bildirimi %6.8, yergi geri bildirimi %93.2; yapıcı geri bildirim %1.7, yansız geri bildirim %96.2, yıkıcı geri bildirim %2.2; özgül geri bildirim %70.2, genel geri bildirim %29.8; biçime yönelik geri bildirim %70, içeriğe yönelik geri bildirim %30; açık geri bildirim %77.6, muğlak geri bildirim %22.4; metin içi geri bildirim %65.3, metin dışı geri bildirim %34.7?dir. Öğretmenlerin verdikleri geri bildirim türlerinin dağılımında, övgü geri bildirimi hariç, metin düzeylerine (başarılı, başarısız, orta) göre bir farklılık yoktur. Araştırmada Türkçe öğretmenlerinin kullandıkları geri bildirim türleri arasındaki çapraz dağılım da belirlenmiştir. Araştırmada Türkçe öğretmenlerinin verdikleri geri bildirimlerde mesleki kıdem ve mezun olunan okul türüne göre anlamlı bir fark bulunamamıştır. Öğretmenlerin cinsiyete göre geri bildirim türlerini kullanma sıklıklarına ilişkin bağımsız örneklemler t testi sonuçlarına göre özgül, biçime yönelik ve metin içi geri bildirimlerde bayanlar lehine; genel geri bildirimde ise erkekler lehine anlamlı fark vardır (p< .05). ANAHTAR KELĠMELER Yazma Eğitimi, Yazma Süreci, Yazılı Geri Bildirim, Geri Bildirim Türleri, Türkçe Öğretmenleri, Ölçme ve Değerlendirme.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Türkiye'nin göç ve sığınmacı politikaları: Hatay ili örneği
    (Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2019) Tamer, Mehmet; Kahraman, Mehmet
    Göç, insanların bir noktadan başka bir noktaya yönelik gerçekleştirdiği hareketliliğin adıdır. Bu hareketlilik bir ülkenin kendi sınırları içinde meydana gelirse iç göç, birden fazla ülke arasında oluşursa dış göç veya uluslararası göç olarak ifade edilir. Göç, aslında bir mekân değişikliği olsa da, insanlar bu değişiklik ile kendi içlerinde de ciddi bir değişimi yaşarlar. Burada toplumsal, kültürel ve ekonomik gibi alanlarda değişim meydana gelir ve göç edilen yerler de bu süreçten etkilenirler. Günümüzde dünyada 200 milyon kadar göçmen olduğu tahmin edilmektedir. Bu, toplam Dünya nüfusun %2,7'sine denk gelmektedir. Göç olayının farklı sebeplerle meydana geldiği söylenebilir. Bu sebepler genellikle ekonomik, siyasi, sosyal veya kültürel nedenlerdir. Çoğu zaman da bu sebeplerin harmanlanmasından oluşan karmaşık yapıyla meydana gelmektedir. Göç sürecinde uluslararası anlamda çalışma yapan birçok kuruluş vardır. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği bunların başında gelmektedir. Bunula beraber Avrupa Birliği ve diğer uluslararası kuruluşlar göç sürecini uluslararası boyutta ele almakta ve bu alanda çalışmalar yapmaktadır. Türkiye'nin göç sürecine yapmış olduğu katkı hem ulusal hem de uluslararası anlamda bakıldığında en üst boyuttadır. Türkiye 1922 yılından itibaren uluslararası göç süreci ile karşı karşıya kalmıştır. İlk olarak, 1922-1938 tarih aralığında Yunanistan'dan ülkemize 384 bin kişi ile başlayan uluslararası göç dalgası, "Arap Baharı" süreci ile Türkiye'ye gelen yaklaşık 3,5 milyon Suriyeli ile en üst seviyeye çıktığı bir gerçektir. Buna bağlı olarak Türkiye'de son dönemde göç sürecini daha iyi yönetmek amacıyla İçişleri Bakanlığı bünyesinde Göç İdaresi Genel Müdürlüğünü kurmuş ve birçok yasal düzenleme yapılmıştır. "Türkiye'nin Göç ve Sığınmacı Politikaları: Hatay İli Örneği" adındaki bu tezde ilk olarak kavramsal ve kuramsal çerçeveye yer verilmiştir. Göç ve sığınmacı ile ilgili kavramlara yer verilerek, göçün sebepleri, türleri ve göç ile ilgili kuramlar anlatılmaya çalışılmıştır. Çalışmamızın ikinci bölümünde ise göçün uluslararası boyutu üzerinde durulmuştur. Göç ve sığınmacı süreciyle ilgili çalışma yapan uluslararası kuruluşlara ve bu alanda yapılan hukuki düzenlemelere yer verilmiştir. Üçüncü bölümde ise Türkiye'nin uluslararası göç süreci değerlendirilmiş olup, uygulanan politikalar ve çalışmalar anlatılmıştır. Dördüncü bölümde de Hatay ilinin tüm ilçelerinde yapılan bir anket görüşmesi ile halkın görüşleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Anketler SPSS 22.0 programı ile değerlendirilmiştir. Çalışmamız, sonuç ve öneri bölümü ile sonlandırılmıştır. ANAHTAR KELİMELER Uluslararası Göç, Sığınmacı, Göç Politikaları, Sığınmacı Hakları, Hatay.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Yazma eğitiminde geri bildirim türleri ve kullanımı
    (2015) Coşkun, Eyyup; Tamer, Mehmet
    Yazma bir hamlede başlayıp biten bir eylem değildir. Yazma süreci; hazırlık, plan yapma, taslak oluşturma, düzeltme paylaşma aşamalarından oluşur. İyi bir metin yazmak için düzeltme aşamasında çoğu zaman bir metni birkaç kez gözden geçirmek gerekir. İnsanlar kendi yazdıkları metinlerdeki hatalarını belirlemekte güçlük çekebilir. Bu bakımdan yazma eğitiminde okur/öğretmen geri bildirimi yazma kalitesini etkileyen önemli bir etkendir. Bu çalışmada yazma eğitiminde kullanılan geri bildirimler sınıflandırılmış, açıklanmış ve örneklendirilmiş, avantaj ve dezavantajlarıyla değerlendirilmiştir. Yazma eğitiminde geri bildirimler bakış açısına göre farklı şekillerde sınıflandırılabilmektedir. Metni değerlendiren kişi açısından geri bildirimler öğretmen ve akran geri bildirimi olarak ikiye ayrılmaktadır. İletişim biçimi açısından ise yazılı ve sözlü geri bildirim olarak ikiye ayrılmaktadır. Diğer geri bildirim türleri ise şöyledir: Övgü ve yergi bildiren geri bildirimler, değerlendirenin tutumuna göre yapıcı, yansız ve yıkıcı geri bildirimler; özgül ve genel geri bildirimler; biçime ve içeriğe yönelik geri bildirimler; açık ve muğlak geri bildirimler; metin içi ve metin dışı geri bildirimler.

| Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Hatay, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim