Yazar "Uyan, Regaip" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Anayasalarının hazırlanışı ve değişiklikler(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2009) Uyan, Regaip; Adıgüzel, ŞenolOsmanlı Devleti'nin çöküşünü engellemek için padişahın mutlak yetkilerinin azaltılması ve meşruti bir Anayasal düzene geçilmesi gerekiyordu. Bu meşruti Anayasal düzene geçebilmek için Batı Avrupa'da başlayan anayasacılık hareketleri esas alınmış ve sonuç olarak tarihimizdeki ilk Anayasa olan 1876 tarihli Kanun-i Esasi düzenlenmiştir. Kanun-i Esasi'nin ilk hali esas olarak maddi ve şekli anlamda bir Anayasa olmasına rağmen padişahın mutlak yetkilerini tam anlamı ile sınırlamıyordu. Bu nedenle Kanun-i Esasi'de 1909 tarihli olanı başta olmak üzere çeşitli tarihlerde değişiklikler yapıldı.Osmanlı Devleti'nin çöküşü ile birlikte Ankara'da olağanüstü yetkilerle oluşturulan Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından hukuken Osmanlı Devleti'ni yok saymasa da dönemin koşulları içinde oluşturulan 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu ile yeni devlet rejiminin habercisi olan 1921 Anayasası kabul edildi. 1921 Anayasası'nda yapılan değişikliğin doğal olarak en önemlisi 29 Ekim 1923 tarihli yeni rejimin ?Cumhuriyet? olarak ilan edildiği değişikliktir. Yeni rejimin ilan edilmesi ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yeni bir Anayasaya ihtiyacı vardı. İkinci Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen 1924 Anayasası yeni devlet rejimini aynen kabul etmiş ve yapılan değişikliklerle Laiklik ilkesi kabul edilmiş, kadınlara seçme seçilme hakkı tanınmıştır.1924 Anayasası'nın benimsediği çoğunlukçu demokrasi anlayışı nedeniyle ülkede siyasi çatışmalar ve şiddet olayları artmış ve bunun sonucunda yapılan 27 Mayıs 1960 tarihli askeri müdahale ile yeni bir Anayasanın ilk adımı atılmıştır. Kurucu meclis tarafından oluşturulan 1961 Anayasası temel hak ve hürriyetlere önem veriyor, çoğulcu demokrasi anlayışını benimsiyordu. Ancak 1961 Anayasası'nın toplumun geniş kesimince kabul edilmemesi ve ayrıca siyasi tıkanıklara cevap verememesi nedeni ile siyasi çatışma ortamı ve şiddet olayları yeniden doğmuş 1971 ve 1973 yılında yapılan değişiklikler de fayda göstermemiş, sonuç olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti yeni bir askeri müdahale ile tanışmıştır. 12 Eylül 1980 tarihli askeri müdahale ile yeni bir kurucu meclis oluşturulmuş ve bu kurucu meclis 1982 Anayasası'nı oluşturmuştur. 1961 Anayasası'na tepki olarak oluşturulan günümüzde de varlığını sürdüren 1982 Anayasası otorite-hürriyet dengesinde, otoritenin ağırlığına yer vermiş ve bu nedenden ötürü başta 2001 değişiklikleri olmak üzere on altı defa değişikliğe uğramıştır.