Yazar "Yüksel, Rana" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Homozigot HBSS erişkin orak hücre anemili hastalarda serum PEDF düzeyleri ile HSCRP arasındaki ilişkinin incelenmesi(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2014) Yüksel, Rana; Motor, SedatAmaç: Orak hücre anemisi (OHA) kronik inflamatuar bir durum olup dünya çapındaki en yaygın, şiddetli monogenik hastalıklardan biridir. İnflamasyon, vasküler endotelyuma lökosit adezyonu ve izleyen endotel hasarı OHA'sinin patogenezinde rol almaktadır. OHA'sinde kronik inflamasyon ve intravaskuler hemolizin bir sonucu olarak endotelde disfonksiyon gerçekleşir. Bu çalışmada, OHA'sinde Pigment Epithelium Derived Faktör (PEDF) seviyesi ile hsCRP gibi akut faz reaktanları arasındaki ilişkinin incelenmesi ve bu doğrultuda OHA'nın patofizyolojisinin aydınlatılması ve tedavisine katkı sağlanması amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışmaya Mustafa Kemal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi'ne 2013 yılında başvuran, 18 yaş üstü, stabil HbSS OHA'li hastalar (n=44) ve sağlıklı bireyler (n=44) dahil edildi. Tüm katılımcıların serum örneklerinde PEDF ve hsCRP düzeyleri ölçüldü. Bulgular: OHA'li 44 hasta ve 44 sağlıklı kontrolün yaş, ağırlık, boy, BKİ ve bel çevresi ortalamaları birbirine benzerdi( p>0,05). OHA'li 44 hastanın PEDF ortalamaları (9,1± 3,8) 35 kontrol hastalarının PEDF ortalamalarına göre (11,59± 4,9) anlamlı olarak daha düşüktü ( p<0,05). OHA'li 44 hastanın hsCRP seviyelerinin ortalamaları 6,5± 3,1 44 kontrol hastalarının hsCRP seviyelerinin ortalamaları 0,87± 0,97 idi ve OHA hastaların hsCRP seviyeleri kontrollere göre anlamlı olarak daha yüksekti ( p<0,0001). Sonuçlar: Orak hücre anemili hastalarda bir akut faz reaktanı olan hsCRP'nin yüksek; antianjiogenik, antioksidatif, antiinflamatuar özelliklere sahip PEDF'nin düşük bulunması damar endotelinde gizli bir inflamatuar yanıta yol açan subklinik bir vazookluzyon varlığına işaret etmektedir. Ayrıca bu durum OHA'nın patofizyolojisinde PEDF ve hsCRP'nin subklinik inflamatuar süreçle yakın ilişkili olduğunu göstermektedir.Öğe Psoriasis hastalarında serum resistin seviyeleri ile lipid profili ilişkisi(2015) Yılmaz, Nigar; Ulutaş, Kemal Türker; Doğramacı, Asena Çiğdem; İnan, Mehmet Uğur; Yüksel, Rana; Can, YeşimAmaç: Psöriasis, artmış kardiyovasküler hastalık (KVH) riski bulunan inflamatuar deri hastalığıdır. Henüz etyolojisi tam olarak belirlenememiştir. KVH'da yağ dokusundan salgılanan resistinin serum total kolesterol, LDL, trigliserid seviyeleriyle pozitif korelasyon gösterdiği belirtilmiştir. Bizim çalışmamızda da amacımız serum resistin seviyeleriyle lipid profilinin psoriasis hastalarında ilişkisini ve Psöriazis alan şiddet endeksi (PAŞİ) ile korelasyonunu araştırmaktır. Materyal ve Metod: Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji polikliniğine başvuran sağlıklı kişilerden kontrol grubu; grup I (n=34) ve psoriasis tanısı konulan hastalardan hasta grubu; grup II (n=37) olmak üzere iki grup oluşturuldu. Yaş, cinsiyet, tansiyon, BMI değerleri ve PAŞİ skorlaması tespit edildi. Gruplardan toplanan serum örneklerinde resistin seviyesi, lipid profiline bakıldı. Bulgular: Psoriasis hastalarını kontrol grubuyla kıyaslandığında serum resistin seviyeleri (grup I: 6,4±2,3 ng/ml; grup II: 12,3±3,0 ng/ml), total kolesterol (grup I: 167±31 mg/dl; grup II: 189±43 mg/dl), LDL seviyeleri (grup I: 90±21 mg/dl; grup II: 129±31 mg/dl) anlamlı olarak hastalarda yüksek tespit edildi (sırasıyla p=0.001; p<0,05; p=0,01). Serum resistin seviyesiyle LDL kolesterolün pozitif korelasyon gösterdiği saptandı (r=0,306). PAŞİ skorlamasının serum resistin seviyeleriyle güçlü pozitif korelasyon gösterdiği tespit edildi (r=0,669). Sonuç: Psoriasis hastalığında artan kardiyovasküler hastalık riskin olduğu bilinmektedir. Bizim çalışmamızda da kardiyovasküler hastalıkta arttığı tespit edilmiş resistin ve total kolesterol ve LDL seviyelerinin psoriasis hastalarında arttığı ve hastalığın şiddetini gösteren PAŞİ skorlamasıyla korele olduğu bulunmuştur. Hastalığın şiddetinin artmasıyla yükselmiş olabileceğini tespit ettiğimiz resistin seviyesinin psoriasis hastalarında lipid profili kadar çalışılmasının anlamlı olabileceği düşünülmektedir