Yazar "Yeniçeri, Arif" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Hatay'da akraba evliliği sıklığı, nedenleri, çocuk sağlığı, ilişkilerde mutluluk ve yaşam doyumu(2016) İnandı, Tacettin; Savaş, Nazan; Arslan, Evrim; Yeniçeri, Arif; Peker, Ersin; Alışkın, Ömer; Erdem, Mehmet; Durmaz, ElifAmaç: Bu çalışma Hatay'da akraba evliliği sıklığını, nedenlerini ve bunların çocuk sağlığına, kadınların ilişkilerindeki mutluluk düzeyine ve yaşam doyumuna etkilerini değerlendirdi. Yöntem: Kesitsel nitelikteki araştırmada evreni, Hatay'da yaşayan evli, boşanmış ya da eşi ölmüş kadınlar oluşturdu. Çalışma örneklemi çok aşamalı örneklemle seçilen 584 kadın idi. Veriler yüz yüze anket formu ile Nisan-Mayıs 2014'te kadınların evlerinde toplandı. Ölçüm aracı olarak kullanılan soru kâğıdı 'kişisel bilgiler, doğurganlık bilgileri, hastalık ve engellilik durumu, evlilik bilgileri, sosyal ve ekonomik faktörler, evlilik şekli üzerine düşünceler, ilişkilerde mutluluk ölçeği ve yaşam doyum ölçeği' bölümlerini içerdi. Bulgular: Akraba evliliği sıklığı %34.4 idi ve düşük öğrenim düzeyi, düşük ekonomik durum ve düşük gelirle ilişkili idi (p<0.05). Akraba evliliği yapanlarda toplam gebelik, canlı doğum sayısı, bebek ölümleri ve yeni doğan sonrası bebek ölümleri daha fazlaydı (p<0.05). Akraba evliliği olanlarda doğuştan hastalıklı ve sonradan engelli çocuk sayısı daha yüksekti (p<0.05). Yaşam doyumu ve ilişkilerde mutluluk açısından akraba evliliği ve diğer evlilikler arasında fark görülmedi (p>0.05). Sonuç: Hatay'da akraba evliliği çok yaygındır; düşük ekonomik durum ve öğrenim düzeyiyle ilişkilidir. Çocuk sağlığı üzerine olumsuz etkileri vardır.Öğe Hatay'da yaşayan suriyeli sığınmacılarda travma sonrası stres bozukluğu ve depresyon(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2017) Yeniçeri, Arif; İnandı, TacettinAmaç: Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ve depresyon, travmatik olaylar, felaketlerden sonra en sık çalışılan ve muhtemelen en sık görülen psikiyatrik bozukluklardır. Bu çalışma ile Türkiye'ye sığınan ve Hatay il sınırları içerisinde kamp dışında yaşayan Suriyeli sığınmacılarda TSSB ve depresyon prevalansını saptamak ve çeşitli sosyodemografik değişkenler ile ilişkisini araştırmak amaçlanmıştır. Yöntem: Kesitsel nitelikteki bu çalışma 2017 yılında Hatay'da yaşayan 18-65 yaş arası Suriyeli sığınmacılarda yapıldı. Çalışmanın evreni 18-65 yaş arası yaklaşık 200.000 Suriyeli sığınmacı olup, çalışmanın örneklemi çok aşamalı örneklem yöntemi ile seçilen 780 kişi ile görüşüldü. Katılımcılara Sosyodemografik Özellikler, Travmatik Olaylar Listesi, Travma Sonrası Stres Tanı Ölçeği (TSSTÖ) 3. Bölüm ve Beck Depresyon Enventeri (BDE) bölümlerinden oluşan anket uygulanarak, TSSB ve depresyon varlığı değerlendirildi. Analizlerde Ki-Kare, Mann Whitney-U, Kruskal Wallis ve lojistik regresyon testleri kullanıldı ve p<0,05 önemli kabul edildi. Bulgular: Çalışmaya alınan Suriyeli mültecilerde TSSB prevalansı %81,5 olarak bulundu. TSSB, erkeklerde, evli olanlarda, ileri yaştakilerde, sığınmacılık süresi daha kısa olanlarda, geçmişinde psikiyatrik hastalık öyküsü olanlarda ve maruz kaldığı travma sayısı fazla olanlarda daha sık görüldü (p<0,05). Sığınmacılarda depresyon prevalansı %71,9 bulundu. Depresyon, erkeklerde, boşanmış/ayrı yaşayan/eşi ölmüşlerde, çalışmayanlarda, ileri yaştakilerde, düşük gelirlilerde, geçmişinde ve ailesinde psikiyatrik hastalık öyküsü olanlarda daha yüksek bulundu (p<0,05). Sonuçlar: TSSB ve depresyon Suriyeli sığınmacılarda çok yaygın görülen önemli bir halk sağlığı sorunudur. Travmanın yanı sıra bazı sosyodemografik değişkenlerle ilişkilidir. Erken tanı konulmaması ve gerekli müdahalelerin yapılmaması durumunda toplumun geleceğini tehdit eden sonuçlar doğuracaktır.Öğe Unintended pregnancies, induced abortions and risk factors in women admitted to hospitals due to birth or abortion in Hatay(2017) Savaş, Nazan; İnandı, Tacettin; Arslan, Evrim; Peker, Ersin; Durmaz, Elif; Erdem, Mehmet; Alışkın, Ömer; Yeniçeri, ArifAmaç: Bu çalışmanın amacı Hatay'da doğum ya da düşük nedeniyle hastaneye başvuran kadınlarda istenmeyen gebelik ve isteyerek düşük sıklığını ve bunlarla ilişkili risk faktörlerini belirlemektir. Yöntem: Kesitsel nitelikteki çalışmanın evreni bir ay içinde doğum ve düşük nedeniyle Hatay'daki hastanelere başvuran kadınlardır. Toplam 635 kadına anket uygulanmıştır. İstenmeyen gebelikler bağımlı değişken, kadının ve eşinin yaşı, nikah durumu, eğitim, toplam gebelik sayısı, çalışma durumu, aile planlaması yöntemi kullanma ve danışmanlık alma durumu bağımsız değişken olarak alınmıştır. Analizlerde Ki-kare ve Student-t testleri kullanılmıştır. Bulgular: Kadınların %21.4'ü gebe kaldığında bir aile planlaması yöntemi kullandığını belirtmekle birlikte, %15.1'i bu gebeliği istemediğini bildirmiştir. İstenmeyen gebeliği olan kadın ve eşlerinin yaşları yüksek ve toplam gebelik sayıları daha fazladır (p<0.05). Eşi çalışmayanlarda, düşük eğitim düzeyine sahip kadın ve eşlerde, bekar ya da resmi nikahı olmayanlarda, engellilerde ve aile hekiminden aile planlaması danışmanlığı almayanlarda istenmeyen gebelik daha fazladır (p<0.05). İstenmeyen gebeliği olanların %45.8'inin gebe kaldığında herhangi bir aile planlaması yöntemi kullanmadığı, %20.8'inin de geri çekme yöntemi kullandığı saptanmıştır. İstenmeyen gebeliklerin %65.3'ü canlı doğumla, %25.0'ı isteyerek düşükle sonuçlanmıştır. Tüm gebeliklerin %10.4'ünün kendiliğinden, %4.25'inin ise isteyerek düşükle sonuçlandığı bildirilmiştir. İsteyerek düşüklerin birinci nedeni ekonomik zorluk olarak gösterilmiştir (%44). Sonuç: Hatay'da istenmeyen gebelik sıklığı yüksektir. İsteyerek düşüklerin yarıya yakınının kendiliğinden ya da tıbbi düşük olarak bildirildiği tahmin edilmektedir.