Yazar "Çavuş, İbrahim" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Comparison of in vitro Resistance of Wild Leishmania İsolates, Which are Resistant to Pentavalent Antimonial Compounds, Against Drugs Used in the Treatment of Leishmaniasis(Galenos Publishing House, 2020) Özbilgin, Ahmet; Çavuş, İbrahim; Kaya, Tuğba; Yıldırım, Ahmet; Harman, MehmetObjective: Meglumine antimoniate (Glucantime®) and Sodium stibogluconate (Pentostam®) are used for the treatment of cutaneous leismaniasis in Turkey. There is a reported resistance to these drugs in recent years. The aim of the present study was to compare the in vitro sensitivities of resistant Leishmania isolates against Amphotericin B, Miltefosine, Meglumine Antimoniate, Paromomycin and Sodium Stibogluconate. Methods: Five Leishmania isolates of patients with cutaneous leishmaniasis, who showed no clinical recovery despite two consecutive meglumine antimoniate treatments, which were stored in the Parasite Bank in Manisa Celal Bayar University Medical Faculty were selected. They were genotyped with Real-Time PCR using specific primers and probes to ITS1 region. Drug resistance levels of each Leishmania isolate were analysed for Amphotericin B, Miltefosine, Meglumine Antimoniate, Paromomycin, and Sodium Stibogluconate at concentrations of 500, 250, 125, 50, 25 µg/mL with XTT method and hemocytometer. Results: It was observed that the resistant Leishmania tropica isolates showed no resistance to Amphotericin B, and were sensitive to Miltefosine, Sodium Stibogluconate, Paromomycin and Meglumin Antimonate, respectively. In addition, Leishmania tropica (MHOM/AZ/1974/SAF-K27) isolate of the control group could stay viable in none of the drug concentrations of five agents in the study. Conclusion: It was determined that none of the selected resistant L. tropica isolates showed resistance to Amphotericin B and that was also shown statistically (p<0.05). The results of this study are important in guiding clinicians and researchers who conduct studies on drugs and search for new drug molecules. © 2020 Turkish Society for Parasitology.Öğe Leishmaniasisde gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu için sitokrom b gen bölgesinden tür ayrımı yapabilen primer ve probların tasarlanması: Pilot çalışma(Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti, 2020) Özbilgin, Ahmet; Bağca Göker, Bakiye; Harman, Mehmet; Çavuş, İbrahim; Kaya, TuğbaAmaç: Bu çalışmada, gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu yöntemi ile parazitin sitokrom bgen bölgesi kullanılarak leishmaniasis etkeninin (Leishmania donovani, Leishmania major,Leishmania tropica ve Leishmania infantum) tür tayininin belirlenmesi için primer ve problarındizayn edilmesi amaçlanmıştır.Yöntem: Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazit Bankası’nda kriyoprezervasyonuyapılarak sıvı azot tankında saklanmış olan Leishmania suşları uygun koşullarda canlandırılarakbesiyerlerine aktarılmış ve ticari kit ile DNA izolasyonları yapılmıştır. Elde edilen DNA’laraLeishmania’nın yeni tasarladığımız sitokrom b gen bölgesi primer ve prob adayları ve kontrol içindaha önce kullandığımız internal transcribed spacer-1 gen bölgesine özgü tasarlanan primer veproblar kullanılarak gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu erime analizleri uygulanmıştır.Bulgular: Yeni tasarlanan sitokrom b gen bölgesi primer ve probları ile Leishmania tropica,Leishmania major, Leishmania infantum, Leishmania donovani, Leishmania aethiopica veLeishmania infantum/donovani hibrit türlerinin genotiplendiği saptanmıştır.Sonuç: Yeni Dünya leishmaniasis etkenleri olan Leishmania brazilensis ve Leishmania amazonensis dışında, Eski Dünya leishmaniasis etkeni olan Leishmania tropica, Leishmania major,Leishmania infantum, Leishmania donovani, Leishmania aethiopica ve Leishmania infantum/donovani hibritinin yeni tasarlanan sitokrom b gen bölgesi primer ve probları kullanılarak başarı-lı bir şekilde genotiplendirildiği görülmüştür.Öğe Pentavalent Antimonial Bileşiklere Dirençli Vahşi Leishmania İzolatlarının Leishmaniasis Tedavisinde Kullanılan İlaçlara Karşı in vitro Dirençlerinin Karşılaştırılması(2020) Özbilgin, Ahmet; Çavuş, İbrahim; Kaya, Tuğba; Yıldırım, Ahmet; Harman, MehmetAmaç: Türkiye’de, Kutanöz leishmaniasis (KL) tedavisinde meglumin antimonat (Glucantime®) ve sodyum stiboglukonat(Pentostam®) kullanılmaktadır. Ancak son yıllarda bu ilaçlara direnç oluştuğu bildirilmektedir. Bu çalışmada; dirençli Leishmaniasuşlarının Amfoterisin B, Miltefosin, Meglumin Antimonat, Paromomisin ve Sodyum Stiboglukonat etkenlerine karşı duyarlılığınınin vitro olarak araştırılması amaçlanmıştır.Yöntemler: Meglumin Antimonat tedavisi iki kür uygulanan, ancak klinik iyileşme gözlenmeyen hastalardan elde edilen veManisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazit Bankası’nda saklanan 5 Leishmania izolatı seçilmiştir. Seçilen izolatlar ITS1bölgesine özgü primer ve problar kullanılarak gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu analizi ile tiplendirilmiştir. Her izolatın;Amfoterisin B, Miltefosin, Meglumin Antimonat, Paromomisin ve Sodyum Stiboglukonat etken maddelerine karşı, 500, 250, 125,50, 25 µg/mL konsantrasyonlarında, ilaç direnç düzeyleri XTT ve hemositometre yöntemiyle çalışılmıştır.Bulgular: Ülkemizde KL etkeni olan ve iki kez meglumin antimonat tedavisine rağmen klinik ve paraziter iyileşme göstermeyenhasta lezyonlarından elde edilen dirençli Leishmania tropica izolatlarının Amfoterisin B’ye hiç direnç göstermedikleri ve sırası ileMiltefosin, Sodyum Stiboglukonat, Paromomisin ve Meglumin Antimonat’a karşı duyarlı oldukları gözlenmiştir. Kontrol grubuLeishmania tropica (MHOM/AZ/1974/SAF-K27) izolatının ise beş etken maddenin ilaç konsantrasyonlarının hiçbirinde canlılığınısürdüremediği görülmüştür.Sonuç: Seçilen dirençli L. tropica izolatlarının hiç birinin Amfoterisin B’ye direnç gösteremediği çalışmada saptanmış ve istatikselolarak da ortaya konulmuştur (p<0,05). Elde edilen verilerin, ilaç çalışmaları yapan ve yeni ilaç molekülleri araştıran klinisyen vearaştırıcılara yol göstermesi açısından önemli olduğu sonucuna varılmıştır.Öğe Türkiye’den elde edilen Leishmania izolatlarının kanlı ve çikolata agardaki üremelerinin değerlendirilmesi(Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti, 2019) Çavuş, İbrahim; Kaya, Tuğba; Aslan, Alp; Özel, Yener; Çetin, Mine; Yıldırım, Ahmet; Özbilgin, AhmetAmaç: Bu çalışma, Türkiye’den elde edilen Leishmania spp. izolatlarının kanlı agar ve çikolata agardaki koloni oluşumlarının izlenmesi ve farklılıklarının karşılaştırılması, tek bir hücreden oluşan koloni elde edilerek gerektiğinde genetik çalışmalarda kullanılması amacıyla planlanmıştır. Yöntem: Çalışmamızda kullanılan kanlı agar ve çikolata agarın gerekli ön hazırlık aşamaları yapıldıktan sonra steril petri kaplarına dökülmesi ile besiyerleri hazırlanmıştır. Kullanılan Leishmania spp. izolatları üniversitemiz bünyesinde bulunan Parazit Bankası’ndan sağlanmıştır. Leishmania spp izolatlarının, ITS1 ve hsp70 bölgesine özgü primer ve problar kullanılarak genotiplendirilmesi yapılmıştır. Türlere göre ayrılan izolatların NNN besiyerinde kültürü yapılmış ve üreyen promastigotlar RPMI 1640 sıvı besiyerlerine aktarılarak logaritmik faza girmeleri beklenmiştir. Logaritmik faza giren promastigotların çikolata agar ve kanlı agara ekimleri yapılmış ve 25°C’lik etüve kaldırılarak gün aşırı takip edilmiştir. Bulgular: Etüvden çıkarılarak incelenen plaklarda inkübasyonun 7. gününde çikolata agarda herhangi bir koloni oluşumu gözlenmezken, kanlı agarda Leishmania tropica, Leishmania infantum ve Leishmania donovani de koloni büyüklüklerinin ortalama 0.9 mm olduğu, Leishmania major’de ise ortalama 0.8 mm olduğu saptanmıştır. Plaklara yapılan ekimin 28. gününde ise çikolata agarda L. tropica, L. major, L. infantum ve L. donovani’deki ortalama koloni büyüklükleri sırasıyla 1.0 mm, 0.9 mm, 1.0 mm ve 0.8 mm olarak gözlemlenirken, kanlı agardaki koloni büyüklükleri sırasıyla 3.1 mm, 3.1 mm, 3.3 mm ve 3.0 mm olduğu belirlenmiştir. Sonuç: Plaklara yapılan ekimlerin takibi sonucunda tüm suşların 7., 14., 21. ve 28. günlerdeki koloni oluşumlarının kanlı agarda daha hızlı olduğu saptanmıştır. Kanlı agarın Leishmania spp. ile ilgili yapılması planlanan genetik çalışmalar ve diğer çalışmalarda kullanılmasının uygun olabileceği sonucuna varılmıştır.