Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Özsan, Müge" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Bromokriptin direnci olan makroprolaktinomalı bir hastada kabergolin tedavisi ile oluşan gebelik : olgu sunumu
    (2016) Özsan, Müge; Karakaş, Esra; Eren, Abdülrahim; Burakgazi, Gülen; Üstün, İhsan; Gökçe, Cumali
    Bromokriptin ve kabergolin prolaktinoma tedavisinde kullanılan en yaygın dopamin agonistleridir. Dopamin agonistlerine direnç %10-15 civarında görülmektedir. Kliniğimize amenore ve baş ağrısı şikayeti ile başvuran 19 yaşında kadın hastaya yapılan tetkikler sonucu makroprolaktinoma tanısı konuldu. Başlangıç tedavisine kabergolin ile yanıt alınan hastanın takibinde gebelik istemi olması nedeniyle ilacı kesilip bromokriptin tedavisine geçildi. Bromokriptin 15 mg/gün yaklaşık 1 yıl kullanan hastada tedaviye cevapsızlık görüldüğü için bromokriptin direnci düşünülerek kabergolin tedavisine tekrar geçildi. Kabergolin tedavisi altında gebelik oluşan bu vakada, bromokriptin direncinin makroprolaktinoma takip ve tedavisini güçleştirebileceği ve direnç gelişen hastalarda alternatif ilaçlara geçilerek başarının sağlanabileceği vurgulanmak istenmiştir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Hatay ilinde üniversite hastanesi endokrin polikliniğine başvuran diyabet hastalarının bitkisel ürün kullanımı
    (2017) Topaloğlu, Meyli; Özsan, Müge; Özer, Cahit; Alp, Harun; Pınar, Neslihan
    Amaç: Günümüzde insanların tamamlayıcı ve alternatif tıp (TAT) uygulamalarına ilgileri giderek artmaktadır. Bunlar arasında hastalar tarafından en çok tercih edilen bitkisel ürünlerdir. Bitkisel ürünler diyabet hastalarında da oldukça yaygın kullanılmaktadır. Diyabet hastalarında bitkisel ürün kullanımı morbidite ve mortaliteye yol açabilmektedir. Bu çalışma diyabet hastalarında kullanılan bitkisel ürünleri, nasıl kullanıldıkları ve yan etkilerini incelemek üzere planlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Kesitsel tanımlayıcı nitelikteki bu çalışma, Mayıs 2016Haziran 2016 tarihleri arasında Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji polikliniğine başvuran18 yaş üstü görüşmeyi kabul eden 150 hastada yüz yüze görüşme yöntemi ile yapılmıştır. Bulgular: Çalışmamıza katılan diyabet hastalarının % 60,7'si erkek, % 39,3'ü kadın bulunmuştur. Çalışmamıza katılan diyabet hastalarının % 22'si bitkisel ürün kullandığını söylemişlerdir. Bitkisel ürün kullananların % 5,3'ü tarçın, % 4,7'si limon, % 3,3'ü nar ekşisi, % 2,7'si yeşil çay, % 2'si badem, % 1,3'ü civan perçemi, adaçayı, zeytin yaprağı çayı kullandıklarını söylemişlerdir. Bitkisel ürün kullananların hepsi bitkisel ürünü doktora danışmadan kullandığını söylemişlerdir. Kullananların hiçbirisinde yan etki görülmemiştir. Sonuç: Diyabet hastalarının önemli bir kısmı bitkisel ürün kullanmaktadır. Katılımcıların hepsi bitkisel ürünleri doktora danışmadan kullandıklarını söylemektedirler. Hastaların doktora danışmadan bitkisel ürün kullanmaları istenmeyen sonuçlara yol açabilir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Hatay ilinde yüksek hemodiyaliz hasta sayısı ve olası nedenler
    (2016) Turgut, Faruk; Yaprak, Mustafa; Özsan, Müge; Güler, Gökhan; Bardakçı, Mehmet
    Hatay ilinde hemodiyaliz tedavisi alan hasta sayılarının ve altta yatan böbrek hastalığı nedenlerinin tüm Türkiye değerleri ile karşılaştırılması ve nedenlerinin tartışılması amaçlandı. GEREÇ ve YÖNTEMLER: Çalışmamızda, Hatay ilinde kronik hemodiyaliz programında olan hasta sayıları ve altta yatan böbrek hastalığı nedenleri hemodiyaliz merkezlerinden toplanarak kaydedildi. Türkiye geneli ve komşu illerde hemodiyaliz programında olan hasta verileri için; Sağlık Bakanlığı Türkiye Diyaliz Bilgi Yönetim Sistemi (DYOB) verileri ve Türk Nefroloji Derneği kayıt sistemi verileri kullanıldı. BULGULAR: Hatay'a komşu iller ile kıyaslandığında hemodiyalize giren hasta sayısının milyon nüfus başına oldukça yüksek olduğu gözlendi. 2014 yılı sonu itibari ile hemodiyaliz tedavisi almakta olan hasta sayısı 1.487 olup, milyon nüfus başına prevalans 978, insidans 156 olarak bulundu. Bölgemizde Türkiye geneli ile karşılaştırıldığında hem prevalans hem de insidans belirgin olarak daha yüksek saptandı. Hatay ilinde hemodiyaliz hastalarında son dönem böbrek hastalığının altta yatan etiyolojik nedenlerine bakıldığında diyabet %46,2 ile en sık, hipertansiyon %27,1 ile ikinci en sık neden olarak bulundu.SONUÇ: Çalışmamızda, SDBH prevalansı ve diyabete bağlı böbrek hastalığı ülkemiz geneli ile karşılaştırıldığında bölgemizde daha yüksek bulunmuştur ve diyabetin bölge için önemli bir sağlık sorunu olduğu ortaya konmuştur
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Tip 2 diyabetli hastalarda elektrolit bozuklukları
    (2017) Özsan, Müge; Yaprak, Mustafa; Özcan, Oğuzhan; Kiriktir, Esra; Turgut, Faruk
    AMAÇ: Tip 2 diyabetli hastalardaki elektrolit değişikliklerini ve bunların glisemi regülasyonu ile ilişkisini değerlendirmektir. GEREÇ ve YÖNTEMLER: Çalışmada, 01.02.2015-30.12.2015 tarihleri arasında hastanemiz Endokrinoloji ve Metabolizma polikliniği ve Nefroloji polikliniklerine değişik nedenlerle başvuran 30- 90 yaş arası diyabet tanısı olan hastaların kayıtları değerlendirildi. Tip 1 Diabetes Mellitus, diüretik, renin anjiotensin aldosteron sistemi blokeri veya bunların kombinasyonunu alanlar, diyare ve kusması olanlar, ciddi kalp yetmezliği, karaciğer sirozu, aktif malignitesi olanlar, tahmini glomerüler filtrasyon hızı <= 60 mL/dk 1.73 m2 olanlar, kalsiyum, magnezyum, D vitamini replasmanı alanlar ve aktif diyabetik ketoasidoz tanısı olanlar değerlendirme dışında bırakıldı. BULGULAR: Çalışmaya alınma ve dışlama kriterleri sonucunda 161' i kadın, 162'si erkek olmak üzere toplam 323 tip 2 diyabetik hasta alındı. Çalışma grubunda en sık gözlenen elektrolit bozukluğu hipomagnezemi idi (%20,2). Serum glukoz düzeyleri ve serum sodyum düzeyleri arasında negatif korelasyon saptandı (p<0,05; r=-0,28). Glukoz ile diğer elektrolitler (potasyum, kalsiyum, fosfor ve magnezyum) arasında herhangi bir korelasyon tespit edilmedi. SONUÇ: Tip 2 diyabet gerek hastalığın fizyopatolojisi gerekse kullanılan ilaçlar ve komorbit durumlar nedeniyle elektrolit bozukluklarının sık görüldüğü bir durumdur. Bu hastaların takibinde elektrolitlerin değerlendirilmesi ve herhangi bir bozukluk tespit edildiğinde bu durumu düzeltmeye yönelik önlemler alınması mortalite ve morbiditenin azaltılması açısından önemlidir.

| Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Hatay, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim