Yazar "Üstün, Nilgün" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 12 / 12
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Amatör sporcularda fiziksel aktivite düzeyleri ile izokinetik kas performansı(2016) Miçooğulları, Ahmet; Yıldızgören, Mustafa Turgut; Turhanoğlu, Ayşe Dicle; Üstün, Nilgün; Güler, HayalAmaç: Fiziksel aktivite düzeyleri ile diz kaslarının izokinetik kuvveti arasındaki ilişkiyi değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 20-24 yaş arasında olan 30 amatör sporcu ve 30 sağlıklı kontrol olmak üzere toplam 60 kişi alındı. Katılımcılar amatör sporcular (grup 1) ve kontrol (grup 2) olarak iki gruba ayrıldı. Katılımcıların fiziksel aktivite düzeyleri Uluslararası Fiziksel Aktivite (UFA) anketi ile değerlendirildi. Katılımcıların dominant diz fleksiyon ve ekstansiyon kas kuvvetleri izokinetik dinamometre ile 60°/sn ve 180°/sn'lik açısal hızlarda ölçüldü. Bulgular: Gruplar arasında cinsiyet, yaş, kilo, boy, vücut kitle indeksi ve sigara içme durumu yönünden istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (p>0,05). Gruplar arasında UFA skorları yönünden istatistiksel olarak anlamlı fark vardı (p<0,05). UFA skorları grup 1'de daha yüksekti. Gruplar arasında 60°/sn ve 180°/sn açısal hızlarda diz çevresi fleksör ve ekstansör pik torkları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (p>0,05). Grup 1, UFA skorlarına göre alt gruplara ayrıldığında aktive düzeyi yüksek olanların 60°/sn ve 180°/sn açısal hızlardaki pik tork değerleri anlamlı olarak daha yüksekti (p<0,05). Sonuç: Kas kuvvetini belirleyen birçok faktörün değerlendirildiği daha çok katılımcının alındığı ve daha uzun süre izlemin yapılabileceği çalışmalara gereksinim vardır.Öğe Ankilozan spondilitli hastalarda parvovirüs B19 seropozitifliği(2014) Köksaldı Motor, Vicdan; Üstün, Nilgün; Evirgen, Ömer; İnci, Melek; Yula, Erkan; Önlen, YusufAmaç: Parvovirüs B19 viral artritlerin en sık nedenlerindendir. Bazı hastalarda romatoid artrit benzeri kronik bir poliartrite neden olması, parvovirüs B19'un otoimmün hastalıkların patogenezinde önemli bir etken olabileceğini düşündürmektedir. Bu çalışmada, ankilozan spondilitli (AS) hastalarda parvovirüs B19 seropozitifliğinin araştırılması amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntemler: Ankilozan spondilit tanısı ile takip edilen 43 kişi hasta grubunu, herhangi bir kemik eklem şikayeti olmayan 70 kişi ise kontrol grubunu oluşturdu. Tüm serum örneklerinde ELİSA yöntemi ile anti parvovirüs B19 IgM ve IgG antikorlarına bakıldı.Bulgular: Hasta ve kontrol grubu karşılaştırıldığında, parvovirüs B19 IgM pozitifliği AS'li hasta grubunda anlamlı olarak yüksek bulundu (p<0,001).Sonuç: Ankilozan spondilitli hastalarda yüksek oranda parvovirüs B19 IgM pozitifliğinin saptanması, bu hastalarda immün yetmezliğine bağlı virüsün reaktivasyonu veya persistansını düşündürmektedir.Öğe Aşil tendinozisinin konservatif tedavisi ve takipte ultrasonografnin yeri : olgu sunumu(2015) Yıldızgören, Mustafa Turgut; Osmanoğlu, Kasım; Üstün, Nilgün; Güler, Hayal; Turhanoğlu, Ayşe DicleAşil tendinopatileri, sıklıkla tendona aşırı yüklenme sonucu gelişen ağrılı bir durumdur. Etyolojisinde tendon iskemisi, mikro yırtıklar, metabolik faktörler gibi birçok etken rol alır. Aşil tendonunda vaskülaritenin az olduğu non-insersiyonel tendon bölgesi, tendinopatinin sık geliştiği bir lokalizasyondur. Bu yazıda 57 yaşında, sağ topuk arkasında ağrı ve şişlik olan bir olguyu sunarak hastalığın tedavisi ve tedavi yanıtını izlemede ultrasonografnin önemini tartıştık. (Türk Osteoporoz Dergisi 2015;21: 37-9)Öğe Association of vitamin D with disease activity in rheumatoid arthritis and ankylosing spondylitis(2015) Yağız, Abdullah Erman; Üstün, Nilgün; Paksoy, Hacer; Üstün, İhsan; Mansuroğlu, Ayhan; Güler, Hayal; Turhanoğlu, Ayşe DicleAmaç: Vitamin D eksikliğinin, romatoid artrit (RA) ve ankilozan spondilit (AS) gibi otoimmun hastalıklarda başlatıcı bir neden mi yoksa hastalık aktivitesiyle ilişkili mi olduğu hala merak edilen bir konudur. Çalışmamızın amacı, Th1 baskın hastalıklardan olan RA ve AS hastalarında serum vitamin D seviyeleri ile hastalık aktiviteleri arasındaki ilişkiyi değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Çalışmamız, retrospektif olarak 92 RA’li hasta, 100 AS’li hasta ve 62 sağlıklı kontrolün dosyalarından elde edilmiş bilgileri içermektedir. Çalışmaya alınanların yaşı, cinsiyeti, hastalık süreleri, kullandığı ilaçlar, vitamin D seviyeleri, kalsiyum, C-reaktif protein (CRP) ve eritrosit sedimentasyon hızı (ESH) değerleri kayıt edildi. Hastalık aktiviteleri RA’li hastalarda hastalık aktivite skoru-28 (DAS28) ile, AS’li hastalarda ise bath ankilozan spondilit hastalık aktivite indeksi (BASDAİ) ile değerlendirildi. Bulgular: Vitamin D seviyeleri tüm gruplarda düşüktü. AS hastalarında, vitamin D seviyeleri ile BASDAİ, ESH ve CRP arasında istatiksel olarak negatif korelasyon yoktu (sırasıyla, r=-0.059, p=0.560, r=-0.072, p=0.473, r=-0.112, p=0.268). RA’li hastalarda ise vitamin D düzeyi ile DAS28 arasında anlamlı negatif korelasyon yoktu (r=-0.090, p=0.392). Tartışma: Çalışmamızda, tüm gruplarda vitamin D seviyeleri düşük bulundu ve bu vitamin D eksikliğinin, RA ve AS’in etyolojisinden ziyade hastalık aktivitesi ile ilişkili olabileceğini akla getirmektedir.Öğe Elektromiyografi laboratuvarına başvuran adli olguların değerlendirilmesi(2014) Yağız, Abdullah Erman; Üstün, Nilgün; Çelikel, Adnan; Demirkıran, Sümeyra; Zeren, Cem; Arslan, Muhammet MustafaAMAÇ: Nöromusküler bozuklukların değerlendirilmesinde elektrodiagnostik çalışmalar adli olgulara ait raporların doğruluk ve güvenirliği açısından oldukça önemlidir. Bu çalışmada elektromiyografi laboratuvarına gelen hastalar arasındaki adli olguların sıklığını, yaralanma nedenlerini ve en sık etkilenen periferik sinir yaralanmalarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. YÖNTEMLER: Elektromiyografi (EMG) laboratuvarında 01.Ocak.2011’den 30.Nisan.2013‘e kadar yapılan tüm değerlendirme sonuç raporları retrospektif olarak incelenerek adli olgulara ait veriler çalışma kapsamına alınmıştır. Olgulara ait yaş, cinsiyet, adli olayın tipi, etkilenen vücut bölümleri ve yaralanan periferik sinirler değerlendirilmiştir. BULGULAR: Belirtilen süre içerisinde adli olguların oranının %6.43 olduğu belirlenmiştir. Olguların 198’i erkek ve 37’si kadın oldukları görülmüştür. Yaralanma nedeni olarak en sık kesici-delici alet, ikinci sıklıkta ise trafik kazasına bağlı yaralanmalar olduğu tespit edilmiştir. Çalışmamızda enjeksiyona bağlı nöropati gelişen olguların oranı %12,3 idi. En sık yaralanan bölge sağ üst ekstremite ve en sık median sinirde hasar olduğu görüldü. Alt ekstremite de ise en sık siyatik sinir yaralanması mevcut olduğu tespit edildi. 117 olguda tek sinir, 44 olguda çift sinir lezyonunu olduğu belirlendi. SONUÇ: Bu çalışmada sonuç olarak, periferik sinir yaralanmalarının erkeklerde sık görüldüğü, diğer çalışmalardan farklı olarak yaralanma nedeninin en sık kesici delici alet yaralanmaları olduğu ve en sık median sinirin etkilendiği belirlenmiştir.Öğe Increased epicardial fat tissue is a marker of subclinic atherosclerosis in ankylosing spondylitis(2014) Üstün, Nilgün; Yağız, Erman; Güler, Hayal; Turhanoğlu, Ayşe; Kurt, Mustafa; Atcı, NesrinAmaç: Çalışmada ankilozan spondilit (AS) hastalarında epikardiyal yağ kalınlığı, karotis intima media kalınlığı (CIMT) ve aortik sertlik indeksi (ASI) gibi subklinik ateroskleroz belirteçleri değerlendirildi ve ilaveten subklinik ateroskleroz belirteçleri ile hastalık aktivite/fonksiyon/mobilite indeksleri arasındaki ilişki araştırıldı. Hastalar ve yöntemler: Çalışmaya 26 AS hastası (22 erkek, 4 kadın; ort. yaş 43 yıl) ve yaş ve cinsiyet uyumlu 26 sağlıklı kontrol (21 erkek, 5 kadın; ort. yaş 42 yıl) alındı. Kardiyovasküler veya eşlik eden hastalıkları olan hastalar ve kontroller çalışmadan çıkarıldı. Hastalık aktivitesi Bath Ankilozan Spondilit Hastalık Aktivite İndeksi, fonksiyonel kapasite Bath Ankilozan Spondilit Fonksiyonel İndeksi ve mobilite durumu Bath Ankilozan Spondilit Metroloji İndeksi ile değerlendirildi. Tüm hastalar epikardiyal yağ kalınlığı ve ASI .l.ülmek üzere transtorasik ekokardiyografiye ve CIMT .l.ülmek üzere ultrason ile muayeneye tabi tutuldu. Bulgular: Ankilozan spondilitli hastalar ve kontroller arasında demografik ve kardiyovasküler özellikler açısından anlamlı fark yoktu (p>0.05). Epikardiyal yağ kalınlığı (5.15±1.13 ve 4.11±1.22; p=0.003), CIMT (0.70±0.16 ve 0.60±0.10; p=0.012) ve ASI (14.2±10.8 ve 8.6±3.1; p=0.018) değerleri kontrollere kıyasla hastalarda daha yüksek idi. Subklinik ateroskleroz belirteçleri ile hastalık aktivite/fonksiyon/mobilite indeksleri arasında anlamlı ilişki yoktu (p>0.05). Sonuç: Ankilozan spondilit hastalarında sağlıklı kontrollere kıyasla epikardiyal yağ kalınlığı, CIMT ve ASI anlamlı olarak daha yüksekti.Öğe Nadir disfaji nedeni olarak servikal vertebral osteofit : Üç olgu sunumu(2015) Durgun Yetim, Tülin; Karabacak Bilgin, Yasemin; Bayaroğuları, Hanifi; Taslak, Ayşen Şengül; Üstün, NilgünDifüz idiopatik iskelet hiperostozu (ankilozan hiperostozis, Forestier hastalığı, spondylitis ossificans ligamentosa) paravertebral ligaman ve kasların enkondral ossifikasyonu sonucu gelişen, yaygın spinal osteofit oluşumları ile karakterize, kronik bir durumdur. Disfaji yakınması olan difüz idiopatik iskelet hiperostozu hastalarında, öncelikle beslenme değişikliği ve antiinflamatuvar tedavisi uygulanabilir. Klinik durumu ağır olan hastalarda cerrahi düşünülmelidir. Bu yazıda yutma güçlüğü ile başvuran üç hastanın tanı ve tedavisi literatür eşliğinde tartışıldı.Öğe Osteopenisi olan ankilozan spondilitli hastalarda kemik mineral yoğunluğu ile hastalık aktivitesi arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi(2013) Güler, Hayal; Üstün, Nilgün; Bolaç, Veli Enes; Yağız, Abdullah Erman; Mansuroğlu, Ayhan; Yengil, Erhan; Turhanoğlu, Ayşe DicleAmaç: Ankilozan Spondilit (AS), kronik inflamatuvar bir hastalıktır. Lokal sitokin salınımı ve immobiliteye bağlı olarak AS’de spinal osteopeni yaygındır. Bu çalışmada, osteopenisi olan Ankilozan Spondilitli hastalarda kemik mineral yoğunluğu ile hastalık aktivitesi arasındaki ilişkiyi değerlendirdik. Gereç ve Yöntem: 61 AS’li hasta (26K, 35E) çalışmaya alındı. Hastaların; hastalık süresi, sabah tutukluğu süresi, schober testi, Eritrosit sedimentasyon hızı (ESH) ve C reaktif protein (CRP) değerleri kaydedildi. Hastalık aktivitesi Bath Ankylosing Spondylitis Disease Activity Index (BASDAI) ile değerlendirildi. Kemik mineral yoğunluğu (KMY) GE/LUNAR DPX PRO cihazı kullanılarak ölçüldü. Bulgular: Hastaların ortalama yaşı 38,67±10,81, ortalama hastalık süresi 7,87±7,09 yıl idi. 34 (%55,7) hastada osteopeni vardı. Bu hastaların ortalama lomber ve femur KMY değerleri 1,03±0,16 ve 0,88±0,09 olarak bulundu. 27 (%44,3) hastanın KMY ölçümleri normal sınırlardaydı. Bu hastaların ortalama lomber ve femur KMY değerleri 1,20±0,11 ve 1,11±0,15 olarak bulundu. KMY değerleri normal olan grupla osteopeni olan grup arasında ESH, CRP, ve BASDAI değerleri açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p>0,05). Osteopenisi olan grupta, KMY değerleri ile ESH, CRP, ve BASDAI değerleri arasında bir korelasyon saptanmadı (p>0,05). Sonuç: Çalışmamızda, osteopenisi olan AS’li hastalarda kemik mineral yoğunluğu ile hastalık aktivitesi arasında ilişki bulunmamıştır.Öğe Predictors of difficult intubation in patients with ankylosing spondylitis : do disease activity and spinal mobility indices matter?(2014) Üstün, Nilgün; Yağız, Erman; Güler, Halay; Turhanoğlu, Ayşe; Davarcı, Işıl; Turhanoğlu, Selim; Tok, FatihObjectives: This study aims to determine the predictors of difficult intubation and their possible correlations with disease activity and spinal mobility indices in patients with ankylosing spondylitis. Patients and methods: Forty-five ankylosing spondylitis patients were included in the study. Disease activity was evaluated with the Bath Ankylosing Spondylitis Disease Activity Index and spinal mobility with Bath Ankylosing Spondylitis Metrology Index (BASMI). The predictors of difficult intubation were evaluated by using the modified Mallampati test, upper lip bite test, thyromental distance, sternomental distance, inter- incisor distance and neck extension. Results: There was no correlation between Bath Ankylosing Spondylitis Disease Activity Index and predictive test values (all p>0.05). There were significant correlations between BASMI with modified Mallampati test, sternomental distance, neck extension, and inter-incisor distance values (all p<0.05). The BASMI scores in patients with two or more predictors were significantly higher than BASMI scores in patients with none or one predictor (5.28±2.12 vs. 1.58±1.50; p<0.001). Among the patients with moderate to severe BASMI, the number of patients with two or more predictors was higher than in those patients with none or one predictor (p=0.001). Conclusion: Neck extension, inter-incisor distance, sternomental distance and modified Mallampati test are significant predictors for difficult intubation in patients with ankylosing spondylitis. These predictors were found to be correlated with spinal mobility index, but not with disease activity index. Clinicians should be aware of difficult intubation in ankylosing spondylitis patients with moderate to severe spinal mobility limitation.Öğe Serebral palsili çocuklarda oküler problemler(2012) Ayhan Tuzcu, Esra; Başarslan, Fatmagül; Yılmaz, Cahide; Arıca, Seçil; Üstün, Nilgün; İlhan, Özgür; Coşkun, Mesut; Keskin, UğurcanAmaç: Bu çalışmadaki amacımız bölgemizdeki serebral palsili çocuklarda göz problemlerinin sıklığını ve çeşitliliğini tespit etmektir. Gereç ve yöntem: Çalışmaya Mustafa Kemal Üniversitesi Çocuk Nöroloji polikliniğinde takip ve tedavisi yapılan serebral palsi tanısı almış 90 hasta alındı. Hastalığın etyolojisi ve serebral palsi tipini belirlemek için öykü alındı ve fizik muayene yapıldı. Tüm hastalara görme keskinliği, kırma kusuru, ambliyopi, şaşılık, nistagmus ve göz dibi muayenesini içeren ayrıntılı oftalmolojik muayene yapıldı. Bulgular: Çalışmaya 51’i erkek, 39’u kız olmak üzere toplam 90 hasta alındı. Etiyolojik faktörler incelendiğinde olguların %33,3’de asfiksi görüldü. En sık görülen serebral palsi tipi %43,3 oranında spastik quadripleji idi. Olgularımızın %60’ında göz problemleri tesbit edildi. Bunun %54,4’nü kırma kusurları, %35,6’sını şaşılık, %22,2’sini optik sinir patolojileri oluşturmaktaydı. Ambliyopi olguların %11,1’inde görüldü. Serebral palsinin spastik dipleji tipinde şaşılık daha fazla görülmesine rağmen, istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktu. Sonuç: Sonuç olarak serebral palsili çocuklarda göz problemleri sık görülmektedir. Bu nedenle, hastaların algılama ve iletişim güçlüklerini azaltmada faydalı olacağından rutin göz muayenesi öneriyoruz.Öğe Thymoquinone attenuates trauma induced spinal cord damage in an animal model(2014) Üstün, Nilgün; Aras, Mustafa; Özgür, Tümay; Bayraktar, Hamdullah Suphi; Sefil, Fatih; Özden, Raif; Yağız, Abdullah ErmanBACKGROUND: Spinal cord injury (SCI) is one of the most devastating conditions leading to neurological impairment and disabilities. The aim of the study was to investigate the potential neuroprotective effect of thymoquinone (TQ) histopathologically in an experimental model of traumatic spinal cord injury (SCI). METHODS: Twenty-four male Wistar albino rats were randomly divided into 4 groups: control group; SCI group; SCI-induced and 10 mg/kg/day TQ administered group; SCI-induced and 30 mg/kg/day TQ administered group. TQ was given as intraperitoneal for three days prior to injury and four days following injury. Spinal cord segment between T8 and T10 were taken for histopathologic examination. Hemorrhage, spongiosis and liquefactive necrosis were analyzed semiquantatively for histopathological changes. RESULTS: Administration of TQ at a dose of 10 mg/kg did not cause any significant change on the histological features of neuronal degeneration as compared to the SCI group (p=0.269); however, 30 mg/kg TQ significantly decreased the histological features of spinal cord damage below that of the SCI group (p=0.011). CONCLUSION: Data from this study suggest that TQ supplementation attenuates trauma induced spinal cord damage. Thus, TQ needs to be taken into consideration, for it may have a neuroprotective effect in trauma induced spinal cord damageÖğe Vitamin D levels in patients with ankylosing spondylitis and ıts relationship with disease activity(2014) Üstün, Nilgün; Turhanoğlu, Ayşe…