Yazar "Şerefhan, Alpay" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Diagnosis and management of pituitary abscess: A case series and review of the literature(2013) Altaş, Murat; Şerefhan, Alpay; Şilav, Gökalp; Çerçi, Ajlan; Coşkun, Kerim Kenan; Elmacı, İlhanAMAÇ: Hipofiz absesi merkezi sinir sistemi (MSS) infeksiyonu, kitle etkisi ve endokrin bozuklukları ile karakterize bir hastalıktır. Bu apseler genellikle kan beyin bariyerinin yıkıldığı hematojen yolla yayılan paranasal sinüzit, sepsis gibi durumulara bağlı oluşur. Bu yazıda literatür ışığında preoperatif tanısı pitüiter apse olan dört olgu tartışılmaktadır. YÖNTEM ve GEREÇLER: Ayrıntılı klinik, hormonal incelemeleri ve görüntüleme testleri takiben hipofiz adenomu ve diğer sellar patolojileri olan 210 olgu Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin Cerrahisi kliniğinde ameliyat edildi. BULGUlAR: Tüm hastalar tanı sırasında ateş, toksemi ve endokrin bozukluklarının sistemik belirtilerini gösterdi. Bu olgularda, hastalığın preoperatif tanısı karakteristik MRG bulguları sayesinde yapıldı. Bu dört olgu transnazal transsfenoidal yaklaşımla opere edildi ve histopatolojik, mikrobiyolojik çalışmalar cerrahi numunelere yapıldı. SONUÇ: Hipofiz apseleri yüksek mortalite riskinden sorumlu nadir bir hastalık grubudur. Mortalite ve morbidite erken cerrahi drenaj ve uygun antibiyotik tedavisi ile azaltılabilir. Ayrıca, bu durumlarda hipofizer yetmezlik, cerrahi komplikasyonlar ve enfeksiyon yönünden yakından takip edilmelidir.Öğe Investigation of ACE genome insertion/deletion correlation with immunohistochemical profile in pituitary adenomas(2013) Altaş, Murat; Bayrak, Ömer Faruk; Şerefhan, Alpay; Silav, Gökalp; Coşkun, Kerim Kenan; Çerçi, Ajlan; Işık, Nejat; Elmacı, İlhanAMAÇ: Anjiotensin Converting Enzim (ACE) genindeki bir delesyon Anjiotensin 2 de bir artış sağlayarak çeşitli organlarda neoplastik gelişmelere neden olur. Biz bu çalışmada hipofiz adenomlu hastalarda ACE geninde insersiyon /delesyon polimorfizmini belirleyerek kontrol grubuyla karşılaştırmayı amaçladık. YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışmaya hipofiz adenomu nedeniyle opere edilen hastaların hem tümör dokusundan hemde venöz kandan Miller metodu kulanarak örnekler alındı ve DNA ları izole edildi. Sekans çalışması için 17q 23 deki ACE geninin intron 16 bölgesi hedef seçildi. DNA örnekleri için,HACE 3s, HACE 3as primerleri PCR da kullanıldı. BULGULAR: Opere edilen 21 hasta çalışmaya dahil edildi. Çalışma grubunda hastaların %44 de D/D alleli, %33 de I/D alleli, %23 de I/I alleli tanımlandı.Tüm çalışma grubunda %60 oranında D alleli tanımlandı. İmmünohistokimyasal profile göre ise Cushing adenomunda %100 oranında D/D polimorfizmi görüldü. SONUÇ: Kontrol grubuyla karşılaştırıldığında özellikle Grade 3-4 olan hipofiz adenomlu hastalarda yüksek oranda ACE geninde delesyon varlığı hipofiz adenomu gelişiminde ACE geninin bir risk faktörü olabileceğini düşündürmektedir.Öğe A new molecule in aneurysmal subarachnoid hemorrhage : Dendroaspis natriuretic peptide(2014) Şerefhan, Alpay; Altaş, Murat; Çercı, Ajlan; Işık, Nejat; Elmacı, İlhanAmAÇ: Dendroaspis natriüretik peptid (DNP), natriüretik peptid ailesinin en yeni üyesidir. Yapısal olarak diğer üyelerine benzemesine rağmen genetik olarak farklıdır. Diğer üyelerin vazorelaksasyona neden olduğu bilinmesine rağmen DNP nin insanın vasküler yapısındaki etkisi bilinmemektedir. Bu çalışmada Anevrizmal SAH (subaraknoid hemoraji) sonrası vazospazm gelişiminde DNP nin rolunü araştırdık.yÖntem ve GereÇler: Anevrizmal SAH tanısı konan 17 hasta ve 25 gönüllü kontrol grubunda DNP düzeyleri araştırıldı. Tüm SAH hastaları anevrizma klibi ile tedavi edildi. Postoperatif dönemde 5ml venöz kan 1., 3., 7. günlerde alındı. 1., 3., 7. günlerde Beyin Omurilik Sıvısı (BOS) alınarak DNP düzeyleri incelendi. BulGulAr: Olguların 1.gün BOS'taki DNP düzeyleri 3.gündeki DNP düzeylerinden anlamlı derecede yüksektir (P<0,05). sOnuÇ: Bu çalışma, DNP'nin vazospazm gelişmesinde etkenlerden biri olabileceğini düşündürmektedir. Çalışmamızın gelecekte reseptör düzeyinde yapılacak çalışmalar ve bu reseptörlere özgü yeni ilaç çalışmalarını cesaretlendireceğine inanmaktayız