Yazar "Aytekin, İsmail" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 2005-2009 yılları arasında Bolu bölgesinde buzağılarda tespit edilen anomali olgularının değerlendirilmesi(2016) İşler, Cafer Tayer; Altuğ, Muhammed Enes; Gönenci, Ramazan; Aytekin, İsmailBu çalışmada Bolu bölgesinde önemli ekonomik kayıplara neden olan ve son yıllarda buzağılarda artış gösteren anomali olguları incelendi. Anomali olgularının yıllara göre dağılımı, hangi tip anomalilere rastlanıldığı, anomalilerin şekillenme oranı ve başvurulabilecek tedavi ile önlem alma yolları değerlendirildi.Öğe Bir köpekte amitraz toksikasyonu(2011) Aytekin, İsmail; Altuğ, Nuri; Öztürk, Hasan OktayBu olguda amitraz toksikasyonlu bir köpekte laboratuvar parametrelerindeki değişimler araştırıldı. Olgunun materya-lini 2 aylık labrador melezi bir köpek oluşturdu. Anamnezde veteriner hekim tarafından kene enfestasyonuna karşı amitraz banyosu önerildiği, ancak öneriye uyulmayarak 2 gün üst üste tüm vücuda uygulandığı öğrenildi. Köpek kusma, kasılma, hipersalivasyon ve anoreksi şikayetleri ile kliniğimize getirildi. Fiziksel muayenede tonik ve klonik kasılmalar, depresyon, konjunktiva mukozasında solgunluk, bradikardi, hipertermi ve polipne tespit edildi. Vakanın hematolojik ve biyokimyasal analizleri yapıldı. Serum insulin ve kortizol düzeyleri ölçüldü. Hematolojide; mikrositik-hipokromik anemi ve trombositoz belirlendi. Biyokimyasal analizlerde ise; glikoz, ALP, GGT, CK ve LDH düzeylerinde artış, Na, Cl ve insülin düzeylerinde ise azalma saptandı. Tedavi olarak; iki gün %0,9 NaCl sıvı tedavisi, atropin sülfat, diazepam, trimetobenzamid hidroklorür ve metil prednisolon, 1 hafta ise ferrosanol şurup uygulandı. Tedavi sonrası ikinci günde kasılmalar ve kusmanın düzeldiği, bir hafta sonra ise beden ısısı, kalp ve solunum frekansının referans değerlere geldiği saptandı. Tedavi sonrası 7. günde anemi-nin derecesinin azaldığı, ancak düzelmediği belirlendi. LDH ve CK düzeylerinin tedavi öncesine göre azaldığı, ancak referans değerlerin üzerinde olduğu tespit edildi. Tedavi sonrasında insulin düzeylerinin referans değer alt limitlerine, glikozun ise üst limitlerine yaklaştığı saptandı. Sonuç olarak; köpeklerde amitraz toksikasyonunda glikoz, insulin, CK, LDH, Na ve Cl düzeyle-rinin değerlendirilmesinin yararlı olabileceği kanısına varıldı.Öğe Bir köpekte gastrik tümör olgusu(2016) İşler, Cafer Tayer; Aytekin, İsmail; Altuğ, Muhammed Enes; Gönenci, RamazanBu olguda iştahsızlık, halsizlik, zayıflama, kusma, poliüri, melena şikâyetleriyle kliniğe getirilen 9 yaşlı, erkek, Setter ırkı bir köpeğin yapılan otopsisinde teşhis edilen gastrik tümör olgusu değerlendirildi. Köpek farklı klinik ve biyokimyasal muayene ve tedavi denemeleri devam ederken öldü. Mide dışarı alınarak kesit uygulandığında mukozasının karnabahar görünümünde olduğu görüldü. Veteriner hekimlik alanında sık rastlanılmayan, kötü prognoz, yüksek morbidite ile seyreden gastrik tümör olgusu klinik, biyokimyasal parametreler ve otopsi bulguları ile değerlendirildiÖğe Bir koyun işletmesinde görülen anomali vakalarının değerlendirilmesi(2016) İşler, Cafer Tayer; Altuğ, Muhammed Enes; Gönenci, Ramazan; Aytekin, İsmailAnomali vakalarının insidansına yönelik çalışmalar sığırlar üzerinde yoğunlaştığı, küçük ruminantlara yönelik çalışmaların ise ihmal edildiği gözlendi. Bu çalışmada 109 akkaraman koyun ve 10 adet sakız koçundan oluşan ve ikiz gebeliğin yaygın olduğu bir koyun işletmesinde görülen anomali olguları değerlendirildi. Sonuç olarak; bir koyun işletmesinde karşılaşılan anomali olguları, düşük ve gebe kalamamaya bağlı olarak yaklaşık %25 oranında önemli bir kayıp oluşturduÖğe Bir koyun sürüsünde üç anthrax olgusu(2010) Aytekin, İsmail; Özkan, ArifBu olgu sunumunda Afyonkarahisar’ın Dinar İlçesine bağlı Belenpınar Köyünde karşılaşılan üç koyunda Bacillus anthracis enfeksiyonun bildirilmesi amaçlandı. Üç koyunda titreme, solunum güçlüğü, kan işeme, kanlı ishal, karın bölgesinde ödemle seyreden hastalık görüldüğünü hayvan sahibi İlçe Tarım Müdürlüğüne bildirilmiştir. Klinik muayenede koyunlarda sendeleme, solunum güçlüğü, ayakta duramama, titreme, halsizlik, ateş, kan işeme, kanlı ishal, karın ve inguinal bölgede ödem belirlendi. Klinik muayeneler sonucu anthrax olabileceği düşünülerek hastalanan koyundan alınan kan frotisi Konya Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü Müdürlüğüne gönderildi ve bakteriyolojik incelemede Bacillus anthracis tespit edilmiştir. Sonuç olarak yüksek ateş, ödem ve rectumdan kan geldiği görülen koyunlarda anthrax’ın göz önünde bulundurulması gerektiği kanısına varıldı.Öğe Clinical, haematological, biochemical and pathological findings in lambs with Peste des Petits Ruminants(2011) Aytekin, İsmail; Mamak, Nuri; Ulucan, Aykut; Kalınbacak, AslanThe aim of this study was to determine clinical, haematological, biochemical and pathological findings in Sakız crossbred lambs with Peste des Petits Ruminants, using a competitive enzyme linked immunosorbet assay (c-ELISA). In the study, 12 lambs infected with PPR 4 to 6 months age and dif erent sexes were used. Furthermore, 6 clinically healthy lambs were also used as control group. High fever, anorexia, salivation, pneumonia, diarrhea, erosive or necrotic stomatitis on the mucosae of lips, cheek and tongue, purulent ocular and nasal discharges were observed in infected lambs. In the haematological examination, White blood cell (WBCs), mean corpuscular volume (MCV), mean corpuscular hemoglobin (MCH) and mean corpuscular hemoglobin concentration (MCHC) parameters were significantly increased, but haemoglobin (Hb), red blood cell (RBCs), peak cell volume (PCV) and platelets (PLT) parameters were decreased in infected group. According to the biochemical examination, serum gamma glutamyl transferase (GGT), alanin aminotransferaz (ALT) and aspartate transaminase (AST) concentrations were significantly higher in infected group compared to those of control group. In the histopathological examinations, bronchitis, bronchiolitis, and syncytial cell formation in the lumen of alveoles, in lung and also erosive stomatitis with syncytial cells were seen. Furthermore, nuclear or cytoplasmic virus-associated inclusions were detected both epithelial and syncytial cells. In immunohistochemical examination, virus-associated antigens were found most frequently in the cytoplasm and rarely in the nucleus. Results of the present study indicated that infection with PPR in lambs provide valuable datas about clinical, haematological, biochemical and histopathological findingsÖğe Effects of caffeic acid phenethyl ester on oxidative stress, hystopathology and some biochemical parameters in streptozotocin-induced diabetic rats(2015) Sağkan Öztürk, Aliye; Aytekin, İsmail; Özsoy, Şule Yurdagül; Öztürk, Oktay Hasan; Altuğ, Nuri; Yılmaz, NigarAmaç: Diabetes mellitus (DM) önemli bir halk sağlığı problemidir ve tedavisinde insulin terapisinin yanısıra bitkisel ve sentetik ilaçlar verilmektedir. Bu çalışmanın amacı, streptozotocin (STZ) ile indüklenen diyabetli sıçanlarda histopatolojik ve biyokimyasal metotlar kullanılarak CAPE'nin tedavi edici etkilerini değerlendirmektir.Metod: 22 yetişkin erkek Wistar Albino ırkı sıçan 3 gruba ayrıldı: kontrol grubu (n=8), diyabetik grup (n=6) ve diyabetik+CAPE grubu (n=8). 2 gruba periton içi (ip) 50 mg/kg STZ enjekte edilerek DM uyarıldı. Üç gün sonra poliüri ve polidipsi belirtileri ile kan glikoz seviyeleri 270 mg/dl ya da daha yüksek olan sıçanlar diyabetik olarak kabul edildi. Diyabetik+CAPE grubuna tedavi için CAPE 60 gün boyunca 10 µmol/kg dozunda ip olarak uygulandı.Bulgular: Karaciğer malondialdehit (MDA) seviyeleri diyabetik grupta önemli derecede yüksekti. Yüksek karaciğer MDA seviyesi, yüksek alanin aminotransferaz (ALT) ve aspartat aminotransferaz (AST) enzim seviyeleri tarafından desteklendi. Böbrek dokusundaki MDA seviyesinin diğer gruplar ile arasında önemli bir farklılık yoktu ve süperoksit dismutaz (SOD) seviyeleri CAPE grubunda artmıştı. İlave olarak kan üre nitrojen (BUN) ve kreatinin düzeyleri serum örneklerinde sabit kaldı. Deneyin sonunda pankreas dokusunda MDA seviyeleri kontrol grubuyla karşılaştırıldığında deneme gruplarında düşüktü. Böbrek, karaciğer ve pankreas dokularının histopatolojik sonuçları, diyabetik grupla karşılaştırıldığında CAPE grubunda normal histolojik yapıdaydı. Kan glikoz seviyeleri göz önüne alındığında, CAPE ile tedavi edilen grupta, diyabet grubundaki yüksek glikoz seviyeleri ile karşılaştırıldığında kontrol grubuna benzer seviyelerde kan glikozu muhafaza edilmişti. Sonuç: DM'un sebep olduğu oksidatif stres tarafından en çok etkilenen karaciğer dokusudur. Tek seferde STZ enjeksiyonu ile deneme sonunda pankreatik dokuda MDA seviyeleri azaldı. Bu azalma, doku bütünlüğünün bozulmasından kaynaklanan MDA'nın tükenmesi olabilirdi. Sonuç olarak, CAPE'nin oksidatif stresi baskıladığı ve STZ ile uyarılan DM'da kan glikoz düzeylerini düşürdüğü gözlemlendi. Sonuç olarak, DM'da antidiyabetik ilaçlara ilave olarak antioksidan özellikli ilaçları kullanmak faydalı olabilir.Öğe Ruminantlarda kullanılan aşılar ve önemi(2011) Aytekin, İsmail; Kalınbacak, Aslan; İşler, Cafer TayerHayvanların yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi için koruyucu hekimlik önemli bir faktördür. Canlının yaşamını tehlikeye sokabilecek veya kalıcı hasarlar oluşturabilecek bazı hastalıkları daha ortaya çıkmadan önlemek, bu hastalıkların oluştuktan sonraki tedavisinden daha fazla önem taşır. Birçok viral veya bakteriyel hastalığa karşı geliştirilen aşılar çok uzun zamandır koruyucu hekimlikte kullanılmaktadır. Bu nedenle aşılar, koruyucu hekimliğin en önemli yapı taşlarından biri sayılabilir. Sonuç olarak bu derlemede ruminantlarda kullanılan aşılar ve önemi vurgulandı.