Yazar "Bozkurt, İmam Adem" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Chemical composition and antibacterial activity of essential oils isolated from medicinal plants against gall forming plant pathogenic bacterial disease agents(Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, 2020) Bozkurt, İmam Adem; Soylu, Soner; Kara, Merve; Soylu, Emine MineThe aims of this study were to determine chemical composition of essential oils from different plant species and their antibacterial activities against gal-forming plant pathogenic bacterial disease agents Rhizobium radiobacter, Pseudomonas savastanoi pv. savastanoi and P.savastanoi pv. nerii. The chemical compositions of essential oils were identified by GC/MS. The major constituents of the essential oils were carvacrol in Thymbra spicata var. spicata (66.88%) and Origanum syriacum (79.8%), thymol in Thymus serpyllum (41.03%), geranial in Thymus sipyleus (13.72%) and Melissa officinalis (30.4), 4-terpineol in Origanum majorana (31.67%), linalool in Ocimum basilicum (30.23%), carvone in Mentha spicata (55.58%), 1,8 cineole in Lavandula stoechas var. stoechas (35.5%), Laurus nobilis (35.5%) and Rosmarinus officinalis (18.47%), camphor in Salvia officinalis (24.59%) and trans-anethole in Foeniculum vulgare (82.8%) essential oils, respectively. Based on inhibition zone diameter values, essential oils showed very strong antibacterial activities against P.savastanoi pv. savastanoi (7.0-44.67 mm), followed by R.radiobacter (9.6-37.67 mm) and P.savastanoi pv. nerii (6.33-18.33 mm). Essential oils of plants belong to Lamiaceae family were generally found to be more efficient than those belong to Lauraceae and Apiaceae families. The essential oils of O.syriacum, T.serpyllum and T.spicata var. spicata were found to be the most promising essential oils displaying the highest antibacterial activities against all tested bacterial species. The findings of the present study revealed that essential oils have a potential to be used as antibacterial agents against gall forming bacterial disease agents.Öğe Elma kök uru hastalığı etmeni Rhizobium radiobacter’e karşı epifit ve endofit bakteri izolatlarının antagonistik potansiyellerinin belirlenmesi(Namık Kemal Üniversitesi, 2019) Bozkurt, İmam Adem; Soylu, SonerRhizobium radiobacter (=Agrobacterium tumefaciens) tarafından neden olunan kök uru (Taç gal) hastalığı dünya genelinde yaygın olarak yumuşak ve sert çekirdekli meyve ağaçlarının yanı sıra, bağ, sebze ve süs bitkilerinin en önemli hastalıklarından biridir. Hastalık özellikle elma dahil birçok meyve fidanlıklarında ve genç meyve bahçelerde urlu bitkilerde gelişme geriliği sonucu ürün kaybı şeklinde ortaya çıkan önemli düzeylerde ekonomik kayıplara neden olur. Hastalığın kontrolünde fidanların köklerinin dikim öncesi çeşitli kimyasallara daldırılması, toprak fumigasyonu, toprak solarizasyonu ve biyolojik mücadele yöntemleri kullanılmaktadır. Bu çalışmada elma köklerinden izole edilen epifit ve endofit bakterilerinin kök ur hastalığı etmenine karşı antagonistik etkinliği belirlenmiştir. Çalışmada elma ağaçlarının kök ve kök boğazı bölgelerinden 85 aday epifitik ve endofitik bakteri izolatı elde edilmiştir. Aday antagonist bakteri izolatların hastalık etmeni R. radiobacter’i baskılama yeteneği öncelikle in vitro ikili kültür testi ile belirlenmiştir. İkili kültür testlerinden elde edilen sonuçlara göre Pseudomonas, Pantoea, Serratia and Bacillus cinslerine dahil farklı türlere ait 12 izolat, besi ortamı üzerinde patojene karşı ortalama 5.0-27.3 mm çapında arasında değişen engelleme zonları oluşturmuştur. Patojen gelişiminin engellenmesi üzerine farklı düzeylerde antagonistik etkinlik gösteren Pseudomonas putida’nın 3 izolatı (1-4en, 1-12en, 1-13en) havuç dilimi üzerinde yarı in vivo etkinlik çalışmaları için seçilmiştir. Pseudomonas putida 1-4en izolatı diğer izolatlara kıyasla havuç dilimi üzerinde ur oluşumunu önemli düzeyde baskılamıştır. Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar Pseudomonas putida izolatlarının Rhizobium radiobacter’in neden olduğu kök boğazı ur hastalığına karşı biyolojik mücadele ajanı olarak kullanılabilecek bir potansiyele sahip olduğunu göstermektedir.Öğe Farklı fasulye çeşitlerinin hale yanıklığı etmeni Pseudomonas syringae pv. phaseolicola'nın çeşitli ırklarına karşı tepkileri ve dayanıklı çeşitlerdeki dayanıklılık mekanizmalarının belirlenmesi(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2002) Bozkurt, İmam Adem; Soylu, SonerÖZET 7 T120732- FARKLI FASULYE ÇEŞİTLERİNİN HALE YANIKLIĞI ETMENİ Pseudomonas syringae pv. Phaseolicola' (Burkh.) Dows.'NIN ÇEŞİTLİ IRKLARINA KARŞI TEPKİLERİ VE DAYANIKLI ÇEŞİTLERDEKİ DAYANOOJIJK MEKANİZMALARININ BELİRLENMESİ Bu çalışmada farklı fasulye çeşitlerinin fasulye hale yanıklığı etmeni P. s. pv. phaseolicola' nın farklı ırklarına karşı göstermiş olduğu reaksiyonlar, bitkilerin kapsül (meyve) ve kotiledon yapraklan üzerinde belirlenmiştir. Fasulye çeşitleri arasında Roma-II, Efequen ve Cilena'nın 1. ırk dışındaki tüm bakteri ırklarına karşı duyarlı olduğu tespit edilmiştir. Efequen ve Cilena çeşitleri 1, Gina, Yunus-90 ve Magnum çeşitleri 2, Şehirali-90, Karacaşehir-90 ve Şekerli çeşitleri 3, Ayşe Kadın ve Göynük-98 çeşitleri ise 4 bakteri ırkına karşı dayanıklılık gösterirken Roma-II, Yunus-90, Göynük- 98 ve Şekerli çeşitleri 1, Şehirali-90 ve Ayşe kadın çeşitleri 2, Karacaşehir-90 çeşiti 3 bakteri ırkına karşı orta derecede dayanıklılık göstermiştir. Bakterinin 6, 8 ve 9. ırklarının testlenen tüm fasulye çeşitlerinde virülent olduğu tespit edilmiştir. Bitki kapsüllerinde gözlenen uyumlu ilişki, hızlı bakteriyel çoğalma ve reaksiyon noktalarında ıslaklık oluşumu ile karakterize edilmiştir. Yapraklarda ise infeksiyonun ilk dönemlerinde ortaya çıkan ıslaklık simptomları, ilerleyen dönemlerde nekrotik hale dönüşerek, bu alanların etrafı klorotik hale ile çevrilmiştir. Dayanıklı bitki kapsüllerinde ortaya çıkan uyumsuz ilişki ise oldukça sınırlı bakteriyel gelişme ve hızlı doku bozulmaları ile ifade edilmiştir. Uyumlu ilişkide gözlenenin aksine inokulasyon noktalarında kahverengi lezyonlar meydana gelmiştir. Bu lezyonlar zamanla tamamen kurumuş, infeksiyonun ileri aşamasında ise çökmüştür. İnfiltrasyonun yapıldığı yapraklarda bakteriler, aşın duyarlılık tepkimesi (hypersensitive reaction, HR)'nin göstergesi olan kuruma ve parlamalara (camlaşma) sebep olmuştur. Uyumlu ve uyumsuz ilişkilerin ortaya çıktığı yapraklarda gözlenen reaksiyonlar ve dayanıklılıkta rol oynayan mekanizmalar (lignin, kalloz ve hidrojen peroksit (H2O2) histokimyasal çalışmalarla saptanmıştır. Uyumlu ilişkide infeksiyonun ilk dönemlerinde bitki hücrelerinin yapısında belirgin bir değişiklik gözlenmezken infeksiyonun ileri dönemlerinde hücrelerde şiddetli yapısal bozulmalar belirlenmiştir. Uyumsuz ilişkinin gözlendiği yapraklardaki reaksiyon noktalarında bulunan hücrelerin duvarlarında yoğun ve lokal bir şekilde lignin, kalloz, ve H2O2 birikiminin ortaya çıktığı yapısal değişiklikler gözlenmiştir. Dayanıldı bitkilerin kapsüllerinde ortaya çıkan fitoaleksin (phaseollin) birikiminin, duyarlı bitkilerin kapsüllerinde ortaya çıkandan daha yüksek düzeyde bulunduğu belirlenmiştir. Kısmi uyumsuzluk gösteren çeşitlerde ise bakteriyel çoğalma uyumlu ilişkiye oranla daha yavaş olup bu hücrelerde dayanıklılık reaksiyonları infeksiyonun geç dönemlerinde ortaya çıkmıştır. 2002, 61 sayfaÖğe Hatay ili zeytin üretim alanlarında zeytin dal kanseri (Pseudomonas savastanoi pv. savastanoi) hastalığının belirlenmesi(Mevlüt Akçura, 2020) Filiz Doksöz, Senem; Bozkurt, İmam AdemPseudomonas savastanoi pv. savastanoi (Psv)’nin neden olduğu zeytin dal kanseri hastalığı Hatay ili zeytinüretim alanlarındaki en önemli problemlerden birisidir. Hastalık yoğun enfeksiyonlarda özellikle genç fidanlarıntamamen kurumasına neden olmaktadır. Bu çalışma ile Hatay bölgesi zeytin üretim alanlarında zeytin dal kanserihastalığının yaygınlık ve bulunma oranları belirlenmiştir. Hastalığın en yüksek yaygınlık oranı %90 ile Samandağ,İskenderun ve Arsuz ilçelerinde belirlenmiş olup, Hassa, Kırıkhan, Reyhanlı ve Kumlu ilçelilerinde ise hastalıksaptanmamıştır. Diğer ilçelerde ise hastalığın %15 ile %50 arasında yaygınlık gösterdiği tespit edilmiştir. Hastalığınenfekteli bahçelerdeki bulunma oranları ise %4.5-75 arasında değişiklik göstermiştir. Taze urlardan izole edilenhastalık etmeninin tanısı Gram boyama, LOPAT (Levan oluşumu, Oksidaz, Patates yumuşak çürüklük testi, Arginindehidrolaz, Tütün aşırı duyarlılık) testleri, MALDI-TOF ve moleküler yöntemler ile yapılmıştır. Yapılan testlersonucu toplam 14 izolat Pseudomonas savastanoi pv savastanoi olarak tanılanmıştır. Patojenisite testlerinde tümizolatlar ve Ayvalık1 referans izolatı 1 yıllık Gemlik zeytin fidanlarında hastalığın tipik belirtisi olan urlara nedenolmuştur.