Yazar "Erden, Ersin Şükrü" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Adrenal mass mimicking the incidentaloma in a patient with newly diagnosed adrenal failure due to tuberculosis(2013) Rifaioğlu, Murat Mehmet; Erden, Ersin Şükrü; Rifaioğlu, Emine Nur; Üstün, İhsan; Gökçe, Cumali…Öğe Kronik obstrüktif akciğer hastalığının akut alevlenme ve stabil dönemlerinde ortalama trombosit hacminin incelenmesi(2013) Erden, Ersin Şükrü; Dokuyucu, Recep; Mesut Demirköse; Yengil, Erhan; Sefil, Fatih; Kayım Bilgiç, Hatice; Doğru, Sibel; Motor, SedatAmaç: Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) önemli bir halk sağlığı sorunudur ve sistemik inflamasyonla ilişkilidir. Ortalama trombosit hacmi (OTH) trombosit aktivasyonunu gösteren belirteçlerden biridir ve inflamasyonla ilişkili birçok hastalıkta yüksek bulunmuştur. KOAH’da OTH’nin değerlendirildiği çalışmalarda farklı sonuçlar bildirilmiştir. Bu çalışmada KOAH akut alevlenme ve stabil KOAH hastalarında C-reaktif protein (CRP), beyaz küre (BK) ve OTH’nin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntemler: Bu çalışmada cinsiyet ve yaş bakımından benzer 40 KOAH akut alevlenme ve 43 stabil KOAH hastası ile 40 sağlıklı bireyin verileri retrospektif olarak değerlendirildi. Bulgular: Kontrol, stabil KOAH ve KOAH akut alevlenme gruplarında ortalama OTH, CRP ve BK sırasıyla; 7,9±1,1; 8,2±1,3 ve 8,7±1,6 fL; 3,4±1,2; 5,2±3,5 ve 27,5±23,6 mg/L; 7,8±1,6; 8,1±2,1 ve 11,4±4,5 x103/ ?L olarak bulundu. Ortalama BK ve CRP, KOAH akut alevlenme grubunda diğer iki gruba göre anlamlı yüksek bulundu (Her iki değer için p ?0,001). Ortalama OTH, KOAH akut alevlenme grubunda diğer gruplara göre yüksek bulundu ve akut alevlenme hastalarındaki bu yüksek değer kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlıydı (p=0,030). Sonuç: Bu çalışmanın sonuçları klasik akut faz reaktanı olan CRP gibi yüksek OTH’ninde KOAH akut alevlenmenin değerlendirilmesinde kullanılabilecek bir belirteç ola- bileceğini düşündürmektedir.Öğe Legionella pnömonisini taklit eden malignite olgusu(2013) Karakuş, Ali; Erden, Ersin Şükrü; Babayiğit, Cenk; Büyükkaya, Eyüp; Akın, Mehmet Mustafa; Çelik, Muhammet Murat; Taşın, VeyisLegionella pneumophila su şebekelerinde, klima sistemlerinde çoğalabilen bakteridir. Bulaşma kontamine suların aspirasyonu veya aerosol inhalasyonu ile olmaktadır. Klinikte ateş, bradikardi, şuur bozukluğu, hiponatremi, karaciğer enzim artışı ve böbrek fonksiyon bozukluğu görülebilmektedir. Kesin tanı antijenlerin saptanması ve kültürde üretimle konmaktadır. Akciğer maligniteleri de aynı klinikle karşımıza çıkabilmekte bu nedenle ayırıcı tanı da düşünülmesi gerekmektedir. Acil servisteki ilk değerlendirmede klinik ve laboratuar sonuçları Legionella pneumophila ile uyumlu olan olgu pnömoni ön tanısıyla yatırıldı. Ancak yapılan ileri tetkik ve sonuçlarla olguda malignite tespit edildi. Bu yazıda acilde sık karşılaşılan hiponatremi, karaciğer enzim artışı ve böbrek fonksiyon bozukluğu gibi durumlarda legionella ve malignitelerin akılda tutulması vurgulanmak istendiÖğe Mustafa Kemal üniversitesi tıp fakültesi yoğun bakım ünitesi’nde 2011 yılında sağlık hizmeti ile ilişkili infeksiyonların değerlendirilmesi(2012) Köksaldı Motor, Vicdan; Evirgen, Ömer; Yula, Erkan; Erden, Ersin Şükrü; Ocak, Sabahattin; Önlen, YusufBu çalışmada, hastanemiz yoğun bakım ünitesinde 2011 yılında gelişen sağlık hizmeti ile ilişkili infeksiyonların değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yoğun bakım ünitesinde hastaya dayalı, aktif, prospektif sürveyans yapılmıştır. Hastane infeksiyonu tanısında Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) tanı kriterleri kullanılmıştır. İzole edilen infeksiyon etkenleri konvansiyonel yöntemler ve VİTEK2 Compact (bioMérieux, Fransa) otomatize sistemle tanımlanmıştır. Antibiyotik duyarlılık testleri Klinik ve Laboratuvar Standartları Enstitüsü (CLSI) kriterlerine göre disk difüzyon yöntemi ile yapılmıştır. Çalışma boyunca yoğun bakım ünitesinde 415 hasta 3654 hasta günü izlenmiştir. Bu sürede 70 hastane infeksiyonu tanımlanmış, hastane infeksiyonu hızı % 16.9; hastane infeksiyonu insidans dansitesi binde 19.2 olarak hesaplanmıştır. Hastane infeksiyonu tanısı alan hastalardan 71 mikroorganizma izole edilmiş, bunların 36’sını Gram negatif bakteriler, 17’sini Gram pozitif bakteriler ve 18’ini kandida türleri oluşturmuştur. Tüm sağlık hizmeti ile ilişkili infeksiyonların yaklaşık yarısı kateter ilişkili üriner sistem infeksiyonu (% 47.1), % 35.7’si kan dolaşımı infeksiyonu ve % 17.1’i ventilatör ilişkili pnömoni olarak tespit edilmiştir. Sürveyans çalışmaları sonucu her merkezin mikroorganizma dağılımı ve direnç durumlarını belirleyerek bu doğrultuda akılcı antibiyotik kullanımına önem vermesi, dirençli mikroorganizmalarla mücadelede başarı sağlayacaktır.Öğe Obstrüktif uyku apne sendromu ile ortalama trombosit hacmi arasındaki ilişkinin incelenmesi(2013) Erden, Ersin Şükrü; Yengil Erhan; Tuncel, Ertan; Kayım Bilgiç, Hatice; Demirköse, Mesut; Motor, Sedat; Genç, SebahatAmaç: Obstrüktif uyku apne sendromu (OUAS) uyku sırasında tekrarlayan üst havayolu obstüksiyonu ve tekrarlayan aralıklı hipoksi ile karakterizedir ve aralıklı hipoksi ve inflamatuar aktivite artışı bu hastalıkta kardiyovasküler risk artışında rol oynamaktadır. OUAS önemli bir morbidite ve mortalite nedenidir ve en önemli komplikasyonları kardiyovasküler bozukluklardır. Ortalama trombosit hacmi (OTH) trombosit aktivasyonu ve fonksiyonunu gösteren bir belirteçtir ve artmış trombosit hacmi trombosit aktivite artışı ile ilişkilidir. İnflamasyon, hipoksi, vasküler hasar, tromboz ve ateroskleroz ile ilişkili farklı hastalıklar OTH ile ilişkili bulunmuştur. Bu çalışmada OUAS ile OTH arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. Yöntemler: Bu çalışmada cinsiyet ve yaş bakımından benzer 33 orta OUAS ve 34 ağır OUAS hastası ile 30 sağlıklı bireyin verileri retrospektif olarak değerlendirildi. Bulgular: Kontrol, orta ve ağır OUAS gruplarında OTH ortalaması sırasıyla; 7,83±1,00, 8,26±1,40 ve 8,94±1,20 (fL) bulundu ve ağır OUAS grubunda kontrol grubuna göre anlamlı yüksekti (p=0,001). Korelasyon analizinde; OTH ile apne-hipopne indeksi ve toplam uyku süresi arasında pozitif, trombosit sayısı ve minimum oksijen saturasyonu arasında negatif korelasyon bulundu (Sırasıyla, p=0,003 / R=0,295; p=0,030 / R=0,221; p=0,011 / R= -0,257; p=0,019 / R= -0,238). Sonuç: Bu çalışmada ağır OUAS ile OTH artışı ilişkili bulunmuştur ve bu çalışmanın sonuçları OUAS’ta trombosit aktivasyonunun arttığını göstermektedir. OUAS’ta gelişen hipoksi trombosit aktivasyonuna yol açarak OUAS’ta önemli morbidite ve mortalite nedeni olan kardiyovasküler hastalıkların gelişiminde bir rol oynayabilir.Öğe Tüberkülozun radyolojik manifestasyonları için yeni kavramlar(2011) Arıca, Vefik; Gunher Arıca, Seçil; Yolbaş, İlyas; Erden, Ersin Şükrü…