Yazar "Gündüz, Zühal" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Effects of waiting period before milking on orotic, uric and hippuric acid contents of milks from Shami and Kilis goats(Ankara Üniversitesi, 2018) Güler, Zehra; Keskin, Mahmut; Dursun, Ahmet; Gül, Sabri; Gündüz, Zühal; Önel, Süleyman ErcümentThe organic acids present in milk in varying quantities can reflect the health condition of the animals and the nutritional quality of milk. In rural areas, goats are maintained in pasture during whole day and milking is being started as soon as goats arrive to farm. However, it is not known whether milking during feeding as soon as goats return from pasture or after 1 hour-waiting have any effect on nitrogen-containing organic acids are the body metabolism products. Therefore, in this study we objected to determine the effects of 1 hour-waiting period before milking on orotic, uric and hippuric acids of milks from “Shami (Damascus)” and “Kilis” goat breeds during lactation period. The trial was carried out with 40 goats. The 20 goats from each breed were randomly separated to two groups at equal number. Control and experimental groups of the both breeds were milked during feeding as soon as goats return from pasture and after 1 hour-waiting following feeding, respectively. The milk samples taken with interval 30 days from May to October were used for organic acid analysis at a reverse phase high performance liquid chromatography. During lactation hippuric acid was the most abundant organic acid, followed by orotic and uric acids. Experimental group of Kilis goats had the highest level of hippuric acid. Orotic acid was higher in Shami goats than that in Kilis breed. Uric acid was the highest in control group of Shami breed. The 1 hour-waiting period before milking resulted in a significant decrease in uric acid. In general, orotic and uric acid decreased towards the end of lactation whereas hippuric acid markedly increased in the last 3 months of lactation. It was concluded that the 1 hour-waiting before milking after returning from pasture may be especially suggested to Shami goat raisers due to the low uric acid content of the milk.Öğe Eski ve modern tip DNA marker teknolojilerinin karşılaştırılması ve bunların hayvan ıslahı programlarına etkisi(2016) Gündüz, Zühal; Yılmaz, Onur; Cemal, İbrahim; Biçer, OsmanSon yıllarda, moleküler genetik teknolojiler hayvan ıslahı anlamında çiftlik hayvanlarının genetik yapısının tanımlanması için oldukça önemli avantajlar sağlamıştır. Özellikle gelişmiş ülkelerde bu yöntemler hayvan ıslahı çalışmalarında yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Çok fazla sayıda moleküler genetic işaretleyiciden bahsetmek mümkündür. Bu işaretleyiciler polimorfizm türü ve tarama tekniği gibi bir çok faktör dikkate alınarak sınıflandırılabilir. Eski tip moleküler genetik işaretleyiciler günümüzde yaygın olarak kullanılmasına rağmen bunlardan elde edilen moleküler bilgiler modern olanlara göre oldukça kısıtlıdır. Moleküler genetik alanda en önemli gelişmelerden olan ve modern genetik işaretleyici olarak bilinen SNP çip teknolojisi çiftlik hayvanlarında genomik damızlık değer tahminlerinin yapılmasına ve genomik seleksiyona olanak sağlamaktadır. Bu derlemede eski ve yeni tip moleküler işaretleyiciler karşılaştırılmış ve hayvan ıslahında kullanımları tartışılmıştır.Öğe Kahverengi ve siyah başlı İvesi koyunlarının verim özellikleri yönünden karşılaştırılması(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2019) Biçer, Osman; Keskin, Mahmut; Gül, Sabri; Gündüz, Zühal; Oflaz, Nida Zeynep; Behrem, SedatAims: The reproductive and milk yield characteristics of brown and black headed Awassi sheep were investigated in this study. Methods and Results: In this study, brown and black headed types of Awassi sheep were compared in terms of 150-day milk yield and some fertility characteristics. At the end of the study, 150 days milk yield, birth weight and weaning weight of Awassi sheep with brown head and black head were determined as 111.6 and 121.5 kg, 4.1 and 3.9 kg, 17.4 and 20.6 kg, respectively. Conclusions: There were statistically significant differences in lamb development and milk yield between two different varieties. Significance and Impact of the Study: Information presented in this study should be taken into account the variety for sheep breeding in the region.Öğe Kilis keçilerinde pou1f1, prlr, β-lg, gh gen polimorfizmleri ve süt verim özellikleri ile ilişkisi(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2020) Gündüz, Zühal; Bi̇çer, OsmanBu çalışmada Kilis keçilerinde POU1F1, PRLR, β-LG ve GH gen polimorfizmlerinin belirlenmesi ve genotipler ile laktasyon süt verimi, laktasyon süresi ve ortalama günlük süt verimleri arasındaki ilişkinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Çalışmanın hayvan materyalini T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen "Kilis Keçilerinin Halk Elinde Islahı" projesi kapsamında yetiştirilen dört farklı elit sürüdeki hayvanlar oluşturmuştur. Bu doğrultuda toplamda 227 baş dişi keçiden kan örneği alınmış ve PCR-RFLP yöntemi kullanılarak genotipler belirlenmiştir. POU1F1 intron 5, ekzon 6 ve 3' flanking bölgesinde AluI restriksiyon endonükleaz enzim kesimi sonucu T ve C allel frekansları sırasıyla %67.08 ve %32.92, TT, TC ve CC genotip frekansları ise %40.83, %52.50 ve %6.67; PRLR 3' UTR bölgesinde RsaI lokusu için C ve T allel frekansları sırasıyla %86.80 ve %13.20; CC, CT ve TT genotip frekansları ise %75.42, %22.35 ve %2.23; β-LG ekzon 7 ve 3' UTR bölgesinde SacII lokusu için A ve B allel frekansları sırasıyla %59.04 ve %40.96, AA, AB ve BB genotip frekansları ise %30.34, %57.86 ve %11.80; GH1 ekzon 2, intron 2 ve ekzon 3 bölgesinde HaeII lokusu için A ve B allel frekansları sırasıyla %55.08 ve %44.92, AA, AB, BB genotip frekansları ise %10.17 ve %89.83, %0.00; GH2 ekzon 4 bölgesinde HaeIII lokusu için C ve D allel frekansları sırasıyla %0.83 ve %99.17, CC, CD ve DD genotip frekanslarının ise %0.00, %1.66 ve %98.34 olduğu tespit edilmiştir. POU1F1, β-LG ve GH1 genleri için popülasyonun Hardy Weinberg dengesinden sapma gösterdiği (P<0.05, P<0.01, P<0.001), ancak PRLR lokusu bakımından popülasyon dengede olup, GH2 lokusunda homozigotluğun arttığı saptanmıştır. Laktasyon süt verimi üzerine POU1F1, PRLR ve β-LG gen bölgelerinde elde edilen genotipler arasındaki farklılığın önemli olduğu ve sırasıyla TC, TT ve AB genotiplerine sahip hayvanların süt verimlerinin diğer genotiplere göre yüksek olduğu tespit edilmiş (P<0.05, P≤0.05, P≤0.001) ancak GH1'in herhangi bir etkisinin olmadığı belirlenmiştir. Laktasyon süresi incelendiğinde ise POU1F1 lokusu üzerinde elde edilen genotipler arasındaki farklılığın önemli ve TC genotipine sahip hayvanların laktasyon süresinin diğer genotiplere göre uzun olduğu (P<0.05) ve PRLR, β-LG ve GH1 lokuslarının herhangi bir etkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Ortalama günlük süt verimleri incelendiğinde POU1F1, PRLR ve β-LG genleri için elde edilen genotipler arasındaki farklılık istatistiksel anlamda önemli ve TC, TT ve AB genotiplerine sahip hayvanların süt verimlerinin yüksek olduğu tespit edilmiş (P<0.05, P≤0.05, P≤0.001) ancak GH1 in herhangi bir etkisinin olmadığı belirlenmiştir. Yapılan bu çalışma ile Kilis keçi popülasyonlarında POU1F1, PRLR ve β-LG genlerinin çalışmada üzerinde durulan özellikler bakımından Markör Destekli Seleksiyon için kullanılabileceği sonucuna varılmıştır.Öğe Kilis koşullarında geleneksel koyun yetiştiriciliği sistemi içerisinde farklı dönemlerde doğan ivesi erkek ve dişi kuzuların gelişme ve besi performansı(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2014) Gündüz, Zühal; Biçer, OsmanBu çalışma, Kilis ilinde geleneksel koyun yetiştiriciliği sistemi içerisinde farklı dönemlerde doğan İvesi ırkı erkek ve dişi kuzuların gelişme ve besi performansını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Çalışmanın hayvan materyalini T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen "İvesi Koyunlarının Halk Elinde Islahı" projesi kapsamındaki yetiştiricilerden elde edilen toplam 48 baş erkek ve dişi kuzu oluşturmuştur. Deneme materyali kuzular 2 gruba ayrılmış olup, birinci dönem besi grubu (Ekim ayı itibari ile doğanlar) için 15 baş erkek, 15 baş dişi kuzu ve ikinci dönem besi grubu (Aralık ayı itibari ile doğanlar) için ise 9 baş erkek, 9 baş dişi kuzu kullanılmıştır. Denemede her iki dönemde de kuzular annelerini 60 gün emmişler ve bu süre sonunda sütten kesilmişlerdir. Sütten kesilen kuzular, bir haftalık alıştırma yemlemesinin ardından 10 hafta süre ile besiye alınmışlardır. Besideki kuzulara grup düzeyinde kesif yem ve kaba yem (birinci grup için mercimek samanı, ikinci grup için ise fiğ samanı) ad libitum verilmiştir. Besi başı ve besi sonu canlı ağırlıkları birinci ve ikinci dönem erkek kuzular için sırası ile 21.1 ± 0.30 kg ve 46.4 ± 0.46 kg, 20.5 ± 0.49 kg ve 39.8 ± 0.69 kg, dişi kuzular için ise yine aynı sıra ile 19.8 ± 0.29 kg ve 35.3 ± 0.46 kg, 19.3 ± 0.34 kg ve 32.4 ± 0.35 kg olarak tespit edilmiştir. Ortalama günlük canlı ağırlık artışı, ortalama günlük yem tüketimi ve yemden yararlanma katsayıları birinci ve ikinci dönem besi grubu erkek kuzular için sırası ile 361.4 ± 10.33 g, 1557 g, 4.43 kg ve 275.8 ± 11.49 g, 1729 g, 6.65 kg, dişi kuzular için aynı sıra ile 222.2 ± 8.05 g, 1214 g, 5.63 kg ve 187.7 ± 8.60 g, 1686 g, 9.31 kg olarak tespit edilmiştir. Çalışma sonunda birinci dönem kuzular ikinci döneme göre daha iyi performans göstermişlerdir.Öğe Yarı entansif koşullarda yetiştirilen Şam keçileri ile Kilis x kıl keçisi melez genotipinin süt ve döl verim özellikleri(2016) Keskin, Mahmut; Gül, Sabri; Can, Ersin; Gündüz, ZühalBu çalışmada, Şam keçileri ile KilisxKıl keçi melezi olan keçilerin, yarı entansif koşullarda, bazı döl ve süt verim özellikleri karşılaştırılmıştır. Çalışmada ayrıca Şam keçilerinin bölgede keçi sütü üretiminin artırılmasında alternatif bir ırk olabilirliği değerlendirilmiştir. Çalışmanın hayvan materyalini 20 baş Şam keçisi ve 20 baş KilisxKıl keçi melezi oluşturmuştur. Deneme keçileri, gün içerisinde aynı merada otlatılmışlardır. Keçilere, teke katımından bir ay önce başlayıp aşımlar bitinceye kadar ve doğumlardan 1,5 ay önce başlayıp laktasyon süresince, akşam mera dönüşü günlük 1 kg/baş kesif yem verilmiştir. Deneme sonunda Şam ve KilisxKıl melezlerinde tekiz doğum oranı %30 ve %50, ikiz doğum oranı %60 ve %50, üçüz doğum oranı %10 ve %0 olarak bulunmuştur. Çalışmada aynı genotip sırası ile doğum ağırlıkları 3.5±0.56 ve 3.5±0.65 kg, sütten kesim ağırlıkları 10.1±1.91 ve 10.1±1.73 kg, 90 günlük süt emme döneminden sonraki 180 günlük süt verimi 323.2±17.19 ve 298.6±17.10 litre olarak hesaplanmıştır. Sonuç olarak, Şam keçilerinin yarı entansif koşullarda KilisxKıl melezlerine göre daha fazla yavru ve daha fazla süt verdiği belirlenmiştir