Yazar "Güvenç, Mehmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Changes in oxidative stress parameters in ear-tagged calves in acute period(Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü, 2020) Cellat, Mustafa; Peker Akalın, Pınar; İşler, Cafer Tayer; Güvenç, Mehmet; Gökçek, İshak; Kazak, Filiz; Başpınar, NuriThis study aimed to investigate the effects of ear-tagging on blood malondialdehyde (MDA), reduced glutathione (rGSH), Vitamin C (Vit C) levels, and glutathione peroxidase (GPx) activity in the acute period. Ear-tagged (with polyurethane ear-tag) animals consisted of nine healthy Holstein calves (2-3 months old). Blood samples were taken just before ear-tagging (baseline), at the 20th min, on the 3rd day, and 8th day after the ear-tagging procedure. Six Holstein calves were involved the sham group. In ear-tagged animals, plasma MDA levels increased on the 3rd day compared to baseline values (p<0.01) and returned to baseline values on the 8th day, whereas no change was found in the sham group. In ear-tagged animals, plasma rGSH levels increased at the 20th min, 3rd day, and 8th day (p<0.001) in comparison to baseline values, which in the sham group, there was no change. In ear-tagged animals, erythrocyte rGSH levels on the 3rd and 8th days were higher compared to baseline and 20th min level (p<0.01). In the sham group, the 3rd and 8th day erythrocyte rGSH levels increased compared to baseline values (p<0.01). In ear-tagged animals, the 20th min, 3rd day, and 8th day erythrocyte GPx activities were lower than the baseline values (p<0.001), whereas in the sham group, no change was observed. While Vit C levels increased progressively in the sham group (p<0.05), this increase was not observed in the ear-tagged group. In conclusion, ear-tagging was found to cause oxidative stress and increase antioxidant requirement in calves.Öğe Diyabet oluşturulan ratların böbrek dokusunda oksidatif stres ve apoptozis üzerine perilil alkolün koruyucu etkileri(Fırat Üniversitesi, 2020) Yılmaz, Mehmet; Aksakal, Mesut; Güvenç, Mehmet; Arkalı, GözdeBu çalışmada diyabet oluşturulan ratların böbrek dokusunda oksidatif stres ve apoptozis üzerine perilil alkolün etkileri araştırılmıştır. Bu amaçla 40 adet rat eşit olarak rastgele 4 gruba ayrılmıştır. 1.Grup (kontrol), 2. Grup (Diyabet; STZ 50 mg/kg i.p, tek doz), 3. Grup (Perilil Alkol; Perilil Alkol 50 mg/kg/gün p.o, 7 gün), 4. Grup (Diyabet+Perilil Alkol; STZ 50 mg/kg i.p, tek doz+Perilil Alkol 50 mg/kg/gün, p.o 7 gün). Çalışma sonunda böbrek dokusu örneklerinde bazı biyokimyasal parametreler malondialdehit (MDA), glutatyon (GSH), glutatyon peroksidaz (GSH.Px), katalaz (CAT) ve apoptotik indeks markerları olan Bax ve Bcl-2 seviyeleri Western blot analizleri ile ölçülmüştür. Çalışma sonucunda diyabet oluşturulan grupta MDA seviyesi kontrol grubuna göre artmış (P<0.01); GSH seviyesi, GSH-Px ve CAT aktiviteleri ise azalmıştır (P<0.05). Diyabet grubuyla kıyaslandığında, Diyabet+Perilil Alkol grubunda MDA düzeyi azalmış (P<0.01); GSH, GSH-Px ve CAT aktiviteleri ise yükselmiştir (P<0.05). Bax protein düzeyleri Diyabet grubunda kontrol grubuna göre artış göstermiş; fakat Diyabet+Perilil Alkol grubunda azalmıştır (P<0.05). Bcl2 seviyesi ise Diyabet+Perilil Alkol grubunda artış göstermiştir (P<0.05). Bax/Bcl-2 oranı ise Diyabet grubunda artmış olmasına rağmen (P<0.05), Diyabet+Perilil Alkol grubunda azalmıştır. Sonuç olarak, perilil alkolün diyabetin erken döneminde oluşan oksidatif stresi azalttığı ve antioksidan etkinliği artırdığı, bununla birlikte apoptotik indeks göstergesi olan Bax/Bcl-2 oranını azalttığı tespit edilmiştir.Öğe Protective effects of pomegranate juice and cinnamon (Cinnamomum Zeylanicum) bark oil on carbon tetrachloride-ınduced chronic liver damage in rats(2017) Çeribaşı, Ali Osman; Güvenç, MehmetBu çalışma, Karbon tetra klorür (CCl4) ile kronik karaciğer hasarı oluşturulan ratlarda nar suyu (PJ) ve tarçın kabuk yağının (CBO) muhtemel koruyucu etkilerinin incelenmesi amacıyla yapıldı. Çalışma kontrol, PJ, CBO, CCl4, CCl4+PJ ve CCl4+CBO olmak üzere altı grup olarak gerçekleştirildi. Tüm uygulamalar gavaj yoluyla yapıldı. PJ, CBO ve CCl4 uygulama dozları sırasıyla 5 mL/kg/gün, 100 mg/kg/gün, 0.25 mg/kg/gün şeklinde ayarlandı. CCl4uygulamasıkaraciğer malondialdehit (MDA) düzeyinde ve apoptotik hücre indeksinde belirgin bir yükselmeye neden olurken, şiddetli karaciğer harabiyeti nedeniyle antioksidan belirteçlerin düzeylerinde de belirgin bir azalmaya neden oldu. CCl4 ile birlikte PJ ve CBO verilen gruplarda ise azalmış antioksidan belirteçlerde belirgin yükselme, artmış MDA düzeyleri, artmış apoptotik hücre indeksi ve safra kanal hiperplazisi, hidropik dejenerasyon ile periportal hücre infiltrasyonu dışında diğer tüm karaciğer lezyonlarının şiddetinde belirgin azalma tespit edildi. Sonuç olarak PJ ve CBO'nun ratlarda CCl4 ile oluşturulan karaciğer harabiyetini önlemek için etkili olduğu gösterilmiştir. PJ ve CBO'nun karaciğer koruyucu etkileri muhtemelen CCl4 ile oluşturulan karaciğerdeki oksidatif stresi engelleyerek apoptozis ve fibrogenezisi azaltmalarından kaynaklanmaktadır.Öğe Ratlarda Siklofosfamid ile Oluşturulan Anemi Modelinde Zeytin Yaprağı Ekstraktının Etkilerinin Araştırılması(2023) Güvenç, Mehmet; Etyemez, MuhammedSiklofosfamid (CP), kanser, multipl skleroz ve romatoid artrit gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan ve çeşitli organ hasarları, kemik iliği toksisitesi ve hematopoietik disfonksiyon gibi yan etkilere neden olduğu için kullanımı sınırlı olan bir ilaçtır. Bu çalışmada ratlarda siklofosfamid uygulamasının neden olduğu anemiye karşı zeytin yaprağı ekstraktının (ZYE) koruyucu etkilerinin araştırılması amaçlandı. Çalışma toplam 28 gün sürdü. Bu amaçla anemi modeli oluşturulan grupta 50 mg/kg dozda, haftada bir kez ve intramusküler olarak CP uygulaması yapıldı. Tedavi grubunda ise oral gavaj yöntemi ile 400 mg/kg dozda ZYE uygulaması yapıldı. Çalışma sonunda hematolojik analizlerde alyuvar (RBC), akyuvar (WBC), hemoglobin konsantrasyonu (HGB), hematokrit değer (HTC), ortalama alyuvar hemoglobini (MCH), ortalama alyuvar hacmi (MCV), eritrosit dağılım genişliği (RDW) gibi parametreler incelendi. Serum örneklerinde ise malondialdehid (MDA) ve redükte glutatyon (GSH) düzeyleri ile katalaz (CAT) ve glutatyon peroksidaz (GSH-Px) enzim aktiviteleri spektrofotometrik yöntemle analiz edildi. CP uygulamasının kan RBC (P<0.01), HGB (P<0.001) ve HTC (P<0.001) parametrelerinde istatistiki açıdan anlamlı azalmalara neden olduğu belirlendi. Ayrıca bu uygulamanın serum MDA (P<0.05) düzeyinde artışa, GSH (P<0.05) düzeyi ve CAT (P<0.05) ve GSH-Px (P<0.01) enzim aktivitelerinde azalmaya sebep olarak oksidatif stres oluşturduğu tespit edildi. Zeytin yaprağı ekstrakt tedavisinin ise CP’nin neden olduğu oksidatif hasarı önlediği, ayrıca RBC, HGB ve HTC değerlerindeki azalmanın önüne geçtiği ve anemiye karşı koruyucu etkiler gösterdiği belirlendi.Öğe Repeat breeder ineklerde oksidatif stres ve çeşitli biyokimyasal parametreler(2017) Cellat, Mustafa; Koldaş Ürer, Ece; Gökçek, İshak; Güvenç, MehmetBu çalışma, repeat breeder ineklerde oksidatif stres ve bazı biyokimyasal parametrelerdeki değişimleri araştırmak amacıyla yapılmıştır. Araştırmada 3-8 yaş arası 20 adet repeat breeder ve 20 adet kontrol grubu olarak döl verimi problemi olmayan toplam 40 adet Holştayn ırkı inek kullanılmıştır. Tüm hayvanlarda plazma malonaldehit (MDA), katalaz (CAT), glutasyon (GSH), glutatyon peroksidaz (GSH-Px), serum trigliserit, kolesterol, düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL), yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL), alkalen fosfataz (ALP), aspartat aminotransferaz (AST), düzeyleri belirlenmiştir. Araştırma sonucunda, MDA düzeylerinin repeat breeder grupta kontrol grubuna göre istatistiksel olarak (P<0.001) daha yüksek, GSH (P<0.01), GSH-Px (P<0.001) ve CAT (P<0.001) düzeylerinin ise daha düşük olduğu saptanmıştır. Ayrıca, trigliserit (P<0.05) ve LDL (P<0.01) düzeyleri repeat breeder grupta kontrol grubuna göre daha yüksek bulunurken, HDL düzeyi ise repeat breeder gruba göre daha yüksek (P<0.001) bulunmuştur. AST, ALT ve kolesterol düzeylerinde ise gruplar arası farklılık saptanmamıştır. Sonuç olarak repeat breeder ineklerde oksidatif stresin şekillendiği ve antioksidan enzim düzeylerinin düştüğü tespit edilmiş, lipit profilinin de gruplar arasında farklılık gösterdiği belirlenmiştir.Öğe Sıçanlarda asetik asit ile oluşturulmuş deneysel ülseratif kolitis modelinde Zingeron’un etkilerinin araştırılması(Fırat Üniversitesi, 2019) Güvenç, Mehmet; Kutlu, TuncerBu çalışmada asetik asit ile oluşturulmuş deneysel ülseratif kolitis modelinde zingeron’un etkileri araştırıldı. Bu amaçla her grupta 7 sıçan olacak şekilde 4 grupta çalışma yapıldı. Gruplar; kontrol (serum fizyolojik - intrarektal), kolitis (%3 asetik asit - intrarektal), sülfasalazin (50 mg/kg) + kolitis (%3 asetik asit - intrarektal) ve zingeron (20 mg/kg) + kolitis (%3 asetik asit - intrarektal) olacak şekilde oluşturuldu. Elde edilen verilere göre, kolitis oluşturulan grupta kontrol grubuna göre malondialdehit (MDA) seviyeleri artış göstermiş (P<0.01), redukte glutatyon (GSH) seviyeleri (P<0.05), glutatyon peroksidaz (GSH.Px) (P<0.05) ve katalaz (CAT) (P<0.001) aktiviteleri ise azalma göstermiştir. Bununla birlikte zingeron + kolitis grubunda ise kolitis grubuna göre, MDA seviyeleri azalmış (P<0.01), GSH seviyeleri (P<0.05) ve GSH.Px aktiviteleri (P<0.05) ise artış göstermiştir. Sülfasalazin ile kolitis uygulanan grupta ise sadece kolitis oluşturulan gruba göre MDA seviyeleri azalmış (P<0.01), GSH seviyeleri (P<0.05) ve GSH.Px (P<0.05) ve CAT (P<0.01) aktiviteleri ise artış göstermiştir. Histopatolojik analizlerde kolitis oluşturulan sıçanların kolonlarında yoğun epitel ve kript kaybı ile birlikte mukozadan serozaya uzanan nekroz ve diffuz yangısal hücre infiltrasyonu görüldü. Koruyucu amaçla kolitis ile birlikte zingeron ve sülfasalazin verilen gruplarda kolitis grubuna oranla daha hafif derecede mukoza ve submukozda sınırlı nekroz ve yangısal hücre infiltrasyonu dikkat çekti. Kontrol grubu dışındaki gruplarda farklı derecelerde eozinofil lökosit infiltrasyonu (eozinofilik kolitis) gözlendi. Sonuç olarak zingeron’un asetik asit ile oluşturulan deneysel ülseratif kolitis modelinde koruyucu etkilerinin olabileceği görülmüştür.