Yazar "Mavi, Kazım" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 17 / 17
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Alıç (Crataegus azarolus L.) tohumlarının çıkış oranları üzerine bazı uygulamaların etkileri(Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araşt. Enst., 2020) Çalışkan, Oğuzhan; Mavi, Kazım; Bayazıt, Safder; Kılıç, DeryaBu çalışma, Hatay’ın Belen ilçesinde yaygın olarak yetiştirilen Sarı Alıç genotipine ait tohumların çıkış oranları üzerine farklı uygulamaların etkisini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada 2017 ve 2018 yıllarından elde edilen endokarplı ve endokarpsız tohumlara iki katlama sıcaklığı (0℃ ve 4℃), farklı katlama sürelerinin (0, 1, 2, 3 ve 4 ay) ve endokarpsız tohumlara giberellik asit (3000 ppm) uygulamaları yapılmıştır. Uygulamalar sonrasında tohumlar doğrudan torf-perlit (3:1) karışımına ekilmiştir. Çalışma sonucunda, 2018 yılından elde edilen endokarpsız tohumlara doğrudan 3000 ppm giberellik asit uygulamasının en yüksek çıkış oranını (%60.00) verirken, en düşük çıkış oranının endokarplı tohumda olduğu (%5.00) belirlenmiştir. Katlama sıcaklıkları çöğürlerin çıkış oranlarını etkilemiş ve endokarpsız tohumlara 4℃’de 1 ay bekletme sonrasında 3000 ppm giberellik asit uygulamasından %53.33 oranında çıkış elde edilmiştir. Sonuç olarak, Sarı Alıç genotipinde, endokarpsız tohumlara doğrudan 3000 ppm giberellik asit uygulamasının en yüksek çıkış oranını verdiği belirlenmiştir.Öğe BAZI MELEZ SÜS BİBERLERİNİN ÇIKIŞ VE ERKEN FİDE DÖNEMİ ÖZELLİKLERİNİN EBEVEYN GENOTİPLERLE KARŞILAŞTIRILMASI(2022) Toprak, Seher; Özmen, Kübra; Faruk, Coşkun Ömer; Mavi, KazımBu çalışmada Antakya koşullarında bazı melez süs biberlerinin tohum çıkış performansları ve erken fide dönemi özelliklerinin ebeveyn genotipleri ile karşılaştırılması amaçlanmıştır. İncelenen özelliklerden fide çıkış oranı en yüksek MKÜ-128, MKÜ-124, 127×126(F?/1), 128×106 ve 106×124 (F?/1) genotiplerinde belirlenmiştir. Ortalama fide çıkış zamanı ebeveynlerden MKÜ-106 kodlu genotipte 12.56 gün ile en erken gerçekleşmiştir. Ortalama çıkış hızı (0.53) ve ortalama çıkış hızı kat sayısı (113.7) özellikleri de MKÜ-106 kodlu genotipte en yüksek bulunmuştur. Bitki boyu 106×124 (F?/2) melez bireylerinde 17.35 cm ile en yüksek belirlenirken, 6.66 cm ile 126×127 melez bireylerinde en kısa olarak belirlenmiştir. İlk çiçek tomurcuğu görünme zamanı 127×126 (F?/1) melez bireylerinde 45 gün, ilk çiçeklenme zamanı 127×126 (F?/1) melez bireylerinde 62 gün ve ilk meyve tutum zamanı 128×106 melez bireylerinde 66 gün olarak saptanmıştır. Klorofil içeriği 52.08 SPAD değeri ile 128×106 melez bireylerinde en yüksek değere sahip olmuştur. Bu sonuçlar ışığında süs biberlerinde bitki özelliklerine (çıkış ve erken fide dönemi özellikleri) ilişkin genetik kazanımların melezleme programları kullanılarak artırılabileceği öngörülmektedir.Öğe Çan biberinde (Capsicum baccatum var. pendulum) meyve olgunluk dönemleri ile tohum gelişimi ve kalitesi arasındaki İlişkilerin belirlenmesi(2016) Eken, Nazlı İlke; Mavi, KazımBu araştırma Çan biberinde (Capsicum baccatum var. pendulum) farklı meyve olgunluk dönemlerinde hasat edilen tohumların, tohum gelişimi ile tohum kalitesi arasındaki ilişkilerin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Biber meyveleri 2011 ve 2012 yılı vejetasyon döneminde (1) yeşil olum, (2) renk dönüşümü, (3) turuncu olum, (4) kırmızı olum ve (5) aşırı olum dönemlerinde hasat edilmiştir. Renk gelişim dönemlerine göre tohum nemi % 37.2-69.0 arasında değişmiş, en düşük tohum nemi birinci ve ikinci yılda sırasıyla % 37.2 ve % 39.0 olarak aşırı olum döneminde belirlenmiştir. Meyve gelişim dönemlerine göre çimlenme oranı % 0-94 arasında değişmiş; maksimum çimlenme oranı 2011 yılında % 94 iken 2012 yılında % 79 bulunmuştur. Ortalama çimlenme süresi ise 4 ila 13 gün arasında olmuştur. Her iki yıl için çıkış oranı % 1-97 arasında değişmiş; maksimum çıkış oranı 2011 yılında % 97 ve 2012 yılında % 76 olarak belirlenmiştir. Buna bağlı olarak ortalama çıkış süresi 7 ila 18 gün arasında değişmiştir. Çıkış sonrası fide boyu 3.0-5.7 cm arasında, fide yaş ağırlığı 122.75-255.0 mg ve fide kuru ağırlığı 8.75-33.66 mg arasında belirlenmiştir. Sonuç olarak, meyvenin olgunlaşması ile tohum kalite özelliklerinin arttığı ve tohum kalitesi açısından en uygun meyve hasat zamanının kırmızı olum dönemi olduğu belirlenmiştirÖğe Capsicum baccatum var. pendulum (cv. MKÜ-19) tohumlarında allelopatik materyaller ile uygulamaların çıkış ve fide kalitesine etkisi(Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araşt. Enst., 2020) Mavi, Kazım; Uzunoğlu, FulyaAllelopatik kimyasalların tohum uygulamalarındaki uyarıcı etkileri, engelleyici etkileri kadar önemlidir. Bu nedenle ferula (çakşır) bitkisinden elde edilen sakız (FER, 0.2 g sakız/L, 25℃, 24saat), mine çalısı (LAN, 4 g kurutulmuş petal/L, 25℃, 24 saat) ve kadife çiçeği (TAG, 4 g kurutulmuş petal/L, 25℃, 24 saat) bitkilerinin çiçeklerinden elde edilen demleme çaylarının MKÜ-19 (Capsicum baccatum var. pendulum) biber genotipi tohumlarında priming materyali olarak etkisi araştırılmıştır. Allelopatik materyallerin ekim öncesi etkisini belirleyebilmek için, uygulama yapılmış ve uygulama yapılmamış tohumlarda çıkış oranı (%), ortalama çıkış süresi (gün), çıkış indeksi, çıkış hız katsayısı (%), fide boyu (cm), fide yaş ağırlığı (mg) ve fide kuru ağırlıkları (mg) belirlenmiştir. Sonuçlar allelopatik bitki ekstraktları ile yapılan tohum uygulamalarının fide kalitesini arttırdığını göstermektedir. Allelopatik TAG uygulamasının kontrole göre fide boyunu 1.74 cm arttırdığı, fide yaş ağırlığını 161 mg arttırdığı ve fide kuru ağırlığını 15.3 mg arttırdığı tespit edilmiştir. FER ve LAN uygulamaları da kontrol tohumlarına göre fide performansında önemli etkilere sebep olmuşlardır. Ancak tohumların başlangıç kalitesinin yüksek olması nedeniyle çıkış oranı, ortalama çıkış süresi ve çıkış indeksinde uygulamaların etkisi düşük kalmıştır. Yine de sonuç olarak allelopatik materyallerle yapılan tohum uygulamaları ucuz, organik, çevre dostu, etkili ve basit uygulanabilir olmaları nedeniyle farklı genotiplerde de etkinliğinin belirlenmesi önerilebilir. Ayrıca bu materyallerin tohum ekiminde antifungal ve anti bakteriyel etkilerinin araştırılması, kullanımlarını da arttırabilir.Öğe Çarkıfelek (Passiflora spp L.) türlerinde çoğaltma teknolojisindeki gelişmeler(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi, 2020) Mavi, Kazım; Uzunoğlu, FulyaAims: This review has been prepared by using studies on propagation techniques of passionflower species which are thought to develop as an alternative plant species for our country. Methods and Results: In this review, different propagation methods and applications of passionflower species are given information by considering scientific and technological developments. Conclusions: Vegetative propagation methods and generative propagation methods have their advantages and disadvantages in passionflower species. Significance and Impact of the Study: As a result, this genus, which has a very rich species diversity and is used as food, ornamental plant and medicinal plant, depends on the successful reproduction of new demands for research and development activities. In this review, the propagation techniques of passionflower are explained in detail.Öğe Determination of the Efficiency of Moringa Leaf Extract Treatments on Seedling Vigor in Marigold(2023) Özmen, Kübra; Uzunoğlu, Fulya; Erğan, Emine; Mavi, KazımThe effect of different planting depths on emergence characteristics was investigated in this study carried out using seeds of Marigold (Tagetes patula) collected from nature. In addition, the most effective dose that can be used in priming treatments was tried to be determined by examining the effects of moringa leaf extract treatments applied at different doses in terms of emergence rate, emergence time, survival seedling rate, true leaf emergence time, emergence speed index, coefficient of velocity of emergence and vigor index values. After the T test, it was determined that different planting depth treatments created statistically significant differences especially in the survival seedling rate. It has been observed that the fact that the planting is exposed causes an increase in the survival seedlings rate. In addition, following hydropriming and moringa treatments, the highest seedling emergence rate at both planting depths was achieved with hydropriming and moringa leaf extract (4 g L-1) treatment. Moreover, moringa leaf extract (8 g L-1) treatments exhibited the earliest emergence compared to other treatments. All treatment groups were statistically different compared to the control group in terms of emergence speed index, coefficient of velocity of emergence and vigor index values in both planting depths, and HP and M3 treatments were the treatment groups that gave the best results. As a result of the study, it has been determined that surface sowing can be recommended in marigold cultivation and moringa treatments improve the emergence characteristics.Öğe Effect of priming on germination of Langenaria siceraria genotypes at low temperatures(2007) Kenanoğlu, Burcu Begüm; Demir, İbrahim; Mavi, Kazım; Yetişir, Halit; Keleş, DavutThis work was carried out to test whether germination of fifteen Lagenaria siceraria genotypes which were collected from western and southern parts of Turkey were improved by KNO3 and NaCl treatments. The experiment was conducted in two consecutive years, 2004 and 2005. Germination tests were performed at 15 0 C and 18 0 C. Results indicated that the effect of the treatments varied between the genotypes, temperatures and solutions that were used. KNO3 treatment was better and effective in larger number of lots than NaCl in both years. NaCl promoted germination in a few but inhibitive in large number of lots at both temperatures. As germination temperature was reduced, the positive effect of the KNO3 became greater. As a conclusion, priming treatments, specifically KNO3, appears to be promising in enhancing germination percentages of Lagenaria siceraria particularly at 15 0 C that is the prevailing temperature in rootstock production for grafted watermelon seedling in unheated glasshouse conditions in early spring.Öğe Effects of peg-induced drought stress on germination and seedling performance of bread wheat genotypes(Yüzüncü Yıl Üniversitesi, 2019) Bilgili, Didem; Atak, Mehmet; Mavi, KazımThis study was conducted to determine the response of some bread wheat genotypes to drought stress during germination and seedling growth stages. Two bread wheat cultivars (Karatopak and Sagittoria) and three advanced breeding lines (SERI.1B*2/3KAUZ*2BOW//KAUZ, 89N2090/WERAVER// SW91.4903 and STAR’S’KAUZ’S’s) were used as the seed material. Three different doses of Polyethylene Glycol (Control, -0.6 MPa and -1.2 MPa of PEG-6000) were used to generate drought stress in germination and seedling growth stages of bread wheat. Germination experiments were carried out in petri dishes placed into an incubator with 4 replications in completely randomized factorial design. Seedling emergence experiments were carried out in plastic containers filled with a mixture of sand and peat placed into a growth cabinet with 3 replications in factorial arrangement of CRD. Germination experiments showed that genotype, PEG and genotype x PEG interactions were significant for examined traits except for germination rate. In the seedling experiments, genotype, PEG and genotype x PEG interaction were significant for all parameters, except for mean emergence time. Generally, increased doses of PEG caused remarkable decreases in all examined traits, but increase in mean germination time and mean emergence time. As the PEG doses increased, genotypes responded differently with regard to examined traits in germination and seedling emergence of bread wheat genotypes. It can be concluded that PEG-6000 was useful agent to create drought stress in germination and seedling growth of bread wheat, but greater doses and osmotic potentials lower than -1.2 MPa could be applied to better determine the drought stress tolerance of bread wheat genotypes.Öğe Effects of pre-sowing treatments with allelopathic plant extracts on tree tomato (Solanum betaceum cav.) seedling emergence and performance(Universidad Nacional de Colombia, 2020) Mavi, Kazım; Uzunoğlu, FulyaSeeds of the tree tomato (Solanum betaceum Cav.) were treated with allelopathic plant extracts: ferula gum (FER, 0.2 g gum L-1, 25°C, 24 h), lantana petal extract (LAN, 4 g dried petal L-1, 25°C, 24 h) and marigold petal extract (TAG, 4 g dried petal L-1, 25°C, 24 h) along with an untreated control to determine the effect of these extracts on seedling emergence and performance. The pre-sowing inf luence of the allelopathic extracts (FER, LAN and TAG) on the emergence percentage (%), mean emergence time (days), emergence index, coefficient of velocity of emergence (%), seedling length (cm), seedling fresh weight (mg), seedling dry weight (mg), and stimulatory allelopathic index (%) was investigated in tree tomato seeds. The results revealed that pre-sowing treatment with the studied allelopathic plant extracts showed higher seedling emergence and performan-ce. The greatest advantage of the pre-sowing treatment was observed in the TAG treatment. Allelopathic TAG treatment resulted in 15% higher seedling emergence rates, 3.3 d faster mean emergence time, 153 mg heavier seedling weights, and higher emergence index compared to untreated seeds. In addi-tion, the effect of allelopathic FER and LAN treatments was better than the control. © 2020, Universidad Nacional de Colombia. All rights reserved.Öğe Farklı indol bütirik asit uygulamalarının çarkıfelek (Passiflora caerulea L.) türünde fidan kalitesi üzerine etkisi(2017) Uzunoğlu, Fulya; Mavi, KazımBu çalışma, Mustafa Kemal Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü Araştırma seralarında Eylül 2013-Aralık 2014 arasında yürütülmüştür. Çalışmada Passiflora caerulea türü kullanılmıştır. Araştırmada değişik dozlarda (0, 500, 1000, 2000 ve 3000 ppm) IBA uygulamalarının, çeliklerin köklenmesi ve fidan kalitesine etkisi incelenmiştir. 1 göz içerecek şekilde alınan çelikler kasalara dikilerek sisleme altında 30 ve 45 gün bekletilerek köklendirilmeye çalışılmıştır. Köklenen çelikler 9×9×9.5 cm ebatlarında sert saksılara dikilerek 45 gün bekletilmişlerdir. Her bir söküm zamanı ve doza ait fidanlarda fidan uzunluğu, fidan gövde kalınlığı, sürgün sayısı, sürgün uzunluğu gibi özellikler incelenmiştir. Fidan kalitesi açısından hormon dozları kesin bir sonuç vermemiştirÖğe Farklı ortamların Berberis thunbergii cv. ‘Atropurpurea’ türünde çelik köklenmesi üzerine etkileri(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2019) Melek Çağıl, Hacer; Uzunoğlu, Fulya; Mavi, KazımAmaç: Berberis thunbergii ‘Atropurpurea’ türüne ait çeliklerin farklı köklendirme ortamlarında köklenme durumlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem ve Bulgular: Çalışmada, köklendirme ortamı olarak perlit, kokopit, pomza, kayayünü, vermikulit ve torf kullanılmıştır. Bu ortamların çeliklerin öklenmesi üzerine olan etkisi incelenmiştir. Ocak ayında alınan çelikler farklı ortamların kullanıldığı kasalara dikilerek sisleme altında köklendirilmiştir. Çeliklerde köklenme oranı, köklenme durumu, kök sayısı, kök uzunluğu, kallus oranı, yaprak sayısı, sürgün uzunluğu, sürgün sayısı ve fidana dönüşüm oranı gibi özellikler incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, köklenme oranı ve kök özellikleri üzerine kullanılan ortamların etkili olduğu görülmüştür. Berberis thunbergii çeliklerinde en yüksek köklenme oranı (%65) pomza ortamında elde edilirken, torf ortamında köklenme meydana gelmemiştir. Genel Yorum: Çelikle çoğaltma da türün köklenmesi üzerine ortamın önemli etkisi olduğu belirlenmiştir. Çalışmanın Önemi ve Etkisi: Berberis thunbergii ‘Atropurpurea’ türünde farklı ortamların çelik köklenmesi üzerine etkisi konusunda dünyada bazı çalışmalar bulunmakla birlikte ülkemizde oldukça sınırlı sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu nedenle süs bitkisi sektöründe ihtiyaç duyulması durumunda, çelikle çoğaltma protokolüne katkıda bulunulmuştur.Öğe Kadife çiçeği ekstraktının su kabağı (Lagenaria Siceraria) genotiplerinin fide çıkış performanslarına etkisi(Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü, 2020) Mavi, KazımSon yıllarda bazı bitkisel organik ekstrakların tohum çimlenmesi ve fide kalitesine etkileri araştırılmaktadır. Bu çalışmada iki farklı su kabağı genotipinde Tagates patula türünün çiçeklerinden elde edilen ekstraktın (PAT, 10 g kurutulmuş petal/L, 25℃, 24 saat) çıkış ve fide kalitesine etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. PAT primingin ekim öncesi etkisini belirleyebilmek için, uygulama yapılmış ve uygulama yapılmamış tohumlarda çıkış oranı (%), normal fide çıkış oranı (%), ortalama çıkış süresi (saat), çıkış indeksi, çıkış hız katsayısı (%), fide gövde kalınlığı(mm), fide boyu (cm), fide yaş ağırlığı (mg) ve fide kuru ağırlıkları (mg) belirlenmiştir. Sonuçlar PAT priming uygulamalarının çıkış oranını arttırdığını, ortalama çıkış süresini kısalttığı ve fide kalitesini arttırdığını göstermektedir. PAT priming uygulamasının her iki genotipte de kontrole göre çıkış oranını %15 ve %21, çıkış indeksini 0.49 ve 1.15, çıkış hız katsayısını %0.41 ve %2.11, fide gövde kalınlığını 1.07 ve 1.31 mm, fide boyunu 2.88 ve 3.47 cm, fide yaş ağırlığını 774 ve 1046 mg, fide kuru ağırlığını ise 50 ve 74 mg arttırdığı tespit edilmiştir. Sonuç olarak kadife çiçeği extraktı ile yapılan tohum uygulamaları ucuz, organik, çevre dostu, etkili ve basit uygulanabilir olmaları nedeniyle su kabağı genotiplerinde etkin bir şekilde kullanılabileceği belirlenmiştir.Öğe Kavun türünde yaprak alanının matematiksel modeller ile tahminlenmesi(2020) Mavi, Kazım; Bozkurt, Sefer; Uzunoğlu, FulyaAmaç: Bitkilerin yaprak alanının belirlenmesindekullanılan basit, doğru ve bitkiye zarar vermeyenyöntemler, birçok deneysel karşılaştırmada önemli yertutmaktadır. Bu çalışmada serada yetiştirilen kavunbitkisinin farklı kalsiyum düzeyleri (0, 5, 10, 20 ve 30kg/da) ve farklı sulama suyu miktarları (I50, I75, ve I100)altında yaprak alan modellerinin geliştirilmesi ve bumodelden faydalanılarak bitkilere zarar vermedenyaprak alanlarının belirlenmesi amaçlanmıştır.Yöntem ve Bulgular: Bu amaçla her uygulamadan 30’ar adet yaprak toplanmış (toplam 1350 adet) ve buyaprakların en (W) ve boy (L) ölçümleri dijital kumpaslayapılırken, yaprak alanı (LA) ölçümleri dijital planimetreile yapılmıştır. Yaprak eni, yaprak boyu ve yaprak alanıdeğerleri arasındaki ilişkiler MS-Excel 2010 (MicrosoftInc.) yazılımı ile grafiksel olarak incelenmiştir. Yaprak eni,yaprak boyu ve yaprak alanı değerleri arasındakimatematiksel tahmin modelleri ise; Unscrambleryazılımında (Versiyon 9.7, Camo Software, Norway) MLR(Multiple Linear Regression) yöntemine göreoluşturulmuştur. Tahmin modelinin doğrulanması içinTam Çapraz Geçerlilik (Full Cross Validation) yöntemiuygulanmıştır. Modellerin karşılaştırılması amacıyla herbir model için Unscrambler yazılımından elde edilenRMSEP (Root Mean Square Error of Prediction) ve R2değerleri kullanılmıştır. Kısıtlı su uygulamalarınınortalama yaprak alanını azalttığı belirlenmiş ve bubağlamda en başarılı modelin; Yaprak Alanı (cm2) =0.3375 * (W2 + L2) - 0.3539 (RMSEP = 15.76 ve R2 = 0.97)olduğu belirlenmiştir.Genel Yorum: Oluşturulan matematiksel modelyardımıyla özellikle bitki gelişimi ile ilgili tüm tarımsalaraştırmalarda çok pahalı cihazlarla ve/veya bitkisökümü yapılarak gerçekleştirilebilen bitki yaprakalanları ve Yaprak Alan İndeksi (LAI) değerleri basitdoğrudan ölçümlerle belirlenebilecektir. Aynı zamandayetiştirme sezonu boyunca aynı yaprak üzerindeölçümlerin alınması da mümkün olabilecektir.Çalışmanın Önemi ve Etkisi: Bu çalışma ile bilgisayarayükleyebildiğimiz basit bir yazılım sayesinde kavundayaprak alan ölçümlerinin daha kısa sürede ve daha azhata ile sonuçlandırılması amaçlanmıştır. Elde edilenverilerle geliştirilen model yardımıyla kavun üzerindeyapılacak fizyolojik, morfolojik ve diğer çalışmalardakullanılan toplam yaprak alanının hesaplanmasındaözellikle araştırma yapan bilim insanlarına faydalıolacaktır. Bu çalışmadan yararlanılarak ve benzeryöntemlerle diğer bitkiler içinde model oluşturmakmümkün olacaktır.Öğe NANOPRİMİNG UYGULAMALARININ KAVUN (Cucumis melo L.) TOHUMLARINDA ÇIKIŞ VE FİDE KALİTESİNE ETKİSİ(2022) Özmen, Kübra; Toprak, Seher; Coşkun, Ömer Faruk; Şahin, Bünyamin; Mavi, KazımBitkisel üretimde geniş kullanım alanı bulan nanomateryallerin, priming uygulamalarındaki etkileri daha önceki çalışmalarda belirlenmiştir. Kavun (cv. Kırkağaç) tohumlarına, hidropriming, organik priming ajanı olarak Ferula elaeochytris sakız ekstraktı (0.2 g l?¹) ve Tagetes erecta taç yaprak ekstraktı (4 g l?¹), nanopriming ajanı olarak ZnO+CaNO? (0.002 g l?¹, 0.004 g l?¹ ve 0.01 g l?¹) ve ZnO+Ca?PO? (0.002 g l?¹, 0.004 g l?¹ ve 0.01 g l?¹) uygulamaları yapılmıştır. En yüksek çıkış oranı %97 ile hidropriming ve CaNO? (0.01 g l?¹) nanopriming uygulamalarından elde edilmiştir. Ortalama çıkış süresi ZnO+Ca?PO? (0.01 g l?¹) nanopriming uygulamasında 115 saat ile en kısa sürede tamamlanmıştır. Fide kalite parametrelerinden yaş ve kuru ağırlık içeriği (sırasıyla 14.48 mg, 2.01 mg) ZnO+CaNO? (0.01 g l?¹) nanopriming uygulamasında en yüksek bulunmuştur. En yüksek fide boyları hidropriming uygulamasında 55.60 mm ve ZnO+Ca?PO? (0.002 g l?¹) nanopriming uygulamasında 54.20 mm olarak belirlenmiştir. En yüksek klorofil içeriği 43.33 SPAD değeri ile ZnO+Ca?PO? (0.004 g l?¹) nanopriming uygulamasından elde edilmiştir. Yaprak boyu, yaprak eni ve yaprak alan değerleri Tagetes erecta organik priming uygulaması ve ZnO+CaNO? (0.004 g l?¹) nanopriming uygulamasında öne çıkmıştır. Tüm nanopriming uygulamaları kontrol grubuna kıyasla istatistiksel olarak önemli bulunmuş ve ekim öncesi tohum uygulamalarında kullanılabileceği belirlenmiştir (p<0.05).Öğe Soğuk testin karpuz tohum partilerinde güç testi olarak kullanılabilirliğinin belirlenmesi(2010) Mavi, Kazım; Demir, İbrahimBu çalışmada, karpuz tohum partilerinin sınıflandırılmasında ve stres koşullarında çıkış oranlarının tahmininde soğuk test tohum gücü testinin kullanılabilirliğinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla soğuk testin yanı sıra ilk sayım, kontrollü bozulma ve standart çimlendirme testleri yürütülmüştür. Standart çimlendirme testi tohum partilerinin sınıflandırılmasında mekanik ve tuz stres koşullarında çıkışın tahmininde başarısız bulunmuştur. İlk sayım ve kontrollü bozulma testleri ise hem tohum partilerinin sınıflandırılmasında hem de çıkış oranlarının tahmin edilmesinde daha başarılı testler olarak dikkat çekmişlerdir. Soğuk test ise karpuz türünde ilk defa kullanılmasına rağmen, mekanik stres (2005 r = 0.75*; 2006 r = 0.64*) çıkış oranlarının tahmininde her iki yılda da başarılı olarak ümitvar bir tohum gücü testi olmuştur.Öğe Tohum kalitesindeki farklılıkların patlıcan tohumlarının çimlenme, çıkış ve sonrası fide gelişimine etkisi üzerine bir araştırma(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2001) Mavi, Kazım; Sermenli, TamerÖZET TOHUM KALİTESİNDEKİ FARKLILIKLARIN PATLICAN TOHUMLARININ ÇİMLENME, ÇIKIŞ VE SONRASI FİDE GELİŞİMİNE ETKİSİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Bu araştırma Kemer ve Pala patlıcan (Solanum melongena L.) çeşitlerinde farklı dönemlerde hasat edilen tohumların tohum gelişimi sırasında nem, kuru madde, çimlenme, çıkış ve fide kuru ağırlığının saptanması ve buradan yola çıkılarak en uygun tohumluk hasat döneminin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. 1999 ve 2000 vejetasyon döneminde yürütülen çalışmada, arazi denemeleri her iki yılda da Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesinde, laboratuvar çalışmaları ise Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Tohum Bilimi laboratuvarında yapılmıştır. Denemede patlıcan meyveleri 1999 yılında çiçeklenmeden 20, 25, 30, 35, 40, 45, 50, 55 ve 60, 2000 yılında çiçeklenmeden 35, 38, 42, 45, 50, 55, 60, 70 ve 80 gün sonra hasat edilmiştir. Hasat edilen meyvelerden tohumlar fermantasyon yöntemiyle ayrılmış, yıkamadan sonra tohumlar 2 gün gölgede kurutulmuştur. 1999 yılında kütle olgunluğu (maksimum kuru madde) çiçeklenmeden 40 gün, 2000 yılında ise çiçeklenmeden 42 gün sonra meydana gelmiştir. Hasat dönemleri içinde en iyi tohum kalitesi çiçeklenmeden 50-70 gün sonraki hasatlardan elde edilmiştir. Erken (20-35 gün) ve geç (80 gün) hasatlarda tohum kalitesinde düşüşler gözlenmiştir. Ayrıca tohum nem içeriğinin de patlıcanda tohumluk hasat kriteri olarak kullanılabileceği belirlenmiştir. Tohum nem içeriği 1999 yılında % 92-45 arasında, 2000 yılında % 56-40 arasında değişmiştir. Tohum nem içeriğinin azalmasıyla çimlenme, çıkış ve tohum kuru madde miktarında artışlar meydana gelmiştir. Tohum nemi dikkate alındığında patlıcan tohumlarının nemi % 40 (çiçeklenmeden 55 gün sonra) seviyesine düştükten sonra hasat edilebilecekleri belirlenmiştir. 2001, 58 sayfaÖğe Turşu sanayisine uygun tatlı süs biberi çeşitlerinin geliştirilmesine yönelik melezleme ıslahı çalışmaları(2021) Fırat, Cihan; Karataş, Kerim; Arpacı, Bekir Bülent; Mavi, KazımAmaç: Bu çalışmanın amacı, tür içi ve türler arası melezleme yolu ile kapsaisinoid içermeyen tatlı turşuluk süs biberi hatları geliştirmektir.Yöntem ve Bulgular: Çalışmada yabancı orijinli iki süs biberi çeşidi Biquinho (Capsicum chinense Jacq. ) ve Santos Flame (Capsicum annuum L.) ile üç tatlı biber genotipinin (MKÜ-69, F66-SB ve CHF-1) kombinasyonu ile oluşturulan melez bahçesinden döl kontrollü teksel seleksiyon yöntemi ile acı olmayan, tek seferde tüketilebilecek boyutta, verimi yüksek, turşuluk süs biberi hatları geliştirilmiştir. Ebeveyn, melez ve geliştirilen biber hatlarının kapsaisin içerikleri Yüksek Basınçlı Sıvı Kromatografisi ile belirlenmiş ve Scoville Acılık Birimine (SHU) dönüştürülmüştür. Santos Flame çeşidinde acılık olmadığı ancak Biquinho çeşidinde duyusal olarak algılanamayacak kadar düşük düzeyde (396 SHU) acılığın var olduğu, F1 bitkilerinin meyvelerinde ise yüksek seviyede (15733 SHU) acılık oluştuğu tespit edilmiştir. Bu kombinasyondan elde edilen F3 bireylerinin meyvelerinde acılığı oluşturan karakterlerin devam etmesi sebebi ile generasyon ilerletilmemiştir. Santos Flame çeşidinin ana, MKÜ-69, F66-SB ve CHF-1 genotiplerinin ise baba olarak kullanıldığı kombinasyonlardan 4 adet F6 kademesinde turşuluk tatlı süs biberi hattı geliştirilmiştir. Geliştirilen 8 nolu açık tozlanan çeşit adayı 60 cm bitki boyu, 52.6 mm meyve boyu, 9.0 mm meyve eni, 2.16 g saplı meyve ağırlığı ve 1.91 g sapsız meyve ağırlığına sahiptir. Meyve sayısı 274 adet bitki-1 ve ortalama verimi 598 g bitki-1 olarak belirlenmiştir. 9 nolu çeşit adayı ise 70 cm bitki boyu, 36.5 mm meyve uzunluğu, 13.12 mm meyve genişliği, 2.88 g saplı meyve ağırlığı ve 2.59 g sapsız meyve ağırlığı özelliklerine sahiptir. Ortalama meyve sayısı 263 adet bitki-1 ve ortalama verimi 759 g bitki-1 ve 3581 kg da-1 dır. Genel Yorum: Türler arası melezlemelerde aktarılmak istenen karakter bakımından benzerlik gösteren ebeveynler genetik olarak birbirlerine uzak olmaları nedeni ile acılık karakteri dikkate alındığında generasyonlarda açılımlar meydana getirmektedir. Çalışmanın Önemi ve Etkisi: Çalışma sonucunda turşuluk acı biber çeşitlerine alternatif, acılık bileşenlerinin bulunmadığı tek seferde tüketilebilecek büyüklükte tatlı süs biberi hatları geliştirilmiştir.