Yazar "Söğüt, Sadık" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 11 / 11
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Diz osteoartritli hastalarda eklem sıvısında nitrik oksit değerleri ve süperoksit dismutaz enzim aktiviteleri(2007) Kalacı, Aydıner; Uz, Efkan; Aslan, Bahadır; Söğüt, Sadık; Özkan, Cenk; Yanat, Ahmet NedimAmaç: Diz osteoartritli (OA) hastaların eklem sıvısında nitrik oksit (NO) düzeyi ve süperoksit dismutaz (SOD) enzim aktivitesi araştırıldı. Hastalar ve yöntemler: Amerikan Romatoloji Birliği OA ölçütlerine uyan 36 hasta (31 kadın, 5 erkek; ort. yaş 63; dağılım 48-88) çalışmaya alındı. Hastaların diz grafileri Kellgren-Lawrence radyografik sınıflamasına göre derecelendirildi. Sinovyal sıvı örnekleri, OA nedeniyle diz protezi veya hiyaluronik asit enjeksiyonu yapılan hastalardan girişimden önce iğne aspirasyonuyla toplandı, daha sonra Eppendorf tüplerine aktarılarak -80 °C’de saklandı. Sinovyal sıvıdaki nitrit ve nitrat değerleri Griess reaksiyonuna dayalı spektrofotometrik yöntemle belirlendi. Toplam SOD aktivitesi de spektrofotometrik yöntemle ölçüldü. Sonuçlar, diz eklemleri klinik ve radyografik olarak normal bulunan, ancak nedeni bilinmeyen diz ağrısından dolayı artroskopi uygulanan 10 hastayla (6 kadın, 4 erkek; ort. yaş 49; dağılım 26-70) karşılaştırıldı. Bulgular: Osteoartritli hasta grubunda NO düzeyi kontrol grubuna göre anlamlı derecede yüksek, SOD aktivitesi düşük bulundu (p<0.001). Kellgren-Lawrence radyografik derecelendirme grupları arasında NO ve SOD değerleri açısından anlamlı fark yoktu (p>0.05). Sonuç: Bulgularımız NO’nun kıkırdak yıkım mediyatörü, SOD’nin ise antioksidan mediyatör olduğunu düşündürmektedir. Bu değerlerin klinik önemini aydınlatmak için daha kapsamlı çalışmalara ihtiyaç vardır.Öğe İntratrakeal bleomisin uygulanmış sıçan akciğer dokusunda metabolik enzim aktiviteleri üzerine E vitamini ve erdosteinin etkisi(2004) Söğüt, Sadık; Songur, Ahmet; Yılmaz, H. Ramazan; Iraz, Mustafa; Özyurt, HüseyinAmaç: Bu çalışmada deneysel olarak i.t. BLM uygulanması ile sıçan akciğerinde oluşturulan fibrozisde E vitamini (E vit) ve erdosteinin hekzokinaz (HK), glukoz-6-fosfat dehidrogenaz (G6PD), laktat dehidrogenaz (LDH) ve malat dehidrogenaz (MDH) enzim aktiviteleri üzerine etkilerinin araştırılması planlandı. Gereç ve Yöntem: Sıçanlar I. kontrol (n=8), II. BLM (i.t. tek doz, 7.5 ü/kg) (n=9), III. BLM + E vit (intra peritoneal, 10 mg/kg, 16 gün) (n=9), IV. BLM + erdostein (oral, 10 mg/kg, 16 gün) (n=10) şeklinde 4 gruba ayrıldı. Bulgular: Kontrol grubu ile BLM grubu karşılaştırıldığında, akciğer dokusu HK, G6PD, LDH ve MDH aktivitelerinde BLM grubunda önemli artış olduğu bulundu. BLM grubu ile BLM + E vit ve BLM + erdostein grupları karşılaştırıldığında bütün enzim aktivitelerinde kontrol grubuna yakın önemli bir azalma olduğu gözlendi.Sonuç: BLM diğer dokulara kıyasla çok fazla etkilediği akciğer dokusunda, glukozun girdiği ana metabolik yolların enzimlerini olumsuz yönde etkilediği, E vit ve erdosteinin çalışılan enzim aktiviteleri üzerine daha çok koruyucu yönde etki gösterdiği söylenebilir. Bununda muhtemel sebebinin, BLM'nin akciğer dokusu hasarı oluştururken serbest oksijen radikallerini oluşturması, buna karşılık uyguladığımız antioksidan karakterli E vit ve erdostein maddelerinin serbest radikal süpürücü etkileri ile kısmen hücre ve doku bütünlüğünü koruyarak stabilizasyon sağlaması olduğu söylenebilir.Öğe Oxidant and antioxidant status of plasma and erythrocyte in the bleomycin-administered rats: The protective role of erdosteine and vitamin E(2004) Armutçu, Ferah; Söğüt, Sadık; Gürel, Ahmet; Kart, Levent; Coşkun, ÖmerBleomisin toksisitesi, otokatalitik bir mekanizma ile hücresel membranların hasarına yol açan lipid peroksidasyonu ile ilişkilidir ve membran yıkımı toksik, reaktif metabolitlerin üretimi ve hücre ölümüne yol açabilir. Bu nedenle, bleomisin verilen ratlarda reaktif oksijen türleri üretimi, antioksidan enzim aktiviteleri ile erdosteine ve vitamin E'nin olası koruyucu etkilerini araştırdık. Otuzbeş Sprague-Dawley sıçan tedavi almayan kontrol, bleomisin, bleomisin + erdostein ve bleomisin + vitamin E grupları şeklinde rastgele dört gruba ayrıldı. Deney süresi sonunda plazma ve eritrositler elde edilerek tiyobarbitürik asit reaktif maddeler (TBARS) ve nitrik oksit (NO) düzeylerinin yanı sıra süperoksit dismutaz (SOD), katalaz (CAT) ve glutatyon peroksidaz (GSH-Px) aktiviteleri ölçüldü. Bleomisin verilmesi lipid peroksidasyonunun bir göstergesi olan TBARS ve NO düzeylerini artırırken SOD, CAT ve GSH-Px enzim aktivitelerini azaltarak kanda reaktif oksijen türleri artışı ile sonuçlandı. Erdostein ve vitamin E tedavisi, lipid peroksidasyonu artışını anlamlı olarak önlerken; tek başına erdostein, eritrosit ve plazmada SOD, CAT ve GSH-Px aktivitelerindeki azalmayı önledi. Buna göre erdosteinin bu çalışmada kullanılan dozlarda, antioksidan ve serbest radikal temizleyici özellikleriyle, BLM ile uyarılan hematotoksisite üzerine vitamin E'den daha etkili olduğu ileri sürülebilir. Bununla birlikte, uygun dozları bulmak ve konuyu aydınlatmak için erdosteinin farklı dozlarında daha ileri çalışmalar yapılması gerekmektedir.Öğe Plasma nesfatin-1 level may be associated with disease severity in patients with panic disorder(2010) Bez, Yasin; Arı, Mustafa; Öztürk, Oktay Hasan; Oktar, Süleyman; Can, Yeşim; Söğüt, SadıkObjective: We have compared the plasma levels of the recently discovered peptide hormone nesfatin-1 between patients with panic disorder (PD) and healthy control subjects. Method: The subjects in the patient group were selected from the patients who presented to the psychiatry outpatient clinic of a university hospital and were diagnosed with PD. Healthy subjects similar to the patient group in terms of age, gender, weight, and BMI constituted the control group in this study. The Panic-Agoraphobia Scale (PAS) was applied to all subjects in both groups. Blood samples were collected to measure plasma nesfatin-1 level by using ELISA method. Results: Mean plasma nesfatin-1 level (4.66 ± 2.39 ng/ml in patient group, 2.13 ± 1.52 ng/ml in control group) was higher in patients with PD than in the control group (p<0.001). A positive correlation between PAS scores and plasma nesfatin-1 levels was found in the patients with PD. Conclusion: There may be a relationship between disease severity and plasma nesfatin-1 levels in panic disorder patients. Future studies investigating this relationship are needed.Öğe Red blood cell oxidant /antioxidant status in patients with lung cancer and pneumonia(2004) Özyurt, Hüseyin; Gökbulut, İncilay; Özuğurlu, Fikret; Köksal, Nurhan; Söğüt, Sadık; Akyol, ÖmerBu çalışmanın amacı akciğer kanserli ve pnömonili hastaların eritrositlerinde bazı anti-oksidan enzimlerin aktivitesini ve nitrik oksit (NO) ile malondialdehit (MDA) seviyelerini araştırmaktır. Akciğer kanserli (n=15), pnömonili (n=12) ve kontrol için sağlıklı (n=14) kişilerin eritrositlerinde süperoksit dismutaz (SOD), katalaz (CAT) ve glutatyon peroksidaz (GSH-Px) enzim aktiviteleri ile MDA ve NO seviyeleri spektrofotometrik yöntemlerle ölçüldü. Akciğer kanserli hastaların eritrosit CAT ve GSH-Px aktiviteleri pnömoni ve kontrol grubu hastaları ile karşılaştırıldığında azalmış bulundu (p<0.0001). Pnömonili hastaların SOD enzim aktivitesi, kanserli hastalarınkine göre %18, kontrol hastalarınkine göre %15 artmış bulundu. Ancak bu artış istatistiksel olarak anlamlı değildi. Akciğer kanserli grupta, MDA ile SOD arasında (r=0.796, p<0.0001); NO ile SOD arasında (r=0.759, p<0.001); SOD ile CAT arasında (r=-0.543, p<0.037) istatistiksel olarak anlamlı korelasyon bulundu. Bu sonuçlar, akciğer kanserli hastaların eritrositlerinde antioksidan enzim aktivitelerinde yetmezlik olduğu fikrini vermektedir. Bu da oksidatif stres ve hücresel hasarın artışına neden olmaktadır. Kanseröz yapılardaki DNA değişiklikleri buna örnek verilebilir. Eritrositler akciğer kanserinde oksidan/antioksidan değişikliklerin göstergesi olabilir. Akciğer kanserli ve pnömonili hasta grupları arasında NO ile SOD ve MDA ile SOD arasında pozitif korelasyon bulunmuştur.Öğe Sisplatin nefrotoksisitesi oluşturulan sıçanların plazma glutatyon peroksidaz, süperoksit dismutaz, adenozin deaminaz aktiviteleri ve nitrik oksit seviyelerine ginkgo biloba ekstraktının etkileri(2004) Güleç, Mukaddes; Yılmaz, H. Ramazan; Iraz, Mustafa; Ağlamış, Seda; Söğüt, SadıkAmaç: Sisplatin (CDDP) geniş spekturumlu platin türevi bir antineoplastik ajandır. Kuvvetli nefrotoksisite riskinden dolayı tedavide kullanımı oldukça kısıtlıdır. CDDP’nin böbrek dokusunda yaptığı hasarın altında yatan mekanizma büyük oranda reaktif oksijen ürünleri (ROS)’ne bağlıdır. Ginkgo biloba ekstraktı (GBE)= Egb 761, birçok organ ve dokunun birbirinden farklı ama ortak olarak serbest radikallerin öncelikli rol oynadığı patolojilerinde kullanılmakta olup tedavide faydalı etkisi olduğu görülmüştür. Bu çalışma GBE’nin sisplatin nefrotoksisitesine karşı koruyucu etkisinin olup olmadığını tespit etmek amacıyla planlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada erkek Sprague Dawley sıçanlar (60 günlük) kullanıldı. Hayvanlar rastgele seçilerek 4 gruba ayrıldı: Kontrol grubu (n= 7), IP 7 mg/kg’dan tek doz CDDP (Cisplatin, Ebewe) uygulanan grup (n= 8), CDDP ile birlikte IP 10 mg/kg E-vit (Evigen-Aksu) verilen grup (n= 9), CDDP ile birlikte oral 100 mg/kg GBE uygulanan grup (n= 7). Deneysel işlemlerden 10 gün sonra hayvanların kanları alınarak uygulanan ajanların plazma oksidan/antioksidan sisteme olan etkileri araştırıldı. Bulgular: Veriler istatistiksel olarak incelendiğinde; CDDP alan sıçanların plazma glutatyon peroksidaz (GSH-Px) aktivitesinde azalma söz konusu iken, adenozin deaminaz (ADA) aktivitesinde ve nitrik oksit (NO) değerlerinde artışa rastlanmıştır. Plazma süperoksit dismutaz (SOD) aktivitesinde, gruplar arasında herhangi bir değişiklik olmamıştır. CDDP + E-vit verilmesi ile GSH-Px ve ADA aktivitelerinde kontrole yakın olmak üzere NO değerlerinde de bir düzelme gözlenmiştir. CDDP + GBE alan grubun GSH-Px aktiviteleri sadece CDDP alan gruba göre anlamlı derecede artmıştır (p< 0.014). GBE aynı zamanda CDDP ile artmış olan ADA ve NO değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı olmayan belirgin bir azalma sağlamıştır. Sonuç: Bu sonuçlara göre CDDP ile oluşturulan nefrotoksisitenin temelinde hücre savunma sisteminin bozulması söz kosudur. Antioksidan özelliği olan GBE, burada kısmen koruyucu bir etkinlik göstermiştir. CDDP nefrotoksisitesinde GBE’nin kesin tedavi edici bir ilaç olarak değerlendirilebilmesi için henüz çok erkendir. Bu nedenle farklı doz, farklı süre ve farklı denek sayılarıyla yeni çalışmaların yapılması uygun olacaktır.Öğe Sisplatinin böbrek metabolizması üzerine etkileri: Gingko biloba ekstraktının koruyuculuğu(2004) Yılmaz, H. Ramazan; Işık, Bünyamin; Güleç, Mukaddes; Söğüt, Sadık; Akyol, ÖmerBu çalışmada, etkili bir antitümör ajan olan sisplatinin sıçanlarda böbrek metabolizmasının bozulmasına neden olup olmadığı ve Ginkgo biloba ekstraktı (GBE) ile bu bozukluğun önlenip önlenemeyeceğinin araştırılması amaçlandı. Deney grupları; kontrol grubu, Sisplatin grubu ve Sisplatin+Ginkgo biloba ekstraktı (Sisplatin+GBE) grubu şeklinde düzenlendi. Sisplatin ve Sisplatin+GBE grubundaki sıçanlara çalışmanın 4. gününde bir defa 7 mg/kg sisplatin intraperitoneal (i.p.) olarak verildi. Sisplatin+GBE grubunda, sisplatin verilmeden üç gün önce ve 7 gün sonra, GBE 100 mg/kg dozunda disposibl enjektör ucuna takılan kanül yardımıyla doğrudan mideye verildi. Kontrol grubundaki sıçanlara salin solusyonu verildi. Sisplatin uygulamasından 7 gün sonra böbrek dokuları alınarak supernatanda hekzokinaz (HK), glukoz-6-fosfat dehidrogenaz (G6PD), laktat dehidrogenaz (LDH) ve malat dehidrogenaz (MDH) enzim aktiviteleri ölçüldü. Kontrol grubu ile sisplatin grubu karşılaştırıldığında HK, G6PD, LDH ve MDH aktivitelerinde anlamlı bir artma gözlendi. Sisplatin+GBE grubunda kontrol ve sisplatin gruplarına göre G6PD aktivitelerinde anlamlı bir artma gözlendi. Sisplatin+GBE grubunda sisplatin grubuna göre LDH aktivitesinde anlamlı bir azalma gözlendi. Kontrol grubu ile Sisplatin+GBE grubu karşılaştırıldığında HK aktivitesinde anlamlı bir artma bulundu. Sisplatinin böbrek hücrelerinin metabolizmasını değiştirerek hasarı hızlandırabileceği, GBE'nın ise bu hasara karşı koruyucu etki gösterebileceği sonucuna varıldı.Öğe Subakut ve subkronik formaldehide maruz bırakılmış sıçanların akciğer dokusunda CAT, SOD, ADA, XO aktiviteleri ile MDA ve NO düzeyleri(2004) Songur, Ahmet; Söğüt, Sadık; Özen, Oğuz Aslan; Yılmaz, H. Ramazan; Özyurt, HüseyinAmaç: Formaldehit (FA) irrite edici ve zehirli bir gazdır. Aldehit ailesinin en önemli üyesidir. FA anatomi, patoloji ve histoloji laboratuvarlarinda tahnit ve dezenfeksiyon işlemlerinde kullanılır. Bu çalışmada, subakut ve subkronik periyotlarda solunan FA'in akciğer dokusu enzim aktiviteleri ile MDA ve NO düzeylerine etkileri araştırılmıştır. Gereç ve yöntem: 60 adet erkek sıçan herbirinde 10 sıçan olmak üzere 6 gruba ayrıldı. Sıçanlar subakut (4 hafta) ve subkronik (13 hafta) olarak 0, 10 ve 20 ppm dozunda formaldehit gazına maruz bırakıldı Deneylerin sonunda sıçanlara eter anestezisi yapılarak dekapite edildi ve akciğer dokuları çıkarıldı. Homojenize edilerek biyokimyasal analizlerde kullanıldı. Bulgular: Akciğer dokusunda total SOD, CAT ADA, XO aktiviteleri ile MDA ve NO seviyeleri ölçüldü. Kontrol grubuna göre, subakut 10 ppm grubunda, SOD aktivitesinde anlamlı bir azalma saptandı. Subakut 20 ppm grubunda, CAT ve SOD aktivitelerinde belirgin bir azalma, MDA ve NOdüzeylerinde ise anlamlı bir artış vardı. Subkronik 10 ve 20 ppm gruplarında XO aktivitelerinde ve subkronik 20 ppm grubunda ise MDA ile NO seviyelerinde anlamlı artma tespit edildi. Sonuç: Sıçanların inhalasyon yoluyla formaldehite maruz bırakılması akciğerin enzimatik antioksidan sistemini olumsuz yönde etkilemektedir. MDA düzeylerinde ki artış, FA dozunun lipit peroksidasyonu üzerinde ve NO düzeylerindeki artış da, FA maruziyet süresinin oksidatif stres üzerinde etkili olduğunu düşündürmektedir.Öğe Sıçanlarda sisplatin ile oluşturulan nefrotoksisitede bazı metabolik enzim aktiviteleri ve bunlar üzerine E vitamininin etkileri(2004) Söğüt, Sadık; Yılmaz, H. Ramazan; Songür, Ahmet; Güleç, Mukaddes; Kotuk, Mahir; Ağlamış, SedaAmaç: Sisplatin insanlarda baş, boyun, akciğer, testis, ovaryum gibi bir çok solid tümörde etkili bir antitümör ilaç olarak kullanılmaktadır. Tedavi esnasında serbest oksijen radikalleri üreterek başta böbrek olmak üzere bir çok organda toksisiteye neden olduğu için doz kısıtlamasına gidilmektedir. E vitamini (E vit) serbest radikal süpürücü bir antioksidandır. Bu çalışmada sıçanlarda sisplatine bağlı akut renal yetmezlik modelinde E vitamininin koruyucu etkilerinin olup olmadığı araştırıldı. Gereç ve Yöntem: Sıçanlar 3 gruba ayrıldı; Grup-I (n=7), 3. gün serum fizyolojik intraperitoneal (i.p.) olarak uygulandı. Grup-II (n=8), 3. gün tek doz 7 mg/kg sisplatin i.p. olarak uygulandı. Grup-III (n=9), sisplatin+E vit, deney süresince (toplam 7 gün) her gün i.p. olarak E vit 10 mg/kg 1x1 dozunda ve 3. Günde 7 mg/kg sisplatin tek doz halinde i.p. olarak verildi. Sisplatin verilişinden 5 gün sonra sıçanların böbrekleri genel anestezi altında alındı. Doku homojenize edildi ve supernatant elde edildi. Süpernatantdan hekzokinaz (HK), glukoz-6-fosfat dehidrogenaz (G6PD), laktat dehidrogenaz (LDH) ve malat dehidrogenaz (MDH) aktiviteleri spektro-fotometrik olarak ölçüldü. Bulgular: Tek doz olarak verilen sisplatinin kontrol grubuna göre diğer iki grupta, MDH dışındaki diğer enzimlerin aktivitelerinde istatistiksel olarak anlamlı artışa neden olduğu görüldü. Sisplatin grubu ile sisplatin+E vit grubu karşılaştırıldığında, E vit uygulanmasının HK, G6PD enzim aktivitelerinde istatistiksel olarak artışa neden olurken MDH aktivitesinde azalmaya neden olduğu görüldü. Sisplatin uygulanan grupların böbrek dokusu LDH aktiviteleri arasında anlamlı bir değişme gözlenmedi. Sonuç: Sisplatinin böbrek dokusunda oluşturduğu hasar esnasında glikoliz ve pentoz fosfat metabolitik yollarının hasarı sınırlamak amacıyla aktive olduğu ve E vit'in bu durumu daha da artırmasıyla korumaya çalıştığı gözlendi. Bu sonuçlar sisplatinin istenmeyen yan etkilerinin daha etkili, ekonomik ve kolay uygulanabilir ilaçlarla önlenebileceği veya azaltılabileceği konusunda alternatifler bulmada yol gösterici olabilir.Öğe Sıçanlarda sisplatinle oluşturulan nefrotoksisitede metabolik enzim aktivitelerine kafeik asit fenetil ester'in etkisi(2004) Yılmaz, H. Ramazan; Söğüt, Sadık; Özyurt, Hüseyin; Iraz, Mustafa; Yıldırım, Zeki; Akyol, ÖmerAmaç: Daha önceden yaptığımız çalışmada sisplatin nefrotoksitesi üzerine kafeik asit fenetil ester'in (CAPE) koruyucu etkisi olduğu gösterilmiştir. Bu çalışmada, daha önceki çalışmamızda kullanılan sıçanların böbrek dokuları yeniden analiz adildi ve sisplatinin böbrek dokusunda hekzokinaz (HK), glukoz-6-fosfat dehidrogenaz (G6PD), laktat dehidrogenaz (LD1I) ve m a la t dehidrogenaz (MDH) enzim aktiviteleri üzerine etkisi ve buna CAPE'nin koruyucu etkisi araştırıldı. Metod: 22 adet sıçan üç gruba ayrıldı. Grup-I (n=6): sadece intraperitoneal izotonik NaCl; Grup-II (n=9): tek dozda 7 mg/kg sisplatin ve Grup-III (n=7): sisplatin uygulamasından 2 gün önce başlamak üzere CAPE lOfimol/kg 1x1 intraperitoneal yolla 7 gün verildi. Yedinci gün anestezi altında dekapite edilerek öldürülen sıçanların böbrek dokuları alındı. Böbrek dokusunda hekzokinaz (HK), glukoz-6-fosfat dehidrogenaz (G6PD), laktat dehidrogenaz (LDH) ve malat dehidrogenaz (MDH) aktiviteleri spektrofotometrik olarak ölçüldü. Bulgular: Sisplatin böbrek dokusunda HK ve G6PD aktivitelerinde kontrol grubuna göre anlamlı bir artmaya neden oldu (p<0.0001). CAPE grubunda HK artışı daha fazlaydı. CAPE, G6PD aktivitesindeki artmayı istatistiksel olarak anlamlı olmayan düzeyde azalttı (p>0.05). CAPE verilen sıçanlarda kontrol ve sisplatin grubuna göre LDH aktivitesinde anlamlı bir artma bulundu (Sırasıyla, p<0.0008, p<0.015). Sisplatin tek başına LDH aktivitesini etkilemedi (p>0.05). Üç grupta da MDH aktivitesi değişmedi (p>0.05). Sonuç: Sisplatinle hasarlanmış böbrek dokusunda, HK ve G6PD enzimi gibi karbonhidrat metabolizmasında rolü olan enzimlerin aktivitelerinin artabileceği gösterilmiştir.Öğe Üriner sistem infeksiyonlarında laboratuvar testlerinin tanı değerleri(2007) Özer, Burçin; Söğüt, Sadık; Duran, Nizam; Özer, Cahit; Kuvandık, Güven; Çetin, MeryemBu çalışmada üriner sistem infeksiyonu (ÜSİ) tanısında kullanılan laboratuvar testlerinin tanı değerlerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Üniversite hastanesinin çeşitli klinik ve polikliniklerinden gönderilen tam idrar tetkiki (TİT) ve kültürü istenen idrar örnekleri çalışmaya dahil edilmiştir. Santrifüj edilmemiş idrarın bir damlası Gram yöntemi ile boyanarak incelenmiştir. Kültürde 104 cfu/ml üreme olması ÜSİ için referans olarak alınmıştır. İdrarda glikoz, bilirubin, ürobilinojen, keton, dansite, pH, eritrosit, protein, nitrit, askorbik asit, lökosit miktarları strip kullanılarak saptanmıştır. İdrar sedimenti mikroskopta incelenmiştir. Kültür altın standart kabul edilerek testlerin duyarlılığı, seçiciliği, pozitif ve negatif prediktif değerleri hesaplanmıştır. Çalışmaya TİT ve idrar kültürü istenen %59.7'si kadın 575 hasta dahil edilmiştir. İdrarların %33.9'unda anlamlı üreme saptanmıstır. En sık izole edilen etkenler sırasıyla E. coli, Klebsiella, Staphylococcus, Enterococcus ve Streptococcus idi. Protein, nitrit, eritrosit, lökosit varlığı ve Gram boyamada lökosit ve bakteri görülmesiyle kültür arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmuştur (p<0,05). Gram boyamada bakteri ve lökosit saptanmasının duyarlılık ve seçiciliği sırasıyla %89.8, %86.4, %88.9 ve %87.2 bulunmuştur. Sedimentte lökosit, Gram boyamada lökosit ve bakteri, strip ile eritrosit, protein, nitrit ve lökosit varlığının saptanmasının negatif prediktif değerleri yüksek olarak saptanmıştır.