Yazar "Uzunoğlu, Fulya" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Capsicum baccatum var. pendulum (cv. MKÜ-19) tohumlarında allelopatik materyaller ile uygulamaların çıkış ve fide kalitesine etkisi(Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araşt. Enst., 2020) Mavi, Kazım; Uzunoğlu, FulyaAllelopatik kimyasalların tohum uygulamalarındaki uyarıcı etkileri, engelleyici etkileri kadar önemlidir. Bu nedenle ferula (çakşır) bitkisinden elde edilen sakız (FER, 0.2 g sakız/L, 25℃, 24saat), mine çalısı (LAN, 4 g kurutulmuş petal/L, 25℃, 24 saat) ve kadife çiçeği (TAG, 4 g kurutulmuş petal/L, 25℃, 24 saat) bitkilerinin çiçeklerinden elde edilen demleme çaylarının MKÜ-19 (Capsicum baccatum var. pendulum) biber genotipi tohumlarında priming materyali olarak etkisi araştırılmıştır. Allelopatik materyallerin ekim öncesi etkisini belirleyebilmek için, uygulama yapılmış ve uygulama yapılmamış tohumlarda çıkış oranı (%), ortalama çıkış süresi (gün), çıkış indeksi, çıkış hız katsayısı (%), fide boyu (cm), fide yaş ağırlığı (mg) ve fide kuru ağırlıkları (mg) belirlenmiştir. Sonuçlar allelopatik bitki ekstraktları ile yapılan tohum uygulamalarının fide kalitesini arttırdığını göstermektedir. Allelopatik TAG uygulamasının kontrole göre fide boyunu 1.74 cm arttırdığı, fide yaş ağırlığını 161 mg arttırdığı ve fide kuru ağırlığını 15.3 mg arttırdığı tespit edilmiştir. FER ve LAN uygulamaları da kontrol tohumlarına göre fide performansında önemli etkilere sebep olmuşlardır. Ancak tohumların başlangıç kalitesinin yüksek olması nedeniyle çıkış oranı, ortalama çıkış süresi ve çıkış indeksinde uygulamaların etkisi düşük kalmıştır. Yine de sonuç olarak allelopatik materyallerle yapılan tohum uygulamaları ucuz, organik, çevre dostu, etkili ve basit uygulanabilir olmaları nedeniyle farklı genotiplerde de etkinliğinin belirlenmesi önerilebilir. Ayrıca bu materyallerin tohum ekiminde antifungal ve anti bakteriyel etkilerinin araştırılması, kullanımlarını da arttırabilir.Öğe Çarkıfelek (Passiflora caerulea L.) türünde indol bütirik asit uygulamalarının çelik köklenmesi ve fidan kalitesi üzerine etkisi(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2015) Uzunoğlu, Fulya; Mavi, KazımBu çalışma, M.K.Ü. Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Araştırma seralarında Eylül 2013- Aralık 2014 arasında yürütülmüştür. Çalışmada Passiflora caerulea türü kullanılmıştır. Araştırmada değişik dozlarda (0, 500, 1000, 2000 ve 3000 ppm) IBA uygulamalarının, 2 farklı dikim zamanının (Şubat ve Ağustos)ve 2 farklı söküm zamanının (30 ve 45 günlük) çeliklerin köklenmesi ve fidan kalitesi üzerine olan etkisi incelenmiştir. Çelikler 1 göz içerecek şekilde alınmış, alınan çelikler kasalara dikilerek sisleme altında köklendirilmeye çalışılmıştır. Çeliklerde köklenme yüzdesi, köklenme durumu, kök sayısı, kök uzunluğu, kallus oluşturma oranı, yaprak sayısı, sürgün sayısı, sürgün uzunluğu gibi özelliklere bakılmıştır. Fidan kalitesinde ise fidan uzunluğu, fidan gövde kalınlığı, sürgün sayısı, sürgün uzunluğu ve çiçeklenme zamanı gibi özellikler incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre; köklenme yüzdesi, köklenme durumu, kök sayısı ve kök uzunluğu üzerine IBA uygulamalarının yanı sıra farklı dikim ve söküm zamanları da etkili bulunmuştur. Dikim zamanı açısından erken ilkbahar dönemi çeliklerin köklenmesinde ve fidanların gelişiminde önemli etkilerde bulunmuştur. Yaz sonu alınan çeliklerde yeterli köklenme sağlanamamıştır. Erken ilkbahar döneminde 3000 ppm IBA dozu her iki söküm zamanında da çeliklerin köklenme oranı, kök sayısı ve kök uzunluğunu arttırmıştır. İki farklı söküm zamanını karşılaştırıldığında ise genel olarak bütün özelliklerde en iyi sonuçlar 45 gün sonra sökülen çeliklerden elde edilmiştir. Fidan kalitesi açısından ise hormon dozları kesin bir sonuç vermemiştir. 2015, 50Öğe Çarkıfelek (Passiflora spp L.) türlerinde çoğaltma teknolojisindeki gelişmeler(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi, 2020) Mavi, Kazım; Uzunoğlu, FulyaAims: This review has been prepared by using studies on propagation techniques of passionflower species which are thought to develop as an alternative plant species for our country. Methods and Results: In this review, different propagation methods and applications of passionflower species are given information by considering scientific and technological developments. Conclusions: Vegetative propagation methods and generative propagation methods have their advantages and disadvantages in passionflower species. Significance and Impact of the Study: As a result, this genus, which has a very rich species diversity and is used as food, ornamental plant and medicinal plant, depends on the successful reproduction of new demands for research and development activities. In this review, the propagation techniques of passionflower are explained in detail.Öğe Determination of the Efficiency of Moringa Leaf Extract Treatments on Seedling Vigor in Marigold(2023) Özmen, Kübra; Uzunoğlu, Fulya; Erğan, Emine; Mavi, KazımThe effect of different planting depths on emergence characteristics was investigated in this study carried out using seeds of Marigold (Tagetes patula) collected from nature. In addition, the most effective dose that can be used in priming treatments was tried to be determined by examining the effects of moringa leaf extract treatments applied at different doses in terms of emergence rate, emergence time, survival seedling rate, true leaf emergence time, emergence speed index, coefficient of velocity of emergence and vigor index values. After the T test, it was determined that different planting depth treatments created statistically significant differences especially in the survival seedling rate. It has been observed that the fact that the planting is exposed causes an increase in the survival seedlings rate. In addition, following hydropriming and moringa treatments, the highest seedling emergence rate at both planting depths was achieved with hydropriming and moringa leaf extract (4 g L-1) treatment. Moreover, moringa leaf extract (8 g L-1) treatments exhibited the earliest emergence compared to other treatments. All treatment groups were statistically different compared to the control group in terms of emergence speed index, coefficient of velocity of emergence and vigor index values in both planting depths, and HP and M3 treatments were the treatment groups that gave the best results. As a result of the study, it has been determined that surface sowing can be recommended in marigold cultivation and moringa treatments improve the emergence characteristics.Öğe Doğu Akdeniz Bölgesi daphne türlerinin, morfolojik karakterizasyonları, süs bitkisi olarak kullanılabilecek tiplerin belirlenmesi ve çoğaltma tekniklerinin araştırılması(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2021) Uzunoğlu, Fulya; Mavi̇, KazımBu çalışma Doğu Akdeniz Bölgesi florasında yetişen ve çeşitlilik içeren Daphne türlerinin dağılımını belirlemek, belirlenen türlerde tür tespiti yapmak, seçilen türlere ait genotiplerin morfolojik olarak karakterizasyonlarını yapmak, tespiti yapılan türlerin polen morfolojilerini incelemek, seçilen bireylerin çoğaltma yöntemlerini ve süs bitkisi olarak değerlendirilmesini araştırmak amacıyla 2017-2020 yılları arasında yürütülmüştür. Çalışmanın ilk aşamasında Hatay, Adana, Osmaniye, Mersin, Kahramanmaraş illerine survey gezileri yapılarak dört Daphne türünün (Daphne sericea, Daphne oleoides subsp. oleoides, Daphne oleoides subsp. kurdica, Daphne gnioides) teşhisi yapılmış ve bu türlerde süs bitkisi olarak kullanılabilecek genotipler morfolojik olarak incelenmiştir. Yapılan morfolojik incelemelerde Hatay ilimizde ilk kez beyaz çiçekli D. sericea genotipine rastlanılmıştır. Çalışmada, bitki habitusunun D. sericea türünde çoğunlukla "dik çalı", D.oleoides türünde "yayvan çalı" ve D. gnioides türünde "yayvan ağaçsı" ve her üç türünde herdem yeşil olduğu saptanmıştır. D. sericea genotiplerinde bitki boyunun 52.00 cm ile 119.03 cm, yaprak alanın 1.82 cm2 ile 11.16 cm2, çiçek çapının 1.2 cm ile 1.97 cm, sürgündeki çiçek sayısının 3.0 ile 20.0 adet arasında; D.oleoides genotiplerinde bitki boyunun 15.00 cm ile 70.00 cm, yaprak alanının 0.14 cm2 ile 1.54 cm2, çiçek çapının 0.89 ile 1.88 cm, sürgündeki çiçek sayısının 4.0 ile 6.0 adet arasında ve D. gnioides genotiplerinde bitki boyunun 70.00 cm ile 290.00 cm, yaprak alanının 0.67 cm2 ile 1.54 cm2, çiçek çapının 0.46 cm ile 0.64 cm, sürgündeki çiçek sayısının 3.0 ile 4.0 adet arasında değiştiği saptanmıştır. Çiçeklenmenin D. sericea genotiplerinde 10 Ekim ile 25 Nisan arasında (ortalama 70 gün); D.oleoides genotiplerinde 10 Nisan ile 30 Ağustos arasında (ortalama 55 gün); ve D. gnioides genotiplerinde 20 Haziran ile 30 Kasım arasında (ortalama 60 gün) gerçekleştiği gözlenmiştir. D. sericea çiçeklerinin pembe renkli ve kokulu, D.oleoides çiçeklerinin beyaz renkli ve az kokulu ve Daphne gnioides çiçeklerinin beyaz renkli ve kokulu olduğu belirlenmiştir. Süs bitkisi olma özelliklerine göre belirlenen tartılı dercelendirme puanlamasına göre D. sericea türünden 9 genotip, D. oleoides türünden 14 genotip, D. gnioides türünden ise 5 genotip ümitvar olarak saptanmıştır. Çalışmada ayrıca Daphne türlerinin tohumla, çelikle ve doku kültürü ile çoğaltılabilme imkanları araştırılmıştır. Tohumla çoğaltmada en iyi sonuçlar genel olarak 90 gün soğukta katlama ile bekletilen tohumlarda belirlenmiştir. Çelikle çoğaltma da başarı elde edilememiştir. Doku kültürü çalışmalarında D. sericea türünde köklenebilen sağlıklı bitkicikler elde edilmiştir.Öğe Effects of pre-sowing treatments with allelopathic plant extracts on tree tomato (Solanum betaceum cav.) seedling emergence and performance(Universidad Nacional de Colombia, 2020) Mavi, Kazım; Uzunoğlu, FulyaSeeds of the tree tomato (Solanum betaceum Cav.) were treated with allelopathic plant extracts: ferula gum (FER, 0.2 g gum L-1, 25°C, 24 h), lantana petal extract (LAN, 4 g dried petal L-1, 25°C, 24 h) and marigold petal extract (TAG, 4 g dried petal L-1, 25°C, 24 h) along with an untreated control to determine the effect of these extracts on seedling emergence and performance. The pre-sowing inf luence of the allelopathic extracts (FER, LAN and TAG) on the emergence percentage (%), mean emergence time (days), emergence index, coefficient of velocity of emergence (%), seedling length (cm), seedling fresh weight (mg), seedling dry weight (mg), and stimulatory allelopathic index (%) was investigated in tree tomato seeds. The results revealed that pre-sowing treatment with the studied allelopathic plant extracts showed higher seedling emergence and performan-ce. The greatest advantage of the pre-sowing treatment was observed in the TAG treatment. Allelopathic TAG treatment resulted in 15% higher seedling emergence rates, 3.3 d faster mean emergence time, 153 mg heavier seedling weights, and higher emergence index compared to untreated seeds. In addi-tion, the effect of allelopathic FER and LAN treatments was better than the control. © 2020, Universidad Nacional de Colombia. All rights reserved.Öğe Farklı indol bütirik asit uygulamalarının çarkıfelek (Passiflora caerulea L.) türünde fidan kalitesi üzerine etkisi(2017) Uzunoğlu, Fulya; Mavi, KazımBu çalışma, Mustafa Kemal Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü Araştırma seralarında Eylül 2013-Aralık 2014 arasında yürütülmüştür. Çalışmada Passiflora caerulea türü kullanılmıştır. Araştırmada değişik dozlarda (0, 500, 1000, 2000 ve 3000 ppm) IBA uygulamalarının, çeliklerin köklenmesi ve fidan kalitesine etkisi incelenmiştir. 1 göz içerecek şekilde alınan çelikler kasalara dikilerek sisleme altında 30 ve 45 gün bekletilerek köklendirilmeye çalışılmıştır. Köklenen çelikler 9×9×9.5 cm ebatlarında sert saksılara dikilerek 45 gün bekletilmişlerdir. Her bir söküm zamanı ve doza ait fidanlarda fidan uzunluğu, fidan gövde kalınlığı, sürgün sayısı, sürgün uzunluğu gibi özellikler incelenmiştir. Fidan kalitesi açısından hormon dozları kesin bir sonuç vermemiştirÖğe Farklı ortamların Berberis thunbergii cv. ‘Atropurpurea’ türünde çelik köklenmesi üzerine etkileri(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2019) Melek Çağıl, Hacer; Uzunoğlu, Fulya; Mavi, KazımAmaç: Berberis thunbergii ‘Atropurpurea’ türüne ait çeliklerin farklı köklendirme ortamlarında köklenme durumlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem ve Bulgular: Çalışmada, köklendirme ortamı olarak perlit, kokopit, pomza, kayayünü, vermikulit ve torf kullanılmıştır. Bu ortamların çeliklerin öklenmesi üzerine olan etkisi incelenmiştir. Ocak ayında alınan çelikler farklı ortamların kullanıldığı kasalara dikilerek sisleme altında köklendirilmiştir. Çeliklerde köklenme oranı, köklenme durumu, kök sayısı, kök uzunluğu, kallus oranı, yaprak sayısı, sürgün uzunluğu, sürgün sayısı ve fidana dönüşüm oranı gibi özellikler incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, köklenme oranı ve kök özellikleri üzerine kullanılan ortamların etkili olduğu görülmüştür. Berberis thunbergii çeliklerinde en yüksek köklenme oranı (%65) pomza ortamında elde edilirken, torf ortamında köklenme meydana gelmemiştir. Genel Yorum: Çelikle çoğaltma da türün köklenmesi üzerine ortamın önemli etkisi olduğu belirlenmiştir. Çalışmanın Önemi ve Etkisi: Berberis thunbergii ‘Atropurpurea’ türünde farklı ortamların çelik köklenmesi üzerine etkisi konusunda dünyada bazı çalışmalar bulunmakla birlikte ülkemizde oldukça sınırlı sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu nedenle süs bitkisi sektöründe ihtiyaç duyulması durumunda, çelikle çoğaltma protokolüne katkıda bulunulmuştur.Öğe Kavun türünde yaprak alanının matematiksel modeller ile tahminlenmesi(2020) Mavi, Kazım; Bozkurt, Sefer; Uzunoğlu, FulyaAmaç: Bitkilerin yaprak alanının belirlenmesindekullanılan basit, doğru ve bitkiye zarar vermeyenyöntemler, birçok deneysel karşılaştırmada önemli yertutmaktadır. Bu çalışmada serada yetiştirilen kavunbitkisinin farklı kalsiyum düzeyleri (0, 5, 10, 20 ve 30kg/da) ve farklı sulama suyu miktarları (I50, I75, ve I100)altında yaprak alan modellerinin geliştirilmesi ve bumodelden faydalanılarak bitkilere zarar vermedenyaprak alanlarının belirlenmesi amaçlanmıştır.Yöntem ve Bulgular: Bu amaçla her uygulamadan 30’ar adet yaprak toplanmış (toplam 1350 adet) ve buyaprakların en (W) ve boy (L) ölçümleri dijital kumpaslayapılırken, yaprak alanı (LA) ölçümleri dijital planimetreile yapılmıştır. Yaprak eni, yaprak boyu ve yaprak alanıdeğerleri arasındaki ilişkiler MS-Excel 2010 (MicrosoftInc.) yazılımı ile grafiksel olarak incelenmiştir. Yaprak eni,yaprak boyu ve yaprak alanı değerleri arasındakimatematiksel tahmin modelleri ise; Unscrambleryazılımında (Versiyon 9.7, Camo Software, Norway) MLR(Multiple Linear Regression) yöntemine göreoluşturulmuştur. Tahmin modelinin doğrulanması içinTam Çapraz Geçerlilik (Full Cross Validation) yöntemiuygulanmıştır. Modellerin karşılaştırılması amacıyla herbir model için Unscrambler yazılımından elde edilenRMSEP (Root Mean Square Error of Prediction) ve R2değerleri kullanılmıştır. Kısıtlı su uygulamalarınınortalama yaprak alanını azalttığı belirlenmiş ve bubağlamda en başarılı modelin; Yaprak Alanı (cm2) =0.3375 * (W2 + L2) - 0.3539 (RMSEP = 15.76 ve R2 = 0.97)olduğu belirlenmiştir.Genel Yorum: Oluşturulan matematiksel modelyardımıyla özellikle bitki gelişimi ile ilgili tüm tarımsalaraştırmalarda çok pahalı cihazlarla ve/veya bitkisökümü yapılarak gerçekleştirilebilen bitki yaprakalanları ve Yaprak Alan İndeksi (LAI) değerleri basitdoğrudan ölçümlerle belirlenebilecektir. Aynı zamandayetiştirme sezonu boyunca aynı yaprak üzerindeölçümlerin alınması da mümkün olabilecektir.Çalışmanın Önemi ve Etkisi: Bu çalışma ile bilgisayarayükleyebildiğimiz basit bir yazılım sayesinde kavundayaprak alan ölçümlerinin daha kısa sürede ve daha azhata ile sonuçlandırılması amaçlanmıştır. Elde edilenverilerle geliştirilen model yardımıyla kavun üzerindeyapılacak fizyolojik, morfolojik ve diğer çalışmalardakullanılan toplam yaprak alanının hesaplanmasındaözellikle araştırma yapan bilim insanlarına faydalıolacaktır. Bu çalışmadan yararlanılarak ve benzeryöntemlerle diğer bitkiler içinde model oluşturmakmümkün olacaktır.Öğe Safari Sunset ve Gold Strike protea çeşitlerinin çiçek kalitesi ile vazo ömrü üzerine uç alma ve üre uygulamalarının etkileri(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2019) Avcı, Ferhat; Çalışkan, Oğuzhan; Uzunoğlu, FulyaAmaç: Bu çalışma, Safari Sunset ve Gold Strike protea çeşitlerinin çiçek kalitesi ve vazo ömrü üzerine uç alma ve üre uygulamalarının etkilerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Yöntem ve Bulgular: Çalışmada, protea çeşitlerinde sürgün uzunlukları 15 cm, 20 cm ve 25 cm uzunluğa geldiğinde sürgün ucundan 3 cm’lik yumuşak uç alma yapılmıştır. Ayrıca, yapraktan %0.5 ve %1’lik üre uygulamaları gerçekleştirilmiştir. Bu uygulamaların, protea çeşitlerinin çiçek kalitesine, gonca iriliğine, çiçek rengine ve vazo ömrüne etkileri incelenmiştir. Gold Strike çeşidi en yüksek çiçek kalitesine, 2. ve 3. sınıf, UA1xÜ1 (sırasıyla, %33.33 ve 40.74) ve UA1xÜ2 (sırasıyla, %51.85 ve %51.84) uygulamalarında sahip olmuştur. Safari Sunset çeşidinde 1. kalite sınıf çiçekler en fazla UA3xÜ2 ve UA1xÜ2 uygulamalarından (sırasıyla %50.00 ve %45.45) elde edilmiştir. Her iki çeşitte de, vazo ömrünün UA1xÜ1 ve UA1xÜ2 uygulamalarında (sırasıyla, 18.2 gün ve 16.0 gün) kontrole göre (13.3 gün) daha uzun olduğu tespit edilmiştir. Genel Yorum: Çalışma sonucunda, proteaların çiçek kalitesi ve vazo ömrünün çeşidin genetik yapısı başta olmak üzere uç alma (UA) ve üre (Ü) uygulamaları tarafından farklı düzeylerde etkilendiği saptanmıştır. Çalışmanın Önemi ve Etkisi: Sonuç olarak, protea çeşitlerinde, kaliteli çiçek elde etmek amacıyla hem uç almanın hem de üre uygulamalarının faydalı olacağı söylenebilir.