Yazar "Yel, Servet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çocuk yoğun bakım ünitesine yatan hastaların değerlendirilmesi(2011) Tutanç, Murat; Arıca, Vefik; Başarslan, Fatmagül; Karcıoğlu, Murat; Yel, Servet; Kaplan, Metin; Arıca, Seçil; Karakuş, Ali; Haspolat, Kenan; Boşnak, MehmetAmaç: Çocuk yoğun bakım ünitesine (ÇYBÜ) yatırılan hastaların tanısı, cinsiyeti, yatış süresi, hangi aylarda yattığı ve sonlanımı incelendi. Yöntem: Bu çalışmada Kasım 2002 - Şubat 2005 tarihleri arasında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çocuk Yoğun Bakım Ünitesine yatırılarak takip edilen 698 hasta değerlendirildi. Bulgular: Hastaların 95’i(%13.6) akciğer enfeksiyonu, 84’ü(%12) sepsis, 70’i(%10) zehirlenme, 49’u(%7) merkezi sinir sistemi enfeksiyonu, 44’ü(%6.3) status epileptikus, 28’i(%4) hepatik koma, 27’si(%3.9) yılan ısırması, 24’ü(%3.4) akrep sokması, 18’i(%2.6) travma, 17’si(%2.4) intrakranyal kanama, 15’i(%2.1) meningokoksemi, 12’si(%1.7) suda boğulma, 8’i(%1.14) elektrik çarpması, 7’si(%1) malignensi tanıları ile yatmıştı. Ocak (%10.7) ve Haziran (%10.4) aylarında daha fazla yatış görülürken, en az yatış Ekim (%5.7) ayında gözlendi. Kız hasta sayısı 300(%42.8), erkek hasta sayısı 398(%57.2) idi. Yatış süreleri ortalama 5.3±6.1 gün idi. Hastaların 363’ü(%51.8) durumu stabil edildikten sonra diğer servislere transfer edildi, 86’sı(%12.3) yoğun bakım ünitesinden taburcu edildi, 8’i(%1.14) ileri merkeze sevk edildi, 238’i(%34.4) ise öldü. Sonuç: Bu çalışmada akciğer enfeksiyonu ve bu nedenle solunum desteğinin yoğun bakım ünitesinde en sık karşılaşılan durum olduğu, çocukluk çağı zehirlenmeleri, travma, suda boğulma, elektrik çarpması gibi önlem alınabilecek hastalıkların yatışlarda önemli bir yer tuttuğu vurgulanmak istendi.Öğe Evaluation of cases with diabetic ketoacidosis monitorized in intensive care units(Dr Behcet Uz Cocuk Hastaliklari Ve Cerrahisi, 2011) Tutanc, Murat; Celik, Tanju; Basarslan, Fatmagul; Gunes, Ali; Konca, Capan; Yel, Servet; Bosnak, MehmetObjective: In this study, we have investigated the demographic and clinical characteristics of pediatric cases with diabetic - ketoacidosis (DKA) followed-up in intensive care units. Methods: This is a retrospective analysis of all patients' files with respect to their demographic factors as gender, complaints, age and clinical features. Mann Whitney U and chi-square statistical tests were performed. Results: The study group consists 16 female and 9 male children with a mean age of 9.9 +/- 3.7 years. The most frequent complaints of the cases were dyspnea, polydipsia, weight loss and polyuria in decreasing order of frequency. They admitted to the hospital because of respiratory distress, tachypnea tachycardia and acidosis. They treated by DKA protocol in the intensive care unit. We normalized Glasgow Coma Scores (GKS) in 12 +/- 5, blood sugar levels in 14 +/- 7, and blood gas levels in 14 +/- 7 hours. Any complication had not developed and the patients under glycemic control were discharged from the hospital with recommendations for outpatient follow-up. Conclusion: DKA cases could be treated rapidly and successfully thanks to accurate and rapid diagnosis followed by strict monitorization protocol. In conclusion we wanted to emphasize that monitorization of patients with DKA should be performed in pediatric intensive care units.Öğe Evaluation of patients hospitalized in pediatric intensive care unit(Duzce University Medical School, 2011) Tutanç, Murat; Arica, Vefik; Başarslan, Fatmagül; Karcio?lu, Murat; Yel, Servet; Kaplan, Metin; Arica, SeçilObjective: The patients hospitalized in Pediatric Intensive Care Unit (PICU) were evaluated for the diagnosis, gender, length of stay, months at which they were hospitalized and discharged. Method: In this study, 698 patients hospitalized and followed-up in the Pediatric Intensive Care Unit of Pediatric Health and Diseases of Dicle University Faculty of Medicine between dates of November 2002 - February 2005 were evaluated. Results: 95 (13.6%) of patients were hospitalized with the diagnosis of pulmonary infection, 84 of those (%12) with sepsis, 70 (10%) with poisoning, 49 (7%) with infection of central nerve system, 44 (6.3%) with status epilepticus, 28 (4%) with hepatic coma, 27 (3.9%) with snakebite, 24 (3.4%) with scorpion bite, 18 (2.6%) with trauma, 17 (2.4%) with intracranial bleeding, 15 (2.1%) with meningococcemia, 12 (1.7%) with drowning, 8 (1.14%) with electric shock, and 7 of patients (1%) with malignancy. While most frequent hospitalization was recorded in January (10.7%) and June (10.4%), the least frequent hospitalization was observed in October (5.7%). Number of female patients was 300 (42.8%), whereas number of male patients was 398 (57.2%). Mean length of stay was 5.3±6.1 days. 363 (51.8%) of patients were transferred to other services after their general condition had been stabilized, 86 (12.3%) of patients were discharged from the intensive care unit, 8 (1.14%) of patients were referred to an advanced center, and 238 (34.4%) of patients died. Conclusion: In this study, it is intended to highlight the fact that the pulmonary infection and thus the respiratory support are the most frequently recorded conditions in the intensive care unit and that preventable diseases such as poisoning in childhood, trauma, drowning, and electric shock take an important place in hospitalization. © 2011 Düzce Medical Journal.Öğe Pamidronat infüzyonu ile tedavi edilen D vitamini zehirlenmesi(2012) Tutanç, Murat; Yel, Servet; Gözü, Ayfer; Ece, Aydın; Boşnak, MehmetD vitamini intoksikasyonunun akut olarak hiperkalsemi, dehidratasyon, nörolojik bozukluk, kronik olarak da hiperkalsüri/nefrokalsinozis gibi ciddi sonuçları vardır. Daha önce sağlıklı olan, bilinçsiz bir aşırı doz D vitamini takviyesi ile tedaviye dirençli hiperkalsemili 6 aylık erkek bebek olgusu sunuldu. Kısa süreli intravenöz infüzyon pamidronat tedavisi uygulanarak komplikasyon olmaksızın serum kalsiyum düzeyleri düzeltildi. D vitamini intoksikasyonundan ve komplikasyonlarından kaçınılması için D vitamini dozu dikkatli hesaplanmalıdır. Ayrıca, çocuklar için zararlı olabilecek ilaçların reçetesiz satılmasını engelleyecek önlemler alınmalıdır.Öğe Yoğun bakımda takip edilen diyabetik ketoasidoz olgularının değerlendirilmesi(2011) Tutanç, Murat; Çelik, Tanju; Başarslan, Fatmagül; Güneş, Ali; Konca, Çapan; Yel, Servet; Boşnak, MehmetAmaç: Bu çalışmada diyabetik ketoasidoz (DKA) tanısı ile çocuk yoğun bakımda takip edilen hastaların demografik veri ve klinik özellikleri değerlendirildi. Yöntemler: Hastaların dosyaları geriye yönelik olarak incelendi. Olguların cinsiyet, yaş, yakınma ve klinik özellik bilgileri incelendi. Mann Whitney U ve ki-kare istatistik analizleri yapıldı. Bulgular: Ortalama yaşları 9.9±3.7 olan 16 kız, 9 erkek hasta çalışmaya alındı. En sık yakınmalar sırasıyla nefes darlığı, polidipsi, kilo kaybı, poliüri idi. Hastalar dispneik, takipneik, taşikardik ve asidotik idi. Hastalar çocuk yoğun bakım ünitesinde DKA tedavi protokolü ile tedavi edildi. Hastalarda GKS 12±5 saatte, kan şekerleri 14±7 saatte, kan gazları 6±5 saatte düzeldi. Hastaların hiçbirinde komplikasyon gelişmedi. Kan şekerleri kontrol altına alınan hastalar poliklinik kontrolü tavsiyesi ile taburcu edildi. Sonuç: DKA’lu hastalar, doğru ve hızlı tanının ardından sıkı takip kuralları yanı sıra uygun ve dinamik tedavi verilerek başarı ile tedavi edilebilmektedir. Bu sonuçlarla DKA hastalarının çocuk yoğun bakım ünitelerinde takip edilmesinin daha uygun olacağını vurgulamak istedik.