Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 154
  • Öğe
    Belediye yöneticilerinin yerel yönetim reformları hakkındaki algıları
    (2011) Eren, Veysel
    Kamu hizmetlerinin sunumunda ve kamusal kaynakların kullanımında yerel yönetimlerin ağırlığı her geçen gün artmaktadır. Bunun en temel nedenleri arasında, kamu hizmetinin nitelik ve nicelik olarak artması, kentleşmenin yoğunlaşması, demokratikleşmenin gelişmesi ve ülkemiz açısından Avrupa Birliği Politikalarının etkisi sayılabilir. Nitekim ülkemizde yerel yönetim reformları uzun yıllar giderek yoğunlaşan bir biçimde tartışılmıştır ve tartışılmaya da devam edecektir. Bu çalışma, 2004 ve 2005 yıllarında değiştirilen Belediye Kanunu ve Büyükşehir Belediyesi Kanununun, bu kanunları kullanan ve uygulayan belediye yöneticileri tarafından nasıl algılandığını tespit etmeye odaklanmıştır. Yerel yöneticilerin mevzuat değişikliğini nasıl algıladığını tespit edebilmek amacıyla, kanunlarla getirilen yeni düzenlemeler ile akademik ve siyasi çevrelerde söz konusu değişme ilişkin eleştiriler ve övgüler göz önünde tutularak bir anket formu hazırlanmış ve bu anket formu belediye yöneticilerine uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, yeni yasal düzenlemelere yöneltilen eleştirilerin tamamen yersiz olmadığı, ancak fazla abartılmasına da gerek olmadığı; söz konusu düzenlemelerin belediyelerin birçok sorununu çözebilmek için yöneticilere önemli kolaylıklar getirdiği söylenebilir. Nitekim yeni yasal düzenlemelere yöneltilen eleştirilerin her birine katılmayanların oranı, katılanların oranından belirgin biçimde yüksek çıkmıştır. Ayrıca yeni mevzuata ilişkin ileri sürülen olumlu yönlerin, belediye yöneticilerinin büyük çoğunluğu tarafından da desteklendiği tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Türkiye’de siyasi partilerin yerel özerkliğe bakış
    (2012) Eren, Veysel; Bulut, Yakup; Tanıyıcı, Şaban
    Günümüzün baskın yönetim paradigması, siyasal, yönetsel, mali boyutları bulunan yerel özerklik kavramını, bir ülkedeki demokratikleşmenin belirgin göstergelerinden biri olarak görmektedir. Ulusal ve uluslar arası bilimsel ve siyasal tartışmalarda da yerel özerklik, göz ardı edilemeyecek düzeyde savunulmaktadır. Benzer biçimde siyasal partiler de, demokrasinin en önemli aktörleri olarak kabul edilmektedir. Bir ülkede hazırlanan veya gelecekte hazırlanacak olan kamu politikalarının oluşum sürecinde siyasal partilerin rolü büyüktür. Bu bakımdan, siyasal partilerin yerel özerkliğe bakışı, siyasetin ve kamuoyunun önemli gündemlerinden birini oluşturan konulardan biridir. Bu çalışma, siyasi partilerin özerkliğe bakışının Türkiye’de gelecek on yıllarda ne yönde gelişeceğiyle ilgili kestirimlerde bulunmamıza olanak sağlayacaktır. Çalışmada, Türkiye’de siyasal partilerin yerel özerklik olgusu konusundaki politikaları değerlendirilmiştir. Bu doğrultuda, partilerin seçim beyannamelerinden ve TBMM genel kurulunda yerel yönetimlerle ilgili yasa tasarıları ile görüşmelerdeki konuşmalardan yararlanılmıştır. Siyasal partilerin yerel özerkliğe bakışı, var olan politik ve sosyal bölünmelerin hangi tarafında yer aldıklarına göre değişmektedir. Merkez-çevre ayrışması ve bunun son yıllarda geçirdiği dönüşümler ile etnik-ulusal milliyetçilik ayrışması partilerin yerel özerklikle ilgili politikalarını etkileyen en önemli faktörlerdir.
  • Öğe
    Öğretmen adaylarının bilgisayar yeterlilik düzeyleri ile teknolojiye yönelik algıları arasındaki ilişkinin çeşitli değişkenler açısından incelenmesi
    (2016) Saygıner, Şenol
    Bu çalışmanın amacı, öğretmen adaylarının bilgisayar yeterlilik düzeyleri ile eğitimde teknoloji kullanımına yönelik algılarını, çeşitli değişkenler açısından değerlendirmektir. Genel tarama modelinin kullanıldığı bu araştırmanın evrenini 2015-2016 eğitim öğretim yılı güz döneminde, Mustafa Kemal Üniversitesi Eğitim Fakültesi "Sınıf, Fen Bilgisi, Türkçe ve İngilizce Öğretmenliği" bölümlerinde öğrenim gören 4.sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Örneklemini, bu bölümlerdeki 252 öğretmen adayı oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında, Tınmaz (2004) tarafından geliştirilen "Bilgisayar yeterlik ölçeği" ve "Teknoloji algı ölçeği" kullanılmıştır. Veriler, frekans (f), ortalama(?), yüzde(%), ANOVA, Kruskal Wallis Testi, Mann Whitney U Testi ve Spearman Korelasyon Katsayısı ile çözümlenmiştir. Araştırma sonucunda, öğretmen adaylarının bilgisayar yeterliliği açısından bölümler bazında anlamlı bir farklılığın olmadığı ve orta düzeyde bir yeterliliğe sahip oldukları görülmüştür. En zayıf oldukları alanların, veri tabanı ve web sayfası hazırlama olduğu tespit edilmiştir. Erkeklerin bilgisayar yeterliliğinin kadınlardan daha iyi düzeyde olduğu, kendine ait bilgisayar ve internet erişimi olan bireylerin bilgisayar yeterliliklerinin olmayanlara göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Teknoloji kullanımına yönelik algılarında bölümlere göre "Fen Bilgisi - Sınıf, İngilizce - Türkçe Öğretmenliklerinde" anlamlı bir farklılık olduğu, cinsiyet, bilgisayar sahipliği ve internete erişim açısından gruplar arasında bir farklılığın olmadığı görülmüştür. Ayrıca, teknoloji yeterlilik düzeyleri ile eğitimde teknoloji kullanımına yönelik algı puanları arasında zayıf düzeyde ve pozitif yönde anlamlı bir ilişkinin olduğu belirlenmiştir
  • Öğe
    2002-2015 yılları arasında yayımlanan fizik eğitimi makalelerinin incelenmesi
    (2016) Çakmak, Hacı Mustafa
    Bu çalışmanın amacı fizik eğitimi alanında 2002-2015 yılları arasında yayımlanan makaleleri çeşitli açılardan incelemektir. Çalışma tarama modelinde ve doküman incelemesine dayalı bir araştırmadır. Çalışma ULAKBİM Sosyal Bilimler Veri Tabanında erişilebilen fizik eğitim-öğretimine yönelik 2002-2015 yılında gerçekleştirilen araştırmaları kapsamaktadır. Gerçekleştirilen taramada, internet erişimli olmak üzere toplam 148 derginin tüm yayınlanmış sayıları incelenmiştir. Verileri çözümlemek için betimsel analiz tekniği kullanılmıştır. Çalışmanın sonuçlarının sunulmasında frekans ve yüzdeler içeren tablo ve grafiklerden faydalanılmıştır. Çalışmanın sonuçlarında örneklem sayısı bakımından makalelerin büyük çoğunluğunun 1-150 kişi arasında olduğu, büyük bir kısmının iki yazarlı olduğu, yine büyük bir bölümünün lise ve üniversite öğrencileri üzerinde yapıldığı görülmüştür. Ayrıca en çok kullanılan anahtar kelimelerin fizik, fizik eğitimi ve tutum olduğu belirlenmiştir
  • Öğe
    The prime minister and the president : a comparative analysis of the heads of the executive in parliamentary and presidential systems in terms of their powers
    (2016) Kahraman, Mehmet
    Günümüz demokrasilerinde genellikle parlamenter sistemlerle başkanlık ya da bu sistemlerin ortak özelliklerini taşıyan yarı-başkanlık sistemlerinin tercih edildiği görülmektedir. Parlamenter sistemlerde iki kanatlı bir yürütme olmakla birlikte, yürütmenin icrâi yetkileri Başbakan tarafından kullanılır. Başkanlık sisteminde yürütmenin gerçek ve tek sahibi Başkandır ve tüm yürütme yetkileri Başkan tarafından kullanılır. Siyasi partilerin ortaya çıkması ile birlikte, parlamenter sistemin işleyişi değişmiş; parlamentoda çoğunluğu sağlayan partinin lideri olan Başbakan, bu çoğunluk sayesinde her iki organa da hâkim hale gelmiştir. Son zamanlarda, yasama ve yürütmeye hâkim olan Başbakanın, Amerikan Başkanlık sistemindeki Başkandan daha güçlü olduğu tezi savunulmaktadır. Bu çalışmada Başbakan ve Başkanın konumları karşılaştırılarak, bu iddianın ne derecede gerçeği yansıttığı incelenmeye çalışılmıştır
  • Öğe
    Öğrencilerin alan bağımlı/bağımsız bilişsel stillerinin ve bilimsel düşünme yeteneklerinin maddenin doğası kavramlarını anlamalarına ve fen dersine yönelik tutumlarına etkisi
    (2016) Özarslan, Murat; Bilgin,İbrahim
    Çalışmanın amacı, ilköğretim sekizinci sınıf öğrencilerinin alan bağımlı/bağımsız bilişsel stilleri ve bilimsel düşünme yeteneklerinin maddenin doğası kavramlarını anlamalarına ve fen dersine yönelik tutumlarına etkisini incelemektir. Örneklem, Bolu il merkezinde bulunan 10 ilköğretim okulunda öğrenim gören 770 sekizinci sınıf öğrencisinden oluşmaktadır. Çalışmada dört veri toplama aracı kullanılmıştır: Saklı Figürler Testi, Bilimsel Düşünme Yetenek Testi, Maddenin Doğası Kavramları Testi ve Fen Dersine yönelik Tutum Ölçeği. Veriler, SPSS 13 de betimsel istatistik ve MANOVA kullanılarak analiz edilmiştir. Çalışma sonuçlarına göre, öğrencilerin bilişsel stillerine göre maddenin doğası kavramlarını anlamaları arasında alan bağımsız bilişsel stile sahip öğrenciler lehine istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur. Ancak, öğrencilerin bilişsel stillerine göre fen dersine yönelik tutumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. Ayrıca, öğrencilerin bilimsel düşünme yeteneklerine göre maddenin doğası kavramları anlamaları ve fen dersine yönelik tutumları arasında soyut düşünme yetenekleri lehine istatistiksel olarak anlamlı bir fark belirlenmiştir
  • Öğe
    Mesleğe yeni başlayan öğretmenlerin eğitim fakültelerinde almış oldukları öğretmenlik eğitimine ilişkin görüşleri
    (2016) Bozak, Ahmet; Özdemir, Talip; Seraslan, Durmuş
    Bu çalışmanın amacı öğretmen adaylarının üniversitelerde almış oldukları öğretmenlik eğitimine ilişkin görüşlerinin neler olduğunu; üniversitelerde ne tür bir öğretmenlik eğitimi almak istediklerini belirlemek ve öğretmen adaylarının bu eğitiminin daha başarılı olabilmesi için önerilerinin neler olduğunu ortaya koymaktır. Bu çalışmada nitel bir araştırma yöntemi izlenmiş olup, veri toplama sürecinde standartlaştırılmış açık uçlu görüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, Şanlıurfa İli'nde 2012 yılında göreve başlamış 60 aday öğretmen oluşturmaktadır. Araştırma sonuçları göre; eğitim fakültelerinin öğretmen adaylarını, mesleğe hazırlama konusunda yetersiz olduğu yönünde bulgulara ulaşılmıştır. Mesleğe yeni başlamış aday öğretmenler; öğrencilerle daha çok vakit geçirebilecekleri uygulamaya dönük bir eğitim almak istedikleri, eğitim fakültelerinde ders veren öğretim elemanlarının öğretmenliği bilen, tanıyan ve kendini iyi yetiştirmiş kişilerden olması gerektiği, öğretmenlik uygulamasına yönelik ders süresinin uzatılması gerektiği ve Kamu Personeli Seçme Sınavının (KPSS) kaldırılması gerektiği yönünde önerilerde bulunmuşlardır.
  • Öğe
    Mersin limanında ticaret (1870-1912)
    (2016) Uğuz, Sacit
    Günümüzde Türkiye'nin en önemli limanlarından biri olan Mersin Limanı'nın tarihi çok eski değildir. XIX. yüzyılın ortalarına kadar bir köy hüviyetinde olan Mersin'de ilk iskele, 1850'li yıllarda yapılmıştır. Bu tarihten sonra hızlı bir şekilde gelişmeye başlayan Mersin Limanı ve Mersin şehri, Adana vilayetinin dışarıya açılan kapısı olmuştur. İlerleyen süreçte ticarî potansiyeli hızla artan Mersin Limanı, Akdeniz'de ticaret yapan uluslararası gemilerin uğradığı Osmanlı Devleti'nin en önemli limanlarından biri hâline gelmiştir. Hinterlandında Çukurova gibi Anadolu'nun en büyük ve verimli ovalarından birine sahip olması, limanı bu hinterlanda bağlayan mevcut karayoluna ek olarak 1886 yılında demiryolunun da hizmete girmesi, Mersin Limanı'nın hızlı bir şekilde gelişmesinin en önemli nedenleridir. Bu çalışmada, Mersin Limanı'nın gelişimi ve limanın ticarî potansiyeli üzerinde durulacaktır. Özellikle İngiltere konsolosluk raporlarına dayandırılarak, 1870 ile 1912 yılları arasında Mersin Limanı'na gelen gemiler ve bu gemilerin hangi ülkeden geldikleri, limandan ihraç ve ithal edilen ürünler, ürünlerin miktar ve fiyatları hususunda istatistikî bilgiler ışığında Mersin Limanı'nın ticarî durumu ortaya çıkarılmıştır. Bu istatistiki bilgiler ile birlikte Mersin Limanı'nın ticarî potansiyeli diğer önemli Osmanlı limanları ile karşılaştırılmıştır
  • Öğe
    İlköğretim 1-5. sınıf Türkçe ders kitaplarındaki metinlerin tür ve tema açısından incelenmesi
    (2016) Yılmaz, Muamber; Korkmaz, Canan
    Araştırmanın amacı 1-5. sınıf Türkçe ders kitaplarındaki metinleri tür ve tema açısından incelemektir. Araştırma 2012-2013 yılları arasında yapılmış olup betimsel nitelikli bir çalışmadır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden içerik analizi kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini Talim Terbiye Kurulu tarafından kabul edilen 1-5. sınıf tüm Türkçe Ders kitapları, örneklemini ise yansız atama yoluyla 11 yayınevine ait 15 Türkçe ders kitabı içerisinden seçilen 492 metin oluşturmaktadır. Araştırma kapmasına alınan yayınevlerinin isimleri şifrelendirilmiştir. Verilerin elde edilmesinde metin türü ölçütü ve tema ölçütü kullanılmıştır. Verilerin analizinde frekans, yüzde ve aritmetik ortalamadan yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda; 15 ders kitabında bulunan metinlerin 131'i bilgilendirici, 213'ü öyküleyici ve 148'inin şiir türünde olduğu ve 15 farklı temaya yer verildiği tespit edilmiştir. 1. sınıf E, O ve L yayınevindeki tüm temalarda, 2. sınıf V yayınevine ait 2 temada, 3. sınıf E yayınevine ait 5 temada, 3. sınıf K yayınevine ait 3 temada, 4. sınıf M yayınevine ait 2 temada ve 5. sınıf E yayınevine ait 2 temada bilgilendirici metine, 5. sınıf E yayınevine ait 3 temada, V yayınevine ait 1 temada ve R yayınevine ait 2 temada öyküleyici metine yer verilmediği belirlenmiştir. 15 Türkçe ders kitabının zorunlu ve seçmeli temalara uygun olarak hazırlandığı sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Ortaokul sosyal bilgiler ve lise tarih ders kitaplarında Hindistan'da kurulan Türk devletlerinin işlenişi
    (2016) Hali, Servet
    Hindistan atalarımızın uzun süre hâkimiyet kurduğu önemli bir bölgedir. Bu çalışmada orta öğretim ve lise ders kitaplarında Hindistan'da kurulan Türk Devletleri hakkında ders araç gereçleri incelenmesi yapılmıştır. Ayrıca bu devletlerin Türk kültür ve medeniyetine katkıları araştırılmıştır. Araştırmanın amacı Hindistan'da kurulan Türk devletleri hakkında ders kitaplarındaki işlenişini içerik analizinin yapılarak durum tespiti yapabilmektir. Araştırmaya kaynak teşkil eden ders kitaplarının seçimi random yöntemiyle yapılmıştır. Günümüze kadar okutulan ders kitaplarından toplam 24 kitap incelemeye alınmıştır. İçerik analizi yapılarak verilerin analizi yapılmaya çalışılmıştır. Yapılan çalışmanın sonuçları göstermiştir ki Hindistan'da kurulan devletler ile ilgili ders kitaplarımızda konunun işlenişi ve içeriği bakımından yetersizlik söz konusudur.
  • Öğe
    Sosyal medya, televizyon ve akran iletişiminin materyalizm ve gösteriş tüketimi üzerindeki etkisi : tüketici sosyalleşmesi perspektifi
    (2016) Balıkçıoğlu, Betül; Volkan, Pelin
    Tüketici sosyalleşmesi perspektifiyle ele alındığında sosyal medya, bir sosyalleşme aracı olarak akran ve televizyon gibi sosyalleşme araçlarına benzer bir şekilde gençlerin tüketime yönelik bilgi, beceri ve tutumlarının oluşum sürecinde etkili olmaktadır. Bu çalışma ile gençlerin tüketime yönelik sosyal medya, akran ve televizyon iletişimi ile materyalizm ve gösteriş tüketimi üzerindeki etkisinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Araştırmada veriler, literatüre dayalı geliştirilen bir anket ile toplanmıştır. Araştırma evreni olarak Antakya'da okuyan tüm lise öğrencileri belirlenmiştir. Anketler, kamu-özel lise esasına göre oluşturulan tabakalı örnekleme tekniği ile 2015 yılı Ekim ayında yüz yüze uygulanmış ve geçerli 364 adet anket elde edilmiştir. Materyalizm ile gösteriş tüketimi arasında pozitif yönde bir ilişki bulunmuştur.Tüketime yönelik sosyal medya, akran ve TV iletişiminin gençlerin materyalizm düzeylerinde etkili olduğu ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda sosyal medya ve akran iletişiminin gösteriş tüketimi üzerinde de etkili olduğu tespit edilmiştir. Tüketime yönelik sosyal medya iletişiminin hem materyalizm hem de gösteriş tüketiminde belirleyici bir rolünün olması, işletmelerin pazarlama kararlarına katkı sağlayacak niteliktedir. Sosyal medya, özellikle de gençlerin yeni marka ve ürünleri keşfetmelerine yardımcı olurken nihai satın alma kararlarında da etkili olmaktadır. Bundan dolayı işletmelerin gençlerin sosyal medyada yeni marka ve ürün deneyimleriyle ilgili paylaşımlarına önem vermesi ve bunu özellikle de akran iletişimi aracılığıyla elektronik ortamda ağızdan ağıza iletişime dönüştürerek tüketiciyle iletişimini etkili bir şekilde yönetmesi gerekmektedir
  • Öğe
    Tarih öğretmeni adaylarının teknolojik pedagojik alan bilgisine yönelik özgüvenlerinin belirlenmesi
    (2016) Bozkurt, Necati
    Bu çalışmada Tarih öğretmeni adaylarının Teknolojik Pedagojik Alan Bilgisine yönelik özgüvenlerinin belirlenmesi ve bu özgüvenin bazı değişkenler açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla çalışma 2012-2013 öğretim yılı bahar yarıyılında Necmettin Erbakan Üniversitesi, Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi, Tarih Öğretmenliği programında okuyan her sınıf düzeyinden 134 (70 kız ve 64 erkek) öğretmen adayı ile gerçekleştirilmiştir. Çalışmada veri toplamak amacıyla orijinali Graham vd. (2009) tarafından geliştirilen ve Türkçeye uyarlaması Timur ve Taşar (2011) tarafından yapılan Teknolojik Pedagojik Alan Bilgisi Özgüven Ölçeği kullanılmıştır. Çalışmanın sonunda Tarih öğretmeni adaylarının Teknolojik Pedagojik Alan Bilgisine yönelik özgüven düzeyi yüksek çıkmış, tüm alt boyutlar arasında anlamlı düzeyde pozitif yönde ilişki olduğu bulunmuştur. Araştırmada ayrıca ölçeğin alt boyutları arasında tarih öğretmen adaylarının cinsiyetlerine bağlı olarak anlamlı bir fark bulunmamasına rağmen, okudukları sınıf düzeyine göre Teknolojik Pedagojik bilgi ve Teknolojik alan bilgisi alt boyutlarda anlamlı fark bulunmuştur
  • Öğe
    Dil eğitiminde kullanılan bilimsel terminoloji üzerine bir tasnif çalışması
    (2016) Onan, Bilginer
    Dil eğitiminde kullanılan bilimsel terminolojiyi sınıflandırmayı amaçlayan bu çalışma, iki bölümden meydana gelmektedir. Çalışmanın birinci bölümünde, terim ve terminoloji konuları ele alınmıştır. Bu bağlamda, terimlerin genel özellikleri ve alan eğitiminde terminoloji kullanımının olumlu etkileri üzerinde durulmuştur. Çalışmanın ikinci bölümünde, dil eğitimiyle doğrudan ve dolaylı ilgisi olan terimlerin kaynakları tespit edilmiştir. Dil eğitimiyle doğrudan ilgisi olan terimler, okuma eğitimi, yazma eğitimi, konuşma eğitimi, dinleme eğitimi, kelime hazinesi araştırmaları, ilkokuma ve yazma öğretimi alanlarından tespit edilmiştir. Disiplinler arası nitelik taşıyan terimler; iletişim, göstergebilim, beyin ve bellek araştırmaları, ölçme ve değerlendirme, bilgi felsefesi, gelişim ve öğrenme psikolojisi, öğretim ilke ve yöntemleri, metindilbilim, edebiyat, dil bilgisi ve dilbilimi alanlarından tespit edilmiştir. Çalışma kapsamında, dil eğitimiyle doğrudan ilgili alanlardan tespit edilen terim sayısı 182'dir. Bu kategoride en fazla terime sahip olan çalışma alanı, konuşma eğitimidir. Çalışma kapsamında, yardımcı alanlardan derlenen terim sayısı 295'tir. Bu kategoride en fazla terim, Öğretim İlke Yöntemleri ile Gelişim ve Öğrenme Psikolojisi alanlarını birleştiren Genel Kavramlar (76) başlığı altında tespit edilmiştir. Literatürdeki terim kategorileri ve dağılım oranları göz önüne alındığında, dil eğitimi alanının disiplinler arası bir çalışma alanı olduğu söylenebilir
  • Öğe
    Finansal oranlar ve hisse senedi getirisi ilişkisi : Borsa İstanbul üzerine bir uygulama
    (2016) Kakilli Acaravcı, Songül
    Türkiye'de hisse senetleri borsada işlem gören firmaların, 2005 yılından itibaren hem yerel Tek Düzen Hesap Planı'na (TDHP) hem de Uluslararası Finansal Raporlama Standartları'na (UFRS) göre iki ayrı finansal raporlama yapma yükümlülükleri bulunmaktadır. Farklı esaslara sahip olan bu iki sisteme göre düzenlenen finansal tablolar birbirinden farklı olduğundan, her iki muhasebe sisteminin karşılaştırılması araştırılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Borsa İstanbul'da yerel muhasebe düzenlemelerine ve UFRS'ye uyumlu hazırlanan finansal tablolardan elde edilen finansal oranlar ile hisse senedi getirileri arasındaki ilişkiyi belirlemek ve bu ilişkinin uygulanan muhasebe standartlarına göre farklılaşıp farklılaşmadığını ekonometrik olarak araştırmaktadır. Elde edilen sonuca göre, UFRS'ye uyumlu hazırlanan finansal tablolardan elde edilen finansal oranların hisse senedi getirilerini açıklama gücünün arttığı görülmektedir
  • Öğe
    Türkiye'de kadının siyasal hakları ve anayasal yansıması
    (2016) Kaypak, Şafak; Kahraman, Mehmet
    İnsanlığın en büyük özlemlerinden birisi, insan haklarından herkesin eşit olarak faydalanmasıdır ve insanlar arasında ırkına, rengine, cinsiyetine, dinine, siyasi kanaatlerine bakılmaksızın herkesi aynı statüye tabi kılmayı istemekle başlamıştır. "İnsan hakları", insanlık tarihinin başlamasıyla birlikte doğan ve insanlığın gelişimiyle birlikte ilerleme gösteren en temel haklardır. İnsan haklan kavramı, insanın sırf insan olması dolayısıyla, doğuştan itibaren sahip olduğu ve devlet ve bireyler tarafından dokunulamayan haklar bütününü ifade eder. Doğal hukuk kökenli olmaları dolayısıyla insan haklan, bir çeşit doğal hak olarak kabul edilir. Batı'da kanlı mücadeleler sonucu elde edilen insan haklarının hep erkekler için olduğu düşünülmüş ve insan ırkının yarısını teşkil eden kadınlar bu haklardan dışlanmıştır. Bu dışlanma, genel olarak "feminizm" olarak nitelendirilen kadınların da haklar bakımından erkelere eşit olmasını savunan akımın doğmasına sebep olmuştur. Dolayısı ile bu haklar birden ortaya çıkan haklar olmayıp tarihsel süreç içerisinde meydana gelen değişimlerden etkilenmiştir. Bu sürecin anayasalara yansımaları olmuştur. Bu çalışmada, Türkiye'de kadın haklarının bir insan hakkı olarak gelişimi ve anayasal yansıması ele alınmaktadır
  • Öğe
    Türkiye’de akademik başarı değişkeni alanında yapılan öğrenme stilleriyle ilgili çalışmaların incelenmesi
    (2016) Bozkurt, Orçun; Orak, Zülküf
    Ülkemizde öğrenme stilleri alanında çalışanlara ayrıntılı, güvenilir bir kaynak oluşturmak, 2000-2013 yılları arasında Türkiye'de öğrenme stillerinin akademik başarıya etkisini incelemek için yapılan çalışmaları çeşitli boyutlardan incelemek araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Çalışmada 2000-2013 yılları arasında Türkiye'de akademik başarı değişkeni alanında yapılan toplamda 100 çalışma temele alınan öğrenme stillerine, çalışma alanına, araştırma yöntemine, araştırma modeline, araştırma düzeyine, incelenen farklı değişkenlere, kullanılan öğrenme stili envanterine ve çalışılan bilim grubuna göre ayrı ayrı analiz edilmiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre; en fazla Kolb Öğrenme Stilinin temele alındığı, çoğunlukla yükseköğretim alanında çalışıldığı, sık olarak nicel araştırma yönteminin kullanıldığı, genellikle betimsel araştırma deseninin tercih edildiği, daha çok yüksek lisans düzeyinde çalışıldığı, akademik başarı değişkeni ile birlikte en çok cinsiyet değişkeninin birlikte incelendiği, en fazla Kolb Öğrenme Stili Envanterinin uygulandığı ve ağırlıklı olarak Sosyal Bilimler alanlarındaki konular üzerinde çalışıldığına ulaşılmıştır
  • Öğe
    Türkçe öğretmeni adaylarının yazma becerisine yönelik metaforik algıları
    (2016) Tiryaki, Esra Nur; Demir, Aygül
    Bu çalışmanın amacı, Türkçe öğretmenliğinde okuyan öğrencilerin Yazma becerisine yönelik metaforik algılarını belirlemektir. Araştırma modeli olarak nitel araştırma yöntemine uygun araştırma desenlerinden olgu bilim (fenomenoloji) kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Mustafa Kemal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü'nde öğrenim gören 98 Türkçe öğretmeni adayı oluşturmuştur. Araştırma verilerini toplamak amacıyla öğrencilerin metaforlarını yazabilmeleri ve kendilerini açıkça ifade edebilmeleri için bir form geliştirilmiştir. Bu form, "Yazı yazmak ....... gibidir, çünkü ........" şeklinde bir cümleyle oluşturulmuştur. Öğretmen adaylarından konuyla ilgili tek bir metafor üzerine yoğunlaşıp gerekçesini açık bir biçimde ifade etmeleri beklenmiştir. Araştırmanın verileri içerik analizi yöntemiyle çözümlenmiştir. Verilerin analizi, Kodlama ve Ayıklama, Örnek Metafor Derleme, Kategori Geliştirme, Geçerlilik ve Güvenilirlik ve Verilerin Bilgisayar Ortamına Aktarılması aşamalarından oluşmaktadır. Sonuç olarak, 5 kavramsal kategori (Aktarım, Yaşam, Sanat, Özgürlük, Sonsuzluk) ve 72 metafor belirlenmiştir. Araştırma sonucunda öğrencilerin en fazla metafor geliştirdiği kategori "aktarım" (%41.6) iken öğrencilerin en az metafor geliştirdiği kategori ise "sonsuzluk" (%8.3) olarak tespit edilmiştir
  • Öğe
    Fen bilgisi öğretmen adaylarının bilimsel süreç beceri düzeylerinin belirlenmesi ve akademik başarıyla ilişki düzeyinin incelenmesi
    (2016) Aktaş, İdris; Ceylan, Erhan
    Bu çalışmanın amacı, fen bilgisi öğretmen adaylarının bilimsel süreç beceri düzeylerini belirleyerek bu becerilerin sınıf düzeyine göre nasıl değiştiğini ve genel akademik başarıları ile ilişkisi düzeyini incelemektir. Çalışma nedensel karşılaştırma ve korelasyonel çalışmanın birlikte kullanıldığı modelde tasarlanmış betimsel bir çalışmadır. Çalışmada veri toplama aracı olarak; Okey, Wise ve Burns (1982) tarafından geliştirilen ve Türkçeye uyarlaması Geban, Aşkar ve Özkan (1992) tarafından gerçekleştirilen Bilimsel Süreç Beceri Testi (BSBT) ve adayların otomasyon sisteminden alınan genel akademik not ortalamaları kullanılmıştır. Çalışmaya, 149 fen bilgisi öğretmen adayı katılmıştır. Elde edilen veriler betimlemeli istatistikler, pearson korelasyon katsayısı ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılarak analiz edilmiştir. Analizler sonucunda, fen bilgisi öğretmen adaylarının değişkenleri tanımlama ve kontrol etme ile işlemsel tanımlama becerilerinin düşük, hipotez kurma becerilerinin orta ve araştırma tasarlama ile grafik ve verileri yorumlama becerilerinin ise yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte adayların sınıf düzeylerine göre BSBT ve alt boyutlarından aldıkları puanların üçüncü sınıflar lehine anlamlı derecede farklılaştığı tespit edilmiştir(F(2, 146)=11,773; p<0,001). Ayrıca, BSBT puanları ile genel akademik başarıları arasında orta düzeyde pozitif bir ilişkinin (r=+0.33) olduğu tespit edilmiştir
  • Öğe
    Konuşma becerisinde aşamalı gelişim modelinin etkililiği üzerine bir değerlendirme
    (2016) Temizkan, Mehmet; Atasoy, Arzu
    Bu araştırmanın amacı aşamalı gelişime göre düzenlenen hazırlıklı konuşma etkinliklerinin Türkçe Eğitimi Bölümü birinci sınıf öğrencilerinin konuşma becerisini geliştirmesi üzerindeki etkililiğini tespit etmektir. Araştırmanın evrenini Türkçe Eğitimi Bölümü birinci sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Çalışmanın örneklemi Mustafa Kemal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü 1/A ve 1/B sınıfı öğrencilerinden seçkisiz yöntemle belirlenen 1/A sınıfı öğrencileri olarak belirlenmiştir. Örneklem toplam 31 öğrenciden oluşmaktadır. Bu araştırmada deneysel desenlerden yarı deneysel desen kullanılmıştır. Çalışmada araştırmacı tarafından geliştirilen "Hazırlıklı Konuşmaları Değerlendirme Ölçeği" kullanılmıştır. Bu form toplam 25 maddeden oluşmaktadır. Bu maddelerin 10 tanesi birinci sunumları değerlendirmek üzere kullanılmıştır. İkinci sunumları değerlendirmek amacıyla ilk sunumları değerlendirmede kullanılan ölçütlere 10 tane daha eklenmiş ve böylece 20 ölçüt elde edilmiştir. Üçüncü sunumları değerlendirme aşamasında bu ölçütlere 5 ölçüt daha eklenerek toplam 25 ölçüt elde edilmiştir. Ölçekte bulunan maddeler 1 (zayıf), 2 (orta) ve 3 (iyi) olarak derecelendirilmiştir. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre öğrencilerin konuşma beceri düzeyleri birinci sunumdan üçüncü sunuma doğru yükselmektedir. Öğrenciler kendilerini özellikle dinleyicilerle göz teması kurma, sahneyi dengeli kullanma, heyecanını dengede tutma, beden dilini etkili kullanma, metne bağlı kalmama, vurguları yerinde yapma, kendine güven duyma maddeleri doğrultusunda önemli oranda geliştirmişlerdir
  • Öğe
    Kuran-ı Kerım'e göre Ashabü'l-Karye ve Habib En-Neccar
    (2015) Çalışkan, Necmettin
    Tevhit, risâlet ve âhiret konularını ele alan Yâsîn Sûresi, Kur'ân'ın kalbi kabul edilmektedir. Kültürdeki adlandırmasıyla Ashâbü'l-Karye/Şehir Halkı Kıssası ise Yâsîn Sûresinin kalbi mahiyetindedir denilebilir. Bu makalede Yâsîn Sûresi'nde yer alan kıssa elçilerin/davetçilerin çağrılarına uyması, bunun sonucunda karşılaştığı olayların tefsir kaynaklarında nasıl işlendiği sorusu temel mesele olarak ele alınmış ve elde edilen malumat tahlil edilmeye çalışılmıştır. Diğer yandan Yâsîn Sûresi'nde anlatılan "Ashâbü'l-Karye/Şehir Halkı Kıssası kültürümüzde "Habîb-i Neccâr Kıssası" olarak bilinmekte, bu kıssa ve çağrışımları ise günümüzde canlılığını halen korumaktadır. Bu perspektifle makale, bilimin toplumla buluşturulması sorumluluğunun icabı olarak yerele ait bir olguyu bilimsel araştırma konusu olarak ele almayı da gaye edinmiştir