Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Çokkeser, Yaşar" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 12 / 12
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Aynı hastada konvansiyonel soğuk diseksiyon tekniği ile bipolar elektrokoter tonsillektominin karşılaştırılması
    (2011) Akbay, Ercan; Çokkeser, Yaşar; Kahraman, Şerif Şamil
    Amaç: Bu çalışmanın amacı, daha objektif karşılaştırma yapabilmek amacıyla aynı olgu üzerinde, sağ tarafına klasik soğuk diseksiyon tonsillektomi ve sol tarafına bipolar tonsillektomi yapılan hastaların sonuçlarının değerlendirilmesi. Hastalar ve metod: Yaşları 6 ile 32 arasında olan(ortalama 10.2±4.2), tonsillektomi veya adenotonsillektomi planlanan 54'ü kadın(%51.9) 50'si erkek(%48.1) olmak üzere toplam 104 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların sağ tonsillerine klasik soğuk diseksiyon yöntemi, sol tonsillerine ise bipolar elektrokoter yöntemiyle tonsillektomi yapıldı. Cerrahi süreleri, postoperatif ağrı ve kanama yönünden sonuçları karşılaştırıldı. Sonuçlar: Sol tonsillektomi için ortalama cerrahi süresi 5.6±1.3 dakika (min.4 – maks.10), sağ tonsillektomi için ortalama cerrahi süresi 4.9±1.3 dakika (min.3 - maks.9) olarak bulundu(p<0.05). Hastaların 2(%1.9) tanesinde sağ tarafta, 3(%2.9) tanesinde ise sol tarafta postoperatif kanama meydana geldi. Postoperatif 2. saatte 17(%16.3) hasta ağrısının sağda daha çok olduğunu, 36(%34.6) hasta ağrısının solda daha çok olduğunu ve 51(%49) hasta ise ağrısının heriki tarafta da aynı şiddette olduğunu söylemiştir. Ameliyatın 24. saatinde ise hastaların 26'sında(%25) sağ tarafında, 14'ünde(%13.5) sol tarafında göreceli olarak ağrının daha çok olduğu tespit edilmiştir. Tartışma: Her iki cerrahi teknik süre, postoperatif kanama ve ağrı yönünden karşılaştırıldı. Bipolar tonsillektominin uygulanma süresi klasik diseksiyona göre anlamlı olarak uzun bulundu. Postoperatif ağrı bipolar tonsillektomide ilk gün daha fazla ancak sonraki günlerde anlamlı olarak daha az bulundu(p<0.05). Bununla birlikte postoperatif kanama oranı her iki teknikte de birbirine yakın bulundu.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Baş boyun alan enfeksiyonu ile Herpes Simpleks virüs birlikteliği
    (2013) Kahraman, Şerif Şamil; Çokkeser, Yaşar; Gülmez, Mehmet İhsan; İnan, Mehmet Uğur
    Altı yaşında kız çocuğu submandibüler, submental ve mastikatör alanda şişme, trismus, ağrı ve trigeminal sinirin (C5, V3) mandibüler dalı üzerinde veziküler lezyon yakınmasıyla kliniğimize başvurdu. Baş- boyun alan enfeksiyonu ile tipik Herpes Simpleks virüsü veziküler lezyon birlikteliği olan bu olgu, nadir rastlandığı için sunuldu.
  • [ N/A ]
    Öğe
    Incisionless otoplasty
    (Springer Berlin Heidelberg, 2013) Çokkeser, Yaşar
    Prominent ear deformation is a condition with an autosomal dominant trait and has a prevalence of 5 % in the white race. It emerges for two anatomical reasons: underdevelopment of the antihelical fold and lateral overdevelopment of the conchal bowl. The incisionless otoplasty technique allows an easy and direct approach to bend the undeveloped antihelix. It is convenient in flexible, thin, malleable ears and can also be applied to ears with strong cartilage with scoring. © Springer-Verlag Berlin Heidelberg 2013.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Intramuscular cavernous hemangiomas arising from masseter muscles
    (2012) Bayaroğulları, Hanifi; Çokkeser, Yaşar; Akbay, Ercan; Karaoğlu, Ece; Karaoğlu, Emre; Çevik, Cengiz
    Tüm hemanjiyomların %1’ini oluşturan intramuskuler hemanjiyomalar nadir görülen benign tümörlerdir. Sıklıkla gövde ve ekstremitelerde görülebilmektedir. Masseter ve trapezius kaslarından köken alabilen bu oluşumlar baş ve boyun bölgesinde nadir izlenmektedir. Hastalar genellikle parotis ve yüz bölgesinde zamanla büyüyen ağrısız kitleden şikayet eder. Lokalizasyonundan dolayı intramuskuler hemanjiyomaların %90’ında klinik olarak yanlışlıkla parotis kitlesi tanısı konulabilir. Bu kitlelerin tanısında görüntüleme yöntemleri önemli yer tutar.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Is there any relationship between the clinical, radiological and histopathologic findings in sinonasal polyposis?
    (2013) Akbay, Ercan; Özgür, Tümay; Çokkeser, Yaşar
    Amaç: Bu çalışmanın amacı nazal polipli hastalarda klinik, radyolojik ve postoperatif histopatolojik bulgular arasındaki ilişkiyi değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: 2005-2010 yılları arasında nazal polip tanısı konularak endoskopik sinüs cerrahisi uygulanan 85 hastanın verileri retrospektif olarak incelendi. Tüm hastaların cerrahi öncesi çekilen koronal plan paranazal Bilgisayarlı Tomografi görüntüleri Lund-Mackay ölçülerine göre skorlandı. Patoloji bölümünde, postoperatif nazal polip tanısı alan olguların Hematoksilen-Eosin boyalı preparatları yeniden değerlendirilerek klinik ve radyolojik bulgular ile karşılaştırıldı. Tüm sonuçlar SPSS 13.0 yazılımı kullanılarak analiz edildi. p<0.05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular: Astımı olan (%16,4) ve olmayan (%83,6) hastalar histopatolojik açıdan kıyaslandığında eosinofil, lenfosit, nötrofil, makrofaj, mast hücreleri ve goblet hücresi/epitel hücresi oranlarında anlamlı bir fark bulunamadı (p>0.05). Lund-Mackay skoru ile hastaların preoperatif şikayetlerinin süresi arasında anlamlı ilişki saptandı (r=0,270, p=0,012). Metaplazi bulunan hastaların preparatlarında gözlenen nötrofil sayısı (16,53±19,87) metaplazi bulunmayan (8,71±23,98) hastalardan daha yüksek bulundu (p=0,001). Radyolojik olarak Lund-Mackay skoruna gore ön ve arka grup sinüslerin tutulumları ile nazal kavitenin tutulumu da paralellik gösterdi. Sonuç: Preoperatif şikayet süresi ile skuamöz metaplazi varlığı ve total Lund-Mackay skorlaması arasında pozitif korelasyon saptandı. Ön ve arka grup sinüslerin polip dokuları arasında histopatolojik olarak fark görülmedi.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Nasal reconstruction by modified bilobed forehead flap
    (2012) Akbay, Ercan; Çokkeser, Yaşar; Karaoğlu, Emre
    Supratroklear arterden beslenen ve yapı olarak burun cildiyle uyum gösteren paramedian alın flepleri, nazal rekonstrüksiyon amacıyla uzun yıllardır başarıyla kullanılmaktadır. Ancak, bu flebin alın çizgilerine dik olarak orta hattan kaldırılması belirgin bir skara neden olabilmektedir. Alın çizgilerine paralel olarak laterale uzanan bir flep ise, aynı tarafta kaşın asimetrik olarak kalkmasıyla sonuçlanır. Bu yazıda “modifiye bilobe alın flebi tekniği” olarak adlandırılan bir flep tekniğini göstermeyi amaçladık. Bu teknikte flep sapı bir tarafın supratroklear arterinden beslenir ve lezyonun karşı tarafında alın çizgilerine paralel insizyonla kaldırılır. Flebin kaldırıldığı sahada kaşın asimetrik olarak kalkmasını engellemek amacıyla, karşı frontal bölgeden ilk kaldırılan flebin yarısı kalınlığında bir başka flep ilk kaldırılan flebin yerine rotasyonel olarak çevrilir. Bu tekniğin temel amacı, alın çizgilerinin kamuflaj etkisini kullanmak; temel yöntemi ise, bilobe flep tekniğidir. Alnın gerilmesi ve kaşların iki taraflı kalkması ise bu tekniğin sekonder kazançlarıdır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Olfaktör sinir yaralanması : Bir olgu sunumu
    (2011) Zeren, Cem; Çokkeser, Yaşar; Karanfil, Ramazan; Arslan, Muhammet Mustafa
    Adli olguları içerisinde ateşli silah yaralanmaları önemli yer tutmaktadır. Ancak bu tür yaralanmalara bağlı olfaktor sinir lezyonu nadir görülmektedir. Bu çalışmada av tüfeği saçma tanesi yaralanması sonucu gelişen olfaktor sinir kaybı olan bir olgunun sunulması amaçlandı. Olgumuz erkek ve 31 yaşındadır. Yapılan muayenesinde baş, boyun ve göğüs bölgesinde av tüfe- ği saçma tanelerine ait yaralanmaları mevcuttu. BT'sinde sol ön fossada saçma tanesi oldu- ğu tespit edilmişti. Tedavisinin bitiminden sonra iyileşen hastanın koku duyusunun olmadı- ğını ifade etmiş. Bunun üzerine savcılık tarafından yeniden adli rapor düzenlenmesi istenmişti. Yapılan KKB muayenesinde ve yapılan tetkikler sonucunda olfaktor sinirin yaralandığını, 20 çeşit koku testinin negatif sonuç verdiğini ve buna bağlı koku duyusunun tamamen kaybedildiği saptandı. Düzenlenen adli raporda koku duyusunun kaybı "herhangi bir duyu ve organda işlev yitirilmesi" niteliğinde olduğu kararına varıldı. Yaralanma sonucu oluşan lezyon ilginç bulunduğundan sunulmuştur.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Otoplastide anteriyor yaklaşım tekniği
    (2011) Çokkeser, Yaşar; Karaoğlu, Emre
    Kepçe kulak deformitesi, dış kulağın otozomal dominant geçişli bir anomalisidir. Nüfusun yaklaşık %5’ini etkilemektedir. En fazla iki anatomik nedenle ortaya çıkar; birincisi antiheliksin az gelişmişliği, ikincisi ise konkal çukurun aşırı gelişmesidir. Bu durum okul çağındaki çocuklarda psikolojik açıdan önemli sorunlara neden olabilmektedir. Kepçe kulak deformitesi olan bireylerde birden çok anatomik sorun, bir arada ya da ayrı ayrı bulunabilir. Bu sorunlara yönelik çeşitli cerrahi yöntemler geliştirilmiştir. Otoplastide günümüze kadar 200’den fazla cerrahi tekniği bildirilmiştir. Bu teknikler çoğunlukla antiheliks oluşturmasına ve konkal çukurun ya da lobülün biçimlendirilmesine odaklıdır Konkal yapılara daha kolay ve direkt yaklaşım sunan anteriyor otoplasti tekniği tartışılmıştır. Bu teknikte, gerektiğinde direkt görüş altında yarımay şeklinde bir kıkırdak eksizyonu ve subdermal çekme sütürleri ile antihelikal kıvrımın oluşturulması tartışılmıştır. Dolayısıyla, tekniğimiz, konkal çukur kıvrımının yeni seviyesinin elde edilmesine olanak vermiştir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Rare tumours and tumour-like lesions of pharynx tat cause dysphagia
    (2013) Bayaroğulları, Hanifi; Çevik, Cengiz; Akbay, Ercan; Çokkeser, Yaşar
    Amaç: Bu makalenin amacı disfaji şikayetleri ile başvuran hastalarda tespit ettiğimiz, farinksin değişik seviyelerinde gözlenebilen çok nadir tümör ya da tümör benzeri kitleleri tartışmaktır. Yöntemler: 2009-2011 yılları arasında hastanemize yut- ma güçlüğü şikayeti ile başvuran hastalar arasında disfajiye sebep olan orofaringeal, hipofaringeal ve laringeal düzeyde kitlesi bulunan 21 vaka teşhis edildi. Detaylı bir anamnez ve fizik muayene ile birlikte tanı amaçlı olarak kontrastlı-kontrastsız Manyetik Rezonans Görüntüleme, Bilgisayarlı Tomografi, 3 boyutlu Bilgisayarlı Tomografi, Multiple row-Detector Bilgisayarlı Tomografi, MR an- jiyografi ve 99m Tc sintigrafi görüntülemeleri kullanıldı. Bulgular: On ikisi kadın ve 9’u erkek 21 hasta calışmaya dahil edildi. Yas ortalamasi 49.23±32.71 idi (min. 15- maks 80). On bir olguda, orafaringeal seviyede, kalan 10 olguda ise laringeal ve hipofaringeal seviyede parsiyel obstrüksiyon saptandı. Sonuç: Endoskopik, radyolojik ve laboratuvar değerlendirmelerle birlikte detaylı hikaye ve muayene, disfajiye sebep olan orafarinks ve boynun az reastlanılan tümör ve tümör benzeri lezyonlarının erken teşhisinde ve tedavi- sinde çok önemlidir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Süperiyor semisirküler kanal dehissansı sendromu : Üç olgu sunumu
    (2011) Çokkeser, Yaşar; Bayaroğulları, Hanifi; Kahraman, Şerif Şamil; Tuncer, Ülkü; Fırıncıoğulları, Rıza; Beyoğlu, Yeliz; Balcı, Ali
    Süperiyor semisirküler kanal dehissansı sendromu yeni tanımlanmış ve nadir izlenen bir hastalıktır. Hastalık yüksek ses ve basınçla ortaya çıkan vertigo ve nistagmusla kendini gösterir. Yüksek sesle ortaya çıkan vertigo ve nistagmusa Tullio fenomeni, basınçla ortaya çıkan nistagmusa ise Hennebert belirtisi denmektedir. Yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografide süperiyor semisirküler kanalda kemik defektinin gösterilmesi ile kesin tanı konur.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Tonsillektomi ve adenotonsillektomi yapılan hastaların endikasyon, komplikasyon, postoperatif sonuçlar ve beklenti -sonuç ilişkileri açısından değerlendirilmesi
    (2011) Akbay, Ercan; Çokkeser, Yaşar; Karaoğlu, Emre; Çevik, Cengiz
    Amaç: Bu çalışmanın amacı, tonsillektomi ve adenotonsillektomi yapılan çocuk hastaların erken ve geç dönem postoperatif sonuçları ile ailelerinin ameliyat sonrası düşüncelerini araştırmak; bulguları hedef – sonuç ilişkisinde değerlendirmektir. Hastalar ve Metod: Çalışmaya Eylül 2008 ile Ekim 2011 tarihleri arasında kliniğimizde tonsillektomi ve adenotonsillektomi yapılan 34'ü erkek(%52.3), 31'i kız(%47.7) olmak üzere 65 çocuk hasta dahil edildi. Hastaların preoperatif yaş ortalaması 7.09±2.30 (min. 4, maks. 13) idi. 11 tanesi (%16.9) kronik/hipertrofik tonsillit, geri kalan 54 tanesi (%83.1) ise adenoid vejetasyon ile birlikte kronik/hipertrofik tonsillit tanısı bulunan çocuklar arasından rastgele seçilerek oluşturuldu. Kontrol amaçlı çağırılan tüm hastaların anamnezleri ve postoperatif şikayetleri anne/babalarından alındı. Çoktan seçmeli ve/veya ucu açık 19 kalem soruyu cevaplamaları istendi. Cevapların ardından hastaların muayeneleri yapılarak son klinik bulguları not edildi. Bulgular: Postoperatif takip süresi ortalama 15.18±7.4 ay(min. 1 – maks. 36) idi. Ameliyatın bizim hastanemizde yapılması için verilen kararda en etkili faktör %55.4 ile fakülte olması iken, bu ameliyata karar verinceye kadar başvurulan KBB uzmanı sayısının ortalama 2.55±1.87 (min. 1 – maks. 10) olduğu öğrenildi. Ameliyatın etkinliği 10 üzerinden ortalama 8.55±1.39 (min. 4 – maks. 10) olarak tespit edildi. Tedavi sonrası hastaların 19'u (%29.2) aynı şikayetlerin devam ettiğini, 36'sı (%55.4) şikayetlerinin tamemen geçtiğini ve 10'u (%15.4) eskisine nazaran daha iyi olduğunu bildirdi. Cerrahi öncesi yaşıtlarına göre gelişme geriliği bulunan 39 hastanın(%60), postoperatif 24'ünde (%61.5) farkedilir bir gelişme olduğu söylendi. 4(%6.2) hasta tekrar başa dönebilseydik bu operasyonu yaptırmazdım yanıtını verdi. Çocukların, 25(%38.5)'inin okul öncesi olduğu, 1(%1.5)'inin özel eğitim öğrencisi olduğu, 19(%29.2)'unun cerrahi sonrası derslerindeki başarının ailenin farkedeceği düzeyde arttığı, 20(%30.8) çocuğun ise ders başarı düzeyinin aynı kaldığı saptandı. Hastaları erken postoperatif dönemde en fazla rahatsız eden semptomlar arasında ilk sırada ağrı(%35), ikinci sırada yutma güçlüğü(%32) ve üçüncü sırada iştahsızlık gelmekteydi(%15). Hastaların yaşları ile iyileşme süreleri arasında ve yapılan cerrahi ile iyileşme süreleri arasında anlamlı bir ilişki tespit edilemedi. Cinsiyete, yaşa ve tanıya bağlı olarak dağılım yapıldığında iyileşme süresi, komplikasyon gelişimi gibi diğer değişkenlerde de anlamlı bir fark bulunamadı. Sonuç: Sonuç olarak preoperatif değerlendirmelerde daha dikkatli olunması, sistemik hastalıklar yönünden detaylı sorgulanması, hasta ve ebeveynlerinin cerrahiden tam olarak ne beklediklerinin bilinmesi ve cerrahi kararın buna göre verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Seçilmiş hastalarda yapılacak adenotonsillektominin daha memnun edici sonuçlar verdiği görülmüştür.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Vestibular neurectomy in resistant Meniere disease which underwent endolymphatic sac surgery : A case report
    (2013) Çevik, Cengiz; Akbay, Ercan; Çokkeser, Yaşar
    Meniere disease is characterized by recurrent vertigo episodes, a sensation of fullness at ear, tinnitus and fluctuating hearing loss. Clinical findings have an important role in diagnosis of disease. In our study, we aimed to present two cases, a woman (35 years old) and a man (34 years old), underwent to vestibular neurectomy, which previously underwent endolymphatic sac surgery because having no benefit from medical therapy and recurrent complaints 1 and 6 months after endolymphatic surgery, respectively. No post-operative complication was seen. It was found that there was a formation of diffuse granulation surrounding sac, which blocked drainage.

| Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Hatay, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim