Yazar "Gül, Aziz" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 13 / 13
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bal arısı (Apis mellifera L.) spermasının taze ve dondurularak muhafaza edilmesi(2016) Gül, Aziz; Ceylan, Durmuş AliArıcılık dünya üzerinde çok eski dönemlerden beri yapılmakta olup çeşitli tarım kolları ile birlikte uyumlu bir şekilde toprağa bağlı kalınmaksızın yapılabilen bir yetiştiricilik koludur. Bilim ve teknolojinin gelişmesi ile yakın geçmişten günümüze balarılarının yaşamları aydınlatılmıştır. Balarılarında üremenin izahı 1845 yılında yapılmış olup, 1926 yılında balarılarında suni tohumlamanın keşfi ile birlikte arıcılık sektörü hızlı bir şekilde ilerlemiştir. Suni tohumlama ile birlikte balarısı spermasının depolanılabilirliği üzerinde çalışmalar da 1960'lı yıllarda başlamıştır. Günümüzde, balarısı sperması taze olarak 16°C'de 2 hafta gibi bir süre canlı olarak muhafaza edilebilmektedir. Dondurma işleminde ise tam bir başarı elde edilmiş değildir. Günümüzde depolanmış sperma ile döllenen anaarılarda %50'nin üzerinde işçi arı oranı elde edilmesine rağmen, spermanın saklanması konusunda metotların geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadırÖğe Bal arısının (Apis mellifera L.) Mustafa Kemal Üniversitesi Kampüsünde bulunan bazı bitkiler üzerindeki bitki tercihi(2020) Bahadırlı, Nadire Pelin; Gül, AzizAmaç: Bu çalışmanın amacı, Hatay’da bulunan MustafaKemal Üniversitesi kampüsünde yetiştirilen bazı bitkiler üzerinde bal arısı tercihinin belirlenmesidir.Yöntem ve Bulgular: Bu çalışmada defne (Laurus nobilisL.), beyaz çiçekli yalancı akasya, (Robinia pseudoacaciaL.), fazelya (Phaselia tanacetifolia Benth.), okaliptüs(Eucalyptus camaldulensis Dehnh.), üçgül (Trifoliumrepens L.), yabani hardal (Sinapis arvensis L.), engerekotu (Echium vulgare L.), yıldız çalısı (Pittosporum tobiraAit.), kekik (Origanum sp.), ateş dikeni (Pyracanthacoccinea Roemer), ada çayı (Salvia sp.), çam (Pinus sp.)bitkilerine saat 09:00, 12:00 ve 15:00 saatlerinde balarılarının tercihleri belirlenmiştir. Bal arılarının kampüsiçerisindeki bitkileri ziyaretleri arasındaki farklılıklaristatistiki olarak önemli bulunmuştur(P<0.01). Bitkileringün içerisinde arılar tarafından ziyaret saatleri arasındaise istatistiki olarak bir fark görülmemiştir(P>0.05).Ancak bal arılarının sabah ve öğlen saatlerinde bitkilerüzerindeki polen ve nektar toplama faaliyetlerinin dahafazla olduğu belirlenmiştir.Genel Yorum: Polinasyon, meyve ve tohum üretiminintemeli olup türlerin büyük çoğunluğunda polinasyonolmadan meyve ve tohum üretimi mümkün değildirÇalışma sonunda, bal arılarının en fazla defne (Laurusnobilis L.) bitkisini ziyaret ettiği ve en az ise ada çayı(Salvia sp.) bitkisini ziyaret ettiği gözlemlenmiştir. Balarıları aynı çevrede bulunan bitkiler arasında bitkilerdekipolen ve nektar kalitesine göre tercihte bulunmaktadır.Çalışmanın Önemi ve Etkisi: Bal arılarının Hatay MustafaKemal Üniversitesi kampüsünde yetişen bitkiler arasındatercihinin ortaya konduğu bu çalışma ile ileride yapılacakdefne gibi dioik bitkilerde arı tercihinin ve arılarınrolünün belirlenmesi çalışmalarına bir zeminoluşturacağı düşünülmektedir.Öğe Chemical composition and preservative effect of Turkish propolis on egg quality durig storage(Chemical Publishing Co., 2009) Sahinler, Nuray; Gül, Aziz; Çopur, GülsenThe present study was carried out to investigate, chemical composition and preservative effects of Turkish propolis on quality of fresh eggs. For this purpose, different concentrations of ethonolic extract of propolis (5, 8, 10 % EEP) were prepared. Total of (9 period × 5 group × 10 n) 450 egg were used during experiment. The eggs were randomly divided into 5 experimental groups. The first, second and thi?j group eggs covered with 5,8,10 % EEP, fourth group with alcohol control and fifth group as a control (uncovered), respectively. Ten eggs in each group were drawn randomly and examined each week between 17 March-12 May 2006. Chemical analysis of propolis extracts indicated that the propolis samples had high concentrations of the aromatic acids, esters and other derivatives which are responsible for the antibacterial, antifungal, anti- viral, antiinflammatory and anticancer properties of propolis such as benzyl cinnamate. methyl cinnamate, caffeic acid, cinnamyl cinnamate and cinnamoylglcine besides the most common compounds as fatty acid, terpenoids, esters, alcohols hydrocarbons and aromatic acids. It was found that ethanolic extract of propolis improved interior egg quality.Öğe Determination of heavy metals contents of some monofloral honey produced in Turkey(Open Science Publishers LLP Inc., 2015) Pehlivan, Tuba; Gül, AzizIn the present work, some element contents (Cd, Se, Cr, Pb, Cu, Mn, Ni, Zn, Fe) of 23 different monofloral honey samples from different regions of Turkey were assessed. Origins of monofloral honey research materials are as follows; Pimpinella sp., Castanea sp., Astragalus sp., Onobrychis sp., Mentha sp., Coridothymus capitatus, Robinia pseudoacacia, Cedrus libani, Gossypium sp., Thymus sp., Euphorbia sp., Tilia sp., Eucalyptus sp., Ferula sp., Centaurea solstitialis, Petroselinum sp., Vitexagnus-castus, Helianthus annuus, Citrus sp., Pinus sp., Rhododendron sp., Arbutus sp., Ceratonia siliqua. Metal contents of samples were determined by wet combustion method in ASS machine. As a result of the study, heavy metal contents of honey samples were as follows; CdÖğe Determination of knowledge level, consumption behaviours and habits about the bee products of the university students(Hasan Eleroğlu, 2020) Arı, Sertaç; Ceylan, Durmuş Ali; Gül, AzizAraştırmada, üniversite öğrencilerinin arı ürünleri hakkındaki bilgi düzeylerinin, tüketim davranışlarının ve alışkanlarının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Araştırma Selçuk Üniversitesinde okumakta olan öğrencilerden tesadüfî olarak seçilen 311 öğrenci üzerinde yapılmıştır. Ankete katılan öğrencilerin büyük bir çoğunluğu Marmara Bölgesinde ikamet etmektedir. Sonuçlar incelendiğinde, öğrencilerin tamamının balı tanıdığı, ancak polen, arı sütü, balmumu, arı zehiri ve propolis için bilgi düzeyleri ise sırasıyla %75,2, %43,7, %41,2, %30,2 ve %21,2 olarak bulunmuştur. Ayrıca cinsiyet ile bal, polen ve propolis tüketimi arasında anlamlı bir farklılık bulunmadığı görülmüştür. Öğrencilerin aylık ortalama gelir ve arı ürünleri tüketimi arasındaki ilişkide ise bal ve propolis tüketenlerde anlamlı bir farklılık olduğu görülürken, polen ve arı sütünde anlamlı bir farklılık görülmemiştir. Aylık ortalama gıda harcaması ve arı ürünleri tüketimi arasındaki ilişkide de bal, polen ve arı sütünde anlamlı bir farklılık olmadığı görülürken, propolis tüketenlerde anlamlı bir farklılık olduğu tespit edilmiştir. Bu bilgilerle birlikte öğrencilerin arı ürünlerini nereden temin ettikleri, hangi mevsimde ne kadar tükettikleri, balın sahteliğini ve kristalleşmesini anlama durumları ve ürünlerin fiziksel halleri de incelenerek daha önce bu konuyla ilgili yapılmış olan diğer çalışmalarla karşılaştırmalar yapılmış ve bir takım önerilerde bulunulmuşturÖğe The effects of ethanol-dissolved propolis on the storage of grapefruit cv. Star Ruby(2010) Özdemir, Ahmet Erhan; Ertürk Çandır, Elif; Kaplankıran, Mustafa; Soylu, Emine Mine; Şahinler, Nuray; Gül, AzizPropolis has a strong antimicrobial effect and limits the growth of microorganisms. This study was carried out to determine the effect of propolis on the storage life of Star Ruby grapefruit. Fruits were obtained from Mustafa Kemal University, Faculty of Agriculture, Dörtyol Experimental Research Station, Dörtyol, Hatay, Turkey. Fruits were dipped in ethanol-extracted propolis (EEP) in various concentrations (1%, 5%, and 10%) immediately after harvest and then stored at 8 °C and 90% relative humidity for 6 months. The effects of propolis on the incidence of physiological disorders and fungal decay, and some fruit quality characteristics (weight loss, fruit juice content, total soluble solids, titratable acidity, juice pH, percent of fruits with green calyx, and skin color) were assessed at monthly intervals during the storage period. Treatment with 5% EEP was effective in preventing fungal decay. The percentage of weight loss was significantly higher in the control fruits (6.36%-7.83%) than in those treated with 5% EEP (5.71%) and 10% EEP (4.95%) at the end of the storage period. Star Ruby grapefruit treated with 5% EEP was successfully stored at 8 °C for 5 months.Öğe Hatay ili, Defne, Antakya, Samandağ ve Yayladağı ilçelerinde ipek böceği yetiştiriciliğinin genel durumu, sorunları ve çözüm önerileri(2022) Camuz, Evren; Gül, AzizAmaç: Bu çalışmada Hatay ili, Defne, Antakya, Samandağ ve Yayladağı ilçelerinde İpek böceği ile uğraşan yetiştiricilere anket soruları yöneltilmiş ve ipek böceği yetiştiriciliğinin genel durumu tespiti edilmiştir. Yöntem ve Bulgular: Hatay ilinde ipek böceği yetiştiriciliğinin genel durumu incelendiğinde, dut yaprağı temini, yetiştirme sorunları, hastalık ve elde edilen kozaların satılmasında sıkıntılar yaşandığı tespit edilmiştir. Çalışmada arazisi olmayanlar, ankete katılanların % 53.8'ini oluşturmuştur. Yetiştiricilerin arazisi olmaması dut yaprağı elde edilmesini zorlaştırmaktadır. İpek böceği bakımının zor oluşu ve ipek böceği yetiştiriciliğinin karlı bir iş olmaması diğer sıkıntıları oluşturmaktadır. Genel Yorum: Anket çalışmasına katılan ipek böceği yetiştiricileri daha çok arazisinin olmaması nedeniyle dut yaprağı elde edilmesinin zorlaşması, bakım ve besleme, hastalık ve zararlı ile mücadele konusunda sorun yaşamaktadırlar. Ayrıca elde edilen kozaların satılması konusunda da sıkıntılar yaşanmakta olup, bu sıkıntıların giderilmesi için alternatif çözümler üretilmelidir. Ülkemizdeki bu alanda tek birlik olan Kozabirlik, gerek Hatay ve gerekse diğer illerdeki ipek böceği yetiştiricilerine daha fazla destek sağlamalıdır. Çalışmanın Önemi ve Etkisi: Türkiye’de İpek böceği yetiştiriciliği ile ilgili az sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu çalışma kapsamında, Hatay ili, Defne, Antakya, Samandağ ve Yayladağı ilçelerinde İpek böceği yetiştiriciliğinin genel durumu belirlenip, sorunları tespit edilerek çözüm önerileri sunulmuştur.Öğe Hatay ilinde arıcılığın yapısal analizi, sorunları ve çözüm önerileri(2003) Şahinler, Nuray; Gül, AzizBu çalışmada, Hatay ilinde 10 ilçe ve 40 köyde, 94 arıcı ve 3500 adet arı kolonisi üzerinde arıcıların ve arıcılık işletmelerinin yapısal durumları incelenmiştir. Araştırma sonucunda ankete katılan arıcıların yaş ortalamalarının 44.4 yıl, arıcılık deneyimlerinin 10.5 yıl, öğrenim durumlarının 6.8 yıl olduğu, arıcıların % 65'inin ana arıyı değiştirdikleri, %79'unun hasat sonrası balı ısıtmadıkları ve % 38'inin kolonilerinin tarımsal ilaçlardan etkilendikleri belirlenmiştir. İl'de arıcılığın, yaşlı ve verimsiz ana arıların uzun süre kolonilerde tutulması, arıcıların teknik bilgilerinin yetersiz olması, arıcı birliğinin yeterli çalışmaması gibi problemleri bulunmaktadır. Bu problemlerin çözümü için, ana arı ihtiyacını karşılayabilecek bir ana arı üretim istasyonunun kurulması, bir arıcılık kooperatifinin oluşturulması ve arıcıların hastalıklar ve üretim konularında eğitimi önerilebilir.Öğe Hatay yöresi koşullarında Muğla (Apis mellifera anatolica), İtalyan (Apis mellifera ligustica) ve karniyol (Apis mellifera carnica) arı genotiplerinde bazı fizyolojik ve davranışsal özelliklerinin karşılaştırılması üzerine bir araştırma(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2003) Gül, Aziz; Şahinler, NurayHI ÖZET HATAY YÖRESİ KOŞULLARINDA MUĞLA (Apis mellifera anatoliaca), İTALYAN (Apis mellifera ligustica) VE KARNİYOL (Apis mellifera carnicd) ARI GENOTİPLERİNDE BAZI FİZYOLOJİK VE DAVRANIŞSAL ÖZELLİKLERİN KARŞILAŞTIRILMASI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA. Bu çalışmada, Hatay yöresi koşullarında Muğla (Apis mellifera anatolica), İtalyan (Apis mellifera ligustica) ve Karniyol {Apis mellifera carnicd) arı genotipleri, bazı fizyolojik ve davranışsal özellikler bakımından karşılaştırılmıştır. Fizyolojik özelliklerin belirlenmesi ile ilgili olarak yapılan çalışmalar sonucunda, Karniyol, İtalyan ve Muğla genotiplerinin yaşama güçleri sırasıyla % 91.6, % 91.6 ve % 83.3; ortalama anlı çerçeve sayıları 7.53+0.19, 8.05±0.28 ve 7.07+0.16 adet/koloni; ortalama yavrulu alanları 3904.80±144.92, 3948.52+177.47 ve 3451.05+128.64 cm2/koloni; kışlama yetenekleri % 84.61, % 92.30, % 84.90; ortalama koloni ağırlıkları 24.00±0.39, 24.48+0.50 ve 23.54+0.31 kg/koloni ve ortalama bal verimleri ise 12.59 ± 0.52, 9.65 ± 0.75 ve 1 1.68+0.50 kg/koloni; olarak belirlenmiştir. Davranışsal özelliklerin belirlenmesi ile ilgili olarak yapılan çalışmalar sonucunda, Karniyol, İtalyan ve Muğla genotiplerinin ilk iğneleme için geçen ortalama süre sırasıyla, 30.76±0.84, 32.88±0.75 ve 23.76+0.76 sn; ortalama iğne sayıları 2.58±0.14, 2.25±0.10, 3.64±0.19; Oğul döneminde kolonilerde oluşturulan ortalama yüksük sayıları 6.04±0.73, 9.57+1.23 ve 7.16±1.09 adet/koloni; iki haftalık süredeki ortalama propolis verimleri 1.45 ±0.12, 1.26 + 0.10 ve 2.07 ± 0.28 g/koloni; ortalama polen verimleri ise 52.31+ 3.46, 53.16+4.32 ve 42.69+3.07 g/koloni/3gün olarak belirlenmiştir. Karniyol (Apis mellifera carnica) ve İtalyan (Apis mellifera ligustica) genotip gruplarında, yaşama gücü, arılı çerçeve sayısı ve polen veriminin Muğla (Apis mellifera anatolica) genotipine göre daha yüksek, hırçınlık eğilimlerinin ise daha düşük olduğu belirlenmiştir. Koloni ağırlığı ve yavrulu alan bakımından ise genotip grupları arasında önemli farklılıkların olmadığı (P>0.05) saptanmıştır. Oğul verme eğiliminin Karniyol (Apis mellifera carnica) ve Muğla (Apis mellifera anatolica) genotiplerinde, İtalyan (Apis mellifera ligustica)genotipine göre daha düşük olduğu, propolis veriminin Muğla (Apis mellifera anatolica) genotipinde diğer genotiplere göre daha fazla olduğu, kışlama yeteneğinin ise İtalyan genotipinde daha yüksek olduğu belirlenmiştir. 2003, 72 sayfaÖğe Heavy metals, trace elements and biochemical composition of different honey produce in Turkey(Chemical Publishing Co., 2009) Sahinler, Nuray; Gül, Aziz; Akyoli, Ethem; Öksüz, AbdullahIn this work, the biochemical composition, trace elements and heavy metal contents of honey samples, which were collected from different regions and different botanical origin in Turkey were evaluated. The average content of minerals, moisture, acidity, hydroxymethylfurfural, diastase, invert sugar, pH, sucrose, electrical conductivity and heavy metal contents were determined. The biochemical composition of different botanical originated honeys were determined within the limits of Turkish Standard Institution (TSE), CODEX and EU standards. Level of invert sugar in cotton honey and sucrose level in sunflower honey weren't found agree with TSE and EU standards. In addition to bio- chemical compositions, the presence of Al, Ba, Cd, Co, Cr, Cu, Fe, K, Mg, Mn, Na, Ni, Pb and Zn were determined agree with ICP AES. The highest value of Cr, Cu, K, Mn, Na and Al, contents were found in pine honeydew honey with a levels of 0.50,2.14,1931,1.46,285,7.49 mg kg"1, respectively. The highest level of Cd, Co, Mg, Ni and Pb (0.32, 0.22,103,0.64,1.29 mg kg -1) were found in cotton honey. The highest level of Ba and Zn were determined in multifloral honey with a level of 1.47 ppm and 3.29 ppm, respectively. K, Na and Mg were the major macro elements in all honey samples. This study showed that the source of nectar and ecological regions have an important effect on the bio- chemical compositions, trace elements and heavy metals contents of honey.Öğe Türkiye'de üretilen bazı balların yapısal özelliklerinin gıda güvenliği bakımından araştırılması(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2008) Gül, Aziz; Şahinler, NurayBu çalışmada Türkiye genelinden 200 arıcıdan alınan 600 ve marketlerden 10 tane özel firmaya ait bal örnekleri alınarak biyokimyasal, mineral madde, antibiyotik, pestisit ve naftalin kalıntıları ile balların polen içerikleri analiz edilmiştir. Biyokimyasal bileşenlerle ilgili veriler Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği, AB ve Kodeks standartlarıyla karşılaştırılmıştır.Biyokimyasal analizler sonucunda ortalama kül (% 0.30±0.04), nem (% 19.11±0.10), pH (3.59±0.03), asitlik (28.19±0.98 meq kg-1), diyastaz (22.81±1.04), HMF (8.44±0.76 mg kg-1), elektriksel iletkenlik (0.67±0.07 mS cm-1), protein (% 0.41±0.03), fruktoz (% 39.54±0.73), glikoz (% 32.19±0.71), invert şeker (% 71.67±1.22) ve sakaroz (% 2.24±0.63) değerleri tespit edilmiştir.Yapılan mineral madde analizleri sonucunda ise analizleri yapılan Al (0.83±0.19 ppm), Ba (0.16±0.01 ppm), Ca (74.74±3.61 ppm), Cd (0.00±0.00 ppm), Cr (0.03±0.02 ppm), Cu (0.24±0.09 ppm), Fe (3.00±0.49 ppm), K (534.86±12.58 ppm), Mg (22.87±1.95 ppm), Mn (1.27±0.05 ppm), Na (24.21±3.05 ppm), Ni (0.32±0.04 ppm), P (50.55±1.07 ppm), Pb (0.29±0.0 ppm) ve Zn (1.53±0.20 ppm) elementlerinin değerleri tespit edilmiştir.Türkiye genelinde toplanan tüm bal örneklerinde yapılan antibiyotik analizlerinde % 29.5 oranında sülfonamid, % 3.3 oranında tetracycline, % 11.9 oranında streptomycine kalıntıları içerdiği belirlenmiştir. Pestisit kalıntı analizleri sonucunda ise Türkiye geneli amitraz kalıntı miktarı % 4.7, coumaphos kalıntı miktarı ise % 1.4 olarak tespit edilmiştir. Naftalin kalıntı analizlerinde sonuçlarına göre Ege bölgesinde 4, Doğu Anadolu ve İç Anadolu Bölgelerinden alınan birer örnekte naftalin kalıntısına rastlanmıştır.Bunların yanında toplanan bal örneklerinin temsil ettiği bal çeşidini belirlemek amacıyla polen analizleri yapılarak ballara kaynak teşkil eden dominant nektarlı bitkiler belirlenmiştir. Polen analiz sonucunda Türkiye genelinde alınan örneklerde turunçgiller (Citrus spp.), püren (Erica manipuliflora), pamuk (Gossypium spp.), geven (Astragallus spp.) çam (Pinus nigra), anason (Pimpinella anisum), hayıt (Potentilla tormentilla), okaliptus (eucalyptus spp.), kekik (Thymus vulgaris), yonca (Medicago spp.), adi fiğ (Visia sativa), üçgül (Trifolium spp.), sığır kuyruğu (Verbascum spp.), ayçiçeği (Helianthus annuus), korunga (Onobrychis sativa), deve dikeni (Carduus hamulosus), kestane (Castane sativa), ormangülü (Rhododendron ponticum), ıhlamur (Tilia sylvestris), karaçalı (Polygonum bistorta), arı otu (Phacelia tanacetifolia) ve sarı sütleğen (Euphorbia Helioscopia) polenleri dominant polen olarak belirlenmiştir.Öğe Türkiye'de üretilen bazı monofolaral bal örneklerinin biyokimyasal özelliklerinin belirlenmesi(2016) Gül, Azizbiyokimyasal analiz sonuçları Tablo 1'de verilmiştir. Tablo 1'de görüldüğü üzere bal örneklerinin ortalama nem oranları %19,15 olarak bulunmuştur. Bu değer Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği, Avrupa Birliği ve Kodeks standartlarında belirtilen en fazla %20 sınırının altındadır. Nem oranı %20'nin üzerinde bulunan kestane balının nem içeriği doğal özelliğinden kaynaklanmakta ve genellikle nem oranı yüksek bulunmaktadır (Gül, 2008). Ancak maydanoz ve ayçiçeği ballarının erken hasat nedeniyle tam olarak olgunlaşmadığı ve bu nedenle nem içeriklerinin yüksek olduğu düşünülmektedir. Zira petek yüzeyin 1/2 ya da 2/3'ü sırlanmadan hasat edilen balların nem içerikleri yüksek bulunmaktadır (Genç ve Dodoloğlu, 2011; Doğaroğlu, 1999). Yapılan istatistiki analizler sonucunda bal örneklerinde belirlenen kül, nem, ph, asitlik, elektriksel iletkenlik, HMF, Diastaz sayısı, invert şeker ve sakkaroz miktarı ortalamaları arasındaki farklar istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0,000).Öğe Uşak ilinde arı yetiştiricilerinin sosyo-ekonomik durumu ve arıcılığın teknik özelliklerinin belirlenmesi(Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, 2019) Tabur, Zafer; Gül, AzizAmaç: Bu çalışmada Uşak İlinde arıcılık potansiyelinin araştırılması, arıcıların sosyo-ekonomik yapılarının tespiti, arıcıların sorunlarının belirlenip, bu sorunların çözümüne yönelik önerilerin sunulması amaçlanmıştır. Yöntem ve Bulgular: Çalışmanın ana materyalini Uşak İlinde arıcılık yapan işletmelerden anket yöntemiyle elde edilen veriler oluşturmaktadır. Veriler bu kapsamda Uşak İlinde arıcılık yapan toplam 75 adet işletmede yüz yüze anket yöntemi ile elde edilmiştir. Genel Yorum: Elde edilen bulgulara göre çalışmaya katılan arıcıların yaş ortalaması 53.19 yıl, arıcılık deneyimleri 18.47 yıl olduğu belirlenmiştir. Ayrıca ankete katılan işletmelerin %17.7’sinin asıl mesleğinin arıcılık olduğu, üreticilerin %39.2’sinin gezginci arıcılık yaptığı, koloni başına ortalama bal veriminin 12.2 kg olduğu, arıcıların %30.1’inin ana arıyı 2 yılda 1 değiştirdiği belirlenmiştir. Bununla birlikte arı hastalık ve zararlıları karşılaşılan en önemli sorunlardır. Çalışmanın Önemi ve Etkisi: Uşak ilinde arıcılık faaliyetiyle ilgili bu çalışmadan daha önce yapılan bilimsel bir çalışma mevcut değildir. Yapılan çalışma ile yetiştiricilerin büyük çoğunluğunun arıcılığı bir meslek olarak görmediği, teknik bilgi anlamında yetersiz oldukları ve kaynak bulmakta zorlandıkları, nektar akım döneminin kısa olması sebebiyle bal üretiminin yetersiz olduğu ve alternatif nektar kaynaklarına ihtiyaç duydukları tespit edilmiştir. Elde edilen verilere göre, Uşak İli arı yetiştiricilerinin genel profili ve arıcılık sorunları ortaya konularak bu bölgede ileride yapılacak olan çalışmalara öncülük etmektedir.