Yazar "Karakaş, Esra" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Ailesel hiperkolesterolemi ile birlikte diffüz asendan aorta ve sol ana koroner arter tutulumu : Olgu Sunumu(2013) Büyükkaya, Eyüp; Karakaş, Esra; Bülbül Şen, Bilge; Karakaş, Mehmet FatihAilesel hiperkolesterolemi (AH) ailesel geçiş gösteren, LDLkolesterol metabolizmasındaki bozukluk sonucu plazma LDL düzeyinde artışa neden olan genetik bir hastalıktır. Yüksek serum lipid düzeyi ve LDL-kolesterolün dolaşımdan temizlenememesi nedeniyle hızlı ateroskleroz gelişimi vardır. Bu da erken yaşta koroner arter hastalığı ve aterosklerotik aort oluşumuna neden olur. Aort kökündeki ateromatöz değişiklikler koroner osteal lezyonlara ve aort iç duvarında düzensizliklere yol açmaktadır. Biz de koroner osteal lezyonla birlikte asendan aorta da yaygın tutulumu olan AH'li bir vakayı sunuyoruz.Öğe Bromokriptin direnci olan makroprolaktinomalı bir hastada kabergolin tedavisi ile oluşan gebelik : olgu sunumu(2016) Özsan, Müge; Karakaş, Esra; Eren, Abdülrahim; Burakgazi, Gülen; Üstün, İhsan; Gökçe, CumaliBromokriptin ve kabergolin prolaktinoma tedavisinde kullanılan en yaygın dopamin agonistleridir. Dopamin agonistlerine direnç %10-15 civarında görülmektedir. Kliniğimize amenore ve baş ağrısı şikayeti ile başvuran 19 yaşında kadın hastaya yapılan tetkikler sonucu makroprolaktinoma tanısı konuldu. Başlangıç tedavisine kabergolin ile yanıt alınan hastanın takibinde gebelik istemi olması nedeniyle ilacı kesilip bromokriptin tedavisine geçildi. Bromokriptin 15 mg/gün yaklaşık 1 yıl kullanan hastada tedaviye cevapsızlık görüldüğü için bromokriptin direnci düşünülerek kabergolin tedavisine tekrar geçildi. Kabergolin tedavisi altında gebelik oluşan bu vakada, bromokriptin direncinin makroprolaktinoma takip ve tedavisini güçleştirebileceği ve direnç gelişen hastalarda alternatif ilaçlara geçilerek başarının sağlanabileceği vurgulanmak istenmiştir.Öğe The correlation between infarct size and the QRS axis change after thrombolytic therapy in ST elevation acute myocardial infarction(2012) Karakaş, Mehmet Fatih; Bilen, Emine; Kurt, Mustafa; Arslantaş, Uğur; İpek, Göktürk; Karakaş, Esra; Yüksel, İsa Öner; Saatçi Yaşar, AyşeAmaç: Elektrokardiyografi (EKG) ST yükselmeli akut miyokard infarktüsü (STYAMİ) ile gelen hastalarda prognostik infarkt genişliğini belirlemede pratik ve yönlendirici bir araç olabilir. Bu çalışma ile infarkt genişliği ile trombolitik tedavi sonrası QRS aks değişim miktarı arasında bir ilişki olup olmadığını bulmaya çalıştık. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada trombolitik tedavi alan STYAMİ hastaları retrospektif olarak seçildi. İki EKG’de (trombolitik tedavi öncesindeki ve tedavi sonrası 90. dakikadaki) ortalama QRS aksı bir formül yardımıyla hesaplandı. İnfarkt genişliğini belirlemede belirteç olarak kreatinin kinaz MB (CKMB) kullanıldı. Bulgular: Tüm Mİ altgrupları gözönüne alındığında infarkt genişliği ile QRS aksı değişimi arasında korelasyon saptamadık (p=0.80). Sadece izole inferior Mİ grubunda CKMB ile QRS aksı değişimi arasında iyi derece korelasyon saptadık (r=-0.52 p=0.049). Sonuç: QRS aksı değişimi, trombolitik tedavinin etkinliğinin değerlendirilmesinde ve prognostik infarkt genişliğinin belirlenmesinde çok vurgulanmamış, pratik ve gelecek vadeden bir araç gibi gözükmektedir.Öğe Kardiyak sendrom X'de eritrosit dağılım genişliği (R DW) ile Hs-CRP seviyelerinin incelenmesi(2013) Karakaş, Mehmet Fatih; Büyükkaya, Eyüp; Kurt, Mustafa; Büyükkaya, Şule; Karakaş, Esra; Akçay, Adnan Burak; Şen, NihatAmaç: Kardiyak Sendrom X(KSX), angina pektoris ve objektif iskemi bulgularına rağmen normal koroner arterlerin saptandığı bir tablodur. KSX’ in patogenezinde inflamasyonun rol oynadığı bulunmuştur. Eritrosit dağılım genişliği (RDW), dolaşımdaki eritrositlerin büyüklüğünü gösteren bir indeks olmasının yanında, son çalışmalarda inflamasyonu gösteren bir parametre olarak değerlendirilmeye başlanmıştır. Biz bu çalışmada KSX olan hastalarda inflamasyon ile RDW arasındaki ilişkiyi araştırdık. Yöntem: Bu çalışmaya iskemik bulguların saptandığı koroner anjiyografisi normal olan 35 KSX hastası (KSX grubu), ciddi koroner arter hastalığı bulunan 35 hasta (KAH grubu) ve 34 kontrol hastası alındı. Her üç gruptan RDW ve hs -CRP çalışıldı . Bulgular : KSX grubunda RDW değerleri kontrol grubuna göre artmış bulundu (13.9 ± 1.2 vs 12.9 ±0.7, p < 0.001). Ancak KSX grubu ile KAH grubu arasında fark bulunmadı (13.9 ± 1.2 vs. 14,1 ± 1,1, p: 0. 63). Aynı şekilde KSX ile KAH grubu arasında hs-CRP değerleri arasında fark yoktu(1.03 ± 0.5 vs. 1.05 ± 0.5, p: 0.92). Kontrol grubu nda hs-CRP düzeyi KSX ve KAH grubuna göre anlamlı bir şeki l de düşük bulundu. RDW ile hs- CRP arasında pozitif korelasyon olduğu bulu n du(r=0.24, p: 0.014). Sonuç : RDW, klinikte uzun süredir bilinen ancak inflamatuvar marker olarak yeni kullanılan bir parametre olup KSX olan hasta larda yükselmektedir.Öğe Koroner arter ektazisinde serum pentraksin-3 seviyelerinin incelenmesi(2013) Kurt, Mustafa; Karakaş, Mehmet Fatih; Büyükkaya, Eyup; Büyükkaya, Şule; Karakaş, Esra; Motor, Sedat; Akçay, Adnan Burak; Şen, Nihat; Yalçın, FatihGiriş: Koroner arter ektazisi, koroner arterlerin tamamının veya bir bölümünün arterin normal kısmındaki çapına göre 1.5 kat veya daha fazla olmasıyla karakterize durum olup patofi zyolojisinde infl amasyon, nörohormonal aktivite ve ateroskleroz sorumlu tutulmaktadır. Koroner arter ektazisiyle infl amatuvar belirteçlerin ilişkisini gösteren çalışmalar mevcuttur, ancak koroner arter ektazisinin yeni tanımlanan bir infl amatuvar belirteç olan pentraksin-3 (PTX-3) ile ilişkisi konusunda yeterli veri yoktur. Bu çalışmamızda koroner arter ektazisi hastalarında serum PTX-3 ve yüksek duyarlı (high sensitive) C-reaktif protein (hs-CRP) seviyeleri arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçladık.Hastalar ve Yöntem: Bu çalışmaya anjinal semptomları ve pozitif iskemi bulguları olduğu için koroner anjiyografi yapılan 66 hasta ve 32 kontrol hastası dahil edilmiştir. Hastalar koroner arter hastalığı grubu (n= 32) ve koroner arter ektazisi grubuna ayrılmıştır (n= 34). Serum PTX-3 ve hs-CRP seviyeleri ölçülmüştür.Bulgular: Koroner arter ektazisi ve koroner arter hastalığı grubunda kontrol grubuna göre hs-CRP seviyesi yüksekti (koroner arter hastalığı ve kontrol hastası grubu için, 1.4 ± 0.7 vs. 0.8 ± 0.5, p< 0.001; koroner arter ektazisi ve kontrol hastası grubu için, 1.2 ± 0.5 vs. 0.8 ± 0.5, p< 0.001). Koroner arter hastalığı ve koroner arter ektazisi grubunda PTX-3 seviyeleri arasında (0.67 ± 0.29 vs. 0.66 ± 0.34, p= 0.63) belirgin fark olmamasına karşın koroner arter hastalığı (0.67 ± 0.29 vs. 0.32 ± 0.24, p < 0.001) ve koroner arter ektazisi (0.66 ± 0.34 vs. 0.32 ± 0.24, p< 0.001) grubundaki hastaların PTX-3 seviyesi kontrol grubuna göre daha yüksekti. Korelasyon analizi sonucu serum PTX-3 ve hs-CRP seviyeleri birbirleriyle ilişkili bulundu (Rho= 0.24, p= 0.016). Sonuç: Koroner arter ektazisi olan hastalarda yeni bir infl amatuvar belirteç olan PTX-3 yüksek bulunmuştur. Bu durum infl amasyonun koroner arter ektazisi patofi zyolojisinde önemli bir role sahip olduğunu düşündürmektedirÖğe Koroner yavaş akım olan hastalarda pentraksin -3 düzeyi artmıştır(2013) Büyükkaya, Eyüp; Karakaş, Mehmet Fatih; Kurt, Mustafa; Karakaş, Esra; Büyükkaya, Şule; Akçay, Adnan Burak; Şen, NihatAmaç: Koroner yavaş akım (YKA), anjiyografisinde normal koroner arterlere sahip olup opak maddenin koronerlerin distaline geç ulaşması ile karakterizedir. YKA’ın inflamasyon ve yüksek duyarlıklı C reaktif protein (hs -CRP) gibi inflamatuvar belirteçler ile ilişkisi bilinmektedir. Pentraksin -3 (PTX -3), yeni bir akut faz reaktanı olup CRP gibi pentraksin ailesinin bir üyesidir. Biz bu çalışmada YKA hastalarında PTX - 3 düzeyini araştırdık. Yöntem: Çalışmaya YKA saptanan 25 hasta ve koroner arter hastalığı (KAH) olan 26 hasta alındı. Yavaş koroner akım ve KAH tanısı koroner anjiyografi ile konuldu. Kardiyoloji polikliniğine başvurmuş iskemik bulguların gözlenmediği 24 sağlıklı birey kontrol grubu olarak alındı. Tüm grubun PTX -3 ve hs-CRP çalışıldı . Bulgular : KYA grubundaki hastaların PTX -3 ve hs-CRP seviyesi kontrol grubuna göre daha yüksekti(sırasıyla 0.52 ± 0.2 ng/ml ve 0.20 ±0.08 ng/ml, p< 0.001; 1.1±0.4 mg/dl ve 0.6±0.5 mg/dl, p< 0.001). Ancak KYA grubu ile KAH grubu arasında serum PTX -3 ile hs-CRP seviyesinde fark bulunmadı (sırasıyla 0.52 ± 0.2 ng/ml ve 0.58 ± 0.18 ng/ml, p: 0.24; 1.1 ± 0.4 mg/dl ve 1.1 ± 0.6 mg/dl; p: 0.32). Korelasyon analizi sonucu serum PTX -3 ve hs-CRP seviyeleri birbirleriyle ilişkili bulundu. (Rho=0.34, p: 0.003). Sonuç : PTX -3, yeni bir inflamatuvar marker olup YKA olan hastalarda yükselmiştir ve bu hastalarda inflamatuvar durumu yansıtmada bir belirteçtir.Öğe The serum pentraxin-3 is elevated in patients with cardiac syndrome X(2013) Büyükkaya, Eyüp; Karakaş, Mehmet Fatih; Kurt, Mustafa; Motor, Sedat; Akçay, Adnan Burak; Büyükkaya, Şule; Karakaş, Esra; Şen, NihatAmaç: Kardiyak sendrom X (KSX), anjina pektoris ve objektif iskemi bulgularına rağmen normal koroner arterlerin saptandığı bir tablodur. KSX ile enflamatuvar belirteçler özellikle de yüksek duyarlıklı C-reaktif protein (hs-CRP) arasındaki ilişki iyi bilinmekte olup pentraksin-3 (PTX-3) ile ilişkisi gösterilmemiştir. Bu çalışmada, PTX-3 ile KSX arasındaki ilişki araştırıldı. Çalışma planı: Çalışmaya koroner arter hastalığı (KAH) şüphesi olan toplam 122 hasta (58 kadın, 64 erkek, ortalama yaş 49.6±5.8 yıl) alındı. İskemi bulgusu (efor testi pozitif 50 hasta, miyokart perfüzyon sintigrafisi pozitif 32 hasta) olan hastalara (toplam 82) koroner anjiyografi yapıldı. Normal koroner anjiyografisi olan hastalar (n=41) KSX grubu ve koroner lezyonu olan hastalar (n=41) KAH grubu olarak kabul edildi. İskemi bulgusu olmayan hastalar kontrol grubuna alındı. Her üç grupta PTX-3 ve hs-CRP düzeyleri araştırıldı. Bulgular: Kardiyak sendrom X grubunda PTX-3 değerleri kontrol grubuna göre yüksek bulundu (0.46±0.16 ve 0.23±0.09 ng/ml, p<0.001). Ancak KSX grubu ile KAH grubu arasında serum PTX-3 ile hs-CRP düzeyleri yönünden anlamlı fark bulunmadı (PTX-3: 0.46±0.16 ve 0.51±0.13 ng/ ml, p=0.21; hs-CRP: 1.04±0.45 ve 1.16±0.64 mg/dl, p=0.62). Kontrol grubunda hs-CRP düzeyi (0.73±0.51 mg/dl), KSX (1.04±0.45 mg/dl) ve KAH (1.16±0.64) grubuna göre anlamlı bir şekilde düşük bulundu (sırasıyla, p=0.03 ve p=0.002). PTX-3 ile hs-CRP arasında pozitif bağıntı olduğu gözlendi (r=0.30, p=0.001). Sonuç: Pentraksin-3 yeni bir enflamatuvar belirteç olup, KSX’li hastalarda iyi bilinen enflamatuvar belirteçlerden olan hs-CRP gibi yükselmektedir. PTX-3, KSX’li hastalarda enflamatuvar durumu yansıtan bir biyobelirteç olabilir.